Ana içeriğe atla
11 Şubat 2011 tarihinde grandrock tarafından gönderildi

gizemli nutuk

Beyin cerrahi Dr. Muammer Yüksel ile biyofizik uzmanı Dr. Erhan Kızıltan, bir bilimsel araştırma için bir araya gelip çalışmaya başlar. Bu araştırma için gerekli olan bilgisayar programını Dr. Erhan Kızıltan yazar. Programın çalışıp çalışmadığını denemek için o sırada bilgisayarda tam metni hazır olarak bulunan Atatürk’ün 15–20 Ekim 1927 tarihleri arasında CHP kongresinde okuduğu Büyük Nutuk’unu programa koyarlar. Bir süre sonra, program Nutuk’un içinde her kelimenin kaçar kez tekrarlandığını ortaya çıkarır. İki bilim adamı, ilk olarak Nutuk’ta 19'ar kez tekrarlanan kelimeleri ilk kullanım sıralarına göre bir araya getirerek bir metin ortaya çıkarırlar.

19 rakamı Atatürk’ün hayatında önemli bir yer tutmaktadır. ÇÜNKÜ:

*Atatürk,19.yüzyılın bitmesine 19 yıl kala 1881 de doğdu. (1881, 19'un 99 katıdır.)

*1881,Rumi takvime göre 1297′ye denk gelir. (1+2+9+7=19)

*Selanik’te doğdu. Selanik sözcüğünün ”ebced” hesabıyla (Arapçada her harfin sayısal bir değeri olduğunu belirten hesap) değeri 171′dır. (171, 19′un 19 katıdır.)

*Nüfus kütüğünde sıra numarası 19′dur.

*Nüfus Cüzdan numarası 999814′tü. (Bu sayı 19′un 52’306 katıdır.)

*İstanbul Harp Okulu’na 1900′de kayıt oldu. (1900, 19′un 100 katıdır) .
Bu sırada yaşı 19′du.

*Harp Akademi’sine 57.inci devre olarak girmiştir. (57, 19′un 3 katıdır.)

*Atatürk Harp Okulunu 20′nci olarak bitirdi. Subaylardan birisi yabancıydı.
Bu nedenle mezun olan 19′uncu subay oldu.

*Yüzbaşı olarak orduya katılış sırası 38′di. (19′un iki katıdır.)

*Çanakkale Savaşları’nın zaferle sonuçlanmasında büyük rol oynayan 19.uncu tümeni kurdu.

*19 Mayıs 1915′ de albay oldu.

*Komutanı olduğu alayın numarası da 38′ di. (19′un 2 katıdır.)

*Komutanı olduğu bir başka alayın numarası 57′ydi. (19′un 3 katıdır.)

*19 Mart 1916′da tuğgeneral oldu.

*19 Aralık 1904′de Yıldız Sarayı’na çağrıldı.

*19 Mayıs 1919′da Samsun’a çıkarak Kurtuluş Savasını başlattı. O zaman 38
yaşındaydı. (Yani 19′un 2 katı)

*Atatürk’ü Samsun’a götüren Bandırma vapurunun 19 yolcusu vardı.

*Samsun’da 19 gün kaldı.

*4 Temmuz 1919′da Erzurum’a gitti.19 gün sonra 23 Temmuz’da Erzurum
Kongre’sini topladı.

*4 Eylül 1919 Sivas Kongresi’nden 114 gün sonra 27 Aralık 1919′da Ankara’ya
gitti. (114, 19′un 6 katıdır.)

*Mili Mücadele’ye başlanması için komutanlarıyla yaptığı konuşmanın tarihi
19 Kasım 1919′du.

*TBMM’nin kurulmasına 19 Mart 1920′de karar verdi.

*19 Eylül 1921′de mareşallik ve gazilik unvanı aldı.

*Gençliğe Hitabe’de 19 cümle vardır.

*Mustafa Kemal Atatürk adında 19 harf var.

*Atatürk’ün Latife Hanim ile olan evliliği 912 gün sürdü. (912, 19′un 48 katıdır)

*10 Kasım 1938′de öldü. (1938, 19′un 102 katıdır.)

*57 yıl yasadı. (19′un 3 katidir.)

*Yaşamının ilk 19 yılında askerliğe hazırlandı. İkinci 19 yılında asker olarak hizmet verdi. Üçüncü 19 yılında ise ülkenin kurtarıcısı ve devlet başkanı olarak görev yaptı.

*Öldüğünde yatağının altında bulunan otomatik silahta 19 mermi vardı.

*Cenaze namazı 19 Kasım 1938′de Dolmabahçe Camii’nde kılındı.

*Atatürk’ün ölümü üzerine silah arkadaşı İsmet İnönü’nün Türk Milletine
yazdığı beyanname 19 cümledir.

*Cenazesinde çalınan Chopin’in cenaze marsının numarası 19′ dur. Bu marsta 19 nota vardır.

*Miras olarak 19.000 lira bırakmıştır. (Yani 19′un 1000 katı)

*”Ne mutlu Türküm Diyene” cümlesi 19 harftir.

*”İstikbal Göklerdedir” cümlesi de 19 harftir.

*İstanbul Akaretler ‘de kaldığı evin numarası 19′dur.

