Ana içeriğe atla
3 Aralık 2012 tarihinde muzaffer tarafından gönderildi

Mars'ta organik bileşikler bulundu..

 

NASA, geçtiğimiz hafta dünya basınında büyük yankı uyandıran Mars keşfi hakkında bugün düzenlenen basın toplantısında açıklama yaptı. Mars keşif aracı Curiosity’nin görev ekibinde yer alan John Grotzinger, Kızıl Gezegen’in yüzeyinde ilkel yaşam izlerine rastlandığını belirtti. Elde edilen sonuçların, kesinleşmesi için birçok testten geçirilmesi gerektiği ifade edildi.

NASA, Curiosity’nin Mars kumundan topladığı numuneler üzerinde yapılan analizler sonucunda, ‘tarihi bir keşif yapılmış olabileceğini’ açıklamıştı. Mars yüzeyinde Ağustos ayından bu yana keşif yapan Curiosity’nin elde ettiği bulgular, bir hafta süren değerlendirmelerin sonucunda bugün kamuoyuna açıklandı.

Curiosity ekibinde yer alan bilim insanları, Kızıl Gezegen’in toprağında karmaşık kimyasal yapılar tespit ettiklerini, aynı zamanda uzun zamandır aradıkları organik bileşiklerin izine rastladıklarını belirtti. Mars’ta ilkel yaşam izlerine ilk kez ulaşıldığına dair tarihi bir açıklama yapılırken, bulguların kesinleşmesi için numunelerin Dünya’ya getirilmesi ve burada analiz edilmesine kadar uzanan kapsamlı testlerin yapılması gerektiği ifade edildi.

YAŞAM İZİ NEREDEN GELDİ? 
Curiosity’nin Mars yüzeyinden topladığı numunede klor, sülfür ve su izine rastladığı açıklandı. Bu elementlerin yanı sıra, karbon içeren kimyasalların, yani organik moleküllerin (yaşamın yapı taşı olan bloklar) izine rastlandığı ifade edildi.

 

Bu element ve moleküller, Curiosity’nin Mars Numune Analizi (SAM) donanımı tarafından tespit edildi. Curiosity, robotik kolunun ucundaki kepçeyle Mars kumu ve toprağını süzdükten sonra bu donanıma boşaltıyor ve numunelerin bileşikleri tespit ediliyor.

John Grotzinger, basın toplantısında yaptığı açıklamada, Curiosity’nin gerçekleştirdiği analizlerin doğruluk payına dikkat çekerken, daha çok test yapmaları gerektiğini söyledi. Grotzinger, “Curiosity mükemmel çalışan ve son derece hassas olan bir donanıma sahip. Bu donanım Mars yüzeyinde elde ettiği numunelerde organik moleküller keşfetti. Bunun test edilmesi gerekiyor. Dünya’ya getirilecek numunelerin analiz edilmesi gerekiyor. Bu organik moleküller nereden geldi, Mars çevresinde mi oluştu yoksa başka bir yerden mi geldi bunu anlamamız lazım” dedi.

Curiosity ekibi, yapılan tespitin ardından sorulması gereken en önemli sorunun, bu bileşiklerin Mars’ın doğasında mı oluştuğu veya diğer kozmik cisimler tarafından mı Kızıl Gezegen’e taşındığını anlamak olduğunu ifade etti. Dahası, bu yaşam izlerinin, Curiosity tarafından Dünya’dan Mars’a taşınmış olabileceği belirtildi.

'TESTLER SÜRECEK'
Curiosity’nin SAM baş analisti Paul Mahaffy, Grotzinger’in ardından söz alarak, “SAM, organik moleküllere ait kesin bir tespitte bulundu diyemeyiz… Her ne kadar organik bileşikler bulmuş olsa da, ilk olarak bu bileşiklerin Mars’a özgü olup olmadığını anlamamız lazım” dedi.

NASA yaptığı basın açıklamasında, “Tespit edilen klorun büyük olasılıkla Mars’a ait olduğunu ancak karbonun Curiosity aracılığıyla Dünya’dan gelmiş olabileceğini” ifade etti.

