Ana içeriğe atla
28 Nisan 2010 tarihinde varedero tarafından gönderildi

Gelecekten Gelen Borsacı

Federal güvenlik görevlileri içeriden bilgi sızdırma suçlaması
yüzünden bir Wall Street borsacısını tutuklayıp sorgulamaya başladılar.
Tutuklanan borsa dahisi 2256 yılından günümüze zaman yolculuğu
yaptığını iddia ediyor

`Security and Exchange Commission` kaynaklarına göre 44 yaşındaki
Andrew Carlssin 28 Ocak tarihindeki tutuklanmasına yol açan şüphe
uyandırıcı olağanüstü borsa başarısını yukarıdaki gibi garip bir
şekilde açıklamakla yetiniyor.
Bir SEC görevlisi şöyle diyor: `Bu adamın palavralarına inanmıyoruz ya
delinin teki ya da patolojik bir yalan söyleme vakası.`Ancak bir de
şöyle bir gerçek var elimizde: Adam 800$`lık bir yatırım ile başlamış
ve 2 hafta içinde sahip olduğu portföy 350 milyon doların üzerinde!
Borsa üzerinden gerçekleştirdiği tüm alışlar ve satışlar beklenmedik
gelişmelerin bilgisine dayanıyor bunu şans faktörü ile açıklamakmümkün
değil.`
`Bu bilgilere sahip olmasının tek bir yolu ver işlem yaptığı
şirketlerle ilgili içeriden bilgi sızdırmış olması ki bu da yasadışı.
Bize bilgi kaynaklarını söyleyene kadar onu Rikers Adası`ndaki bir
hücrede tutmayı düşünüyoruz.`
Geçen yılki borsa dalgalanmaları pek çok yatırımcıyı beş parasız
bırakmıştı. Aynı esnada Carlssin 126 çok riskli işlem gerçekleştirip
hepsinden de yüksek kazançlar elde edince gözler bir anda bu borsacıya
dönmüştü.
Carlssin 200 yıl ileriki bir tarihten yani gelecekten günümüze
geldiğini iddia ediyor ve tabii o zamanki tarih ve istatistik
kayıtlarında da günümüzdeki borsa dalgalanmaları detaylı olarak
yazıyormuş.
Carlssin`e göre: `Bu fırsata karşı koymak çok zordu. Aslında her şeyin
sıradan ve doğal görünmesini planlamıştım. Bilirsiniz işte sağda solda
birkaç doları bile bile kaybedecek ve böylece normal bir borsacı
görüntüsü çizecektim ancak son anda yakalandım. Üzerine gidilen
Carlssin Usame Bin Ladin`in akıbeti ve AIDS`in çaresi gibi tarihi
gerçekleri de açıklayabileceğini söyledi tek ihtiyacı olan zaman
makinasına binmesinin izin verilmesi.
Ancak Carlssin makinanın nerede olduğunu bir türlü söylemediği gibi
nasıl çalıştığını açıklamayı da reddediyor sebep: `bu teknoloji kötü
güçlerin eline geçebilir.`
Yetkililer bu adamın iddialarının palavra olduğu konusunda hemfikir
ancak bir SEC yetkilisi şunu itiraf ediyor: `Elimizdeki tüm federal
kayıtları taradık Andrew Carlssin isimli biriyle ilgili olarak böyle
bir adamın yaşadığını bir şeyler yaptığını gösteren Aralık 2002
tarihinden önce hiçbir kayıt yok.`

alıntı ..

eski bir haber bu..duymamış olanlar için..

Yorumlar

Bir insanın bir zaman makinası bulup ta ona binmesi onun içine girmesi onunla sehayat etmesi mümkün olmadığına göre,ki böyle bir olay şimdiye kadar duyulmadı.Sözü edilen kişi yani borsacı Andrew Carlssin de zaten zaman makinasının yerini de söylemiyor.Okadar azılı kişileri konuşturma teknolojisi varken neden bu adamı konuşturamadıklarıda bir garip durum.

Aslında insanların zaman makinasına (ben böyle bir aletin varlığına inanmıyorum) ihtiyaçları yok.Geceleyin yatan bir insan da bir tür zaman makinasına giriyor aslında.Biraz duyarlı olan her insan bu zaman makinasında ileriyede gidebilir,geri de gidebilir.Yeterki bu zaman makinasını kullanmayı bilsin. Hani küçükken çoğumuz rüyasında uçar ya,işte bunun gelişmiş ve kişi tarafından geliştirilmiş hali...

