Ana içeriğe atla
14 Ekim 2010 tarihinde monanaza tarafından gönderildi

Einstein kadar zeki bir Türk kadını

30 yaşında NASA'ya girdi. Evrenin sırlarıyla ilgili çalışmalarıyla "en önemli bilim insanlarından biri" olarak gösteriliyor...

 

Feryal Özel... Albert Einstein, John Nash gibi ünlü bilim adamlarının yer aldığı 20 kişilik 'Büyük Fikirler' listesine girmeyi başaran bir astrofizik profesörü. Bilim çevrelerinde dünyanın en akıllı kadınlarından biri olarak nitelendirilen Özel, 30 yaşındayken profesör olup, NASA'ya girmiş. Arizona Üniversitesi'nde görev yapan Özel, "Benim beynim bilimle çalışıyor" diyor. Novartis Bilim Ödülleri Günü'ne katılmak için Türkiye'ye gelen 35 yaşındaki astrofizik profesörü, Türk medyasının ilgi odağı oldu. Doktor bir anne ve baba ile kimya profesörü bir teyzenin olduğu bir ortamda büyüyen ve daha çocukluk yıllarında maddenin yapısını merak edip araştıran Özel, sorularımızı yanıtladı.

 

ÇALIŞMALARINA ABD'DEN DESTEK

Özel, 'Büyük Fikirler' listesine nasıl girdiğini şöyle anlattı: "O listeye girmeme neden olan çalışmalarım, nötron yıldızları konusunda. Nötron yıldızları da, evrenin en yoğun cisimleri. Bir kaşığı tonlar ağırlığında. Ben de bunun peşinden gidiyorum. Kara deliklerin, nötron yıldızlarının manyetik alanları üzerine, galaksininin oluşması ve galaksiden yayılan ışıkların evreni aydınlatması ile ilgili çalışmalarım var. NASA sponsorluk yapıyor. ABD'deki Ulusal Bilim Kurumu'ndan da destek alıyorum."

HİÇ IQ TESTİ YAPTIRMADIM

Özel, hakkında "Dünyanın en akıllı kadını" nitelemesi yapılmasıyla ilgili "Hiç IQ testi yaptırmadım. Zekâ başarıya yol açan faktörlerden sadece birisi. Emek, akıldan çok daha ön planda" diyor. Özel, "Dünyaya bir daha gelseniz yine bu alanı mı seçerdiniz?" sorusuna da, "Herhalde yine bilim olurdu. Çünkü benim beynim öyle çalışıyor. Meraklarım ve soru soruş şeklim hep bilime yönelik. 'Astrofizik mi, başka bir dal mı?' olurdu ama onu bilmiyorum" cevabını verdi.

 

NASA Bilim IQ Türk Albert Einstein Feryal Özel Turkish Women Büyük Fikirler Astrofizik Astrofizik Profesörü John Nash

Yorumlar

5 Temmuz 2007 tarihli Tempo dergisinde yayınlanan bir makalede, astrofizik dalında çalışmalar yapan Feryal Özel'in açıklamalarına yer verildi. Özel'in çalışmaları ve başarılarının konu alındığı bu yazıda, Özel'in bilgi eksikliğine sahip olduğu bir konu vardı ki o da evrim teorisiydi.

Özel, söz konusu röportajda, evrim teorisinin çok fazla kanıt ile delillendirilmiş bir teori olduğunu öne sürüyor ve gerçekte hayali varsayımlardan ibaret olan evrimin görülememesinin "gerizekalılık" olduğunu öne sürüyordu. Daha da ileri giderek insanların evrimi reddetmesini "kör cahillik" olarak tanımlıyordu. Özel ayrıca yazısında, canlıların Allah tarafından yaratıldığı gerçeğini de inkar ediyordu.

FeryalOysa Özel'den, büyük bir sadakatle savunduğu evrim delillerini sayması istense, muhtemelen vereceği cevap, Darwin'den bu yana yaklaşık 150 yıldır tüm koyu Darwinistlerin dönüp dolaşıp tekrar ettikleri ve her biri bilim dışı olan evrim efsaneleri olacaktır. Bu efsanelerin en yaygın olanları şu şekilde sıralanabilir.

1) Darwinizm taraftarlarııı, "bilim adamlarıının yaptıkları deneyler, yaşamın kimyasal reaksiyonlarla kendi kendine başlayabileceğini göstermiştir" diye iddia ederler. Oysa bunu gösteren tek bir deney bile yoktur üstelik böyle bir şeyin teorik düzeyde bile mümkün olmadığı ortaya çıkmıştır. (bu konudaki detaylı açıklama ve deliller için bkz. Bir Zamanlar Yaşam Basit Sanılıyordu)

2) Evrim teorisini (Darwinizm) savunanlar, canlı fosillerinin, dünya üzerinde bir evrim süreci yaşandığını kanıtladığını zannederler. Ancak bunun tam tersine bütün fosiller, Darwin'in evrim teorisiyle tamamen zıt bir "doğa tarihi" ortaya çıkarmıştır. Günümüzde son derece zengin olan fosil kayıtları, tüm canlıların ilk yeryüzünde var oldukları günden bu yana hiçbir değişim geçirmediklerini, tüm özellikleriyle birlikte bir anda yaratıldıklarını göstermiştir. (bkz. Bir Zamanlar Fosiller Evrim Kanıtı Sanılıyordu)

3) Darwinistler, ünlü fosil Archaeopteryx'in, sürüngenlerin kuşlara evrimleştiği iddialarını ispatladığını zannederler. Ancak Archaeopteryx'in, uçucu, gerçek bir kuş olduğu anlaşılmış ve onun atası olarak gösterilebilecek tek bir tane bile sürüngen bulunamamıştır. (bkz. Yakın Zamana Kadar Dino-kuş Masalları Vardı)

4) At serileri olarak bilinen fosillerin, günümüz atının daha küçük boyuttaki memelilerden evrimleştiğini gösterdiğini sanırlar. Oysa at serilerinin tam bir bilimsel fiyasko ve bir evrim sahtekarlığı olduğu ortaya çıkmıştır. Hatta, atın atası olarak gösterdikleri bazı canlıların gerçekte atlardan çok daha yaşlı oldukları, yani aralarında evrimcilerin iddia ettikleri gibi bir geçiş olamayacağı görülmüştür. (bkz. Bir Zamanlar At Serileri Senaryosu Vardı)

5) İngiltere'nin ünlü Biberli kelebeklerinin doğal seleksiyonla evrim teorisinin (Darwinizm) yaşanmış bir kanıtı olduğunu sanırlar. Oysa bu çok büyük bir evrim sahtekarlığıdır. Söz konusu kelebekler ağaç gövdelerine tutkalla yapıştırılmış ölü kelebeklerdir ve evrimleşme ile hiçbir ilgileri yoktur. (bkz. Bir Zamanlar "Biberli Kelebekler" Hikayesi Vardı)

6) Evrim teorisi (Darwinizm) insanın maymunlarla ortak bir atadan geldiğini gösteren "maymun adamlara" dair fosil kalıntılarının ve izlerin olduğunu iddia eder. Oysa bu konudaki iddiaların tümü sadece önyargıya dayanmakta, evrimciler bile "insanın evrimi konusunda kanıt yok" demek zorunda kalmaktadırlar.