 

Curiosity'nin 84'üncü Mars gününde (31 Ekim 2012) MAHLI cihazıyla kumdan numune alırken oluşturduğu 4 cm genişliğindeki izler

Curiosity, en son elde ettiği bulguları Sharp Dağı’na giden yolun üzerinde bulunan rüzgarlı ve kumlu ‘Rocknest’ bölgesinde keşfetti. Curiosity, dev Gale Krateri’ne indikten sonra kapsamlı analizler gerçekleştirmek için Sharp Dağı’na ilerliyor.

Grotzinger, 2.5 milyar dolarlık nükleer enerjili keşif aracının, yakın zamanda sondaj çalışmalarına da başlayacağını ifade etti. Mars’a gönderilen en gelişmiş uzay aracı olan Curiosity, en az 2 yıl süreyle Gale Krateri’nde keşif yapacak.

 

 

ntvmsnbc

 

 

 

Yorumlar

Curiosity tarafından Dünya’dan Mars’a taşınmış olabileceği fikri biraz olamaz dedirtiyor.Bu araç bakteri taşımaması için hijyenik olarak üretilmedi mi.

 

[quote=muzaffer]YAŞAM İZİ NEREDEN GELDİ? Bu organik moleküller nereden geldi, Mars çevresinde mi oluştu yoksa başka bir yerden mi geldi bunu anlamamız lazım” dedi.

Curiosity ekibi, yapılan tespitin ardından sorulması gereken en önemli sorunun, bu bileşiklerin Mars’ın doğasında mı oluştuğu veya diğer kozmik cisimler tarafından mı Kızıl Gezegen’e taşındığını anlamak olduğunu ifade etti. Dahası, bu yaşam izlerinin, Curiosity tarafından Dünya’dan Mars’a taşınmış olabileceği belirtildi.

NASA yaptığı basın açıklamasında, “Tespit edilen klorun büyük olasılıkla Mars’a ait olduğunu ancak karbonun Curiosity aracılığıyla Dünya’dan gelmiş olabileceğini” ifade etti.[/quote]

 

[quote=muzaffer]

Curiosity tarafından Dünya’dan Mars’a taşınmış olabileceği fikri biraz olamaz dedirtiyor.Bu araç bakteri taşımaması için hijyenik olarak üretilmedi mi.

 

[quote=muzaffer]YAŞAM İZİ NEREDEN GELDİ? Bu organik moleküller nereden geldi, Mars çevresinde mi oluştu yoksa başka bir yerden mi geldi bunu anlamamız lazım” dedi.

Curiosity ekibi, yapılan tespitin ardından sorulması gereken en önemli sorunun, bu bileşiklerin Mars’ın doğasında mı oluştuğu veya diğer kozmik cisimler tarafından mı Kızıl Gezegen’e taşındığını anlamak olduğunu ifade etti. Dahası, bu yaşam izlerinin, Curiosity tarafından Dünya’dan Mars’a taşınmış olabileceği belirtildi.

NASA yaptığı basın açıklamasında, “Tespit edilen klorun büyük olasılıkla Mars’a ait olduğunu ancak karbonun Curiosity aracılığıyla Dünya’dan gelmiş olabileceğini” ifade etti.[/quote]

 

[/quote]

Bana pek mantıklı bir açıklama gelmiyor. NASA eğer dünyadan organik bileşik götürüp götüremeyeceğini önceden hesaplayamıyorsa Mars'ta arama yapmanın mantığı nedir ? 

Tam beklediğm haberdi doğrusu.Şimdi herşeyi yeni yeni farkediyorlarmışçasına dünyaya lanse ediyorlar.Oysa zaten orada organik bileşenlerin olduğu seneler öncesinden bilinen bir gerçekti.Aracın ineceği yere,gideceği istikameti vs cm cm hesaplayan nasa organik bileşen varmı yokmu yeni mi ayırtedebiliyormuş? Üstelik Muzafferin de dediği gibi bu tür gelişmiş uzay araçları özel yalıtım/hijyen/radyasyon vs sistemleri ile donatılırki bu tür saçmalıklar olmasın diye. insanlık dünya dışı yaşam haberine hazırlıklı değil yallanlarıyla işi bugüne kadar hep sürüklediler.Şimdide fazla tepki çekmemek için hala belki araçtan marsa taşınmıştır,kesinlik ve teyit lazım gibi ucu açık terimler kullanıyorlar pek tabi.Hepsi dünya dışı yaşamı ifşa kampanyasının birer parçası aslında,tabi "alıştıra alıştıra gidelimde milleti panikletmeyelim" senaryosuyla..Ama artık yalan dolanlardansa bu senaryo bile kabulümdür..Düşünsenize samanyolu galaksisinde 200-400 milyar yıldız varken bunlardan sadece biri olan güneşimizin çevresinde 2 gezegende yaşam mevcut..Ya bugün ulaşamadığımız 400 milyar yıldız ve etrafındaki gezegenlerde neler olabilir artık siz düşünün..Dünya dışı yaşamı inkar edenlere,buna inanan insanlarla tebessümle alay edenlere tokat gibi cevap gelmiş nasadan nihayet..tebessüm sırası bizde artık diycemde zaten bu inkarcılar birgünde dönüşüm geçirip ben zaten inanıyordum/biliyordum havasına bürünecekleri için nafile :) Önemli olan nasa gibi kurumların bu açıklamayı yapmasıdır tabiki..