o adam gelecekten geldiğini söylüyor ve gelecekten yürüyerek gelmedi gelirken kullandığı bi zaman makinası vardı

ve o makinayı da zamanımızda yaşayan kimse icat etmedi

gelecekte bu makina icat edilmiş ve o makinayla buraya gelmiş adam

mantıklı olarak da bu makinayı bi yerde saklıyor evinin bahçesine koycak değil

her ihtimali düşünmek lazım eğer o adam zaman makinasını bilinçsiz birinin bulabileceği gibi ortalıkta bıraksaydı amerika dünyayı ele geçirmeye çalışırdı

ayrıca sonuçları bilmediği sürece de 800$dan 350 milyon $ elde edemez kimse dimi

saçma gelebilir ama belki de amerika bi şekilde bi zaman makinası buldu ve durumu kötü bi devlet durumundan bu güne geldi ama haberi yok kimsenin

 

hayır adam ortadan kaybolmuş hiç kimse nerde oldğunu bilmiyor ayrıca bu adamın kanserin ilacını da amerikalılara verdiği söyleniyor yarın öbür gün kanserin ilacı amerikalılardan çıkarsa şaşmayın ayrıca adam yakında dünya çapında bir felaket gerçekleşecek diyor ama ne zaman olduğunu söylemiyor.

Zaman makınesı gelecekte icat edılmıd olabılırmı ? :) bana da ısın acıkcası cok ucuk bır fıkır gıbı gelıyor. Ve boyle bır konuyu hıc arastırma ıhtıyacı hıssetmedım ısın acıkcası. benım ıcın sadece fılımlerde rastlayabılecegım fantastık bır olay. Dusunun lutfen bır kere gunumuzden gelecege gıtmek gelecekten edınılen bılgılerı tekrar gunumuze tasımak. Tamamıyle ozgur ıradeye maksımum mudahale. Sayet benım boylesıne bırseye mudahale etme sansım olsaydı basta dunya savaslarını, dıger savasları onlemek ıcın elımden gelenı yaparım dıye dusunuyorum. Amam  bakıyorumkı masallah makıne kımın elıne gecmısse kıssısel servetını katlamak amacı ıle kullanılmıs.

Bırakın gecırdıgınız yılları sanıyeyı gerı getıremez gecırdıgınız vakte tekrar gerı donup bır yasam suremezsınız. Gelecek ıse hepten zor cunku mevcudıyet yok, yasanmıslık yok. Senaryo oynanmamıs. Ancaaakk. Su ıhtımal olabılırmı ? Mudahale yetkısı ve ımkanı olmadan sadece gozlemcı sıfatı ıle gecmıse gerı donulebılır mı ? Kayıtlara bır goz gezdırılebılme, gecmıse bır gezıntı ımkanı yuce yaradan tarafından bıze bahsedılebılırmı ?

ben zamanda yolculuğa pek inanmıyorum.  bişeyide çok merak ediyorum misal ben çok kötü bir insanım çok kötülükler yaptım .sonra pişman oldum ve  zaman makinasıyla gittim bu yanlışlarımı düzelttim. ALLAH beni hangisine göre yargılıyacak?  yada  o yanlışları düzelterek bir çok kişinin kaderinide değiştirmiş oluyorum .. böle birşey bence Allah tarafından insanlara yasaklanmıştır diye düşünüyorum. ama pekte emin değilim...

bilimin dinle bir alıp veremediği yoktur,Allah bize bu aklı verdiyse kullanalım diye vermiştir,hergün yeni şeyler bulunuyor,fizik,matematik,Quantum fiziği hergün aklımızın almıyacağı sonuçları doğuruyor..bize aklı veren Allah biz bunları keşfedelim diye vermiştir..biz yeni şeyler keşfettikçe bu sonsuz kaynağın bilgeliğin daha çok farkına varıyoruz. sen günah işledin sonra zamanda geri dönüp günahları işleyen kendine engel oldun ve kötülük yaptığın insanların kaderleri değişti tabi seninde,dolayısıyle Allah için ya günah işemiyeceksin yada zaman makinan olacak..sonuç senin zaman makinan var diye tabiki seni es geçecek değil ya ona göre bir formülü vardır yaradanın..

Bende iddia ediyor ve diyorum ki zaman makinası olmaz olamaz.Gerçek zaman makinası insanların beyinlerindedir.Beyinlerimizde var olan bu zaman makinasını kullanabilmek önemli.Sonra diyelimki böyle bir makina var,ve içine bindik makinayı çalıştırdık.Hadi bakalım örneğin bin yıl ileri gitmek istediğimiz de o makina durduğu yerde, durduğu halde sadece bizim ruh yapımız bin yıl ileri gitmektedir.Yoksa o makinanın kendisi ile bu seyahat olmuyor.Yani makina garajda duruyor sadece içindekilerin ruhları yani psikolojileri hareket ediyor.İşte size beynimizdeki zaman makinası bu.Bunu anlamak hiçte zor değil.

