Temas Bilgileri
NASIL YOLCULUK EDEBİLİYORLAR ?
Eterik varlıklar , eterik uzayın bir bölümünü iyonize ederler , düşüncelerini gidecekleri yere akort ederler. Bir anda gemileriyle bu hedefe ulaşırlar ve gemileri dünyamızın atmosferinde materyalize olana kadar da titreşimsel frekanslarını düşürürler. Bu ışınlanma sürecinin geriye doğru uygulanmasıyla da bir anda kendi boyutlarına geri dönerler. Eterik varlıkların son derece şaşırtıcı ani ortaya çıkışları ve kayboluşları da böyle açıklanmaktadır.
Yer çekimin etkileyen “ geriye dönüşlü elektromanyetizma “ kullanarak saf magnezyumla gemileri işliyor. Yer çekimini geçersiz kılan bir sistem kullanıyorlar , çok ağır bir sıvı bir tüpte dolaşıyor , manyetik bir alan yaratıyor. Ama sıvı ışık hızında radyasyona maruz ve bu nedenle sıvı tüpten çıkarken öbür ucundan içeri giriyor… Görece hızı sonsuz.
Bütün gezegenlerin çevresinde , çeşitli enerjilerden meydana gelen muazzam bir enerji şebekeleri bulunuyor. Üst uzay bizim toplumumuz için hala büyük bir sır. Ancak üst uzaya hükmettiğimizde , onların gemilerinin hızının nedenlerini anlayabileceğiz. Onlar , üst uzaya, kendi manyetik alanlarına ek olarak , evreni çevreleyen mineral gazlara çok benzeyen elementlerin enerjisini kullanarak erişiyorlar. Birçok kez de , enerji şebekeleri tarafından gönderilme yolunu seçiyorlar. Bu şebekeler , enerji sürtünmesi yolu ile uzayda parçalanmalarını önlüyor.
Dünya dışı varlıklar gelişimle birlikte teknolojinin kölesi olmanın tam tersine , ruhsal güçleri ve enerjileriyle teknolojiye hakim olmuşlar ve onu evrensel kurallar dahilinde barışçıl amaçlarda kullanıyorlar.
NEDEN BURADALAR
o Bazıları tamamen bilimsel bir görevle buradalar.
o Evrensel bilgi , geçiş dönemine hazırlık.
o Dünya karantinada , uyarı.
o Genetik ve biyolojik testler , genetik deney programı , bir melez-ırk yaratılıyor , ırk analiz programı
o Kozmosun dengesini tehlikeye sokuyoruz. Nötralizasyon çalışmaları ( Nükleer , hava kirliliği , vb…)
o Amaçları her türlü denetim . Dünya yüzeyinde tohumlanmış uygarlığın gelişimini izliyorlar , bu gelişime zararlı olacak bazı olaylara bir dereceyekadar müdahale ediyorlar. Temel görevleri zararlı varlıkları ortadan kaldırmak. Galaksimizde negatif güç taşıyan uzaylılarda var. Bunların en önemli ihtiyaçları ise enerji. Gelip dünyamızdan enerji çekiyorlar. Dünyanın öz enerjisini yani cevherini çekiyorlar. Bu enerji azalınca da denge bozuluyor. , doğal afetler ve volkanik patlamalar oluyor. Dünya tıpkı canlı bir varlık gibi , enerjisini yitirdikçe rahatsızlanıyor. Pozitif güçler , negatifleri engellemeye çalışıyor.
o Dünya gezegenine gelen Uzay Komutasının misyonu , bizim gezegenimiz üzerinde çalışmalar yürütmek , bu zorlu günlerden geçişini kolaylaştırmak amacındadır. Birçok galaksilerden gelen en üst düzeydeki bilim adamları burada fiziki gezegenimizle ciddi bir şekilde ilgili olan hususları gözden geçirmektedirler.
o Nükleer , biyolojik ve kimyasal silahların yarattığı büyük tehlike ! Arta çevre ve atmosfer kirliliği , kutup değişiklikleri…
o Amaçları ırkımızın tekamülünü tamamlayabilmesi.
UFO’LARIN TEKNİK YAPISI VE PROPULSİON SİSTEMLERİ
UFO’ların çalışma ilkesi gezegenlere benzemektedir. Elektrik ; çekim ve mıknatısiyetteki armonilerin ( uyumluluğun ) birleşmesi , gezegenleri döndüren , yörüngeye oturtan ve galaksilerin dönmesine neden olan gücü ortaya çıkartır. İşte UFO’ların enerji kaynağı da gezegenlerdeki statik (durağan,durgun) enerji alanlarından enerji çekmesi esasına dayanır.
Elektro çekimsel UFO , çevresindeki alanın yerel bir yönelmesi olan kendi ‘tepe’’sini oluşturur. Sonra kendi tepesini istediği herhangi bir yönde ve sınırsız bir ivme altında kendisiyle birlikte götürür.