Evren eğer tesadüfler zincirinin bir harikası olarak dünyayı meydana getirebiliyor ise,o halde bir yerlerde tıpkı dünya gibi yaşanır bir veya daha çok gezegeni de yine tesadüf olarak oluşturmuş olmalı.Muzzi nin de dediği gibi "Ya bugün ulaşamadığımız 400 milyar yıldız ve etrafındaki gezegenlerde neler olabilir artık siz düşünün" Dini açıdan bakıldığında sadece dünyada yaşamın olduğu görüşü ne yazık ki bazı çevrelerde ağır basıyor.Bunun nedeni kainatın psikolojisini bilmemekte,az araştırmada veya hiç araştırmamaya dayanıyor.Eğer evrende dünyadan başka yaşam olan gezegen yoksa,o halde tanrının neden bu kadar büyük,sonsuz bir evreni yarattığı da sorgulanmalı.Hiç bir biçimde ve formatta başka yaşamların olmadığı bir evrenin var edilişinin amacı ne olabilir.Dünya insanı görsün,bilsin,araştırsın ve ömrünün sonlarına doğru sadece Marsa kadar gidebilsin diye değil.Günümüze yani 2012 ye kadar sadece marsa araç gönderebiliyor isek,o halde gelecekte diğer gezegenlere gitmek oralarda hayat kurmak hiç mümkün olmayacak ve aslında hangi gelecek..

Yani hiç bir zaman gidemeyeceğimiz yerlerin var olmasının ne amacı olabilir.Veya dünyalılar olarak bizler yaşayalım yaşadığımız yerde ve sadece dünyadan haberdar olalım,diğer gezegenlerde yaşayanlar sadece kendi gezegenlerini bilsinler ve dünyadan ve başka hayatlardan haberdar olmasınlar.Yani bir çok yaşanabilir gezegende hayat devam ediyor ama aralarında asla birbirlerine ulaşamayacakları kadar büyük mesafeler var.Her gezegende kurallar inanç sistemleri kurulmuş ve hayat devam etmektedir.Bu da pekala olabilir..

Nasanın bakteri seviyesindeki buluntular ile ilgili açıklamalarının sonucunda eğer daha başka gezegenlerden gelen bakteriler olduğu anlaşılır ise o halde dünya dışı yaşam olasılığı daha da güçlenmiş olacak.Yani apaçık olarak evrende başka yaşamlar var denmiyor.Dünyadan gelmiş olabileceği fikri bunun için öne atıldı.Bu şu an için biraz şoke edici olabilir.Yani evrende hayat olduğunu alıştırarak söylemek istedikleri anlaşılıyor..

Yani emin olmamız için orada en azından el kadar bir canlı görmemiz şart o da olur heyecana gerek yok. muzaffer avatarını niye değiştirdin?:)Çabuk başka birşey yap:) 2020'lerde "ikiz kardeş curiosity" yollamayı düşünüyorlar o zaman kesin bulurlar.

Marsta belki daha öncelerden yaşam formları yaratılmaya çalışılmış olabilir.

belki istenilen formlarda gelişmedikleri için,marstaki yaşam imha edilmiş olabilir.bu kalıntılarda imhadan arta kalan kalıntılar olmuş olabilir.

fikir yürütüyoruz.hani çok aciziz ya? hani göğe çıkmamıza defalarca fırsat verilmediğinden,daha önceki nesiller döngüler boyu ya imha edildiler ya da istenilmeyen bilinç ve teknolojiye ulaşmaya yakın al aşağı edildiler!

