Uzaylıların dilini anlayabilmek için geliştirilen program
uzaylıların dilini anlayabilmek için geliştirilen program...
şimdiye kadar uzaya birçok sinyal (hatta şarkı bile) gönderildi. peki uzaydan gelen sinyaller?
işte bu noktada, "günün birinde herhangi bir uzaylıyla karşılaşıldığında onu anlayamamak iletişimi imkansız kılabilir" korkusu ile ingiliz bir bilim adamı uzaylıların kullandığı dili anlayabilmek için bir program geliştirmiş.
uzaydan gelen mesajları tanımaya yardım edebilen ve hatta çevirebilen bu bilgisayar programı leeds metropolitan üniversitesi'nden dr. john elliott tarafından geliştirilmiş.
böylelikle en azından uzaylıların kullandıkları dilin yapısının çözüleceğine inanan ingiliz bilim adamının gelştirdiği bu program, hafızasındaki dünya üzerinde kullanılan 60 farklı dille uzaylıların kullandığı dili karşılaştırıp, benzer yapıya sahip olanları gösterecek şekilde tasarlanmış.
Yorum: sanırım bir tür şifre çözme mantığıyla çalışacak bu program, dillerin matematiksel yapısı temel olarak şöyleymiş;
Tek Heceli Diller: Bu gruba giren dillerde kelimeler, cümleler tek hecelerden oluşur. Kelimelerinde çekim yoktur.Çok zengin bir vurgu sistemine sahip olan bu dil grubunda bu özellik sebebiyle yazı işaretleri de oldukça karmaşıktır. Bazen bir kelimenin yirmiden fazla vurguya sahip olması, her hecenin yerinin değişmesi sonucunda ifade ettiği anlamın da değişmesi bu dillerin öğrenilmesini de zorlaştırır.
Örneğin Çince'de Wo bu pa ta cümlesi Türkçe " Ben, değil korkmak sen " ( Ben senden korkmam ) anlamına gelir. Oysa aynı cümle, hece vurgularını değiştirerek ; "Sen benden korkmazsın", Ben senden korkarım", "Sen benden korkarsın", "Benden korkacak değilsin", "Senden korkacak değilim" gibi pek çok anlamı ifade eder duruma getirilebilir. Ta hecesinin cümledeki yeri ve vurgusunun değişmesiyle kelime; büyük, büyüklük, pek büyük, büyütmek gibi mânâları da kazanır. Çin -Tibet dilleri bu gruptandır.
Eklemeli (Bitişken) Diller: Bu dil grubunda kelime kökleri bir ya da birden çok hecelidir ve kök -genellikle- kelime başındadır. Kökler sabittir. Kelime türetme ve çekim eklerle yapılır.
İç ek yoktur. Ek sırası ve ünlüleri bellidir. Kelimelerinde cinsiyet farkı yoktur. Eklemeli diller, ön eklemeli diller ve son eklemeli diller olarak ikiye ayrılır. Türkçemiz bu yapı grubunda, sondan eklemeli bir dildir. Ural-Altay dilleri bu gruptandır.
Çekimli Diller: Bu diller genellikle ön, iç ve son ekler alabilen, kelimeleri çekime girdiğinde kökü tanınmaz hale gelebilen bir yapıya sahiptir.
Örneğin bu grupta yer alan dillerden Arapçada ktb= 'yazmak' kökünden kâtib (yazan), mektûb ( yazılan), katbûn(yazma), mekâtib ( mektepler ) ...gibi kelimeler türetilebilir. Kelime kökünü ve o kökün türevlerinin ne olabileceğini bilmeden kelimenin anlamını kavramak mümkün değildir. Aynı dil grubuna örnek olarak verilebilecek Hint- Avrupa dillerinden bazılarında ise kelimenin zamanlara göre çekiminde birbiriyle ilgisi olmayan kelimeler ortaya çıkar.
Örneğin Fransızca'daki aller ( gitmek) fiilinin geniş zamanının tekil şahıs çekimi je vais/ tu vas / il va'dır. İngilizce'de aynı fiil üç ayrı zamanda üç farklı kelimeye döner; go / went /gone, Almanca'da da durum aynıdır; gehen/ gegangen / ging. Bu değişikliklerin yanında bir de yardımcı fiiller, kelimelerdeki erillik -dişilik-cinssizlik gibi durumlar kelimenin biçimini değiştirmekte öğrenimi epeyce zorlaştırmaktadır. Bu dil grubuna Hint-Avrupa dilleri ve Sami dilleri girer.
Yorumlar
haklısın murat arkadaşım ama
haklısın murat arkadaşım ama telepati kuramayan insanlar için güzel...
bence karşılaşan kişiyi
bence karşılaşan kişiyi mangal yapar bunlar. ileri medeniyet demek medeni olduklarını göstermez
Sorun şu ki acaba bu dilleri
Sorun şu ki acaba bu dilleri anlayabilecek organlara sahip olacaklar mı? Unutmamak gerekir ki her canlı kendi gezegenindeki fiziksel koşullara göre evrim geçirecektir. Bu da oradaki canlıların konuşmak ve duymak için bir organa sahip olup alamıyacakları sorununa gelip dayanır. Tabi birde ne tür sesleri duyacakları önemlidir. Bizim duyabileceğimizden farklı sesler ile konuşuyorlarsa işimiz zor olabilir.
Aslında bu konu hiç sorun olmamalı. Çünkü temel olarak konuşulabilecek bir dil zaten mevcut. Matematik.
bence bir sorun yok kardeşim,
bence bir sorun yok kardeşim, çünkü..! biz-sen-ben-onlar-bu işe gönül veripte inananlar... bizler devamlı milyonlarca gezegen ve gezegenlerdeki ırklardan bahsediyoruz... her ırk a hazırlıklı olmamız gerekmiyor mu sence?
telepati den tut işaret diline kadar herşey faydalı olacaktır diye düşünüyorum.... adamın biri çıkmış ve bu işe kafa yormuş bence herkes bunu gözönünde bulundurup SAYGI duymalı...!!!
Degerli dostlar, hele bır
Degerli dostlar, hele bır konussunlar anlasırız ennihayetinde. Dillerin cozumlenmesı zor degıl. Burada onemlı olan Mevlana'nın dedıgı gıbı ; Aynı dili konuşanlar değil aynı duyguları paylaşanlar anlaşır. Sayet geldıklerınde aynı duyguları paylasmıyorsak o zamankı vay halımıze zaten.
eğer bir gün ddv larla
eğer bir gün ddv larla karşılaşacak olursak bir dile ihtiyacımız olacağını düşünmüyorum daha çok telapatiye ihtiyacımız olucakmış gibi görünüyor ama yinede bu çalışma güzel ve kayda değer emek var nihayetinde