eğer tasavvuf inancına göre alemlerin aslı hayaldir sözleri doğruysa ki bence mantıklı zamanda yolculuk olabilir.Hepimiz bir yanılsama ve ya yansıma yada hologrofi isek bence mümkün.Hologrofik evren diye bir kitap okumuştum.O kitapta Çoğul kişilik yaşayan bir hasta bir kişiliğinde ölümcül hasta diğer kişiliğinde dişleri abse yapmış başka kişiliğinde ise gayet sağlıklı gözüküyor.Hipnoz altında hangi kişiliğine döndürülürse o kişiliğinin özelliklerini barındırıyor fiziki bedeni.Bunun gibi birçok örnek var.Örneğin dün gazetede 70 yıldır yemek yemeden  su içmeden yaşayan bir adam vardı.Bence zaman ve mekanı  ya da bizim dünya kuralları olarak bildiğimiz tüm kuralları yok sayabilen ufak açıklar mümkün olabilir.Ve bazı insanlar bunu keşfetmiş olabilirler.Zaten bu tüm dinlerde var.Bu da bize aslında birçeo şeyin belki de yanılsamalardan oluştuğunu gösterebilir.Idendty (Kimlik) diye bir film vardı hatırlarsınız(İzlemeyenler muhakkak izlesin)orada bir sahne var ki vay be diyorsunuz.Tabi ben yazarak filmi açıklamayacağım.Bence bizim hala bilmediğimiz çok şey var...

bence zamanda yolculuk olabilir  yani mümkün...Bildiğimiz gibi dünya 3 boyutlu. yani biz buna en boy ve derinlik ama uzayda böyle değil yapılan araştırmalara göre zaman da 4.boyut olarak uzayda bulunuyor. Örneğin bir kağıdı düşünün onu ikiye katlayın ve yandan bakın 2 katlı bir tabaka gibi görünüyor. ve biz şimdi üstteki tabakadayız yani zaman öyle ilerliyor sonra aşağıdaki tabakaya gelicek işte biz bu tabakaların arasında bir solucan deliği açarsak paralel evrende geçiş yapabiliriz böyleliklede zamanda yolculuk yapmış oluruz

!!!

Bana göre gerçek zaman makinasını ilk kullanan Hz.peygamber olmuştur.Miraca çıktığı gece burak isimli binek bir tür zaman makinasıydı.Onunla Allahın izni ile hiç bilmediği mekanlarda yolculuk yapmıştır.Bazı geçmiş peygamberlere uğramış ve Allahın ilmi ile bir şekilde geleceği görmüştür.Miraç olayında Hz.peygamberin geleceği nasıl gördüğü neleri gördüğü anlatılmaktadır.Konu çok uzun olduğundan meraklı olanlar miraç olayını araştırabilirler...

Arkadaşlar bu zaman makinası icadı aslında paradoksal bazı durumlarıda ortaya çıkartır. Mesela adamın birinin gelecekten kendi çocukluğuna döndüğünü ve kendi çocukluğunu öldürdüğünü varsayalım. Sizce ne olur? Adam hiç büyümez, gelecekten gelmez ve kendini öldürmez olur değil mi? Ama bu adam kendi çocukluğunu öldürdü bir kere. Hadi bu paradoksu açıklayın bakalım.

ukikar. o zaman o adam kendi çocukluğunuda beraberinde götürüyor olması lazım.Yani bedeni ile geleceğe gidiyor olması lazım.Diyelimki 10 yaşında 2010 yılında iken   geleceğe gitti.Mesela 50 yıl ileriye.Yani 2060 a gitti diyelim.Tekrar 10 yaşındaki haline yani 2010 a döndüğü zaman kendi çocukluğunu bulmaması gerekiyor.Çünkü tek bir bedende iken bunu yaptığına göre bu böyledir.

Aslında daha net anlatmak istiyorum ama karışık bir konu olduğu için kelimeler arasında bocalıyorum.Kişisel görüşüm şu;böyle bir olaya asla inanmıyorum.Çünkü tüm kurallara aykiri olduğu için...

Muzaffer kardeşim zaten bu olayın karmaşıklığını anlatmak istedim ben. Daha ilgincini söyliyeyim. Bir manyağın mesela aşırı dinci bir Hristiyanın çıkıp Peygamber efendimizin zamanına gitmek istediğini düşünelim. İşte bu düşünmek istemiyeceğimiz nedenlerden ötürü bilimadamları geçmişe seyahatin imkansız olduğunu düşünüyorlar.  Herkes Hitleri öldürmeyi düşünür. Ya bir Neo Nazi çıkıpta Churcill'i vurursa.

Bahsettiğim paradoksa gelince: Adam geçmişe dönüp kendi çocukluğunu öldürürse, kendisini daha büyüyemeden vurmuş olur. Büyüyemeyince de kendini vuramaz. Vuramazsa bu sefer büyür. Döner geçmişine ve kendini vurur. Eğer geçmişe yolculuk yaşanırsa bu paradoksda bu şekilde yaşanır. Diğer olabilecekleri saymıyorum bile.

