Ana içeriğe atla
3 Haziran 2010 tarihinde RA tarafından gönderildi

Kutsal Kase ve tapınak sovalyeleri

Sadece Antika Bir Kadeh mi ? Yoksa.....

Kutsal Kase, Son AkşamYemeği’nde Hz. İsa’nın içmek için kullandığı ve Arimatealı Yusuf’un çarmıha gerilen Hz. İsa’nın kanını doldurduğu kadeh olarak bilinmekteydi. Kutsal Kase, Hz. İsa’nın kadehi olarak kabul ediliyordu.

Tarihte “Sangreal Belgeleri” adıyla anılan belgeler de inanışa göre Kutsal Kase ile birlikte gömülmüştü. Belgelerin bin yıldır Tapınak Şövalyeleri tarafından korunduğuna inanılıyor. Tapınak Şövalyeleri’nin sahip olduğu kudretin kaynağı olarak Kutsal Kase gösteriliyor.

Tapınak Şövalyeleri’ne göre Kutsal Kase bir kase değil. Kase efsanesinin yani ayinde kullanılan kadehin dahice düşünülmüş bir alegori olduğunu iddia ediyorlar. Belki de Kutsal Kase efsanesindeki ayinde kullanılan kadeh, başka bir gücün cisimleşmiş halidir. Kutsal Kase insanlık tarihinin en çok aranan hazinesidir. Efsanevi Kase hikayelere, savaşlara ve bitmek tükenmek bilmeyen sorulara neden olmuştur.

Hz. İsa, Tanrı’nın oğlu değil bir peygamberdi. İmparator Konstantin, Roma iktidarının gücünü pekiştirmek için Hz. İsa’yı Tanrı’nın oğlu konumuna yükseltti ve Yeni Ahit’i bu tanrılaştırma tezini destekleyecek bir şekilde hazırlattı. Hz. İsa, Magdalalı Meryem ile evliydi ve çarmıhta can verirken, Meryem, Hz. İsa’nın çocuğuna hamileydi. Kutsal Kase’yle simgelenen, Hz. İsa’nın son yemekte kullandığı kase değil, aslında Magdalalı Meryem’in rahmiydi. Hz. İsa’nın fiziksel bir soyu vardı ve bu soyun, kimliğini gizleyerek günümüze dek varlığını sürdürdüğü ve Tapınak Şövalyeleri tarafından korunduğu iddia edilmekteydi.

Kutsal Kase’nin yeri bulundu mu ?

İngiliz şifre uzmanları, Staffordshire bölgesindeki küçük bir anıtın üzerinde bulunan esrarengiz yazıttan yola çıkarak İsa’nın ‘Kutsal Kase’sinin yerini belirlediklerini iddia ettiler.
İkinci Dünya Savaşı’nda Almanların şifreleme makinesi ‘Enigma’yı çözen Bletchley Park adlı merkezde görevli uzmanların bu keşfi yakında açıklamaları bekleniyor.

İngiliz uzmanlar, Staffordshire bölgesinde bulunan ‘Çobanın Anıtı’nın üzerindeki harflerin sırrını çözebilmek için mayıs ayından beri çalışıyor. Anıtın üzerinde ‘D OUOSVAVV M’ harfleri bulunuyor ve bu harflerin taşıdığı gizin insanları Kutsal Kase’nin yerine götüreceğine inanılıyor. Yaklaşık altı aydır bu harflerin sırrını çözmeye çalışan Bletchley Park’ın şifre kırıcılarının 250 yıllık gizi çözdüğü düşünülüyor. Anıtın bulunduğu bölge, turist akınına uğrarken, dünyanın dört bir yanından deneyimli ve deneyimsiz şifre çözücüler de bu şifreyi çözebilmek için uğraşıyor.

 

 

Kutsal kasenın tapınak sovalyeleri ile olan iliskisi

İki yılda 44 ülkede 25 milyon satan ve son günlerde en çok konuşulan kitabın yazarı Dan Brown’un ‘Da Vinci Şifresi’ adlı romanının ele aldığı en ilginç sembollerden biri de Sangreal- Kutsal Kase sembolü. Kutsal Kase, Son Akşam Yemeği’nde İsa”nın içmek için kullandığı ve Arimatea’lı Yusuf’un çarmıha gerilen İsa’nın kanını doldurduğu kadeh olarak geçer. Kutsal Kase, İsa’nın kadehi olarak kabul ediliyor.Ama tarihte Sangreal Belgeleri adıyla anılan belgeler de inanışa göre Kutsal Kase ile birlikte gömülü. Belgelerin bin yıllardır Tapınak Şövalyeleri adı verilen gizli bir örgüt tarafından  korunduğuna inanılıyor.Belgelerin Tapınak Şövalyeleri’ne bunca güç vermesinin nedeni,sayfalarda Kase’nin gerçek tabiatının açıklanması.