7) Darwinistler, insanla diğer canlıların embriyolarının anne rahminde (veya yumurtada) aynı "evrim süreci"ni geçirdiklerini zannederler. Oysa bu iddia, bir bilim sahtekarlığıdır. İddianın sahibi olan Haeckel adlı evrimci bilim adamı, embriyo çizimlerinde kasıtlı değişiklikler yapmış ve bu sahtekarlığı itiraf etmiştir. Artık evrim teorisini (Darwinizm) savunanlar dahi bu iddiayı bilim dışı bir sahtekarlık olarak kabul etmektedirler. (bkz. Bir Zamanlar Evrimin "Embriyolojik Kanıtı Var" Sanılıyordu)

8) Darwinistler, insanda ve diğer canlılarda işlevsiz, "körelmiş" organlar olduğunu zannederler. Hatta DNA'nın bile büyük kısmının işlevsiz, "Hurda DNA" olduğunu sanırlar. Oysa bütün bu iddiaların, bilimsel cehaletten doğduğu anlaşılmış, zaman geçtikçe ve bilim ilerledikçe hem organların hem de genlerin tümünün önemli görevlerinin olduğu ortaya çıkmıştır. (bkz. Bir Zamanlar Hatalı Tasarımlar Hikayesi Vardı)

9) Darwinistler bir canlı türünün kendi içinde yaşadığı "varyasyonu" (çeşitliliği) çok güçlü bir evrim kanıtı zannederler. Oysa bu değişimler canlının kendi genetik bilgisi dahilinde olan değişikliklerdir, bunlar yeni biyolojik bilgi, yani yeni organlar üretemez; dolayısıyla evrim sağlayamazlar. (bkz. Bir Zamanlar Türlerin Kökeni "Türleşme" Sanılıyordu)

Tüm bunlardan habersiz olan veya habersiz gibi görünmeyi tercih eden ve ideolojilerine bağlı tüm Darwinistler, son dönemde yoğun olarak ortaya konan kesin Yaratılış delillerinden rahatsız olmuş, bundan dolayı kendi ifadeleriyle "deliye dönmüş"lerdir. Bu ani yenilginin yıkıcı etkisi, tüm Darwinistlerde üzerinde görülmüştür. Evrimin geçersizliğini açıkça ortaya koyan fosil örneklerinin sergilenmesiyle, bu delillerin dev atlaslarla tüm dünyaya tanıtılmasıyla büyük bir hezeyana kapılan Darwinistler radikal tepkiler vermektedirler. Nitekim Özel de beklenen tepkiyi vermiş, Darwinizm'in ölüm ilanının kesin ve net delillerle ortaya konmasından dolayı şoka uğramış, büyük bir yıkım yaşamıştır.

Bir bilim adamının yapması gereken, bilimsel kanıtlar doğrultusunda düşünmesi ve mikrobiyolojinin, genetiğin, paleontolojinin, biyolojinin, biyomatematiğin gösterdiği doğrulara objektif olarak bakabilmesidir. Eğer bunu başarabilirse, kendisini "deliye döndürdüğünü" ifade ettiği bazı gerçeklerin aslında tüm varlığını, kendi bedenini, yaşamını, etrafındaki canlılığı, üzerinde yaşadığı dünyayı sarıp kuşatan bilimsel gerçekler olduğunu anlayabilecektir. Fakat bunun için, zeka, bilgi, başarı değil; ön yargılardan arınmış, saf, muhakeme yapabilen, doğruyu yanlıştan ayırabilen bir "akıl" gerekmektedir.

Feryal Özel'e ve Tempo dergisine tavsiyemiz, bilimsel konularda yorum yapmadan önce bilimsel gerçekleri her yönüyle araştırıp bunları dikkate almaları ve okuyucularına ön yargılardan sıyrılmış, doğru bilgiler sunmalarıdır. Bilimsel gerçekler, tüm delilleriyle yanlızca Yaratılış gerçeğini göstermekte, evrim teorisini kesin ve net olarak reddetmektedir.
Harun Yahya'nın makalesinden alıntıdır..

Bu evrim tartışmaları oldukça saçma geliyor bana özellikle neden hep din adamı temelliler evrım yok derken bılım adamları evrım var derler anlamak lazım.. Öncelıkle dın temellı bılımsel calısma yapanlara sunu anlatmak lazım Her şeyi yaratan bır Tanrı nın varlıgını kanıtlamaya çalışmak sıze dusmez bırakın bu işleri hep antı tez antı tez yahu doğrudur yanlıstır Darwın denılen adam yıllarca denızlerde dolaşmıs cızımler yapmıs 100 kusur sene once hıc bır teknolojık olanagı olmadan bır kuram yaratmıs yanı ne yapmış ÇALIŞMIŞ ve o zamana kadar olmayan bır seyler soylemıs ha yanlıstır dogrudur. sızde calısın sızde soylenmeyenı soyleyın de bırılerı de sızı tartıssın ya.

Bır de merak edıyorum Dın kıtaplarında anlatılan hangı net bılgıler evrımın olmadıgını soylemekte ? yanı evrım sadece ınsanın maymundan gelmesı degılkı ? kendı vucudumuzda bıle korelen kullanılmayan ve belkıde 1-2 nesıl sonra olmayacak organlar var ... yanı tum evren bır devınım ıcınde değişim icinde en nıhayetınde bu gelişimi de evrım olarak tanımlayabılırız ..

neyse Kadın nasa ya gozu kaşı guzel dıye alınmamıs bır ınsan astrofızıkte dunyanın en ıyılerınden bırı ıse dıger konularda da bır gorusu olması ve bu goruslerın de ortalama ınsan dan daha mantıklı ve dogruya yakın olma olasılıgı hıc suphe yokkı daha fazladır...

ben kendı gorusumu hep soyluyorum Evrıme ınanıyorum ancak ınsanların bu evrım surecınde doğal olmayan bır sekılde dunyada var olduklarını soyluyorum ıster darvınıst olsun ıster dın temellı karsıtları olsun her turlu tartısırım ben kendı gorusumden mutluyum...

 

saygılar

 

 

Din temelli bilimsel çalışmalar yapan insanların,tanrının varlığını kanıtlamaya çalışması gayet olağan ve doğaldır.Ben bunda bir sakınca göremiyorum..Her ne kadar darwinizm destekleyicileri evrim teorisine inanıp bunu adeta bir din haline getirmişse,ve yine darvinizm destekleyicilerinin, evrimin varlığını kabul etmelerinin altında aslında tanrının yokluğunu kabul etmelerinin olduğunu bildiğimize göre,bırakalımda evrim vardır diyenlere,din temelli bilim insanlarıda tanrının varlığını kanıtlamaya çalışsın...Din temellilerin evrim yok demeleri bir yaratıcının var olduğu demektir..Bütün bilim adamları  evrim var dediklerinde ise bir yaratıcının olmadığı anlamı çıkar..Fakat buna dikkat çekmek istiyorum ki; ben bütün bilim adamlarının evrim var dediklerini hiç duymadım..Bazıları müstesna...Onlarda bellidir zaten..

Din kitaplarında (kuranda) evet evrimin nasıl olduğu konusunda çok açık net bilgiler yoktur..Çünkü kuran sadece konu başlıklarını yazar,detay ve çok ince hassas bilgileri ise yaratıcının insana verdiği akıl ile insan kendi çözer..Ayrıca daha da önemlisi peygamberler sayesinde insan bu ayrıntılı bilgileri elde eder..Peygamberlerin gönderilme sebeplerinden biride budur..

