Ana içeriğe atla
15 Nisan 2011 tarihinde evangelium tarafından gönderildi

Melekler Aslında Uzaylılar!

Buluntuladığım ve Kamuoyuyla paylaşmak istediğim gerçekler şunlardır:
Muhammed zamanında Ufolara tanıklık edilmişti. Kütüb-ü Sitte'de yer alan 426.  hadis:

 426 - Useyd Ibnu Hudayr (radiyallahu anh)'in anlattigina gore: "Geceleyin, (hurma harmaninda iken) Kur'an'dan Bakara suresini okuyordu. Hemen yakininda da ati bagli idi. Birden bire ati sahlandi. Bunun uzerine sukut ederek okumayi birakti. At da sukunete geldi. Useyd tekrar okumaya baslayinca at yine sahlandi. Useyd yine sukut edince at da sukunete erdi. Az sonra yine okumaya baslayinca at da sahlanmaya basladi. Oglu Yahya, ata yakindi. Ona bir zarar vermesin diye attan uzaklastirmak icin yanina gitti. Bir ara basini goge kaldirinca bir de ne gorsun! Gokte semsiye gibi bir sey ve icerisinde kandilimsi nesneler var.
Sabah olunca kosup gorduklerini Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a anlatti. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) kendisine: "O gorduklerin neydi bilir misin?" diye sordu. "Hayir!" cevabi uzerine acikladi: "Onlar melaike idi. Senin sesine gelmislerdi. Oyle ki, sabahleyin herkes onlari seyredebilecekti, cunku halktan gizlenmiyeceklerdi."
Buhari, Fedailu'l-Kur'an 15; Muslim, Musafirin 242, (796). (http://www.kuranikerim.com/kutubi-sitte/430.html)

Aktarılan Arapça metinde 'el misbahul zücace' sözcüğü geçmektedir. 'Misbah' bilindiği üzere ışık veren nesne, 'zücac' cam ve benzeri nesneleri ifade etmektedir. 'Şemsiye' sözcüğü de görülen nesnelerin ne kadar 'Ufo' betimlemesi olduğunu ortaya koymaktadır. (Arapça anladığım için, orjinal metin çevirisinden daha ayrıntılı betimlemeler içeriyor)
Asıl can alıcı nokta bu görülen nesnelerin Muhammed tarafından yorumlanmasıdır. Elçi Muhammed, bu nesneleri 'melaike yani melekler'olduğunu söyler.
Bu tanımlama benim çok dikkatimi çekti. Ve araştırmalarımı bu tanımlamaya yoğunlaştırdım. Ve sonuçta Meleklerin aslında uzay dışı yaşam formları olduğunu açıkça saptadım.
'melek' sözcüğü Aramice, İbranice ve Arapça gibi Semitik dillerde 'haber-haberci' anlamlarına gelir. İngilizce 'de 'angel'dır ki bu sözcükte Grekçe aslından türemiştir. Yani 'incil' sözcüğü ile 'angel' sözcüğü aynıdır.
Şimdi bu tanımlamalarla Kuran'ın anlatım ve betimlemelerine yönelelim:
Mürselat suresi(Gönderilenler bölümü):
1. Arkası arkasına Gönderilenlere,
2. Savurup atanlara,
3.Yaydıkça yayanlara
4. Ayırdıkça ayıranlara.
Ancak asıl tanımlama ve Ufo betimlemesi Necm suresi(Yıldız bölümünde) yeralmaktadır:
4. O sadece bildirilen vahiydir.
5.Allemehu şedidul kuva(Öğretir şiddetli güç)
6.ZU mirratin festeva(Zu mirra: zu sözcüğü Arapça 'sahiplik' anlamı verir. Zulkarneyn  gibi.'Mirra' daire demektir.
'Festeva' sözcüğüGrekçe'den Arapça'ya geçen 'istiva'sözcüğünün varyasyonudur.Bu sözcük Türkçe'de 'istif'olarak karşılık bulur.
Ayet anlamı en uygun biçimiyle:'Daireler sahibi yoğunlaştı'dır.
7. Ve huve bil ufukul ala(Ve O üst ufuktaydı)
8. Sümme dane fetedelle. (Sonra alçaldı kavislenerek)
9. Fe kane Kabe kavseyni ev edna( Oldu iki ok atımlık ya da daha alçak)
10.Fe evha ila abdihi ma evha(Vahyedilecek-Bildirilecek bildirildi kuluna)
11. Ma kezzebe fuadu ma raa (Yalanlamadı gördüklerini)
12. Efetümarunehu ala ma yera( Yürüdüğünde gözlerinin üstünde)Yani görülen nesne yürümüş,ve Muhammed buna tanıklık etmiş.
13. Ve lekad raehu nezleten uhra(Kuşkusuz O'nu daha öncede görmüştü.)
14.İnde sidretul munteha(Sınır ağacının bulunduğu yerde)Romalılardan kalan bir uygulamayı Araplarda devam ettiriyorlardı.Kentin yani Mekke'nin sınırlarını belli etmek için büyük Sidre ağaçları konulmuştu.Muhammed ilk Ufo tanıklığını burada yaptı.
15.İndehu Cennetu Me'va(Me'va Bahçesinde) Burası eski Mekke'de bulunan bir hurma bahçesidir.
16. İz yağşe sidretu ma yağşe( Kapladığında ağacı kapladığıyla)
17.Ma ze gal basar ve ma tağa( Gözü kaymadı ve şaşırmadı)
18.Lekad raa min ayeti Rabbihi Kübra(Kuşkusuz gördü Efendisinin en büyük işaretini)
Bu ayetler Muhammed'in Medine'ye göçü öncesinde Mekke'de inmişti. Muhammed'e , Dünya dışı yaşam formları tarafından bildiriler gönderiliyordu.
Bu bildiriler, dünya dışı yaşam formlarının teknolojik aygıt vb.araçlaryla gerçekleşiyordu. 
Muhammed'in bu bildirileri alış biçimleri değişik hadis kitaplarında yeralır. Bu sözler, oldukça önemli betimlemeler içermektedir:
Vahiy, arı vızıltısı, iki demir tencere kapağının birbirine sürtmesi, bir zincirin çıplak kayalarda sürtülmesi biçiminde gelmektedir. Dolayısıyla uzaylılardan seçilmişler(Kuran meleklerdende elçiler olduğunu belirtir.)yeryüzünden seçilmişlere bildiriler getirmektedir.
 