Billy Meier'in  uzaylılarla görüşmesi:

...Ya da cevap bizim çok uzak geçmişimizde saklı. Nasıl mı? 1975 yılının Ocak ayında İsviçreli bir çiftçi olan Eduard Billy Meier´ın başından garip bir olay geçti. Ve bu olay yaklaşık bir yıl sürecek olan bir öykünün ilk adımıydı. Bir sabah evinde otururken, kafasının içinde çınlayan bir ses, çevredeki belli bir yere gitmesini istedi, rahatsız olan Meier aldırmamaya çalıştıysa da, olay tekrarlanınca denilen yere gitme arzusunu yenemedi. Belli yere geldikten sonra bir saat kadar bekledi, tam dönmeye hazırlanırken, gökten gelen garip sesle duydu, başını kaldırıp baktığında tipik disk biçiminde bir UFO´nun yere doğru indiğini gördü. Yanında aracından hiç ayırmadığı kamerası vardı, ilk olarak cismin inişini görüntüledi, sonra yanına doğru gitmeye çalıştı ama yapamadı, engelleyen bir güç vardı. Sonra aracın ardında bir kadın belirdi, sarışın, uzun boylu, güzel bir kadındı, kulak memelerinin uzunluğu dikkat çekiyordu. Garip aksanlı bir Almanca ile konuşan kadın İsminin Sam Jase olduğunu ve Erra adlı bir gezegenden geldiğini söylüyordu. Erra gezegeni Boğa Burcu´ndaki Pleidas Takımyıldızı´nda bulunuyordu. Sam Jase´nin söylediğine göre Erra uygarlığı, bizden 13.000 yıl ilerdeydi, Erralılar anlaşmazlıkları saf düşünceye ulaşma yöntemiyle ortadan kaldırmışlardı. Teknolojileri çok ileriydi, 430 milyon ışık yılı uzaklıkta bulunan Pleiades Takımyıldızı´ndan dünyaya 7 saat gibi akılalmaz bir sürede geliyorlardı. Sam Jase, beş tip uzay araçları olduğunu anlatıyordu, üç tipi yıldızlar arası yolculuklar için, birisi gezegenler arasında, beşincisi ise zaman yolculuğu amacıyla kullanılıyordu. Sam Jase, Pleidas ilişkisinin ilk adımıydı, daha sonra ziyaretler sürdü.
Ptaah ve Asket adlarında iki Pleidaslı daha geldiler, anlattıklarına bakılırsa asıl anavatanları Erra değildi, daha önce Lyra Takımyıldızı´nda yaşıyorlardı. Toplum yoldan çıkmış ve sonunda nükleer bir yıkım herşeyi yok etmişti. Kıyımdan kurtulan bir grup, Erra´ya yerleşerek yeni bir uygarlık kurmuşlar, binlerce yıl sonra da uzaya açılarak Güneş Sistemimize ve bize ulaşmışlardı. Meier, neden sorusunu sorduğunda en çarpıcı cevabı aldı; "Biz sizlere karşı sorumluluk duyuyoruz çünkü sizin atalarınız bizim atalarımızdır."
Billy Meier' in '' aşağıda resmi görülen ve uzay aracından indiğini ve pleiades takım yıldızından geldiğini ifade ettiği''  uzaylı   Semjase 'ye ait olan resim.

Semjase : ['' Uzay yolculuklarımız sizin düşündüğünüz gibi değil. Örneğin bizler uzay aracında aynen gezegenimizdeki zaman kavramını muhafaza edebiliyoruz. pleiades yıldızını terk ettikten tam yedi saat sonra dünyaya ulaştık. (pleiades takım yıldızı dünyadan 430 milyon ışık yılı uzaklıktadır) Yolculuğumuzun uzun sürmesi ise ,önce normal hızla uçmamız gerektiği içindir. Ancak sistemimizden çıktıktan sonra , süper hızla harekete geçebiliyoruz. Güneş sistemine yaklaşmadan önce yeniden normal hıza geçiyoruz. Bu konuda daha fazla bilgi vermem imkansız . Çünkü o zaman sizin bilim adamlarınız ''sıfır zaman propulsyon sistemi '' ni ortaya çıkarabilirler. Ama insanoğlu henüz uzayın derinliklerine gitmek için hazır değil. Herşey zamanında olacaktır. Ama uzaya açılmak istiyorsanız yeni bir yol bulmalısınız. Bügünkü araçlarınızı geliştirmekle bu iş imkansız. Sizler sınırları zorlayıp aya gittiniz. Ancak bugünkü yöntemlerle hiçbir zaman hiçbir şekilde uzayın derinliklerine ulaşmanız mümkün olmayacak. Bunun için çok özel propulsyon sistemleri (sevk- itici güç sistemleri ) olan , uzay araçlarına ihtiyacınız var. En önemliside zaman ve yer kavramlarını yok edecek ve '' sıfır zaman'a ulaşacak '' bir propulsyon sistemi bulmanız gerek. Bu şekilde saniyede trilyonlarca ışık yılı seyahat etmek mümkün olur. '']   Aşağıda Billy Meier' le görüştüğü iddia edilen Pleiades takım yıldızından gelen uzaylıların uzay araçlarının temsili görüntüsü yer almaktadır.