Kuranda ilk yaratılış ile ilgili olarak yaratıcı adem as.gösterir.Ve adem as.nasıl yarattığını anlatır,ve adem as.bir insan biçiminde olduğunu,ona eşyanın tabiyetini öğrettiğini (yani yeryüzündeki her şeyin ne olduğunu ince ayrıntılı olarak öğretmesi) söylemektedir..İlk yaratılışta yaratıcının insanı nasıl yarattığı burada bellidir.. İnsanın nasıl bir yapısı olduğunun bundan daha başka net bir kanıtı olmaması lazım her halde..Yaratıcı ilk önce konuşan,anlayan,öğrenen düşünen bir insan yarattığı halde neden sonradan konuşamayan düşünemeyen adeta hayvansı bir insan yaratıp,bunun gelişimini beklesin...

Birilerinin netleşmeyen ve ne olduğu belirsiz verilerine göre evrime inanmak doğal olamaz..

teşekkürler....

 

Sayın Muzaffer arkadaşım;

bazı konularda aynı fıkırdeyız ben darwınıstler dogrudur demıyorum zaten ama onlar ne kadar kendı fıkırlerınde sabıt ıseler dın temellı araştırmacılarda o kadar sabıt fıkırlı yanı ıkı tarafta bırbırının aynı sonucta Kutsal kitaplarda yazan ve anlatılan hikayelerin doğruluğu ispatlanamaz ama ınanılır. Yanı demek ıstedıgım şu dur ki bu olay değirmende su dovmek gıbı ne bırısı çıkıp Kutsal kitaplardaki hikayeleri spatlayabılır nede diğerleri maymundan geldiğimizi . Burda benım fıkrım sızınkı ıle aynı olmasına rağmen ( maymundan gelmedıgımız ) temelde ufak farklı ınanıslarımız var sız Adem den uredık dıyorsunuz ben ıse kımden bılmem ama zekı ınsan formunun dunya dakı evrım surecınden bagımsız olarak yapıldığı gorusundeyım.Yanı aynı seyı soyluyoruz :)))

 

 

Evet zeki insan formu ayrı olarak oluşturulmuş olup,dünyada olmayan evrim ve mutasyon ile bir ilişkisinin olmadığını söylüyorum..Aynı şekilde inanıyoruz yani..

Ben zaten içinden çıkılması zor olan bu konu için insanların önce kendi aklı ile hareket etmeleri gerektiğini söyledim..Yani aslında bu tarz bir konunun anatomisini incelerken birazda insanların mantıklarını zorlaması gerektiğini,hani elinizi vicdanınıza koyun derler ya işte birazda böyle düşünmek gerekiyor..

 

harun yahya da kim?.insanları bilimden uzaklaştırmaya çalışan biri sadece..sağa sola laf atacağına evrimin olmadığını kanıtlasın..boş keseden atmak kolay..darwin hiçbir zaman insanların maymundan türediğini söylememiştir,genetik benzerlik var demiştir,ama ne zaman olsa sanki öyle söylenmiş gibi arkasına sığınır..tabi bu söylemler Müslüman camiada taraftar bulur,Dünyanın geri kalanı o yüzden bizden 300 sene önde..biz daha akıllıyız..şimdi bu sözlerimi yine çarpıtıp yazılar yazan olur..ama kabul edilsede edilmese evrim vardır..

oyle komık seyler soyluyoruz kı şaşırıyorum ya ... mılyonlarca kez evrımın olmadıgı kanıtlandı demıssınız yahu ıkı goruste ıspatlanması çok zor durumda gozlemlemeden bılmek ıcın . fosıllerı tarıhsel sıraya koymak ımkansıza yakın neredeyse hep belırlı bır hata marjı ıle calısılıyor ote yandan yaradışılı ıspat etmek ıse neredeyse ımkansız cunkı Tanrı nın varlığını ıspat etmek gerekır kı heralde onun da kolay oldugu soylenemez ? ee bu durumda neyı nasıl kanıtlamıs nerde kanıtlamıs al bırını vur otekıne olur..

 

Evrimin olmadığı kanıtlandı diyorum ama hangi evrimden bahsediyoruz, maymundan gelme saçmalıkları falan.. Yani çok büyük bir evrim geçirmedik.. Evrim geçirdik fakat darwin'in dediği gibi bir evrim değil. Kutsal kitabım olan Kuranda evrim var arkadaşım "İnsan Suresi 1. ayet"ten size bir örnek: "İnsanoğlu, var edilip bahse değer birşey olana kadar, şüphesiz uzun bir zaman geçmemiş midir?".. evet bi ara açıp bakarsınız.. bir çok yerindede geçiyor yani.. Ben sadece Harun Yahya'nın bu hanfendi hakkındaki görüşlerinide söyleyeyim deim. Bu olayı bu kadar büyütmenin alemi yok.. Evrimin tartışılacağı konu başlığıda burası değil zaten :)

burada bahsetmek istediğim insan "insan" olarak evrim geçirmiş ve buna da devam ediyor. Anlatmak istediğim maymundan falan gelmedik, insandık belki vahşiydik, belki canavardık ama sonuçta şu anda medeni bir haldeyiz bu da evrimin olduğu fakat insan olarak evrim geçirdiğimizi gösteriyor.

Aynen öyle,insan olarak yaratıldık ve insan olarak yeryüzünde yaşamaya devam ediyoruz..Bölgesel olarak bir takım değişiklikler olmuş ve olmaktadır..Eskimolarla sahrada yaşayan insanlar tabii ki binlerce yıldır bulundukları ortama adaptasyon için bazı değişiklikler gösterecektir..Tıpkı darwin in ispinozları gibi..

Fakat bu değişim evrim anlamına gelmemektedir..Yani insan insan olarak yaratılmıştır..Biz yaratılmıştır derken bunu yani yaratılmayı malum darwinistler kabul etmiyor,ve yaratılışın ötesinde canlıların nasıl yeryüzünde oluştuklarınıda nedense bir türlü açıklayamıyorlar.. Tesadüf diyorlar,nasıl bir tesadüfse artık...

 

Evrim ile ilgili olarak bir astrofizik profesörünün inandığı ve söylediği bilgilerin geçerli olabilmesi için kesin ve net kanıtlarla gelmesi gerekir..Kendi alanının dışında bilmeden fikir yürütüp bunu basın açıklaması ile gündeme getirmek yanlış..Bu bazı bilim adamlarının zaman zaman yaptıkları bir durumdur.Sonra ben öyle demek istemedim yanlış anlaşıldı vs.. şeklinde sıralanan iyileştirici sözler..

Burada önemli olan bir astrofizik prof.ünün söyledikleri veya harun yahya nın söyledikleri değil..Çünkü bu konuda iki ayrı zıt kutup olup tamamen birbirinden farklı olarak düşünüp şimdiye kadar da kimilerine göre bir çözüme ulaşılmamış bir konudur bu..Bunu yani evrim teorisi varmı,oldumu,yoksa evrim bir yalanmı,yokmu sorusunun en akıllıca çözümü şu anda bütün dünyada buna yani evrim teorisine darwinizm'e nasıl bakıldığının incelenmesi ile anlaşılacaktır..