 

Tapınak Şövalyeleri’ne göre Kutsal Kase bir kase değil. Kase efsanesinin yani ayinde kullanılan kadehin dahice düşünülmüş bir alegori olduğunu iddia ediyorlar.Kase efsanesindeki ayinde kullanılan kadeh,başka bir şeyin,çok daha güçlü bir şeyin mecazi hali. Kutsal Kase insanlık tarihinde en çok aranan hazine olmuş. Kase efsanelere, savaşlara ve bitmek tükenmek bilmeyen sorulara neden oldu. Dikenli Taç, Çarmıhta kullanılan Gerçek Haç, Titulus hepsi bin yıllarca arandı ama tarih boyunca aralarında en özeli Kutsal Kase olmuş.

 

Prieure de Sion tarikatında(Tapınak Şövalyelerinin diğer  adı) gül sembolü kase için kullanılmış bir sembol. Gülü Kase sembolü olarak kullanmalarının nedeni ise gizlilik. En eski gül türlerinden biri olan rosa rugosanın, aynı Venüs yıldızı gibi beş yaprağa ve beşgen bir simetriye sahip olması güle, kadınlıkla güçlü ikonografik bağlar sağlıyordu. Bununla birlikte gülün ‘doğru Yön’ ve yol bulmak kavramlarıyla çok yakın bağları vardı.

 

Pusula gülü, aynı Gül Çizgisi gibi, seferilere haritalardaki boylamlara bakarak yön bulmakta yardımcı oluyordu. Bu yüzden dişi kadeh ve gizli gerçeğe götüren yıldız anlamındaki gül,pek çok açıdan gizlilik,kadınlık ve yön tayini olarak Kase’yi tanımlayan bir sembol olarak kabul edilmişti.

 

Kase aslında eski bir kadınlık sembolüdür. Kutsal Kase dişiyi ve elbette şimdi tamamen yok edilmiş olan tanrıçayı temsil eder. Kadının gücü ve onun hayat verebilme yetisi bir zamanlar kutsaldı ama erkek egemen bir toplumda tehdit oluşturuyordu. Erkek egemen bir dönemin de yaşanması bir gereklilikti. İlk çağlardaki medeniyetlerde kadın tanrıçalar egemen daha sonra şimdi de içinde bulunduğumuz erkek egemen dönem yaşandı. Şimdi ise bu karmakarışık gibi gözüken bilgilerle ikinin bir edildiği yeni bir dönemin ilk temelleri atılıyor. Yıkılmadan yapmak mümkün olmadığından bazı zihinsel ve entelektüel tartışmaların olması son derece doğal. Bu yüzden o dönemde kutsal dişi şeytanlaştırıldı ve ona günahkar dendi. Havva’nın elmayı yiyerek insan ırkını çöküşe uğrattığı ‘ilk günah’ kavramı alegorik bir anlatımdı. Bir zamanlar hayat veren kutsal kadın artık düşman olmuştu.

 

Kase kayıp tanrıçanın ya da dişil prensibin eril prensip yanında gerçek değerine ulaşamayışının sembolüdür. Kadim öğretilerin binlerce yıldır vurguladığı bilgilere göre kozmik düzene uygun olarak altın çağda yani kıyamet-uyanış sonrasında; dişil prensip eril prensiple birlikte bir bütünü oluşturarak, gezegensel anlamda yin-yang dengesini sağlayacak. Böylelikle birlik, bütünlük, uyum ve sevginin tüm yasaları evren ahengine uygun şekilde yeryüzünde belirecek. Kutsal kase alegorisi binlerce yıldır yanlış anlaşılmış, uğrunda savaşlar verilmiş, bölünmelere neden olmuş bir alegori. Bu kez umarız ki, yanlış anlaşılmaların ve bölünmelerin bir bütünde toplanacağı yeni sentezler en kısa zamanda yapılır.. Kase ya da kutsal kadeh sembolü, İsa’nın Magdalalı Meryem’le yakınlığına hatta Hıristiyanlığa karşı bir tavra dönüştürüldü ki, neden sadece sembollerin iyice anlaşılmamış ve açılmamış olması.