İşte bu nedenle, NUTUK’da 19'ar kez tekrarlanan kelimelerden bir metin oluşturan Dr. Muammer Yüksel ile Dr. Erhan Kızıltan, Osmanlıca sözcükleri günümüz Türkçesine çevirir bazı eksik cümleleri, anlamını bozmayacak şekilde tamamlar. Sonuçta ortaya su şaşırtıcı metin çıkar.

”TÜM SEÇKİN TEMSİLCİLER”, MİLLETE HIZMET ETMEK YERİNE, GÖREVLERİNİ YERİNE GETİRMEMEKTEDİRLER. BUNLARIN KANUNLARA BİL FİİL UYMALARI GEREKTİĞİNİ BELİRTİNİZ. ŞUNU SÖYLEYINIZ:

YAKIN ZAMANA KADAR MEVCUT FAALIYETLERİ BASKA GÖZLE GÖRMEYE ÇABALAYANLAR ARTIK DURUMUN FARKINA VARMIŞLARDIR. KUMANDANLARIN (ASKERLER VE YÖNETİCİLER) HIZMET ETMELERİNE SİZ ENGEL OLUYORSUNUZ. OLAYLARI TAM OLARAK DÜŞÜNEN HER KİŞİ BUNUN NEDENİNİN, HÜKÜMET OLDUGUNU GÖRÜR.

TÜM BAŞKANLIK SİSTEMİ BİZCE SUİSTİMAL EDİLMEKTEDİR. TOPLANACAK TARAFLAR SAYICA AZ OLSA BILE AZAMI SAYIDAKI DÜSMANIN KARSISINDA DURMALIDIR. BU ÇAGRIYI YAPMASI GEREKEN YÜZBASILARDIR. BÜYÜK SEREFLI CEPHE DÜŞÜNÜLMELIDIR.

Bu metin 2 bilim adamını çok şaşırtır. Çünkü günümüz Türkiye’si ile ilgili ipuçları vermektedir. Bir başka deyişle Atatürk,100 yıl önceden Türkiye’de olup bitecekleri görmüş gibidir. Dr. Muammer Yüksel ve Dr. Erhan Kızıltan araştırmaları sırasında 19'ar kez tekrarlanan (Türkçe) sözcükler de bulur. Bu sözcüklerle oluşturdukları metin ise, Türkiye’deki bölücülük hareketinin ne aşamaya geleceğini 100 yıl önceden gösterir gibidir.

”MAKSADIN ANLAŞILIYORDU. TARİHİ VILAYETIN AHALISINI BÖLÜP DIYARBAKIR KÜRT DEVLETININ KURULMASINA YOL AÇMAK. MEMLEKETIN IÇINDE BULUNDUGU DURUM KESİNLİKLE BİRİSİNİN DURUMA MÜDAHALE ETMESİNİ GEREKTİRECEKTİR. İÇİNDE BULUNULAN SOMUTSUZ KOŞULLAR GEREĞINCE BAĞIMSIZ GRUPLAR HAREKETE GEÇECEKTIR. YİRMİ VAKİT SONRASINDA BU DEĞERLENDIRMEYI KİM YAPACAK VE EYLEME GEÇECEKTIR.''

Bu metinde yer alan ”YİRMİ VAKİT” ifadesini ilgi çekici bulan iki bilim adamı bir araştırma yapar. Vardıkları sonuç şaşırtıcıdır. Güneydoğu ‘da bir Kürt devleti kurmak için yola çıkan Abdullah Öcalan PKK’yı 1978′de kurmuştur. Öcalan 1999′da yakalanmıştır. Bir başka deyişle eylemlere başladığı yıl ile yakalandığı yıl arasında 21 sene vardır. Bu da Atatürk’ün ”YİRMİ VAKİT” deyimine uygun bir zamandır. İki bilim adamının yorumuna göre, bu 20 vakit dolmuştur. Ve ülkenin bölünmesini engellemek için eyleme geçilmesi zamanı gelmiştir .Nutuk ‘u iki bölüm halinde kitaplaştırıldığını göze alan Dr. Muammer Yüksel ile Dr. Erhan Kızıltan, kitabin ‘belgeler’ bölümünde de 19′ar kez geçen sözcükleri arayıp bulur ve yeni bir metin ortaya çıkarır.

”DÜŞÜNDÜKLERİNİ AÇIKÇA SÖYLEYEN PEK ÇOK KİŞİNİN ORTAK FİKRİ; HÜKÜMETIN BUGÜN DÜNYAYA YAKIN DURMASININ ASIL NEDENİNİN, SEÇİMLE KENDİLERİNE VERİLEN GÜCÜ KULLANARAK, SİSTEME RESMEN AYKIRI FİKİRLERİ UYGULAMAYA ÇALISMASIDIR. GERCEK YÜZÜ BELLİ OLMAYAN AZINLIKTA OLAN YÖNETIM MERKEZI, GERCEK YÖNETİMİN, ANKARA’NIN DİKKATINİ ÇEKMEK ZORUNDADIR. RÜŞVETÇİ VALİLERİN (YÖNETICILER) CUMHURIYET İLKELERİ YERINE, KENDİ ÇIKARLARINA YÖNELMELERİ MÜDAHALEYİ GEREKTİRİR.”

Dr. Muammer Yüksel ile Dr. Erhan Kızıltan bu son metni günümüz Türkiye’sini anlattığını düşünüyor. İki bilim adamı bu çalışmayı kitap haline getirdi..

Yorumlar