Dünyanın saygın bilim çevreleri,bilim adamları,akademisyenleri,konu ile ilişkili üniversiteleri şu anda evrimi nasıl görüyor,evrimi nasıl tanımlayıp açıklamasını nasıl yapıyor ise doğrusu ve aslı odur..Batıda ve amerikada,ve uzakdoğuda bu konuya nasıl bakılıyor bunuda bilmek gerekir..

Konunun uzmanı olmayan insanların açıklamalarının yersiz ve anlamsız olacağını ve asla bir sonuç çıkarılamayacağını bilmemiz gerekir...

 

Dogal seleksıyon coktu baba hemde baslamadan.Bunllar her zmankı gıbı abdnın fılm senaryoları ama admalar guzel fılm yapıyorlar.muslumanlar neden gerı kaldı evrımı kabul etmedıgı ıcınmı hayır.evrım sacmalıgı dıye bısey var.cıkardıkları ılerı surulen kafatasları bılmem eskı maymun soyları hıkaye.bunu 3yasındakı cocuk bılıyo zaten esas mevzu bu dehanın bayanın yanı neden bızle calısmadıgı cok acık ah su egıtım varya.adamlar ıyı bu konuda guzel paralar yatırıyorlar cunku bılıyorlar bu olayla para kazanıyorlar guclenıyorlar ıste gerı kalma mevzusu burda onemlı.bı turku daha kacırdık elımızden ıyı yada kotu yaptı bılmıyrum ama kadın dehset abı burda ne olacaktı yanı yalandan profesor.ıste tek sorun burda...

İnançlarımızı bilimsel bir gerçekmiş gibi savunuyoruz, fakat bilim adamları düşüncesini açıklayınca kızıyoruz :)

Yaratılış inanca dayalı bir olgu. Bilim adamları elbette bunu savunamaz (inansalar dahi).

Evrim ise gözleme dayalı bir teori. Ama doğrudur, ama yanlıştır. Karşı savunması inanç ile yapılmamalı bence.

 

Evrime inananlara karşı,inanmayanların savunması inanç ile yapılmıyor zaten.. İnancını öne çıkarıp,ben inançlıyım o halde evrim yoktur diyen olmuyor..Bu savunma ve ıspat bilimsel gerçeklerle yapılıyor..Şu anda evrimin olmadığı kesinlik kazanmışken buna rağmen yinede karşı tarafın tatminsizliği söz konusu oluyor..Evrimi araştıran bütün araştırmacıların bir tarafta olduğu söylenemez..Evrime inananlarda var,inanmayanlarda var,ve her iki taraf ta ortaklaşa evrimi araştırıyor..

Evrimin olmadığını savunan bilim adamları pekala evrim yoktur diyebiliyor,evrimin olduğunu savunanlarda pekala evrim vardır diyebiliyor..Ve bu araştırmalar senin inancın benim inancım olarak değil,var olan gerçekler kullanılarak yapılıyor..Yani bilim ile mantık ve akıl ile bu araştırmalar yapılıyor..

 

Araştırmaları değil buradaki savunmaları söylüyorum arkadaşım.

Mesela senin "Şu anda evrimin olmadığı kesinlik kazanmışken buna rağmen yinede karşı tarafın tatminsizliği söz konusu oluyor" lafının bilimsel bir yanı yok, tamamen kişisel inancın (ki inanç olduğu sürece beni ilgilendirmiyor :) ), ama kesinlik kazanan birşey yok.

Evrimin olmadığına dair bilimsel bir delilin aksine eldeki tüm deliller evrimin olabileceğini düşündürüyor.

Benim düşüncelerime katılmayabilirsiniz fakat ben evrimi bu şekilde idrak edip böyle düşünüyorum..Bu benim inancım..ve sizin evrimin olup olmadığı konusunu yeterince araştırmadığınız belli oluyor..

"Evrimin olmadığına dair bilimsel bir delilin aksine eldeki tüm deliller evrimin olabileceğini düşündürüyor".diyorsunuz  bunu derken benim dediğim gibi sizde böyle düşünmekle karşı taraf sayılırsınız ve evet sizde kendi inandığınızı desteklemeye devam ediyorsunuz ve benim inancımın sizi ilgilendirmediğini söylüyorsunuz,ve bende aynı soruyu size soruyorum,diyorumki hangi delillere dayanarak eldeki tüm deliller evrimin olabileceğini gösteriyor..Eldeki tüm veriler zaten olmadığını göstermiyormu..Sadece bir delil gösterin, mesela ara geçiş dönemine ait bir fosil olabilir :)

"ve sizin evrimin olup olmadığı konusunu yeterince araştırmadığınız belli oluyor.." demişsiniz, nereden belli oluyor? Sizden farklı düşünen bilim adamları ile aynı fikirde olmamdan mı? Şu ara geçiş formu bulunamadı masalından dolayı mı? Harun Yahya adı altında tek işi başka belgesellerden görüntü çalıp montajlamak olan adama inanmadığım, araştırıp incelediğim için mi?

Her konuda dini bir yaklaşım sergiliyorsunuz, sizin kişisel uslubunuz böyle diye düşünüp yorum yapmamaya çalışıyorum. Özellikle din konusunda yazışmak oldukça riskli, herkes aşırı hassas olabiliyor, umarım bu yazışmamız da o hassaslıklara kurban gitmez.

Konuya dönersek, evrimin her aşaması delillerle önümüzde, yaratılışın ise hiçbir delili yok (doğal olarak).

Mutasyon, doğal seleksiyon ve fosiller elimizdeki deliller. Gözlemlerle de her türlü canlının bulunduğu ortam ile etkileşim içinde olduğu, ortamdan etkilenerek çeşitli özelliklerin baskın çıktığını kendiniz de tespit edebilirsiniz.

Bir bardak kırmızı renkli mürekkebe bir damla mavi mürekkep damlattığınızda rengi bir önceki renginden çok farklı olmaz, yeterli miktarda renk değişikliği için çok fazla sayıda mavi renkli mürekkep eklemek gerekecektir. Bu geçiş aşamasında maymunlar ile insanların ortak atadan geliyor olduğunu varsayın, bizim mutasyonlarımız ile maymunların mutasyonu farklı özellikler katmış ve farklı yaratıklar olmuşuz. Ortak atamız ile şu anki insan arasında ara geçiş formu denilen ise kırmızı ile mor (kırmızı+mavi) mürekkep arasındaki renk geçişlerinin hepsidir, bulunan fosillerin hepsi yani. Ama evrime karşı çıkmaya çalışanların istedikleri ise bardağın içindeki mürekkebin kırmızı ve mavi karışmadan duruyor olarak bir örneğinin bulunması, yani yaratığın üstü insan altı ise ilkel ortak ataya ait olmalı, yada tam tersi.

Böyle bir evrim zaten yok. Ama evrim var.

kırmızı mürekkep ile mavi mürekkebin bu konuya nasıl bir örnek teşkil edebileceğini düşünmek istemiyorum çünkü kimyevi bir deney ile bu konuya böyle bir örnek veremezsiniz. "maymunlar ile insanların ortak atadan geliyor olduğunu varsayın" derken bunu neden varsayalım,olmayan bir şeyi var sayamayız.Harun yahya ise bu konunun en alt halkası harun yahyadan bu konuyu akademik olarak araştıran bilim adamlarına göre ne.