 

İlk kuruluşu itibariyle Templiers-Tapınak Şövalyeleri belli bir zamana kadar saklı tutulması gereken, dişil prensibin eril prensiple birleşmeden  evrensel bütünlük olamayacağı gerçeğini sakladılar. Belli bir noktadan sonra Masonlar’la birleşme izleniyor. Şimdilerde ise çağımız gereği kim, nerede, nasıl, ne için yozlaşmış, hangi bilgiler iktidar hırsına alet edilmiş pek belli değil…

 

Kayıp Kase’yi arayan şövalye efsaneleri, aslında kayıp kutsal dişinin arandığını anlatan yasak hikayelerdi. ‘Kadehi aradığını’ iddia eden şövalyeler, kadınlara boyun eğdiren, tanrıçaları dışlayan, inanmayanları yakan ve paganların kutsal dişiye saygı göstermesini yasaklayanlardan korunmak için şifreli bir biçimde konuşuyorlardı. Onlara göre taşıdığı sır öyle güçlü ki, açıklandığında pek çok şeyi temelinden sarsabilirdi.

Günümüz insanı ise öyle büyük sarsıntılara alıştı ki, özünde birliği simgeleyen bu alegorinin onu pek fazla sarsması mümkün değil gibi gözüküyor. Tabii ki, araştırma yapma, yeni düşüncelere ve anlayışlara açık olma esnekliğini kaybetmedi ise…

 

Leonardo da Vinci de, kardeşliğin Büyük Üstat’ı olarak 1510 ve 1619 yılları arasında bu mezhebe başkanlık etmiş. Yaşayan üyelerin kimliklerinin son derece gizli tutulduğu kardeşliğin simgesi ise P.S ve fleur-de-lis.

 

Son olarak sunu belırtmelıyımkı Tapınak sovalyelerı gunumuzde hala vardır ve faalıyetlerıne devam etmektedırler. Desıfre olmamaya cok ozen gostermekle bırlıkte Vatıkan ıle olan baglantıları ve ılıskılerı cesıtlı kıtaplarda tum gerceklıgı ve acıklıgıyla ortaya koyulmaktadır.

Yorumlar

sevgılı mucocuk123,

o senın dedıgın kucuk degıl cok ama cok buyuk bır ayrıntıdır. Asagıda bırkac ayette bu acıkca ıfade edılmektedır. Dolayısıyla carmıha gerılen sozde isa peygamberın allahım affet onları onlar ne yaptıgını bılmıyor lafınada yakın zamanda olan ınancım derınden sarsılmıstır. Carmıha gerılen peygamber olmayan bır sahsın bu lafı soylemesı mumkunmudur ? bu ıncılı yazan, farklı versıyonlarını ortaya cıkaranlar bunu nasıl attılar bılınmez. Ama kutsal kase olsun, ahid sandıgı olsun, torino kefenı olsun, carmıga gerılen sozde peygamberın vucuduna cakılan cıvıler olsun bunlar yınede gızemını esrarını tarıhı degerını mıstık havasını her zaman koruyacaktır. Dınsel anlamda red gorseler bıle tarıhı degerlerı acısından paha bıcılemez parcalardır bunlar. 

Ve: "Biz, Allah'ın Resulü Meryem oğlu Mesih İsa'yı gerçekten öldürdük" demeleri nedeniyle de (onlara böyle bir ceza verdik.) Oysa onu öldürmediler ve onu asmadılar. Ama onlara (onun) benzeri gösterildi. Gerçekten onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, kesin bir şüphe içindedirler. Onların bir zanna uymaktan başka buna ilişkin hiçbir bilgileri yoktur. Onu kesin olarak öldürmediler. Hayır; Allah onu Kendine yükseltti. Allah üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. (Nisa Suresi, 157-158)

Ve: "Biz, Allah'ın Resulü Meryem oğlu Mesih İsa'yı gerçekten öldürdük" (katelna) demeleri nedeniyle de (onlara böyle bir ceza verdik.) Oysa onu öldürmediler (ma katelehu) ve onu asmadılar (ma salebe). Ama onlara (onun) benzeri gösterildi (şubbihe). Gerçekten onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, kesin bir şüphe içindedirler. Onların bir zanna uymaktan başka buna ilişkin hiçbir bilgileri yoktur. Onu kesin olarak öldürmediler (ma katelehu). (Nisa Suresi, 157)

Hayır; Allah onu Kendine yükseltti (refea). Allah üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. (Nisa Suresi, 158)

Hani Allah, İsa'ya demişti ki: "Ey İsa doğrusu seni Ben vefat ettireceğim (müteveffiyke), seni Kendime yükselteceğim (rafiuke), seni inkar edenlerden temizleyeceğim ve sana uyanları kıyamete kadar inkara sapanların üstüne geçireceğim..." (Al-i İmran Suresi, 55)

RA. aynı  cümleyi her iki peygamberde söylemiş..hz.isa ve hz.muhammed.."Allahım affet onları, onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar"..

