Ana içeriğe atla
15 Ağustos 2010 tarihinde western tarafından gönderildi

İnsanın 5 Milyon Yıl Sonraki Hali

Christopher Sloan, Peter Andrews, Chris Stringer, David Lambert adlı bilim adamlarının çalışmalarından yararlanarak insanoğlunun gelecekteki evrimini simulasyon tekniğiyle resmetti. İşte önümüzdeki 5 milyon yılda varsayılan evrim:

1İnsanın 5 Milyon Yıl Sonraki Hali

 

Unihuman (Homo Sapiens Sapienter): 1 milyon yıl sonra evrimin sonucunda farklı ırklara ait özellikler karışarak küresel ölçekte genetik bir karışım oluşturacak.

2   İnsanın 5 Milyon Yıl Sonraki Hali

Survavalistian (postapocalypticus): 2 milyon yıl sonra nükleer savaş ya da Dünya'ya bir göktaşının çarpması gibi küresel bir felaket evrimi yeniden tetikleyebilir. Ortama adapte olabilmek için yeni fiziksel özellikler geliştirebilir.

3             İnsanın 5 Milyon Yıl Sonraki Hali

Numan (homo genomicus): 3 milyon yıl sonra genetik müdahaleler sonucunda, her türlü değişimin sona erdiği 'doğal' insanoğlu ile üst düzey genetik özelliklere sahip 'numan'lara kadar çeşitli ara-türler üretilecek.

4             İnsanın 5 Milyon Yıl Sonraki Hali

Cyborg (humo roboticus): 4 milyon yıl sonra insan bedenine robotik katkı rutin haline gelecek. Robot ile insanın ikili yaşamı. Buradaki potansiyel güçlük de insanoğlu ile rekabete girebilecek yapay zekaların ortaya çıkması olacak.

5                İnsanın 5 Milyon Yıl Sonraki Hali

Astran (astranthropus): 5 milyon yıl sonra insanoğlunun tüm yapısı diğer galaksilere yolculuk için, doğal ve robotik yollarla baştan aşağıya yenilenecek.

uzaylılara benziyor :)

kaynak : aktuel.mynet.com

not: RA abiciğim uzun süredir ortalıkta görünmüyorsun.. bari bu konuya yorum yap :)

insan

Yorumlar

western kardesım yayınlarda ben yorum yapmazmıyım :)))

Genetık bılımı son yıllarda hızlı bır yukselıse gectı. Bıldıklerımız ve bılmedıklerımızle ınanılmaz ıslere ımzalarını atmaya devam edıyorlar. Ama sahsı fıkrımı soylıyım bu benı korkutmuyor degıl. Cunku art nıyetlı kısı, kurum ve kuruluslar kısısel veya ulke mefaatlerı ıcın ortaya hılkat garıbelerını cıkarcak guce, bılgıye ve teknolojıye sahıp olabılırler. Tanrıdan cok tanrıcılık oynamak bıze cok pahalıya mal olabılır. Dolayısıyla bu husus cok buyuk ve cıddı sorumluluk ıcermektedır.
Su an vizyonda olan splice ısımlı fılımı seyredın ne demek ıstedıgımı daha ıyı anlayacaksınız.

Yukarıda resmedılen tıplere ne derece benzeyıp benzemeyecegımızı bılemıyorum. Dna analıstı uzmanı degılım. Ama sanırım yukarıdakı resımlerde yer alan sekıllere burunmemız ıcın sanırım zıyaretcılerımızınde katkısı olacaktır. Tabıkı kendı kendımızı yok etmez, veya dunya dısından gelebılecek olan bır felaketle yok olmazsak.

Ama herseye ragmen ben sunu savunuyorum.

Yuz ve beden sekıllerımız cok onemlı degıl, sorun degıl. Onemlı olan, sorun olan su anda yontmamız traslamamız hatta ve hatta yok etmemız gereken vahsı tabıatımız ve dunyada para, hammadde, ekonomı, toprak, sıyaset ve polıtıka uzerıne kurdugumuz duzen. Duzenımız maddıyata, topraga dayalı oldugu surece, polıtıkayı sıyasetı bırakmadıgımız, tek yonetım tek catı altına toplanmadıgımız surece, ıcımızdekı canavarı ( oldurme, yaralama, kın, nefret, haset, tecavuz, hırsızlık, gasp, kundaklama vs vs ) yok etmedıgımız surece, baska yasamlara, baska turlere, tabıata ıyı davranmadıgımız surece ınanın neye burunecegımızın neye benzeyecegımızın benım nezdımde zerre kadar onemı ve degerı yok. Onemlı olan zıhnımızın ve manevıyatımızın pozıtıf yonde gelısımıdır.