        

Semiyun: [Üst uzay yolculuğu denen bu kavram elde edilmeden, bu yolculuğa olanak tanıyan bu teknolojik seviyeye ulaşılmadan kainatların keşfi konusu ciddi bir konu olmaktan uzaklaşır, yani hayal olarak kalır, pratiğe, gerçeğe hiç bir zaman ( uygarlıklar için söylüyorum) dönüşemez. Kainatların ( derin uzayın) gerçekten keşfi, tanımlaması arzu ediliyorsa uygarlıkların bir üstboyut içinde ilerleyebilecek, çalışabilecek uzay gemileri yapmaya ihtiyaçları vardır. Daha önce de bahsettiğimiz gibi uygarlıkların büyük bölümü fiziki kainat içinde belirli sürate ulaşabilirler ama ondan öteye, daha öteye gitmek, daha yüksek bir sürate ulaşmak (ışık hızının üstünde bir hıza erişmek) gerekirse mutlaka bir üst boyuttan (4. ,5. ve bunu daha da arttırabiliriz ama o çok farklı bir hali ihtiva eder) yararlanmak zorundadırlar ki, burada da büyük bir medeni sıçrama yapmak zarureti vardır.Bizim asıl sürat kavramına karşı yaklaşımımız gemilerimizin vibrasyonel seviyesini yükseltmekle elde edilen bir haldir. Geminin üç boyutlu aleme uygun vibrasyonel seviyesini yükselterek onu bir anda ortadan kaldırıp bir başka boyutun içine sokmak gerekir ki, ona 4. boyut demek nispeten daha uygun olur. Çünkü doğrudan doğruya üç ile dört arasında bir geçiş yoktur. O da nüanslar halinde kendini ortaya koyar. İşte vibrasyonel seviyeyi yükselterek bu nüanslar halindeki gittikçe yükselen boyutlar, alemler içine girerek kainatta mesafe gibi gözüken ya da sonsuz uzaklıkları ihtiva eden halleri çok kısa sürede almak mümkündür.

       

Eğer uygarlık olarak bir üst boyutun imkanlarından yararlanmak durumunu elde etmiş iseniz, uzay aracınızın vibrasyonel seviyesini yükselterek o boyuta geçer ve o boyut üzerinde çok kısa bir zaman süreci içinde yolculuk yaparak tekrar vibrasyonel seviyenizi düşürdüğünüzde mevcut kainatın içindeki çok uzak bir gezegene çok kısa sürede seyahat etme imkanına sahip olursunuz.Yalnız bu çok ileri bir aşamayı gerektirmektedir. Bizler yolculuklarımızı çok uzun bir zamandan beri bu yöntem ile yapmaktayız.]   

Semiyun: ...uzak   gibi görülen mesafeler gemilerimizle nasıl çok daha kısa mesafelere indirilebilmektedir. Sonsuz mesafeler bir anda nasıl küçülebilir.İşte bu hadisede insanın dahil olduğu zaman ve mekan kavramını  farklı bir hale getirmesi söz konusudur.Bizim elbetteki fiziki kainatı değiştirecek halimiz yoktur.Hatta onun zaman akışına dahi direkt müdahalemiz mümkün değildir. O halde biz ancak gemilerimizin vibrasyonel seviyesini yükselterek kendimizi bilinen zaman ve mekan kavramından daha farklı bir kavram içine sokabilirsek o uzaklığı ortadan kaldırmış oluruz [yani uzay/zamanda kestirme yollar' la iki ayrı bölgenin birbirine bağlanması]. Çünkü boyutlar yükseldikçe bir önceki boyuta göre mesafeler, zaman ve mekan ölçüleride inanılmaz derecede farlılaşmaktadır.İşte anlık uzay yolculuklarıda birbirine göre değişen zaman, mekan ve mesafe ölçülerini kullanarak gerçekleştirilen yolculuklardır.

Uzaylılardan bilgi aldığını iddia eden Elizabeth Klarer: [...Işık varoluşu sağlayan inanılmaz bir enerjidir. Tüm evrenin sürekliliğinin anahtarı ışığın  uyumlu hareketlerine bağlıdır.Bütün matemetiksel formüller, anti yerçekimi dalgaları, zaman dalgaları ve ışık dalgaları arasındaki uyuma bağlıdır. Bütün bu dalgalar arasındaki uyum kontrol edilebilirse bir uzay gemisi  boyut ve zaman değiştirebilir.]Yine aynı çevirinin bir başka versiyonunda daha farklı bir tanım vardır;  [ Transportasyonun( ışınlamanın) matematiksel  formülü, ışık spiralinin her bir çarpıntısı arasındaki frekans şiddeti olan yerçekimi karşıtı dalgalar ve zaman dalgalarıyla uyumlu olan ışığın titreşim frekansında gizlidir.]