"Her konuda dini bir yaklaşım sergiliyorsunuz, sizin kişisel uslubunuz böyle diye düşünüp yorum yapmamaya çalışıyorum. Özellikle din konusunda yazışmak oldukça riskli, herkes aşırı hassas olabiliyor, umarım bu yazışmamız da o hassaslıklara kurban gitmez". diyorsunuz,bu sözlerinize asla katılmıyorum..Yazılarımı hangi içeriklere nasıl yazdığıma iyi bakın ve kestirmeden bana dini yazıyorsunuz demeyin :)

"yaratılışın ise hiçbir delili yok" diye söyleyip sonrada bana her  konuda dini bir yaklaşım sergiliyorsunuz diyorsunuz. ve doğal olarakta benim size göre dini yaklaşım, bana göre ise bilimsel ve gayet doğal yaklaşım olan yazılar yazıyorum..

Kırmızı mürekkep ile mavi mürekkebin ne anlatmak istediğini anladığınızı tahmin ediyorum, aksini düşünmek istemem.

O sebeple ciddiye alınmadığım bir ortamda da tartışmaya devam etmeyeceğimi belirtir size hoş sohbetler dilerim arkadaşım.

 umarım bu yazışmamız da o hassaslıklara kurban gitmez..dediniz ve siz konuyu hiç hoş olmayan bir biçimde kapattınız.mürekkep misalinin ne anlatmak istediğini anladım tabiiki,fakat bu misal bu konuya bir anlam veremez demek istedim..üzdüğümü düşünüyorsanız yanılıyorsunuz ve sizi ciddiye almasaydım bütün gün ve gece bilgisayar başında size zaman harcamazdım.benim için değerli olduğunuzu söylemek istiyorum.Yinede her şey için teşekkürler,böyle olmamalıydı...

Kusura bakmayın ancak verdiğim örneği "anlamsız", varsayım yürütmemi "varsayamam ki yok çünkü" gibi cevaplamanız karşısında ne dememi bekliyorsunuz?

Örnek gayet net bir biçimde mutasyonun ve doğal seleksiyonun uzun süreçte yaptığı değişiklikleri anlatıyor.

Varsayım ise olduğunu kabul etmediğiniz şeyler üzerinde düşünmeniz için yapılır zaten.

Hassas bir konu olup hassaslığa kurban gitmesi ayrı bir olay, varsayımların bile kabul edilmemesi ayrı bir olay.

O yazıma cevap olarak sunduğum fikre karşı yorumunuzu yapmadığınız, sadece fikrimi varsayamayacağınızı söylemeniz sebebiyle ciddiye alınmadığımı belirttim.

Ciddiye alıyor iseniz lütfen örnek ve varsayım üzerine bir yorum getirin.

"benim için değerli olduğunuzu söylemek istiyorum" lafınızı aynen iade ediyorum :)

Elbette ki siz de benim için değerlisiniz.

 

Sayın id..Siz hala kendi inandığınızı örnek gösterip bana "örnek ve varsayım üzerine bir yorum getirin" diyorsunuz..Ve o zaman buradan da şu sonuç çıkıyor;sizin fikirleriniz değil benim fikirlerim önemli ve geçerlidir demek istiyorsunuz,peki öyle olsun...

Neyse konu ile ilgili olarak mürekkep meselesi için şunu söylemek istiyorum..Bir bardağın içine neden kırmızı ve mavi mürekkep yerine zeytinyağı ve su koymuyorsunuz?..

.. kırmızı ve mavi mürekkebin karışımından meydana gelen mor rengin ara geçiş formları olduğunu anlatmaya çalışmışsınız fakat yine söylüyorum bu şekilde iki ayrı rengi karıştırıp meydana çıkan mor rengi ara geçiş formları olarak var sayamazsınız..

Bu renk deneyi evrimcilerin veya sizin konuyu temsil edemeyecek olan bir deneyinizden başka bir şey ifade etmez..Bunu düşünmek istemiyorum diye yazmamın sebebi budur..

Eğer siz bir bardağa  kırmızı-mavi mürekkep koyup karıştıkça ortaya çıkan mor rengin ara geçiş formları olduğunu söyleyebiliyor iseniz,bende yukarıda belirttiğim gibi bir bardağın içine sadece zeytinyağı ve su koyup gözlemlerinizi buna göre yapmanızı istiyorum..

 

Siz bana sorduğunuz için size açıklama yapmaya çabaladım Muzaffer arkadaşım, yoksa ne mürekkeple ne de zeytinyağı ile tam olarak açıklanabilinir evrim teorisi.

Benim varsayımım doğrudur demedim, ara geçiş formu diye uydurma bir şeyin olmadığını anlatmaya çabaladım. Anlatamadıysam kendi eksikliğimdendir.

Kuşların dinazorlardan geldiğini, maymunların ve insanların ortak atalarının olduğunu, doğal seleksiyonu, mutasyonları v.b. görmezden geliyorsanız, bütün canlıların hep beraber dünyaya geldiğini düşünüyorsanız sanırım gezegenlerin de hepsinin birden oluştuğunu, big bang gibi bir olayın olmadığını düşünüyorsunuzdur diye tahmin ediyorum, bana oldukça ilginç geliyor bu düşünceniz.

Evrimin olmadığını gösteren din kitaplarının yorumcuları dışında bir örnek gösterirseniz çok sevineceğim.

Şuna bir bak istersen..

Korkunç sürüngen anlamına gelen "dinozor" sık sık duyduğumuz, pek de yabancı olmadığımız bir kelime. Bu yaratıklar, fosillerinden anladığımız kadarıyla 225 milyon yıl önce yeryüzünde yaşamaya başladılar ve 65 milyon yıl önce aniden tamamen yok oldular.

Halkın merakını uyandıran bu yaratıkların gündeme gelmesi, eskiden beri bazı yerli ve yabancı dergilere evrim konusuna zemin hazırlama fırsatı verir. Mesela TÜBİTAK'ın Bilim ve Teknik dergisi, Ekim 1993 sayısında, kapak yaptığı dinozorların hayatı ve yok oluşları ile ilgili yazının devamında Darwin'in görüşlerini yayınlıyordu. Aynı derginin Ağustos 1983 sayısında da dinozorların yok oluşları kapak yapılmış, ardından da "Hayat Nasıl Başladı?" başlıklı evrim senaryolarına yer verilmişti. Ağustos 1978 tarihli National Geographic adlı araştırma dergisinde de, dinozorların hayatları ve ölümleri ele alınarak, evrimleşerek nasıl kuş oldukları izah edilmeye çalışılmıştı. 

Ne var ki bu iddia, 1986 yılında ilim dünyasına açıklanan Protoavis adlı 225 milyon yıllık bir kuş fosili tarafından bir anda yıkılıverdi. Anlaşıldı ki, dinozorlar ilk tarih sahnesinde görüldüğü sıralarda, kuşlar gökyüzünde serbestçe kanat çırpıyorlardı.

Dinozorların ortaya çıkışları hayatları ve yok oluşları, evrimi çağrıştırmak şöyle dursun, tamamen aleyhinde bir takım deliller sergiliyor. Onlar tarih sahnesinden nasıl ve neden silindi? Bu soruya verilen cevaplardan evrime bir pay çıkarmak, pek de inandırıcı gözükmüyor. Çünkü evrim görüşüyle asıl cevaplandırılmak istenen, türlerin nasıl yok olduğu değil, nasıl ortaya çıktığı problemidir. Ne enteresandır ki, evrimle ilgili kitaplarda dinozorların kökeni konusunda hemen hemen hiçbir bilgiye ve tatmin edici delile rastlanmaz.