 Dolayısıyla melekler olarak bilinen varlıklar aslında ne ruhsal ne de mistik formları olan yaratıklardır. Tam tersine görülebilen ve tanıklık edilebilen dünya dışı varlıklardır.Biz bunları Ufolarıyla yolculuk yapan uzaylılar olarak biliyoruz.
Kaldı ki Bakara suresinin 30 ve devam ayetlerinde belirtildiği Melekler yeryüzüne inmişler ve Adem'in yaratılmasına tanıklık etmişlerdir.
Adem yaratılırken Melekler,Tanrı'ya yeryüzünde fesat çıkarıp kan dökecek varlık mı yaratacaksın diye sorarlar. Bu aslında meleklerin yeryüzündeki tanıklıklarının işaretidir. Modern insan (Homo sapiens sapiens) yaklaşık 100000 yıldır vardır. Daha öncesinde varolan Homo Neandertaller ise 120000 yıl önce kendi ırklarını savaşlarla yoketmişlerdir. Dolayısıyla Meleklerin yani uzaylıların dile getirdiği bu gerçektir. Uzaylılar Homo Neandertallerin genlerini alıp revize ederek, biyolojik çamurda Adem'i yarattılar. Bu yaratılış, yeni bir ırkın ortaya çıkışıydı ki bu olayla uzaylıların doğrudan müdahalesi vardır.
Kuran, din adamları tarafından yanlış anlaşılması için uğraşılan Kutsal bir kitaptır. Örneğin Kuran, 'Semavat' 'Gökler' sözcüğüyle salt yeryüzünün göğü olan atmosferi kasteder. Oysa tüm din adamları bunun  'evreni' ve ya 'tüm uzayı' dile getirdiğini söyler. Oysa ki Kuran'da ki 'arş' sözcüğü 'uzayı' dile getirir. Muminin suresi 7. ayet: 'Arşı(Uzayı)yüklenen ve çevresindeki melekler Tanrı adına gerçeklikle devinir. Dolayısıyla Melekler uzaylıların ta kendileridir. Şeytan ya da İblis ise Melektir yani uzaylıdır. Ancak İblis (diablos) ya da şeytan(şatan-satan) daha kısır, verimsiz bir gezegende evrimleşmiş bir ırk olduğu için insan ırkını kıskanır.Uzaylılarda da şeytani ırkların, kötücül ırkların varlıklarını biliyoruz.
Yine cennet olarak bildirilen yer aslında yeni bir gezegenden başkası değildir. Bu gezegende başka bir hümanoid ırk yaşamaktadır. Dikkat edilirse bu ırkın özellikleri Kuran'da sıralanmaktadır. Huri adıyla, yumurta gibi beyaz, iri gözlü dişiller,Gılman adıyla yine beyaz, güzel erillerden. Bu betimlemeler aslında o gezegende yani gezegenimizden daha verimli bir gezegende yaşayan evrimleşmiş bir ırktır. Tanık olunan uzaylı betimlemelerinde benzer varlıklara tanıklık edildiği anımsansın!
(Bu konudaki tüm bilgiler, Murat Tetik tarafından buluntulanmıştır. Her hakkı mahfuzdur)  