                                   

Bir diğer uzaylı grup şöyle ifade etmektedir: [Uzay gemileri tersine çevrilebilir elektromanyetizm sayesinde çalışmaktadır. Geminin merkezinde bulunan ve kristale benzeyen  bir rotor, reaktör dedikleri iki büyük sütunla irtibatlıdır.Manyetik ve elektrik enerjiyi tersine çevirerek bu sayede maddeyi kontrol etmekte ve yerçekimi güçlerinin üstesinden gelmektedirler.]

Uçak yapımcısı Louis Breguel: ''Uçan Daireler, tanımadığımız bir güçle hareket ediyor.Geçerli başka bir açıklama düşünülemez.Uçan Daireler başka bir dünyadan gelmedir''

Uzaylıların uzay gemilerini (UFO) bizim uymak zorunda olduğumuz aero-dinamik yasalara uygun olarak biçimlendirmeleri söz konusu değildir.Onların araçları mekanik olarak çalışmaz.İvmenin (Akselerasyon) ve süratli manevraların yan tesirlerini nötralize edecek sevk itim sistemlerine sahipler.Bu yüzden uçan daireler havada akıl almaz manevralar yapabilmektedirler.Aşağıda bir uçan dairenin çalışma prensipleri ve iç yapısı anlatılmıştır.Bu bilgiler uzaylılarla yakın temas kurduğunu iddia eden George Adamski tarafından alınmıştır.

Adamski 'nin ifadelerine göre bu uçan daireler 12 ile 15 m. çapında olup 5 ile 6 metre yüksekliğinde ters çevrilmiş bir tencere kapağı yada fincan tabağı biçimindeydi.Bu araç, ortada silindirik tek odası bulunan, üstü ve altı iki yarım küre ile kapatılmış, bu yarım küreleri silindirik gövdeye bağlayan ve gayet kalın cam mercekler ile metal kubbe kısımlarından izole edilmiş, tepeden aşağıya kadar uzanan 60 santim çapında bağlayıcı bir kolon ile, silindirik gövdenin dış kısmına çan yahut ters çevrilmiş fincan tabağı biçimini veren konik bir flanştan (dış kalıptan) meydana gelmiştir.Flanşın altında ve silindirik gövdenin alt yan kısımlarında üç tane, yaklaşık olarak 180 santim çapında içleri boş, yarım küre biçimli elektrik kondansatörleri bulunmaktadır.Bu kondasatörler aynı zamanda uçan dairenin iniş takımları görevini de görmektedirler.Silindirik kompartman ortaya yakın kısmından ikiye bölünmüştür.Alt kısım, uçan dairenin makine dairesidir.Üst kısım ise kumanda ve yolcu kabini vazifesini görmektedir.Yapı, makine mühendisliği açısından olsun elektrik mühendisliği açısından olsun cidden çok ilğinçtir.Uçan daire veya ana gemi anti-gravitasyonel (zıt-çekim alanı) diyebileceğimiz birkuvvet şeklini kullanmaktadır.Yine uzaylıların kendi araçları hakkında verdikleri bilgiye göre, bu sistem kabaca şöyle anlatılabilir: Uçan dairenin silindirik gövdesinin üst kısmı toroit bir sargı şekliyle yüksek pozitif kutbu teşkil etmektedir. Ve  sanmaktayız ki, bu toroit sargının iç kısmında daire şeklinde bir iyon tüpü bulunmaktadır.Uzaylılar gemilerini dairesel olarak kuşatan bu sisteme güç bobinleri demektedirler.Zira gerek Adamski gerekse bu araçların içine girebilmiş diğer gözlemciler yüksek pozitif kutbun turuncudan viyole rengine kadar değişen tonlarda ışıma yaptığını ancak bu ışımadan termik(ısısal) bir tesir meydana gelmediğini bildirmişlerdir.Bu ışıma  ısıl nitelikli olamayan sinkrotron ışımayı akla getirmektedir.Aracın silindirik gövdesinin alt kısmında ise yüksek negatif kutup bulunmaktadır.Bu da bir toroit sarımdır.Yani bu sargı şekilleriyle manyetik alanlar sargıların içinde tutulmaktadır.

