Kuzey Kutbu hızla yok oluyor..
ABD’li bilim insanları, Kuzey Buz Denizi’ndeki buzul miktarının 2007’den bu yana en düşük seviyeye indiğini ve yaşanan gelişmenin en kötü iklim değişikliği senaryolarının gerçeğe dönüştüğüne işaret ettiğini belirtti.
Kuzey Kutbu’ndaki buzul miktarının korkutucu bir seviyeye indiği ve mevcut erime hızının birkaç hafta daha devam edebileceği uyarısı yapıldı. ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) ve Ulusal Kar ve Buz Veri Merkezi’nde görevli bilim insanları, Kuzey Kutbu’nda yaşanan gelişmenin ‘etkileri uzun süre hissedilecek iklim değişikliğinin habercisi olabileceği” uyarısında bulundu.
Yapılan son analizler, Kuzey Buz Denizi’ndeki buzul oranının, 18 Eylül 2007’de ölçülen miktara kıyasla 70 bin kilometre kare azalarak 4.10 milyon kilometre kareye indiğini gösterdi.
Birleşmiş Milletler (BM) için 2001 yılında hazırlanan iklim değişikliği raporunda adı bulunan Michael E. Mann, “İklim değişikliği hakkında fazla abartılı olduğu düşünülen bilim insanları daha fazla konuşmalıydı” ifadesini kullandı.
ABD’nin Pennsylvania State Üniversitesi’ndeki Dünya Sistem Bilim Merkezi’nin direktörü olan Mann, AFP’ye yaptığı açıklamada, “Maalesef elimizdeki veriler en kötü senaryolara işaret ediyor... Kuzey Buz Denizi’nin bazı bölgelerinde yaşanan erime hızı ve büyüklüğü, elimizdeki modellerin gösterdiğinden çok daha kötü” dedi.
Kuzey Buz Denizi’ndeki buzullar, Güneş’ten gelen ısının tekrar uzaya yansımasını sağladığı için Dünya’nın atmosferindeki ısının dengelenmesi adına çok önemli bir rol oynuyor.
İKİ YILDA ABD KADAR BUZUL YOK OKUYOR
Bilim insanları, Kuzey Kutbu’nda her yıl yaşanan buzul kaybının 155 bin kilometre kareye ulaştığını belirtti. Bu rakam, iki yılda ABD büyüklüğünde buzulun eridiği anlamına geliyor.
Ulusal Kar ve Buz Veri Merkezi’nden Walt Meier, “Geçmişte Arktik buzulunun kenarlarında erime yaşanır ama buzulun kendisi sert bir tabaka şeklinde dururdu. Bugün, Arktik buzulu parçalanmış bir yapı... Parçalanmış olması, buzulun erimesini ve bu sürecin hızlanmasını kolaylaştırıyor” dedi.
Dünya, son 10 yıl içinde 13 defa sıcaklık rekoru kırarken, Grönland’da yaşanan buzul erimesinin de deniz seviyesini tehdit edici boyutlara geldiği uyarısı yapılıyor. Bilim insanları ve aktivistler, atmosfere salınan gazların azaltılması için devletlerin harekete geçmesi ve büyük sosyal çalışmaların yapılması gerektiğine dikkat çekiyor.
Greenpeace yöneticisi Kumi Naidoo, buzullarda yaşanan erimeyi, “milyarlarca insanın hayatını tehlikeye atan bir gelişme” olarak değerlendirdi. Naidoo, “En son rakamların doğanın değil ancak fosil yakıtlara bağımlı olmayı sürdüren insanlığın neden olduğu bir durum olarak kabul ediyorum” dedi
KÜRESEL NAKLİYAT TEHDİDİ
Araştırmacılar, atmosfere salınan zehirli gaz miktarının azalması gerektiğine dikkat çekse de, ticari kaygılar buzulları tehdit eden yeni faktörler arasında yer alıyor.
Nakliyat şirketlerine bağlı gemiler, zamandan kazanmak için en az kullanılan güzergahları artık çok sık kullanıyor. Washington merkezli Küresel Gelişim Merkezi raporuna göre, ABD ve Çin gibi ülkeler gaz salınım oranını azaltsa bile, gelişmekte olan ülkelerin fosil yakıt kullanımı bu çabaların üzerini örtüyor.
Yorumlar
Emegine saglik guzel paylasim
Emegine saglik guzel paylasim :)
buzullar erise hatta yok olsa
buzullar erise hatta yok olsa bile dünya yine kendi dengesini bulacaktır, Allah izin verirse dünya yok olur ancak
Tabii ki Dünya dengesini
Tabii ki Dünya dengesini bulur.Önemli olan kaç bin kişinin hayatını kaybedeceği.Kaç şehirin sular altında kalacağı.Dünya büyük bir felaket yaşıyor.Uyanın artık!
Gerçekten sonucu tahmin
Gerçekten sonucu tahmin edilemezler sürecine girilmiş görünüyor,İnsanlık Ticaretin boyutlarını Buzulları kapsama alanına alacak kadar genişlettiğine göre sonucunada katlanacak demektir.Yıllardan beri zararlı gaz üretimi ve bununla ilgili uluslararası anlaşmayı ısrarla imzamalayan birkaç ülke vardı,Hepside ekonomik bencilliğin tavan yaptığı ülkeler bunlar.Buzullarla birlikte bizlerde erimeye başladık nasılsa artık,Gerisi yıllar içinde gelir.Ben zaman zaman düşünmüşümdür,acaba petrole dayalı endüstri ile insanlık tanışmak zorundamıydı,petrole dayalı araçlar yapılmak zorundamıydı,yoksa kolay olan mecburen seçilecekmiydi,Tam o sırada bambaşka bir teknoljinin ucu açılamazmıydı,Fosil yakıt sonun başlangıcıysa bundan neden hiç rahatsızlık duyulmadı ve sadece kaporta yenileyen bir teknoloji ile ekonomik hayat ilişkilendirildi,Bilmiyorum,Hayal gibi olacak ama zamanda bir kırılma olsaydıda petrol hiç yeryüzüne çıkamasaydı..
Buzulların erimesini durduracak sihirli değnek yoksa,Sahiden başka bir gezegene taşınmak zorunda kalınırmı acaba?Yaradıcımızın bize verdiğininin de içine ettik ya,Ne kadar övünsek azdır...Evelde temizlik imanın yarısıdır'ı anlayamamışız..