UFO’lar pozitif polarlık kutbu olan iyice yüklü bir iletme kenarına gerek duyuyorlar. Bu tip yüklü kutup elektriksel bir korona* üretir. UFO’lara ısı engeli yada yüzey sürtünmesi söz konusu değildir. Aranan maddesel iletme kenarı , önündeki elektrikle yüklü alanın oluşturduğu bir boşluğa gider.
Çekimin hem sesle , hem de elektro-çekimsel yoldan kaldırılmasını temin eden “rezonans”dır. Çekim , matrisin atomik yapısının kütle izafidir.
UFO’lar elektro-statik manyetik araçlardır. Araç hız kazandıkça dış alan koronası , aracın ilerlerken kestiği güç hatları ile hızına izafi olarak genişler. Aracı çepeçevre saran bu korona kütlesi ile yüküne izafi olarak hızının enerji oranına göre parlak beyazdan , kırmızı , kavuniçi , sarı , yeşil , mavi ve mora kadar görünür. Spektrumun (tayfın) çeşitli renklerine bürünebilir.
Aracın dış ve iç kabuk yapısında birbirinden farklı madenler kullanılmakta olup ;
Dış kabukta;
Magnezyum,
Alüminyum,
Titanyum,
Kalsiyum,
Baryum .
İç kabukta :
Demir,
Silikon,
Sodyum,
Lityum,
Titanyum,
Alüminyum.
İç ve dış kabukları ayıran , cıva alaşımıyla kaplanmış izolasyonundan ötürü araç ,bir yüklenmeye maruz kalır. Dolayısıyla , aracı negatif yüklü dış kabuk yüzeyinde taşıyan büyük bir çift levhalı pil sayabiliriz. Dış kabuğunda negatif bir polarlık yükü taşıyan bir uzay aracının dış yüzeyi hiç ısınmadan saatte binlerce millik bir hızla nasıl uçtuğunu böylece kavrayabiliriz.
* ( Corona ) Korona : İki iletken arasında yüksek voltaj tatbikinde meydana gelen elektrikli deşarj.
UFO ’LARIN TEKNİK YAPISI
Gemiye hız veren güç , doğal olarak gravitasyon alanı niteliğinde bir şeydir. Bu güç , sadece aracın atomlarını etkilemekle kalmayıp, içinde bulunan pilot ve yolcuları da Aynı derecede tesiri altında tutar. Bizim uçaklarda durum tamamiyle aynıdır. Bizim jet yada pervaneleriniz var , bunlar yardımıyla aracımızın bir tarafına uygulanan itme gücü , aracımıza hız sağlamakta , fakat içindeki insanlara değil. İçindeki insanlar , altlarındaki koltuk hareket ettiği için , dolaylı bir yoldan hareket kazanırlar. Dolayısıyla biz , bir hız hissetmeyiz. Onların tek akselerasyon limitleri , kullandıkları alanın limitidir.
Geminin orta bölmesinin tam üst kısmına rastlayan davul şekilli kısım diferansiyel akümülatörüdür. Esas olarak bir bataryadan ibaret olup , doğal enerji kaynaklarından herhangi biriyle şarj olabilir. Sözgelimi , bizim atmosferimizde , oldukça yüklü olan iyonize gaz tabakaları vardır. Uzay gemisi , Dünyanın yörüngesine göre bu tabakalara yerleştirildiğinde , bu enerjiden yararlanmak mümkün olmaktadır. Hem bu durumda uzay aracı , güneşten gelen devamlı enerji elektronları akımının etkisindedir.
Yukarıdaki açıklamada ‘yük’ ( charge) kelimesinden , akümülatörün kutupları arasındaki potansiyel farkı kastediliyor. Akümülatörün kutupları her zaman için hazır elektron ihtiva etmektedir. Kontrol mekanizmasıyla bu elektron akımları , aracın taban ve tavanında gördüğün güç bobinlerine ( force rings ) yöneltilir. Uzayda hareket eden bir elektronun etrafında , bir manyetik alanın oluştuğunu bilecek kadar elektro-dinamik bilgimiz var. Bu güç bobinlerinden dışarı doğru püsküren elektron akımı , esaslı bir manyetik alan meydana getirir. Bobinlerden çıkan bu elektron akımının yönü ve amplitüdü kontrol edilebileceğinden ( ki , bu çoğu zaman tek bir bobinle idare edilir ) alt ve üst kısımlardaki bobinler arasında, yada aynı bobinin segmanları arasında , manyetik rezonans yaratabilmekteler. Yine biliyoruz ki , şiddeti değişen bir manyetik alan , bir elektrik alanı oluşturur ki , belirli bir anda, amplitüdü eşit , işareti zıttır. Ve manyetik alana göre dikey durumdadır. Bu iki alan karşılıklı rezonans hale geçtikleri zaman bir genel alanın merkezi , aracın gravitasyon merkezine uyarsa , bundan doğacak tek sonuç , aracın kütlesinin yukarı doğru hareketi olacaktır.