Yorumlar

Konunun son bölümünde geçen uzaylıların ademi yaratması çok saçma,tamamen kişiselliğe dayalı bir görüş belirtilmiş, gerçek ise hiçte böyle değil,kuranda gerçeği yazıyor açar bakarsınız..

Meleklerin uzaylı olması halinde o zaman gerçekte var olan uzaylıları hangi kimliğe sokmak gerekecek.Uzaylılar melek değildir tamamen bizler gibi yiyen içen düşünen canlı varlıklardır ve Meleklerde uzaylı değildir.Allah meleklerini uzaylılar statüsüne sokmuyor ve onları kendi ilmi ile yarattığını ve nurani varlıklar olduklarını söylüyor iken,melekleri uzaylı olarak göremeyiz.Bu konudaki düşünce kişisel olmakla beraber yanlış bir düşüncedir..

kardeşim biraz kur-an oku dini kitaplar oku...Bir tarikat uzaylıların tanrı olduğuna inanır...Sakına sende onlar gibi olma sona doğru güzel ve inandırıcı bir yazıyken sonradan muzaffer bey in dediği gibi kişisel görüşe çevirmişsin...Kur-an daki biligileri bilmeyen bir insan bunlara inanabilir 

saygılar...

evangelium nickli arkadaşımın uzaylıların melek olduğu ile ilgili iddiaları ile ilgili olarak Turan Dursun'un "Evren Bir Şaka Mı?" adlı kitabını öneririm.Son yazdıkları ile ilgili olarakta en favori yazarım olan zecharia sitchinin sümer tabletlerini deşifre ederek yazmış olduğu dünya tarihçesi kitap serisi.Özellikle 12.gezegen kitabı.Bu kitapta dünyadaki insanımsılar üzerinde genetik oynamalar yapılarak ilk insanın yaratılışının hikayesi var.Yani Adem.Sümer tabletleri birçok kutsal kitaba alıntı olarak geçmiştir.Kaldı ki bu konuda sevgili ATATÜRK te arkadaşı Tahsin Mayatepek'i amerikaya gönderip mayalar üzerinde ve sümerliler hakkında araştırmalar yaptırtmıştır.Mayatepek orada inanılmaz bilgiler bulmuştur.Mayatepekin bulguları ile ilgili olarak  Atatürk bazı bilgileri engellemiş bu bilgilerin toplum üzerinde yanlış etkiler bırakacağını bildirmiştir.Sümer tabletleri Ademin yaratılışı ile ilgili olarak çok ayrıntılı bilgi vermiştir.Ben de kişisel fikrim olarak uzaylı dostların bizim atalarımız olacağını düşünüyorum.(Allah ya da Tanrı Ya da Büyük yaratıcı anlamını yüklemeyerek.)

Sevgili ttayfunn,biraz üstü kapalı yazmışsın :) yani ilk insan yaratıldıktan sonra mı uzaylılar genleri ile oynamış,yoksa ilk insan yaratılma esnasında mı genleri ile oynanmış.