 

Pozitif ve negatif kutupların meydana getirdiği manyetik alanların bileşkesi aracın kendi gravitasyonel çekim merkezini tesis eder.( Bu ifade BobLazar 'ın bahsettiği uçan disklerin kendi yerçekimsel atmosferlerini oluşturup bu çekimsel alanı kendilerini sevk eden bir etkinlik dalgası olarak kullanmalarına benzemektedir.) Aracın gravitik merkezi, kendi gravitik merkezinin altında ise, bu gravitik merkez aracın kendi yarattığı gravite merkezine(ki buna anti gravitik merkez diyebiliriz) ulaşmaya çalışacaktır.İşte bu anti-gravite merkezini yakalama çabası aracın sevk ve hareket mekanizmasının kaynağıdır. Araç kendi yarattığı ''anti-gravitik merkezi ile kendi  kütle çekimsel ağırlık merkezi uyumunu ve örtüşümünü'' alan asimetrikleşmesi yaratarak bozduğu yöne doğru yerçekimsel bir potansiyel altında çekilerek hareket ettirilecektir.Araç kendi kütleçekimsel ağırlık merkezi ile içerisinde yer aldığı uzay/zaman geometrik kumaşının birbirini örter nitelikteki merkezi uyuşumundan doğan bir güçle havaya doğru yükselerek kendi güç alanlarının genişliği oranında bir yükseklikte  yerçekimine meydan okurcasına havada asılı kalır, bu noktada anti-gravitik alan merkezini temsil eden aracın kütlesel ağırlık merkeziyle uyumlu ''uzay/zamanın eğrilen geometrik çerçevesi merkezini'' ağırlık merkezinden biraz yukarı olacak şekilde alan asimetrikleşmesi yarattığımız sürece araç yukarı doğru yükselmeye devam edecektir.Ama bu merkezi biraz sağa ve yukarıya doğru kaydıracak olursak, araç sağa doğru yükselerek havada bir yaprak gibi kayarcasına yol alacaktır.

          

  Adamski: [ ...bir zaman sonra UFO' ya girdik ve doğruca geminin tek odadan ibaret olan kontrol kabinine yöneldik içeri girdiğimizde transformatör sesine yada arı vızlamasına benzer hafif bir vınlama duydum.Bu hem altımızdan hemde yuvarlak / silindirik duvarlı kabinin üst kısmında, duvar içine gömülmüş büyük bobinden geliyordu.Vınlamanın başlamasıyla bobin, parlak kırmızı renge doğru gittikçe kuvvetlenen bir ışık ile parlamaya başladı. Fakat ısı ve hararet yaymıyordu.İlk   yakın temasta UFO  içinde böyle bir bobin gördüğümü hatırlıyorum.Fakat geçen seferki olayda bobin prizmadan geçen güneş ışınları gibi kırmızı, mavi, yeşil renkler saçıyordu.Gördüklerime inanmakta güçlük çekiyordum... Geminin, içinde bulunduğumuz kabin kısmının çapı tahminime göre 5.5 metre kadardı.Yaklaşık 60 cm. çapında bir kolon, zeminin ortasından tavanın kubbesine kadar yükseliyordu.Yanımdaki uzaylı sonradan bana, bu sütunun, geminin hareketi için gerekli doğal güçleri toplamaya yaradığını ve geminin manyetik eksenini(manyetik kolon) oluşturduğunu açıkladı.Fakat bu doğal güçlerin nasıl toplandığı hakkında bir şey söylemediler.]

George Adamski'nin yakın temas sonucunda  uzaylıların ANAGEMİ' lerine ait çektiği resimler:

      

Adamski’nin çektiği, puro biçimindeki “ana gemi”nin fotoğrafları ve disk şeklindeki keşif araçlarına ait fotoğraflar bir çok tartışmaya yol açmıştır (Üstte). Fakat, Adamski’nin savunması sırasındaki içtenliği şüpheci kesimi bile etkilemiştir ve fotoğraflara yapılan analizler bunların gerçek olduklarını kanıtlamıştır. Bilim muhabiri Robert Chapman ‘UFO-İngiltere Üzerindeki Uçan Daireler’ i yazarken Adamski’den şöyle bahsetmiştir: “Adamski o kadar normaldi ki, onun hakkındaki tüm izlenimim bu oldu. O Venüs’ten gelen bir adamla temasa geçtiğine inanıyor, ve ona insanların neden kendisine inanmadıklarını anlayamıyor. Eğer bizleri aldatıyorsa bunu hayatımda gördüğüm en mantıklı ve zekice yoldan yapıyor”.

     

        

Dünyada Adamski adını hiç duymamış birtakım diğer kişiler de, Adamski’nin keşif gemisine oldukça benzeyen cisimler gördüklerini rapor etmişlerdir. Bunlardan Stephen Darbishire adlı ilkokul öğrencisi, Şubat 1954’de kuzeniyle birlikte Coniston’da gördükleri bu cismin iki fotoğrafını çekmiştir. Fotoğrafları ortografik projeksiyon sistemi kullanarak inceleyen havacılık mühendisi Leonard Cramp, Adamski ve Darbishire’ın fotoğraflarında görülen cisimlerin oransal olarak aynı olduğunu belirtmiştir.

ABD'de NBC Televizyon Kanalı, Adamski'nin deneyimi ve çektiği olağanüstü fotoğraflarla ilgili TV Programı gerçekleştirmişti.. 
 