Ayrıca şu bilinmelidir ki, dinozor türlerinin felaketlerle aniden yok oluşu gerçeği, tedrici Darwinist evrime izin vermemektedir. Eğer bu yaratıkların başka bir türe dönüşerek zamanla yok oldukları gösterilse idi, bu evrimcilerin bir malzemesi olabilirdi. 

 

Bunlarda bazı evrimcilerin sözleri....

Meşhur evrimcilerden L. Zuckerman da çalışma prensiplerini şöyle dile getirir: "Saf ilmi düşünceyle, fizik ve kimya kanunları ışığında işe başlıyoruz. Fakat, hemen objektif hakikatlerden uzaklaşarak kıyas ve tahmine dayanan sahaya kayıyoruz. Hissi bir sezişle veya izah tarzıyla insanın fosil tarihiyle ilgili hükmü veriyoruz."

Yine evrimcilerden Gould, çaresizliğini şu soru ile dile getiriyor: "Cedlerle nesiller arasında geçiş gösteren hangi deliller var?" O'nun bu sorusuna evrimci anatomi profesörü Kitts şöyle cevap veriyor: "Paleontolojinin (Fosil bilgisi), evrimle ilgili delilleri sağladığına dair parlak sözlerine rağmen, evrimcilerin problemleri çözülememiştir. Bunların en önemlisi, fosiller arasındaki boşluklardır. Evrim için türler arasında geçiş formu gereklidir. Halbuki paleontoloji bunu temin edememiştir."

Evrimcilerin görüş ve düşüncelerinin nereye dayandığını Gish, şu ifadelerle en iyi şekilde dile getiriyor: "Evrim felsefesi, evrimcilerin kendi dünya görüşleri içerisinde yer alan bir inanç sistemidir, bir dindir."

 

Önde gelen biyoloğlardan A. N. Field, 1971 yılında yayınladığı "The Evolution Hoax Exposed" isimli eserinde şu görüşlere yer verir:
"...Evrimin ispat edilmiş bir vakıa olduğu, halkın boğazına takılırcasına her fırsatta tekrar edilmektedir... Evrim teorisinin, ilim kisvesi altında bir şebeke tarafından yürütüldüğü bilinmektedir."

Meşhur bir anatomi profesörü olan Thomas Dwight'ın ifadeleri de oldukça dikkat çekici. Bakın ne diyor:
"Evrim konusunda kurulmuş olan diktatörlük, meselenin dışında olanların tahmin edemeyeceği kadar despot hale gelmiştir. Sadece düşünce sistemimizi etkilemekle kalmıyor, aynı zamanda terör çağlarını aratan bir baskıyı da sürdürüyor. Acaba bilim dünyası liderlerinden kaç tanesi bu konudaki düşüncelerini aynen açıklayabilir?"

İngiltere Kraliyet Derneği üyesi Paleontolog Merson Davis, 1926 yılında Victoria Enstitüsü yayınlarından birinde şunları yazmaktadır:
"Bugünlerde evrime karşı çıkmak, başkalarının da söylediği gibi para kazandırmıyor... Acaba kaç kişi Avrupa çapında meşhur zoolog Fleischmann'ın, evrimin ilmi olarak kabullenemeyeceğini ifade eden sözlerinden haberdardır? Fleischmann'a hiç kimse doğrudan doğruya karşı çıkmamıştır. Fakat üstü kapalı bir şekilde kınanmış ve kısa zamanda unutturulmuştur. İlim adamları, bu ve buna benzer hadiselerle karşılaştıkça bu konudaki fikirlerini beyan etmeyip kendilerini saklamaktadırlar."

1928 yılında Paul Shorey, Amerika'da yayınlanan Atlantic Montly dergisinde aşağıdaki görüşlere yer verir:
"Sadece gazete idarehanelerinde değil, Kuzey Amerika'daki bütün üniversitelerde hiç bir şey 'EVRİM' kadar kutsal olamaz. Bunun tenkidi mümkün değildir. Bir profesör, Hıristiyanlığa, ABD anayasasına, George Washington'a, kadın haklarına, evliliğe veya özel mülkiyete serbestçe dil uzatabilir. Fakat evrime asla... Bu, müsamahasızlık ve geri kafalılık olur."

Sir Ambrose Fleming'i sanırım tanımayan yok gibidir. Bu zat, radyo yayınlarını sağlayan termo iyonik radyo lambasını keşfetmiştir. 1934 yılında İngiltere'de teşekkül eden evrimi protesto hareketinde Fleming de vardır ve evrimi çürütecek bir metni radyoda okumak için BBC (İngiliz radyo ve televizyon kurumu) idaresinden müsaade ister. Fakat BBC müdürü C. A. Siepmann bu teklifi reddeder. Gerekçesi de şudur:
"Memlekette önde gelen bilginlerin çoğunluğunun desteğini sağlayabilmemiz için bu tip yayın yapılmaması, BBC'nin umumi politikasıdır."

Evrim lehindeki bu baskı, meşhur biyolog Prof. Sir William Batenson'u ise hayata küstürmüştür. Batenson, Amerikan ilmi İlerleme Birliği'nin Toronto'da yapılan kongresinde evrimi destekleyen delilin bulunmadığını dile getirmiştir. Lakin, tarafsız bir şekilde ortaya koyduğu bu düşüncesinden dolayı meslektaşlarının üzücü ve devamlı protestosuyla karşılaşması, O'nu büyük bir ümitsizliğe itmiş ve sonunda mesleğini terk etmiştir.

Dünya çapında meşhur evrimcilerden Douglas Dewar 1912 yılında "Türlerin Teşekkülü" adlı evrimi destekleyen bir kitap yazar. Bu kitabı, devrin başkanı Roosevelt tarafından da tavsiye görür. Dewar bu yayınından sonra araştırmasını daha da genişletir ve Hindistan kuşlarını detaylı şekilde inceler. Neticede, ani mutasyonlarla (değişme) türlerin değişmediği kanaatine varır ve evrim teorisini reddeder. Daha sonra "İnsan Özel Yaratık" adlı kitabını neşreder. Bu kitabının bir yerinde şöyle der:
"Evrimcilerin basını ele geçirmelerinin önemini pek az insan idrak etmiştir. Bu gün pek az dergide evrim teorisini reddeden makale çıkar. Hatta dini dergilerin bile bir çokları insanın hayvan soyundan geldiğini kabul eden modernistlerin elindedir...

 

Genellikle bütün gazetelerin yazı işleri müdürleri evrimi, ispat edilmiş bir vakıa olarak bilmekte ve bu teoriye karşı herkesi cehalet, ya da delilikle suçlamaktadırlar... Hemen hepsi, evrimciler tarafından çıkarılan ilmi mecmualar ise, evrim mefhumuna ufak bir gölge düşürecek yazıyı bile yayınlamak istememektedirler... Kitap neşredenler ise, yürürlükte olan böyle bir teoriye karşı çıkıp da üzerine hücumlar toplayacak veya rağbet görmeyecek bir kitabı basmazlar. Hatta basım masrafları yazara ait olsa bile... Bununla yayınevinin itibar kaybedeceğini düşünürler. Böylece halk, meseleyi tek yönlü olarak bilmektedir. Halktan birisi, evrimi, yer çekimi kanunu gibi ispat edilmiş bir gerçek olarak bilir."