Böyle ise, ilk insanı yaratan yaratıcının ben yarattım fakat siz istediğiniz müdahaleyi yapabilirsiniz şeklinde bir anlam çıkıyor.

Böyle değilse yani ilk insan yaratılırken bir müdahale söz konusu ise o halde yaratıcı neden kendi yaratmakta olduğu bir canlıya müdahale ettirsin şeklinde bir anlam çıkıyor.

Aslında biraz daha detaylı fikir verseydiniz daha açıklayıcı olarak yazabilirdik.Teşekkürler ttayfunn..

Sevgili Muzaffer,ev taşımam dolayısıyla ancak arada bakabiliyorum foruma.Bu çok uzun bir anlatım gerektiriyor aslında.O yüzden kaynak kitapları verdim.Ama az da olsa yazayım.Bu kitapları okuyacak arkadaşlar çok ama çok ayrıntılı bilgi bulacaktır(zecharia sitchin).
Marduk gezegeni kendi içinde global bir afet ile karşı karşıya.Altın bulunması gerekiyor.(dediğim gibi mutlaka zecharia sitchein'in tüm dünya tarihçesi kitaplarını okumak gerek.)Altını bulunur.Bu gezegen üzerimizde yaşadığımız gezegen olan Dünya.Sonra marduk gezegeninden gelenler altın çıkarmaya başlarlar ve bir zaman sonra bu işleri dünya üzerinde insana benzeyen iki ayak üzerinde yürüyebilen canlılara yaptırabileceklerine karar verirler.Genetik olarak yüzlerce defa denemelerden sonra kendilerine benzer
(((((
Tevrat

Tekvin 1:
26 Tanrı, “İnsanı kendi suretimizde, kendimize benzer yaratalım” dedi, “Denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, evcil hayvanlara, sürüngenlere, yeryüzünün tümüne egemen olsun”

27 Tanrı insanı kendi suretinde yarattı Böylece insan Tanrı suretinde yaratılmış oldu İnsanları erkek ve dişi olarak yarattı
(Ayrıca bkz Tekvin 5:1)

İncil

1 Korintliler 11:
7 (…) Çünkü erkek Tanrı’nın benzeyişinde olup Tanrı’nın yüceliğini yansıtır Kadın ise erkeğin yüceliğini yansıtır

Kütübi Sitte

3457 - Hz Ebu Hureyre (ra) anlatıyor: “Resûlullah (sav) buyurdular ki: “Sizden biri kardeşiyle dövüşünce yüze vurmaktan sakınsın”

Müslim’in rivayetinde şu ziyade var: “…zira Allah Adem’i kendi suretinde yaratmıştır”
Buhari, Itk 20; Müslim, Birr, 112, (2612)

Sahih-i Müslim / 45- İyilik, Sile ve Âdâb Bahsi / 32- “Yüze Vurmanın Yasak Edilmesi” Babı
115- (…) Bize Nasr b Ali El-Cehdamî rivayet etti (Dedi ki): Bana babam rivayet etti (Dedi ki): Bize Müsennâ rivayet etti H Band Muhammed b Hatim de rivayet etti (Dedi ki): Bize Abdurrahman b Mehdi, Müsennâ b Saîd’den, o da Katâde’den, o da Ebû Eyyûb’dan, o da Ebû Hureyre’den naklen rivayet etti Ebû Hureyre, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdu demiş İbnu Hâtim’in hâdisinde ise Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’den naklen ibaresi vardır:
“Biriniz kardeşiyle kavga ederse yüzden kaçınsın! Çünkü Allah Âdem’i kendi suretinde yaratmıştır” buyurmuşlar

Sahih-i Müslim / Cennet / 11- “Cennete, Kalpleri Kuş Kalbi Gibi Olan Bir Takım Kavimler Girecektir” Hadisi Babı
28- (2841) Bize Muhammed b Râfi’ rivayet etti (Dedi ki): Bize Abdürrezzak rivayet etti (Dedi ki): Bize Ma’mer, Hemmam b Münebbih’ten naklen haber verdi Hemmam: Bize Ebu Hureyre’nin, Resûlullah (sav)den rivayet ettikleri şunlardır… diyerek bir takım hadisler nakletmiştir Onlardan biri de şudur: Resûlullah (sav): “Allah (Azze ve Celle) Âdem’i kendi suretinde yarattı …” buyurdular))))