Yine Hz. Peygamber, Uhut savaşında birçok saldırıya uğraması, dişi kırılması, yüzünün kanlar içinde kalması üzerine kendisine müşriklere beddua etmesi hatırlatılınca: “Ben lanetçi olarak gönderilmedim. Davetçi ve rahmet müjdecisi olarak gönderildim” cevabını vermiş ve: “Ya Rabbi! Bu insanları affet, çünkü onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar” diye..dua etmişti..

Sevgili Ra

Sana bır sorum var Isa peygamberın agzından ben peygamber olarak gonderıldım seklınde bır konusması varmı ?

bır arastırılım ben bulamadım. Isa nın barıs yanlısı ve gezgın olarak ınsanlara ogretılerını anlatmak ıcın gezen halk tarafından cok sevılen ve sayılan bır yahudı olduguna sanırım kımse ıtıraz etmez. Yanı bazı boşluklar var bu konuda Isa nın ogretılerı ve anlattıkları Roma nın merkezı yonetımını sarstıgı zaman devlet tarafından duzen bozan ılan edılıp en sonun da da carmıha gerılerek ıdam edılmıs oldugu bılınıyor. Olumundan sonra ogretılerının yazılarak yuzlerce farklı sekıllerde ınsanların elınde dolasmaya ve bır efsane olmaya baslayınca Donemın roma ımparatoru halk arasında guclenen bu ogretılerın onune gecemeyecegını ancak bunu kendılerıne buyuk bır yardımı olacagını goruyor . Iznık konsulu toplanıyor ve Roma Imparatorunun emrı ıle gunumuzdekı Hrıstıyanlık dını kuruluyor buraya kadar hersey tarıhte mevcut. Islamıyetın gelısı ıle Hz Isa nın peygamber oldugu ve ıslam dınının onun dınını de tanıdıgı goruluyor.

Benım bu konularda buyuk celıskılerım var. Bazı seyler cok ortusuyor. Bazı seyler efsanelerden gerceklere donusmus gıbi. Allah a ınancımız sonsuz ama ahırette bır de yahu senı kandırmıslar biz kıtap gondermedık sen ne dıyorsun dıyecekler dıye de bır suphem yok degıl.

Mesela Yahudılere once Sız en ustun varlıksınız dıger kavımler sıze hızmet ıcın gonderıldı denmekte. Daha sonra bu kavmın bası bozuklugu yuzunden cezalandırıldıgı anlatılmakta. Burada celıstıgım nokta su Allah bu kavımın ne olacagını bılmıyormuydu kı once onları ustun tuttu sonra cezalandırdı ?

Sonra neden tum dınler ortadoguda ortaya cıkıyor yanı afrıkalılar asyalılar amerıka kıtasındakılerın neden evrensel bır dını olmamıs ? Hep bu araplarmı Allah a yakın ? Nereye el atsan Yahudıler cıkıyor tum soylar bır yerden gelıyor mesela.

 

Neyse kımse yanlıs anlamasın ateıst felan degılım sımdı den soylemıs olayım ben sadece kafamdakı soruları da yazmıs oldum konuyla alakasız olarak

Kutsal Kase yi asla bulamayız çünkü Sion Tarikatı bir kardeşlik yemini etmişti..Hatta Da vinci şifresindede geçiyor bu..

Kutsal Kase sonsuza dek saklanacak.. ne pahasına olursa olsun.. Ve kitabın yazarın Dan Brown da kitabının kapağında iyice belirtmiş: bu kitaptaki herşey kesinlikle doğrudur...

Size bir kitap önerebilirim : Adı "Dan Brown Süleymanın Anahtarı Ve Şifreleri"(yanlış anlamayın Dan Brown ın yazdığı kitap değil)  Da Vinci Şifresi hakkında analiz yapıyor Yazarı Greg Taylor