sevgılerımle

söylediklerinize katılıyorum ama bence insanlık geliştikçe suçlarda azalacak.. yani insanlık geliştikçe insanlar hiçbir şeye ihtiyaç duymayacak.. bu da ihtiyaç duyulan şeyler için işlenen suçların biteceğini gösteriyor.. artık insanlar her istediğini üretebilecek güce geldi.. ateşin ilk bulunduğu zamanlarda insanlar ateşi elde etmek için birbirleriyle savaşıyorlardı.. bu günse insanlar ateşi istediği zaman bulabiliyor.. gelecekte de böyle olacak.. bugün ihtiyaç duyup savaş çıkardığımız şeylere gelecekte ihtiyaç duymayacağız.. savaşlar bitecek.. (ama buna emin olamayız, bunu belirteyim :) sevgilerimle..

sevgili western, bızler yanı ınsanoglu manevıyatımızı ve aklımızı pozıtıf enerjıye, ıyılıge, ınsanlık ve tabıat yararına kanalıze olamadıgımız surece vahsılıgımızı her platformda gostermeye devam edecegız. Bundan emın olabılırsın.

Ates ıcın bırbırını yıyen toplumların altından haberı yoktu. Atesı bıraktık altın ıcın kavga etmeye basladık. Altını bıraktık petrol ıcın kavgaya basladık. Bunların arasında dın, toprak, sınır kavgaları oldu. 1900 lu yıllarda ıkı adet dunya savası yasayan bızlerden en azından yakın gelecek ıcın hıc umutlu degılım. Dunya uzerınde oyle bır sıstem kurulmuskı temellerı para, toprak, hammadde uzerıne atılmıs.

Ozetle bır ıhtıyaz bıter yenısı baslar. Bugun petrol ve dogalgaz ıcın bırbırını yıyenler yarın bor ıcın oburgun uranyum ıcın bırbaska gun ortaya cıkacak olan x bır enerjı kaynagı ıcın bırbırını yıyecekler. Ha bellımı olur belkı su yarın hepsının onune gececek bugun elımızın altında cok rahat bulunan bu maddenın sıkıntısını daha sonra vekecegız. Basa donup su ıcın kavga etmeye baslayacagız :)) tıpkı madmax fılımınde oldugu gıbı.

Var oldugumuz gunden berı cesıtlı nedenlerden dolayı bırbırımızı yıyen bızlerın ne zaman adam olacagız? yada buna zaman kalacakmı ?

Sevgılerımle

Bugünün biliminin hangi amaçlara hizmet ettiğini hepimiz biliyoruz...

Değerli kardeşlerim,bilmek herşeydir...Bu bağlamda şizofrenik bilim insanı, güya insan yaşamını konforlu ve uzun kılma adı altında kendilerinin de çokça bilmediği bir sürükleniş içindeler...Sri Nisargadatta Maharaj şöle der" Bilinen,bileni bilebilir mi?"...

Evrensel zeka ya da başka bir deyişle Küll-i Akıl matrisi içinden kısıtlı yaşam süresinde download edebildiğimiz bilgiler,bu matrise gönderdiğimiz mesajların gücü ve şekli oranında geri dönüyor...Dünyanın psişik alanından  ve galaktik ağdan çekilen bu bilgileri narsisist-egosentrik bir formda aksiyona alan bilim,doğrudan insanın kadersel akışından sorumludur..

Eski çağın majisyenleri herşeyi bilirlerdi..Bugünün açılımıyla onlar sadece "maji" ile uğraşmıyorlardı..Evrensel bilgelik duruşunda insanlığa sevgiyi,sağlığı,huzuru naklediyorlardı..Bugünün bilimi güya halka açık araştırmalarıyla insanlığın cebindeki paranın nasıl kapılabileceği üzerine çalışıyor...Milyarlarca dolar onkolojik ilaç ve tedavi için,bu güzide(?) bilim adamları ruhlarını bile satmaya razılar,örneğin...