  
-Başka bir açıdan çekilen UFO-     Adamski'nin çektiği UFO 'nun  alttan görünüşü
13 Aralık 1952'de, Adamski' nin keşif gemisi olarak adlandırdığı çan şeklindeki uzay aracı Palomar Bahçeleri üstünde uçuyordu.Adamski ve arkadaşı Madeliene Rodeffer ağaçların üzerinde, havada asılı duran bir şey gördüler.Tam bu sırada yanlarından bir araba geçti ve içindeki üç kişi Adamski'ye, ''Kameralarınızı alın, Buradalar!'' diye bağırdı.Adamski, cisim tekrar hareket etmeye başlamadan önce teleskobuyla cismin 4 fotoğrafını çekmeyi başardı.Evlerin çatısı üzerinde süzülen araç, Adamski'nin evinin üzerine geldiğinde bir filim kartuşunu bitimişti ve sonra ağaçların ardına doğru ilerleyerek gözden kayboldu.Adamski'nin komşularından Hava Kuvvetleri Çavuşu Jerold Baker da, uçarak uzaklaşan cismin bir fotoğrafını çekmeyi başarmıştı.

 

 

Dr.Daniel Fry 'ın anlattığı bir yakın temas öyküsü: [...Gökyüzünde ziğzaglar çizen çok hızlı ve hareketli ışıklar saçan bir cisim gördüm.Cisim hızını bir müddet sonra gittikçe azaltarak bulunduğum  yere doğru alçalmaya başladı.Bulunduğum yerden bu cismi izlerken, yaklaştıkça kulağıma ıslık sesine benzer derinden bir vınlama da gelmeye başladı.20 metre kadar ötede toprağa indi Herhangi bir çarpma ya da sürtünme olmamıştı.Bu inişte sağa sola uçuşan kum taneciklerinin çıkardığı ses hariç, cisimden hiç bir gürültü duyulmamıştı.Karşımda duran uzay gemisinin dıştan, sakin bir görünüşü vardı.Pervaneleri yoktu.Herhangi bir tarafından püsküren gaz ya da emilen hava görülmüyordu.Gökyüzünden yere doğru salına salına düşen bir tüy gibi gayet sakin, hafif bir şekilde dünyamıza inmişti.Yerle temas etmeden önce hızı saatte bir kaç mile kadar düşmüş olmasına rağmen, düşmeye benzer hiç bir harekette bulunmamıştı.Onu daha yakından inceledim, etrafında bir kaç tur attım.Taban-tavan yüksekliği yaklaşık 4.75, çapı ise 9 metre kadardı.En geniş kenarları yerden 2 metre kadar yükseklikteydi. Bu aracın öyle bir eğriliği vardı ki, yerden 45 derecelik açıyla bakıldığı zaman fincan tabağı şeklinde görülüyordu.Tersine çevrilmiş bir çorba kasesinin altına bir tencere kapağı geçirilmiş gibiydi.Yere indiği zamanki koyu mavi rengi şimdi kaybolmuştu.Daha yakından bakınca anladım ki, üzeri adeta cilalanmış gibi pırıl pırıl gümüş rengi bir metal ile kaplıydı.Etrafında tam bir tur atmama rağmen üzerinde, kapıya benzer bir şey göremedim.Elimi metal yüzey üstünde gezdirirken yüzeyin çok kaygan yapıda olduğunu fark ettim.Elimde sanki  bir statik elektriklenme ve karıncalanma hissettim. Çetin Bal:...daha sonra araç içinden çıkan uzaylı Dr. Fry' a araç  metali etrafında bir manyetik alan bulunduğunu bu  alanın bir kaç milimetrede olsa  kendisinden başka cisimleri şiddetle geriye doğru iten bir güç olduğunu ifade etmiştir. Bu manyetik bir metal olmalı.Hava ve dış uzaydaki sürtünmelere karşı bir koruyucu kılıf görevini görmektedir.Fakat uzaylının diğer ifadelerine bakılırsa bu manyetik etkinin aracın asıl güç ve itme sistemiyle bir ilgisi yok! bu sadece metal deformasyonunu engellemek için üretilen özel bir metal alaşım.

Adamski ile  uzaylıların karşılaşması:

 Uzaylı:  Araçlarımızın ilginç bulduğunuz hareketleri sizin sürtünme dediğiniz gücün üstesinden gelmiş olmamıza bağlı ve bu araçlar hiç bir aksi yük yada ivmesel bir deformasyon etkisi hissetmeden çok ani bir şekilde istedikleri yöne doğru uçabilirler.Araçlarımızın güç ve itme sistemi, yerçekiminin hiçbir anlam ifade etmediği elektromanyetik ilkelere göre çalışır.Bazen araçlarımızın altında görülen üç küre  bizim araç idare sistemidir.Fakat bunlar istendiğinde ayrılıp diğer araçlarımıza nezaret edebilirler.Araçlarımızın ortasındaki manyetik direğin bir fonksiyonuda şarj için gerekli olan statik enerjiyi emmeye yardımcı olmasıdır.