olarak insanı ortaya çıkardılar.Bu şekilde devam ediyor.
    Kısacası dünya üzerinde yaşayan biz insanlar belki 2012 de ,(Mayaların da dediği gibi "2012 de Atalarımız geri dönecek") atalarımız ile karşılaşacağız..İleride belki bizde kaynaklarımızı tükettiğimizde kendi gezegenimizi kurtarmak adına bu tür yolculuklarda bulunabilir,Orada bulabileceğimiz farklı canlılar üzerinde genetik oynamalar yaparak kendi benzeyişimizde yeni varlıklar oluşturabiliriz.Bu gayet doğal ve olağan.Görüşmek üzere sevgiler..

Sevgili ttayfunn kolay gelsin diyorum,ve konu ile ilgili olarak ta,tanrının insanı kendi suretinde yaratması diğer kutsal kitaplarda ve kuran'da geçmektedir ve kuran'da allah kendi ruhundan insanı yarattı olarak geçer,yani dış bir müdahalenin olamayacağı açıkça belirtiliyor,ve yine insana müdahalenin başka gezegenlerdeki varlıklardan değilde daima tanrıdan-yaratıcıdan-ilahtan geldiğini ve başka canlıların her hangi bir müdahalesinin olmadığı ve olamayacağı da yine bütün kutsal kitaplardaki ayetlerde sık sık geçmektedir,ve böyle bir müdahalenin olmayıp olamayacağı yaratan tarafından da özellikle vurgulanarak söyleniyor ki,eğer bir düşünce bir medeniyet veya her hangi bir şahıs vs,bunun aksini söyler ise yani yaratma esnasında ve sonradan müdahale ettik denirse o zaman yaratıcıya da eş koşmak onun işine müdahale etme anlamı çıkar,ve marduktan ve diğer gezegenlerden insan yaratma ve insana müdahale hususunda her hangi bir müdahalenin olmasının da bu anlamda olamayacağını düşünmekteyim..Fakat bütün bunları yaratıcı olduğu için bu şekilde düşünmemiz gerekir, fakat yaratıcısız düşünülen bir evrende ise o zaman istenilen senaryo zaten istenilen biçimde olabiliyor.. Teşekkürler sevgiler..

Sevgili Muzaffer Kendi dünyamızda da genetiği değiştirilmiş bir çok canlı ve bitki örnekleri var.Gelişim için bu kaçınılmaz.Din buna karşı çıksa da bu her zaman yapılacaktır.Sonuçta bunun yapılmasına izin verilmişse bu Yüce yaratıcının varlığını yok saymak anlamına gelmez.Bu da O'nun planının bir parçasıdır.Ayrıca cinler tarafından alı konulan insanlar var bu dinen yasak olsa da başkla bir varlığın başka bir varlığa müdahelesidir.Kendi fikrime göre bana anlamsız ya da olamayacak bir iş gibi gelmiyor.Sonuçta bizden binlerce yıl ileride olan bir uygarlık.İsterse yapabilir diye düşünüyorum.

Zorunlu ve Çok Önemli Bir Açıklama: Kuran'ın Mesajını anlamada çelişkiye düşülen bir nokta şudur. İslam'ın en önemli sözcüğü : 'Sübhanallah': Herşeyi devindiren (hareket ettiren) Allah'tır. Kuran derki: ' Allah, Musa'ya ilim(bilim) verdi.' Oysa Musa, zamanında öğrenim görmüştü. Dolayısıyla Musa nerede öğrenim görürse görsün,bilimi veren Allah'tır. Tıpkı marketten alışveriş yapan bizlere,yiyecekleri ve içecekleri Allah'ın vermesi gibi.