şimdi de başka bir döngünün sonuna geldik.

yakında insan ırkı tekrar al aşağı edilecek!

elbetteki bu dost gibi görünen ama aslında (değişmeli olarak) insan ırkına son derece anormal ve insan ırkının kitabında olmayan işkenceler yapmayı kendisine meslek edinmiş olan bir piskopatdır bu! yakında herkes bilir!

ama muhakkak ki toplu olarak insan ırkına zulm edemeyeceğinden,bir tarafı zulm ettikten sonra serbest bırakır,diğer tarafı da korku psikolojisi ile bastırarak eziyet ve işkence eder.

serbest bırakılan insanlar,o zamanda dünyanın yaşam formatına uygun olarak tasarlanıp dünyaya gönderilirler.

ama onlara daima zalim ve günahkar denir.çünkü onlar bu dönem serbesttir ve iyilik güzellik sembolü Allah ile bağıntı kurmaları da istenmez zaten.onlar önceki dönemlerden gelen azap mahkumlarıdır.artık onlar günahı ortadan kaldırmışlardır.

ilmi olan okusun.bakın neler diyorum!

sonra da korku ile bastırdıklarına (ta doğuştan başlar)der ki; "işte din budur çocuklar,bekleyin,sabredin,yakında kurtulacaksınız!"

 

hani diyor ya sevgili iyi Allahımız; "muhammed,onlar elbetteki (biz fırsat versek) Rabbin bulunduğu yere (arş üssüne) gelmek isterlerdi!(Kuran)

ne oldu neden izin verilmiyor? hesap mı soralım??

kendisi yeryüzünde bu kadar bozgunculuk çıkartmışken ve çıkaracak iken!,

neden hala şu daha önceden tek halk olan insanoğlunu bölüp bölüp birbirine düşürüyor?

sınav mı? iyilik mi? erdem mi?

geç bunları! hepsi yalan!!

 

yoksa bu bir tür yıpratma politikası olabilir mi???

düşünelim bir bakalım kimmiş bu kendini "sevgili Allah" diye tanıtmış olan;

insan ırkının arasında ayrılık yok iken,ona savaş yükünü veren kim?

dünyada acımazsızlığın ve kötülüğün tohumlarını eken kim,biliyormusunuz siz bunu?

fesatı ilk ortaya atan kimdir,biliyormusunuz?

en çok kıskananın,en çok çekemeyenin kim olduğunu biliyormusunuz siz?

en çok hak yiyenin,en çok zulm edenin kim olduğunu bilmiyormusunuz yoksa?

size doğrusunu söyleyeyim ki; bunların hepsini bilmeye sizin ilminiz erdeminiz yetmez.

ama ben bildim! keşke hiç bilmeseymişim.keşke hiç olmasaymışım!

yazıklar olsun! yazıklar olsun böyle yöneticiye!

yazıklar olsun-kötülerin kötüsü iken,kendini iyi olarak tanıtmış olana-yazıklar olsun!

 

to be continued...

 

önceleri kendime hep şu soruyu soruyordum, madem  yaşanılabilir gezegen sadece dünya evren neden bu kadar büyük ve karmaşık? 

sanırım sorumun yanıtını buldum: bence cevabı şu olabilir yüce yaradanımızın sonsuz yaratma gücünün bir göstergesi...  Anlayanlar için ibretlik bir şaheser sadece...

Eminim daha fazla bulgulara ulaştılar ve bu bulguları yavaş yavaş insanlarla paylaşmak istiyorlar çünkü ortada konun hangi ucundan tutarsanız tutun 'Değer' denilen bir şey mevcut. Bu tıpkı şu olguya benziyor: Dünya şu anda 2012 yılında olmasına rağmen, aslında 2050 yılna tekamül eden bir teknolojya sahip. fakat Malesef insan oğlunun tekniği bu güne kadar kendi tekelinde tutma dürtüsü (ki bana göre aşşağlık bir dürütü) kapital yapıyı oluşturdu. Yani Teknolojiyi Bir sürüm, fabrikasyon haline getirdik. Yani işin özü; Bilimsel gelişmeler oligarşik düzende yer alanların arka bahçesindeki oyun alanı oldu. o Bahçeye kimse giremez çünkü telllerle çevrili. umarım konun dışına çıkmadım :) Emeğine Sağlık Muzaffer :)