"Evrimin olmadığını gösteren din kitaplarının yorumcuları dışında bir örnek gösterirseniz çok sevineceğim." diyorsunuz..

Bu açıklamaları yapanların hepsinin yabancı bilim adamları olduğunu unutmayalım..

Kafa sayısına göre doğruların bulunmayacağını savunuyorum ama o dediğiniz bilim adamlarının çok ötesinde adedi de evrimi savunuyor. Ama bu evrimin var olduğunu veya olmadığını ispatlamaz.

Ben sizin görüşünüzle kendi yorumlarınızı yapmanızı yeğlerdim. Yoksa kopyala yapıştır ile bir yere zaten varamayız.

Bütün canlılar birden oluştu diye bir inancınız var ise günümüzde bile devam eden evrimi de reddediyor musunuz örneğin?

Karşı çıktığınız nokta nedir tam olarak?

Ne Kuran da evrim yoktur diyor ne de başka bir dini kaynakta.

Ama insanlar öyle yorumluyorlar.

Sizin karşı çıkış noktanız nedir? Evrimin olmayışını düşündüren mantıklı bir dayanağınız var mı?

Size mantıksız gelen mutasyon kısmı mı, doğal seçilim mi, başka türlerin ortaya çıkışı mı?

İnsanların önce kendi aklı ile hareket etmelerinin mantığını kabul ederim ve ona göre düşünürüm..

Kopyala yapıştır yapmamın nedeni sizin tatmin olmanız içindir ve kaynak istediğiniz için bunu yaptım..

Bütün canlıların birden oluşumu derken,ben bütün kainattaki canlıların tesadüfi yollarla meydana gelemeyeceğini savunuyor ve söylüyorum,ki bu sadece bana göre değil mantıklı düşünen her insan için geçerlidir..Ve bütün canlıların ortaya birden çıkışı olamaz,bu ara ara da olur..Sırası gelen yaratılır,sırası gelenin misyonu bitirilir..

Ve dini yorum yaptığımı sanıp aldanmamanızı sizden rica ediyor ve diyorumki evet,bütün canlıları bir yaratıcı yaratmış ve bu yaratılan canlılar ilk yaratıldığı gibi günümüze kadar gelmiştir..

Karşı çıktığım nokta tam olarak şu; Her varlığı yaratanın bir yaratıcı olduğunun yok sayılması,Bing bang'ı da meydana getirenin bir yaratıcı olduğunu fakat bununda tesadüflere bağlanması..

Evrim bir aldatmaca olup bunu devamlı olarak gündemde tutan çevreler var.Ve bu çevreler bunu gündemde tutmaya devam ettiği müddetçe bundan bir yaratıcı olmadığı sonucu çıkarılıp,bunun insanlara zararlı olduğu ve bu düşüncenin neticesinde yaratıcı olmayan bir yeryüzünde her türlü negatif olayın olabileceği  (nasıl olsa bir yaratıcı yok istediğimiz gibi yaşayabiliriz gibi tehlikeli bir düşünce) ve daha doğrusu gelecek için yetişen insanlarada zararlı olabileceğini düşündüğümden dolayı karşı çıkıyorum..

Dini kaynaklarda evrim ile ilgili pek çok yazı vardır ve asla desteklenmez..

Biz bing bang'a "ilk yaratılış" (büyük patlama) a inanan ve bu ilk yaratılıştan sonra meydana gelen gezegenlerde (şu an için sadece dünyadaki canlı hayatı biliyoruz) var olan bütün canlı türlerinin (buna insanda dahildir) bir yaratıcı tarafından oluşturulduğuna ve herhangi bir mutasyona uğramadan günümüze kadar geldiğine inanan insanlarız.

Eğer sizin dediğiniz şekilde bir evrim olsaydı bu bana göre, evet evrim olmuştur ve yaratıcı da bu evrimden sonra kendi kendine meydana gelmiştir gibi son derece mantıksız bir düşünce ortaya çıkardı..Buda evrimin yaratıcının haberi olmadan onun bilgisi haricinde oluştuğunu gösterir ve buda son derece mantıksız bir düşünce olur..Yani yaratan varlık bing bang dan sonrasını kendi ilmi dahilinde yaratmış olup herhangi bir mutasyonun olması söz konusu değildir..

Başka türlerin ortaya çıkış şekli sizin sandığınız şekilde mutasyon ile olmamıştır..Başka türlerde kendine özgü olarak yaratılmış ve yeryüzünden silinen nesli yok olan bazı canlılar gibi onlarında nesli tükenmiştir..Yani yaşadılar ve yok oldular misali..Bunlara örnek şimdiye kadar işte atalarımız diye bizlere yutturulan insanımsı ama insan sıfatında olmayan bazı canlılardır ki maymunlara benzediklerinden dolayıda evrimcilerin koz olarak kullandıkları işte bu fosillerdir..

Ben okuduklarımdan hareket ederek evrimin olduğunu düşünüyorum. Ancak buna yaratıcıyı dışlamak gibi bir anlam yüklemiyorum. Bu anlamları hep insanlar yüklüyorlar. Evrim yaratıcının yokluğunu ispatlamaz, yaratıcının yöntemini belirleyebilir ancak.

Yaratıcının varlığı başka bir tartışmanın konusu olabilir bence.

Evrim ise yaratılış teorimine karşı olsa da yaratıcıya karşı değildir.

Evrimin varlığını kabul etmek her canlının kendi kendine tesadüflerle oluştuğunu kabul etmektir..Bunun anlamı da açıkça ve net bir biçimde burada yaratıcıya ihtiyaç yoktur demektir..O halde sizin deyiminizle eğer bir yaratıcı varsa ayrı işlerle uğraşsın,evrimi kendi halinde bıraksın, kendi haline kalan evrim istediğini istediği gibi şekillendirsin der gibi.....Hiç bir evrimci bir yaratıcıya inanıpta öte yandan evrimi desteklemez,destekleyemez..kendimizi kandırmayalım lütfen....

Açıkçası bu sınıflandırmalara da ayar oluyorum.

Gezegenlerin gaz ve toz bulutlarından oluşmasına inanıyoruz, onların böyle olmasını sağlayanın yaratıcı olduğuna da inanıyoruz, sorun olmuyor.

Ama canlıların ortak atadan gelmesini yaratıcının rolünü beğenmediğimiz için kabul etmiyoruz.

Yaratıcının müdahil olması ve her şeyi sürekli değiştirmesi gerektiğini düşünmek zorunda hissetmiyorum kendimi.

Benim inancım yaratıcının fiziksel evrendeki herşeyi kendi ortaya koyduğu fiziksel kurallarla idare etmesi.

Bizim için tesadüfi olan yaratıcı için planlı bir iştir, ama biz bu plana vakıf olamadığımız için bize tesadüfi gözükmesi gayet normal.

"Ama canlıların ortak atadan gelmesini yaratıcının rolünü beğenmediğimiz için kabul etmiyoruz". diyorsunuz ve bende şunu söylüyorum..