Genel gravitasyon merkeziyle , alanın merkezi uyuşmadığı zamanlarda , araç o merkeze doğru bir hız kazanacaktır. Bu alanı oluşturan sistem , aracın bir kısmı olduğundan , herhangi bir kesiklik olmadan , genel çekim merkezi aracın gravitasyon-alan merkezinin az ilerisinde olan bu alanı yaratacaktır. Ve bu alan , oluştuğu sürece , araçta bir akselerasyon görülecektir. Şöyle bir benzetme , anlayışı kolaylaştıracaktır:
Bir at arabası
Bu bilgileri bir adamdan aldım saolsun beni kırmadı :) grubumda yayınladı ...
Yorumlar
DDV ların Dünya evren
DDV ların Dünya evren ilişkisine doğrudan müdahale yada tohumlama çalışmaları nedeniyle bizi ziyaret ediyor olmaları eskiden beri var olan teoriler olup konuyla ilgili net ve herkesin kabul ettiği bir gerçek aslında yok.Yani biraz düşününce ilk akla gelen şeyleri gerçekmiş gibi sunmanın gereği yok.Negatif ziyaretçiler de Pozitif ziyaretçilerin olması kadar doğal olup(evrendede dünyamızda olduğu gibi kavramlar varsa)Kısaca güneş sistemi dışında olup bitenlerle ilgili bilgi düzeyi oldukça sığ olması nedeniyle geriye kalan hayali olanla gerçek olan birbirini tamamlıyor gibi yorumlar.Bilimden yanaysak temkinli olmayıda elden bırakmamak gerekiyor.Ortada dolaşan bir konu daha var oda nerden kimden yayınlandığı belli olmayan güya ddv lar tarafından dünyaya hitaben yazılmış çağrı benzeri gönderiler.Bununda aslında asparagasdan öte bir gerçekliği yok bence.Meier le ddv ların diyaloğunu bilen herkes buna benzer yazıları türetebilir.muzaffer arkadaşın dediği gibi elle tutulurluk yani maddesel haline dokunamadığımız müddetçe ddv ların ziyaret için kullandıkları araçlar bile dokunma duyumuz kadar gerçek değil,keşke öyle olsa,en az herkes kadar bende şüphe etmek istemiyorum,sadece her sunulan şeyi gözü kapalı doğrudur demek içimden gelmiyor.evet bu benim düşüncem.
Ben de bu şekilde
Ben de bu şekilde düşünüyorum. Birgün gerçek fiziksel kanıtlar veya kendi yaşadığımız bir deneyim olursa kuşkularımız gidecektir. Umarım olur :)
arkadaşlar madem bu kadar
arkadaşlar madem bu kadar bilgi var ufo larla ilgili neden açıklanmıyor ve geçen gün arkadaşlar ufo gördük acayip tırstık böle saldırcak gibi duruyo sonra gitti.
o Bazıları tamamen bilimsel
o Bazıları tamamen bilimsel bir görevle buradalar.
o Evrensel bilgi , geçiş dönemine hazırlık.
o Dünya karantinada , uyarı.
o Genetik ve biyolojik testler , genetik deney programı , bir melez-ırk yaratılıyor , ırk analiz programı
o Kozmosun dengesini tehlikeye sokuyoruz. Nötralizasyon çalışmaları ( Nükleer , hava kirliliği , vb…)
vs. vs.
ama bunları dünyaya duyurmaları için anlaşmış ortakları bunları dünyaya duyurmuyor..
Maddeye dayalı olan hiç bir
Maddeye dayalı olan hiç bir canlı düşünce hızı ile hareket edemez..Düşünce hızı demek ışık hızını bile kat be kat geçmektir..Işık hızında veya düşünce hızında sadece madde ötesi olan varlıklar hareket edebilir..Görünmez varlıklardan bahsediyorum..Eterik beden dediğinizde eğer maddeyi kasdediyorsanız bu benim yazdığım gibidir.Ama eterik beden ile ışık veya bir tür görünmezliği kasdediyorsanız, o zaman sizin yazınızın ilk paragrafına katılırım..
Fakat ilk paragrafta bunların eterik oluşunu kabul edip,yazınızın sonraki bölümlerinde bu eterik kavramının yerine maddeselliğe yer veriliyor..Yani bu bahsettiğiniz canlılar o zaman hem eterik hem madde özelliği taşıyor ki;burada biraz mantıksızlık var gibi..Daha doğrusu bu yazıyı yazan kim ise, uzaylı diye tabir edilen dünya dışı canlıları hem bildiğimiz canlı olarak anlatmış,hemde canlı dışında görünmeyen varlıklar olarak anlatmış...
Görünmeyen varlıkların bir uzay aracı kullanma ihtiyaçları olamaz,fakat kendilerini bizlere uzaylı diye gösterebilmeleri için bunu yapıyor olduklarına inanıyorum...Ayrıca düşünce hızı ile hareket edebilen bu canlıların bir UFO ya sahip olmalarıda gereksiz olur.Öyle ya...düşünce hızı yeteneği olan bir canlı neden bir UFO ya gereksinim duysun..Yazıda çok tutarsızlıkların olduğunu üzülerek belirtmek isterim.....