Bize gelince...Bizdeki bilim anlayışı şu:

"Ne biliim?"  :-)

Sevgiler...

tabii RA abiciğim, keşiflerin sonu gelmeyecek ama, insanoğlunun sürekli savaşacağını söylemek uzaylılarında savaştığını söylemek oluyor.. hemde bizden kat kat gelişmiş olan varlıklar.. aralarında savaşırlarken neden bizim peşimize düşüyorlar? bu da onların aralarında savaşma olasılığını düşürüyor.. belki insanlarda gelecekte böyle olur.. herkeste eşit oranda herşey varsa neden birbirleriyle savaşsınlar.. tabii açgözlüler olacak ama gelişmiş insanların buna aldırış edeceğini sanmıyorum.. ayrıca her yenilik savaş getirmiyor.. bilgisayar savaş getirdi mi? insanlar savaşmak yerine kendi bilgisayarlarını geliştirdiler..kan yok, acı yok.. ama bir yandan şu var; insan yapımı icatlar savaş getirmiyor, insanların doğada keşfettiği yenilikler savaş çıkarıyor.. bunlar şimdi petrol gelecekte bor ondan sonra su.. bunları herkese ulaştırmak savaşları bitirir.. ama sorun bunları herkese ulaştırmak.. bu da bir şekilde çözülmeli..  ne de olsa bolca zamanımız var :) sevgilerimle..

1700..1800 yıllarında dünyanın haline bir bakın..200 yılda dünya nereden nereye geldi..5 Milyon yıl sonra dünya diye bir gezegenin hala var olması mümkün olamaz.Yani dünya 5 milyon yıl daha durmaz..Haa şu olabilir belki,dünyadaki bütün yaşam tamamen yok olur,coğrafi şekillerde bazı ciddi değişiklikler olur,dünya belirli bir istirahat dönemine girer,ancak bunlardan sonra sıfırdan canlı bir hayat yeniden başlayabilir..Ama akıllı yaşamın yani yeni bir insanın ortaya çıkması nasıl olur onu şu anda kimse bilemez..Belkide tamamen şimdiki canlıların yerine başka cinsler,başka modeller,başka fiziksel yapılarda canlı bir hayat oluşur ki buna insanda dahildir...

belki biz 5 milyon yılda samanyolu ndan çıkmış oluruz.. dünya kendini temizler ve üzerinde yeni yaşam başlar.. sonra orada bizim gibi insanlar oluşur ve biz onların gelişimini izlemek için onları keşif gemileriyle incelemeye başlarız...

Foton Kuşağı Nedir ?

