Ana içeriğe atla
19 Mayıs 2010 tarihinde beko34 tarafından gönderildi

İnsan yapımı UFO'lar

Evet arkadaşlar sizinde anlayacağınız üzere insan yapımı UFO'lar var bu yüzden gördüğümüz nesnelerin ne olduğuna dikkat etmeliyiz ...

 

Link kopyalanamıyor bu yüzden linki yazdım 

 

http://www.facebook.com/video/video.php?v=1442211338965&oid=153756751258

Yorumlar

cok guzel bi paylasim, benim de bu konu hakkinda suphelerim vardi. yani ABD ve Rusya gibi teknolojik ulkelerin ucan daireler yaptiklari bilinmekte ama ya gordugumuz ve bu zamana kadar benimsediigimiz ufolar, uzayli tasvirleri bu ulkerlerin, ozellikle de amerikanin dunya uzerinde bazi gizli arastirmalar yaparken kendilerini kamufle etmenin ve tum dunyada ufo cilginligi yaratarak bundan maddi gelir saglamalarinin bir yolu olabilir mi? bunu dusunmemin en buyuk nedenlerinden birisi amerika rusya ve cin gibi ulkelerin ufolarla ilgili hicbir yorum yapmak istememeleri ve tum bu ulkelerin gizle askeri usleri olmalari ve buralarda kimsenin bilmedigi teknolojik araclar veya benzeri deney ve icatlar gerceklestiriyor olmaliridir, yani neden bu ulkeler dusen araclari ya da diger gizemleri bizden saklamaya calissin bundan cikarlari ne ? yanlis anlasilmasin uzaylilara kesinlikle inaniyorum ancak bizim surekli gordugumuz ufolarin sandigimiz uzaylilar olmamasi ihtimali yok mu

Şu an ki teknoloji ile (eğer uzaylı arkadaşlar teknolojilerini vermemişlerse) bir ufo yapabilmek imkansız.Çünkü ufoların yapımında mineral hücreler kullanılıyor(Andromeda'dan gelen ufo(Lya) kitabından)Şimdi o kitaptan profösör fernandez ile Lyanın konuşmasını aktarıyorum...

"Bugün, orta boy bir gemide bulunuyorum; içinde bazı laboratuvarlar var. Ana gemi kadar büyük değilse de, küçük gemilerini bunun içine park ediyorlar. Evet, bu gemide garip laboratuvarlar var, kimisinde yerçekimi yok, kimisinde de Dünya'dakinden farklı gazlar var. Bir bölmede gri-mavi renkte bir metale ait örnekler var; bunlar metale benzemekle birlikte, bir yandan da bir köpekbalığının derisini andırıyorlar. Ben biyolog değilim, belki başka hayvanların derileri de böyle görünüyordur. Gidip yakından bakmak istedim. Bir yanında bulunan renkli düğmelerin (ya da renkli noktaların) ne işe yaradığını bilmiyordum."

"Yakından baktığımda, sanki soluk alıyormuş gibi inip kalktığını gördüm. Bu beni şaşırttı. Ne olduğunu anlayamamıştım. Daha da yakına gidince, ancak fark edilebilecek şekilde hareket etmekte olduğunu gördüm. Ona dokunmak için elimi uzattığım anda LYA durdurdu beni:

"Durun, dokunmayın, henüz zamanı gelmedi. Uzayda, uzun süren bir kış uykusundan ötürü durakladı, ama gelişecek. Çok yakınına girerseniz, soluğunuz ona zarar verebilir. Daha sonra, kendini toparladığı zaman onu alabilirsiniz. Ama, şimdi, b-durumdayken onu size verirsem, atmosferinizle temas ettiğ anda ölür."

"Bu nedir?"

"Bu gemilerimizin yapıldığı malzemedir; yani, mineral hücreleridir. Bu organ bize yüzlerce gemi yapacak, onun için de bu örneğe çok dikkat etmeliyiz."

"Canlı mı bu?"

"Evet, ama uzayda, kendisini zayıf düşüren basınçlara maruz kaldı. Eğer, bu muameleden dolayı ölecek olursa, çok zehirli bir gaz salar; drante, luijl, moxt ve delitl (aynen). Bu gaz sizin atmosferinizde öldürücü olur. Büyüklüğü önemli değildir, ancak gelişmemesi bir tehlike oluşturur. Öldüğünde, yapısını kaybeder ama orijinal çekirdeğini değil. Bunun için de rejenere edilebilir. Bu (örnek) şu anda rejenerasyon sürecindedir. Biz, istediğimiz kadar rejenere edebiliriz bunu. Olgunlaştığında çok dirençli olur, her türlü evrensel derinliklere dayanabilir. Temelde, kendini yıldız kümelerine adapte eder, uzayda rota çizmek için idealdir. Onun mineralleri, yıldızların amino asitlerine benzer.

"Büyür mü bu?"

"İstenirse evet. Açıkladığım gibi, hücreleri aslen üreyicidir, hatta geminin sisteminde uyumu bozulduktan sonra bile üretkenliği sürer."

Kristal örneğine de baktım (bana kristal gibi görünmüştü). Bu, bir reaksiyon göstermiyordu. LYA dedi ki:

"Yarım metre uzaklıktan üfleyin."

Bütün gücümle üfledim; o (örnek) yüzlerce minik damlaya bölündü. Şaşırmıştım. LYA bu kez bana:

"Dokunun!" dedi.

"Dokununca, bu damlaların aslında katı olduklarını fark ettim. LYA, onları, bir plakaya bağlı bir borudan gelen çok ince yeşil bir ışıkla aydınlattı ve damlalar yeniden bir araya geldiler."

"Nedir bu?" diye sordum,

"Gemimizin bir de kubbesi vardır, o da geminin diğer kısımları ile aynı malzemeden üretilmiştir; ancak onu saydam yapan bu, gördüğünüz madde ile kaplanmıştır. İsteğinize bağlı olarak, gazlaşabilir ya da büzülür ama her zaman değil; bu biraz da kinetik kaynaklı atmosfer düzeyine bağlıdır. Nigletic (aynen) bir kalkan olarak çok etkileyicidir, lineer uzay enerji lerinin sürtünmesine karşı çok dirençlidir ve kendini, oniarın enerjisini absorbe ederek ve bu şekilde her bir gezegenin alanını bir diğeriyle birleştirerek, onlara adapte eder. Biz bu uyarlamalardan geçerek yolculuk yapabiliriz; ancak, her gezegeni kendine en yakın gezegenle birleştiren dört çizgi boyunca hareket edebiliriz yalnızca."