Ana içeriğe atla
10 Haziran 2010 tarihinde akifabrek tarafından gönderildi

Türeyiş Efsanesi(Uygurların inanılmaz efsanesi)

Bu yazıya 10. sınıf Edebiyat kitabında rast gelmiştim, paylaşmak şimdiye nasip olmuş.

Öncelikle yazımı baştan sona okuyun,önemli yerleri tırnakla ayırdım....
------1.KAYNAK:M.E.B. 10.Sınıf Türk Edebiyatı Ders Kitabı sf:17------

------2.kaynak:Bahaeddin Ögel Türk Mitolojisi------

Türeyiş Efsanesi(Uygur Türkleri)

Taşa oyulmuş olan yazıtta şöyle deniyordu:

Kara-Korum çaylarından sayılan iki nehir vardı.Bunlardan birine Toğla ve diğerlerine de Selenge adı verilirdi.Bu nehirler

akarak Kamlancu adlı bir yerde birleşirlerdi.Bu iki ırmağın arasında iki tane ağa vardı.Bu ağaçlardan biri fusuktu ve

diğeri de Farsların naj dedikleri ğc benziyordu.Kışın bile bunların yaprakları servi gibi dökülmezdi.Mevyasının tadı

ve şekli ise tıpkı çam fıstığınınkine benzerdi.Öbür ağaca da tur ağacı derlerdi.Bu iki ağaç da iki dağın arasında yetişerek

büyümüştü.

^^''Bir gün bu iki ağacın arasına gökten bir ışık inmişti.Bunun üzerine iki yandaki dağlar yavaş yavaş büyümeye

başladılar.Bunu gören halk ise hayretler içinde kalmıştı.Uygurlar içlerinde büyük bir sygı duyarak oraya doğru

yaklaştılar.Tam yaklaştıkları bir sırada kulaklarına çok tatlı ve güzel müzik nağmeleri gelmeye başladı.

Her gece buraya bir ışık inmeye ve ışığın etrafında da otuz defa şimşek çkmya başladı.Diğer bir gün de aynı yerde

ayrı ayrı kurulmuş beştane çadır gördüler.Bunaların her birinde birer çocuk oturuyordu.Her çocuğun karşısında

onları doyurmaya yetecek kadar süt dolu emzikler asılı idi.^^''Çadırın tabanı da baştan aşağıya kadar gümüşle

döşenmişti.^^''

Bütün boyların resileri ve halkları bu garip şeyi görmek için yerlerini bırakıp koşmuşlardı.Bu manzarayı görünce

saygı ile diz çöküp selam verdiler.Biraz sonrada çocukları alarak dışarı çıktılar.Besleyip büyütmelerli için

onları süt annelerine ve dadılarına verdiler.Her fırsatta onlara saygı gösteriyorlar ve ikramda bulunuyorlardı.

Çocoklar atık süt çocoğu olmaktan çıkıp da konuşmaya başlayınca Uygurlardan anne ve babalarını sordular.

Onlarda o iki ağacı gösterdiler.Bunun üzerine halk, çocukları alıp ağacın yanına gitti.Çocuklar ağaçları görünce

onlara tıpkı evladın babasına gösterdiği saygıyı gösterdiler.Ağaçların karşısında diz çöktüler ve yeri öptüler.

Bunun üzerine ağaçlarda dile gelip şöyle dediler:

Güzel huy ve iyi özelliklerle bezenmiş çocuklar,böyle olurlar anne ile babalarına böyle saygı gösterirler.

Ömrünüz uzun,adınız ünlü ve şöhretiniz de devamlı olsun!''

O bölgelerde yaşayan bütün kavimler bu çocuklara hükümdar oğullarıymış gibi saygı gösterdiler.

Çocukların doğduğu yerden şehre dönünce onların her birine birer ad koydular.En büyüğünün adı

Sonkur-Tegin.2.sinin adı Kotur-Tegin,3.sünün adı Tükel-Tekin,4.sünün adı or-Tegin ve 5.sinin adı da Bökü-Tekin

oldu.Çocukların doğuşundaki kutsal durumu görenler,bunlardan birinin hükümdar olarak seçilmesi kanaatine

vardılar.Çünkü bunlar, Tanrı tarafından bu iş için göderilmiş olmalıydılar.

Bu çocuklar arasında Bökü-tekin gerek güzelliği gerekse boyu posu,sabrı ileriyi görüşü bakımından diğerlerinden

daha ilerideydi.^^''Ayrıca bütün milletlerin dillerini ve yazılarını da biliyordu^^''.Herkes onun han olarak seçilmesi

üzerinde birleşti ve büyük şenlikler yaparak onu hanlık tahtına oturttu.O memleketi adaletle döşedi ve zulüm

sahifelerinide kapadı.Onun etrafındaki adamlar,miyeti,askerleri,atları ve kulları gittikçe çoğalmaya başladı.

Yorumlar