Yüksek enerjili fotonlardan oluşan büyük bir kuşak. 2012 yılında güneş sistemimiz tüm gezegenleri ile birlikte bu kuşağa girdiğinde dünyamızın ozon deliği onarılacak ve tüm yaşam 3. boyuttan 5. boyuta geçecek. İnsanların 2 sarmallı DNA'ları ikişerli olarak biraraya gelip 12 sarmallı bir DNA'ya sahip olacaklar. Bu olay sırasında tüm insanların chakra'ları açılacak ve duyuları ve algılamaları artacak. Herkes birbirinin düşüncesini okuyabilecek. Bu ilk önce kısa süren bir kaosa neden olacak fakat daha sonra herkes bir düşünce birliği halinde bir araya gelerek, önyargının, yalanın ve kötü düşüncelerin olmadığı bir ortama geçilecek. İnsanlar birbirinin auralarını görebilecekler. 12 sarmallı DNA'ya geçiş sonrası insanlarda hiçbir hastalık kalmayacak, hasta olanlar kendilerini ve birbirlerini iyileştirebilecekler. İnsanlar ölümsüz olacaklar. Ölüm olayı ise fiziksel dünya'da kalmaktan vazgeçip başka bir boyuta geçmeye karar verme şeklinde olacak. Yani, dünya'da geri kalanlar (kalmayı seçenler) ölmeye (başka boyut gitmeye) karar verenlerin ortadan bir anda kaybolduğunu görecekler. Fiziksel dünyamızda kalmayı seçen insanların ışık bedenleri olacak ve bu cennete benzeyen ışıklı dünyada çok güzel vakit geçirecekler. Fiziksel olarak 2000 yıl sürecek olan bu olay sonrasında foton kuşağı güneş sistemimizi terkedecek. 
Foton kuşağı ilk kez ingiliz astronom Edmund Halley (1656-1742) yılında Pleiades takımyıldızlarını kuşatan gazımsı bir kuşak olarak gözlendi (Halley kuyruklu yıldızını da keşfeden astronom). Fredrick Wilhelm Bessel ise foton kuşağının dönüş hızını keşfetti (herbir yüzyılda 5.5 derece saniye). Jose Comas Sol Pleiades takımyıldızındaki güneş sistemlerini keşfetti. Paul Otto Hesse foton kuşağının kalınlığını saptadı (2000 ışık yılı). Güneş sistemimiz her 25.860 yılda bir Pleiades çevresinde bir tur dönmektedir. Yani, yaklaşık olarak her 12.500 yılda bir güneş sistemimiz bu foton kuşağının içine girer. Güneş sistemimizin foton kuşağının içindeki yolculuğu 2000 sene kadar sürer. Yani, foton kuşağından çıktıktan sonra tekrar foton kuşağına girmek için 10.500 yıl geçmektedir. Bu devrelerin alt devreleri de vardır ama üst devre 206 milyon yıl sürer.
Foton kuşağının kendisinin de aurası var ve ilk aura katmanına (enerji seviyesine) 1962 yılında dünyamız (ve tüm güneş sistemimiz) girmiş durumda. Yani şu anda foton kuşağının düşük enerjili ilk kısmının içinde bulunuyoruz. Dünya'mız ikinci enerji seviyesine ise 1987 yılında girdi. 2012 yılında üçüncü enerji seviyesine girmesi sırasında 110-144 saat (5-6 gün) boyunca karanlıkta kalacağız. Üçüncü enerji seviyesine (foton kuşağının kendisinin bulunduğu esas enerjili kısım) girildiğinde ise karanlık sona erecek ve artık hiç gece olmayacak yeryüzünde. Sırasıyla yazarsak:
1. gün: 21 Aralık 2012'de kör bölgeye giriş, tüm canlıların beden tipinin değişmesi, hiçbir elektrik aygıtının çalışmaması, tam karanlık
2. gün: Atmosfer basıncının düşmesi, herkesin kendisini şişmiş hissetmesi, Güneş'in yeterli ısıtamaması, dünya ikliminin soğuması (buzul çağı soğuğu)
3.-4. gün: Atmosferin şafak vakti gibi sönük bir ışıkla aydınlanması, foton etkisinin başlaması, foton enerjili aygıtların çalışabilir hale geçmesi, yıldızların yeniden gökyüzünde belirmeleri.
5.-6. gün: 24 saatlik gündüz devresine giriş, kör bölgeden çıkıp ana foton kuşağına giriş, tüm canlıların güçlenip zindeleşmeleri, dünya ikliminin ısınması, foton ışınıyla çalışan gemilerin uzayda yolculuk yapmaya başlaması, telepati, telekinezi gibi psişik yeteneklerin ortaya çıkışı (uyanış, süperbilinç).
Kısaca, foton kuşağı dünya'daki tüm yaşam için çok büyük bir faydası olan, yüksek enerjili fotonlardan oluşan devasa bir kemer. Güneş sistemimiz bu kuşağa girdiği zaman tekrar çıkması 2000 sene sürecek. Foton Kuşağı (Manaşik Halka) kendi etrafındaki dönüşünü 25.860 yılda bir tamamlamakta ve güneş sistemimiz her bir 10.500 yılda bir foton kuşağına girmekte. Foton kuşağı torus şeklinde (araba lastiği biçiminde) bir kemer ve bunun kalınlığı (çapı değil, kemerin kalınlığı) 2000 ışık yılı. Önemli bir husus elektrikli hiçbir aygıtın ise foton kuşağına girildikten sonra hiçbir şekilde çalışmaması. 2000 yıl boyunca sürecek olan safhada elektrik enerjisi ile çalışacak araca ihtiyaçta olmayacak zaten. Çünkü süperbilinç halinde olma hali ve foton enerjisi kullanabilecek teknoloji ile elektrik enerjisini kullanmaya ihtiyacımız olmayacak. 

 

araştırdım bu bilgiye ulaştım dogrulugunu bilemem tabiki :)

Ya cok enteresan hakkatten bı dongu soz kounusu galıba 5 mıyon yıl sonra yada ortalarda bız dunyayı terkederız bence ve sonra arkadsında dedgı gıbı yenı bır hayat baslar dunyada ve bız o dunyadakı ınsan ırkını ızlerız ıste bu uzaylı dedgımız dunya dısı caanlılarda belkı bundan gelıyorlar artık eve gerı donduler. olamaazzz:)