Sonuçta ne olursa olsun,Herşeyi yaratan Allah'tır. Muhammed'e Kuran'ı bir elçinin getirdiğini bizzat Kuran belirtiyor. Dolayısıyla Kuran'ı getirenin uzaylılar olması, Kuran'ı indirenin aslında Allah olduğu gerçeğini değiştirmez. Bu yeni bir New Age akımı değildir. Kaldı ki New Age akımı varsa bunun başlatıcısı kuşkusuz İslam yani Barış dinidir! Çağlar boyunca Barış(İslam) mesajını anlamsız,kanıtsız,spiritüalist ve mistik hurafelere boğan din adamlarının saçmalıklarının ardında tamamen somut,açık,bilimsel Barış(İslam)mesajlarını okuyabiliyoruz. 
Barış(İslam)'ın mesajını anlamak için 1500 yıl önce varolan ve günümüzde de varlığı devam ettiren paganizm(müşrikçilik)anlayışlarının iyice algılanması gerekir. Bu anlamda Musa,İsa ve Muhammed, gezegensel evrimin başat önderleridir.

Sözleriniz doğru bunlar bilinenler olmakla beraber anlamakta zorlandığımız nokta şu,

 " Muhammed'e Kuran'ı bir elçinin getirdiğini bizzat Kuran belirtiyor. Dolayısıyla Kuran'ı getirenin uzaylılar olması, Kuran'ı indirenin aslında Allah olduğu gerçeğini değiştirmez"

sözünüzdeki.. Kutsal kitapta elçinin kim olduğu apaçık belirtilmiş iken elçi olan cebrail as.ın uzaylı olarak ilanse edilmesi ve bu şekilde görülmesi yanlış,ve bu şekilde görüldüğünde ise dört büyük meleğinde uzaylı komutanlar,liderler olması ve allahın meleklerden oluşan ordularının da yine uzaylılar olarak algılanması mantığı çıkmış olur..

Meleklerin fiziki yapıdan oluşan uzaylılardan, ve fiziki yapıya sahip canlılardan tamamen farklı ve özel olarak yaratılmış oldukları belirtilmiştir özellikle nurani oldukları belirtildiği halde bunları uzaylı olarak göremeyiz,eğer melekleri uzaylı olarak görmek istesek o zaman da uzaylıların nurani ve ruhani yani görünmez olabileceklerini veya böyle bir yeteneklerinin olabileceğini kabul etmiş oluruz..

Toparlamak gerekir ise uzaylı dediğimiz canlılar tamamen farklı yapıya,melek dediğimiz canlılar da tamamen farklı bir yapıya sahip olup aralarında her hangi bir benzerlik asla olmayıp yaşadıkları,bulundukları boyutlarda ayrıdır ve farklıdır..

Sayın Uye  evengelium ;

 yazdıklarına ve alıntılarına baktığıda aklıma tek şey geliyor. sen yada bu yorumları aldığın şahıs büyük ihtimal "oryantalist" tir.

 Oryantalist kimdir yada Nedir ;   bu şahıslar islamı çok iyi bilen ve öğrenen ( Genelde  gayri müslimler ) ve belli bir seviyeden sonra doğruları söylemekle birlikte insanların az bilgi sahibi olduğu yada bilgi sahibi olmadıpı konularda ve ince ayrıntılarda müslümanları ikileme düşürmek ve yanlış şeylere inanmalarını sağlamak amacıyla yazı yazan tefsir yapan yada ilahiyatçı kimliği ile medyada ve bulabildiği her platformda bu yanlış bilgileri yaymakla görevli özel yetiştirilmiş insanlardır.. Ve bunların bir çoğu vatikan tarafından görevlendirilmektedir.

meleklerin ufo olması iddası ; Tamamen hurafe....

Uyanık olalım..

   mutlu günler....

Şimdi sizler bir sürü şey söylediniz yalnız kur-an dışındaki tüm kitapların içeriğinin değiştiği söylenir yani tevrat tan veya incil den alıntı yaparak bir şeyler söylemeyin zaten nuh tufanı oldu ondan önceki kavimler bir nedenden dolayı allah yoketti eğer tayfun bey dediği gibi insanların üzerinde değişiklik yaptılarsa nuh tufanı bu yüzden olmuş olabilr ama kur-anda bunun o kavimlerin iyice azıtmalarından dolayı allah'ın bu cezayı verdiğini söylüyor... geçmişle ilgili asla tam bir bilgiye ulaşamayacağımız kesindir sadece düşünebiliriz nasıl olduğunu şuan için en güvenilir kaynakta kur-an diğer kaynaklar yeterince güvenilir değil tayfun bey in dediği kitabı yazan yazarın ne malum yanlış tercüme ettiği sümer tabletlerini....

saygılar....