<Yaratıcı burada böyle bir rol oynamıyor.Ve farzedelimki ortak atadan geliyorlar, canlıların ortak atasını yaratan yaratıcı daha sonra hadi artık ben karışmıyorum ben sizin sadece atalarınızı yaratırım bundan sonra siz kendi kendinize evrim geçirin,nasıl bir şekil almak istiyorsanız kendinizi öyle geliştirin diye kendi hallerine bırakmaz.Bu yaratıcının yaratma ve yaşatma düzenine son derece ters bir durumdur..

<Yaratıcının her şeye müdahil olup her şeyi kontrolunde tutmasını düşünmek veya düşünmemek sizin elinizde olan bir şey,bu takdir size aittir..

<Aynı zamanda yaratıcı fiziksel kuralları ve diğer bütün kuralları koyar..Örneğin fiziksel kuralın yanında ruhsal kurallarıda koyar..Mesela insan beyninin düşünme ve idrak etme kapasitesi gibi..

<Bizim için tesadüfi olan bazı olaylar yaratıcı için tabiiki bir plan dahilindedir....

< sizin sözlerinizden yola çıkarak yazılanlar..

  • Yaratıcı burada böyle bir rol oynamıyor.Ve farzedelimki ortak atadan geliyorlar, canlıların ortak atasını yaratan yaratıcı daha sonra hadi artık ben karışmıyorum ben sizin sadece atalarınızı yaratırım bundan sonra siz kendi kendinize evrim geçirin,nasıl bir şekil almak istiyorsanız kendinizi öyle geliştirin diye kendi hallerine bırakmaz.Bu yaratıcının yaratma ve yaşatma düzenine son derece ters bir durumdur..

Yaratıcının zamanla kısıtlı hesap yapabildiğini düşünüyorsunuz. O ilk yaratılış anında (hiçbir madde yok iken, her şeyi yoktan var ederken) bütün planları yapmış ve o an uygulamış olabilir. Onun herşeye gücü yetiyor sonuçta. Kendi halinize bakın demesine gerek yok, müdahale etmesine de gerek yok, her şeyi bir kanun üzerine yaratan O.

  • Yaratıcının her şeye müdahil olup her şeyi kontrolunde tutmasını düşünmek veya düşünmemek sizin elinizde olan bir şey,bu takdir size aittir..

Tabii ki, dediğim gibi illa evrimin yaratılışa ters düşmesi gerekmiyor (yaratılış derken yaratılış teorimini kastetmiyorum).

  • Aynı zamanda yaratıcı fiziksel kuralları ve diğer bütün kuralları koyar..Örneğin fiziksel kuralın yanında ruhsal kurallarıda koyar..Mesela insan beyninin düşünme ve idrak etme kapasitesi gibi..

Evet.

  • Bizim için tesadüfi olan bazı olaylar yaratıcı için tabiiki bir plan dahilindedir....

Evet, benim düşüncem budur. Ancak plana sürekli müdahale etmez diyorum. Yaratıcı kuralları öyle komyuştur ki tüm zaman boyunca ne olacağını bilir, müdahil olmasına gerek yoktur (ki burada anlattığım inanca giriyor, normalde inanç konusuna girmezdim ama konumuz biraz da o).

Bunuda nereden çıkardınız..Burada yaratıcının kısıtlı hesap yapabileceğini düşünmeyecek kadar onu tanıdığımı size söyleyebilirim..

Ben burada yaratıcı için,eğer sizin inandığınız şekilde bir evrim varsa,bu evrime her zaman müdahale eder,hiç bir zaman oluşabilecek değişimlere mutasyonlara izin vermez,kendi hallerine bırakmaz demek istedim..Bu yaratıcının zamanla kısıtlı hesap yapabildiğini düşünmek demek değildir..

İlk yaratılışta bütün kainata ait olacakların takdirini yapmaya gücü elbette yeter,bunda zaten mutabık kalıyoruz sizinle,Olacak her şeyin levhi mahfusta yazıldığını zaten allah söylüyor fakat bu demek değildirki bundan sonra kıyamete kadar yaratıcının hiç bir müdahalesi olmayacak..İnsanların imtihan maksadı ile kendi iradeleri ile baş başa kalma durumu vardır,iradesi ile baş başa kalıp yanlış bir şey yapmaya yeltenen bir kişiye yaratıcı eğer isterse o anda mudahale edebilir..Yani nasılsa ilk yaratılışta ben her şeyi takdir edip onayladım bundan sonrası beni ilgilendirmez demez..Her zaman müdahale eder,her zaman ve her an..

Ve siz aslında "O ilk yaratılış anında (hiçbir madde yok iken, her şeyi yoktan var ederken) bütün planları yapmış ve o an uygulamış olabilir...derken siz onu kısıtlamış gibi olmuyormusunuz..

Evet dediğim gibi yaratıcının müdahalesi kainatta her zaman ve her an için geçerlidir..

Evet belki bana hak vermişsinizdir çünkü bu tarz konular yani konu evrim olunca dinsel yazmak zorundasınız..Çünkü evrimi nasıl düşünürseniz düşünün sonunda ilahiyata dayandığını ve en azından ilahiyattan istifade etmeniz gerektiğini anlıyorsunuz...

 

Evrimi tartışırken dini konulara girmeyi gerekli bulmuyorum, işin içine yaratılış girince mecburen dini konulara girdik.

Tanrı ile ilgili olarak bundan sonrası beni ilgilendirmezden öte bundan sonrasını bile en başında tetiklemiştir diyorum, karışmasına gerek yok demek istiyorum.

Neyse, konuyu çok uzattık, sanırım ikimiz de düşüncelerimizi aktardık.

Ben faydalı olduğunu düşünüyorum.

İyi forumlar arkadaşım.

Teşekkür eder saygı ve sevgilerimi sunarım..Tanrı ile ilgili olarakta bende istediği an her şeye karışıp müdahale etme yetkisinin olduğunu söylüyorum, bunu yazdım zaten..

Evrim konusunu mecburen uzattık,çünkü zor bir konu olduğu için..

Bende faydalı olduğunu düşünüyorum..Güzel bir fikir savaşı oldu :) 

Ben evrim tartışmalarına girmeyeceğim ama geçen gece cnn türkte yayınlanan programda Peru'lu Temasçı Sixto Jose Paz Wells çok ilginç şeylerden bahsediyor isterseniz bir izleyin yaklaşımı evrim tartışmalarının çok ötesinde.
arkadaş linki vermiş isterseniz benim sadece videolar için oluşturduğum siteden izleyebilirsiniz.Programın tamamı bölümünde.Bana bu yaklaşım daha mantıklı geliyor.

evrımı kabul etmek yaratıcıyı kabul etmemek nasıl olur arkadaşlar evrım dedıgınız zaman şansa mı ortam hazırlanıp kendı kendıne dongusu yagmuru ,güneşin ısısı ,atmosferdekı gazlar bunlar tesadüfen oluşup evrımde bunun devamımı bence yaratıcıyı bu kadar çabuk bu konunun dışına çıkarılmamalı

ışık sızınle olsun

arkadaşlar harun yahya dedıgınız kışı sadece kıtap ta kullandıgı bır takma isimdır.ve bunu kullanan kışınınde dın agırlıklı çalışmalarda bulunup herhangı bır akademik karıyerı olduguna inanmıyorum çunku kendı fıkrıne yakın olan fıkır ve düşünceleri alarak bunu dınsel anlatımlarla destekleyen bır kışi ısık sızınle olsun