UFO Özellikleri
Dünya dışı varlıklar, gezegen ve sistemler arası gezi ve araştırma uçuşlarında değişik tip ve ebatlarda uzay gemileri kullanmaktadırlar. Yıldız sistemlerindeki her gezegenin yapısına uygun olarak dizayn edilmiş uzay araçları vardır. Atmosfer-içi, yakın-uzak gezegenler arası, yakın-uzay ve galaksiler arası uçuşlar için tasarlanmış bu araçların çoğu bizim uymak zorunda olduğumuz aero-dinamik yasalara göre biçimlendirilmemişlerdir.
UFO’lar Dünya yapısı olmayan, havada normal bir uçak ya da helikopterin yapamayacağı hareketleri ve manevraları yapan, dış görünüşleriyle de tanıdığımız göksel taşıt araçlarına hiç benzemeyen uçan cisimlerdir. UFO’lar evrensel yolculukların gerçekleştirildiği uzay taşıt araçlarıdır.
UFO’ların dış görünüşlerini belirli modellerle sınırlandırmak hatalı olur .Gerçekten de sadece disk biçiminde değil, çok değişik şekillerde UFO’lar gözlemlenmiştir. Çünkü bu değişik tipteki UFO'lar değişik galaksilerden ve sistemlerden gelmektedir ve kendi aralarında da farklı teknolojik seviyelerde olan uygarlıklar tarafından yönetilmektedirler.
Çoğu kez dairesel biçimde görülen UFO’ların arasında tıpkı bir piramit özelliklerini taşıyanlar da vardır. En sık rastlanan tip elbette ki disk şeklindeki UFO’lardır. Bu diskler düz, kubbeli, çan biçimli, Satürn modeli olarak tanımlanırlar. Genelde Gümüş rengi, parlak metalik, altın sarısı veya siyah renktedirler. Gece görülen UFO’lar çevrelerine parlak renkli ışıklar yayarlar. Işıkların rengi ve tonu UFO’nun hızına göre azalıp çoğalabilir. Renkler gökkuşağının bütün nüanslarını taşırlar.
Normal bir UFO’dan çok daha büyük boyutlardaki Ana Gemiler ise, puro biçimi olarak bilinirler. Ana Gemiler yeryüzüne araştırma yapmak amacıyla gönderilen küçük diskleri ve UFO’ları taşıyan devasa araçlardır. Bu dev boyutlardaki araçlar, kimi zaman bir şehri, hatta bir ülkeyi içine sığdırabilecek kadar genişliktedirler. Ana gemiler de metalik dış yüzeye sahiptirler. Puro biçimli Ana Gemiler de, kendi aralarında farklı tiplere ayrılmışlardır. Yerden bakıldığında ince, uzun bir çubuğa veya üzerinde herhangi bir çıkıntısı olmayan, her iki ucu da oval biçimde olan bir tükenmez kaleme benzetilebilirler.
Hem UFO’lar, hem de Ana Gemiler normalde insan zihninin alamayacağı uzaklıktaki mesafeleri yine inanılmaz hızlarla ve büyük bir kolaylıkla, kısa zaman içinde kat edebilirler. Gözlemciler çoğu kez bir saniye önce gördükleri UFO’nun gözden kayboluşunu fark bile edemediklerini bildirirler.
UFO’lar hemen her ülkede değişik yaş gruplarındaki insanlar tarafından rapor edilirler. Öğrenciler, kırsal kesimde ve şehirlerde yaşayanlar, ev kadınları, pilotlar, astronomlar, senatörler ve hatta devlet başkanları ( Carter, Reagan, ) UFO’ları gözlemlemişlerdir.
UFO gözlemleri çoğunlukla 1 ile 5 kişilik gruplar tarafından yapılır. Bununla beraber UFO’yu binlerce insanın aynı anda gördüğü toplum gözlem olaylarıda defalarca olmuştur. UFO gözleminde sürekli gözlem süresi birkaç saniyeden birkaç saate kadar değişir. Bazı olaylarda UFO’ların aralıklarla birkaç saat süreyle gözlemlendiklerine rastlanmıştır. UFO gözlemleri günün ve gecenin her saatinde olabilir. Ancak istatisliklere göre yoğunluk gece 21.00 ve sabaha karşı 04.00 saatleri arasındadır.
UFO’lar çevrelerine ışık yayarlar dedik. Bu şiddetli ışık bazen gözleri rahatsız edecek kadar fazladır. Gece tezahürlerinde bile ağaçlık alanları, çiftlikleri tıpkı bir projektör ışığı gibi aydınlatır. Dünyaya gözle görülür şekilde yaklaşan bir UFO’nun belirli bir bölgeye yönelttiği veya yaydığı ışık genellikle beyaz renktedir.
Uçan dairelerin insanları gerçekten şaşkın bırakan en önemli özelliklerinden biri de hareket yetenekleridir. UFO hareketleri, dönen bir topacın yalpalama hareketi, düşen bir yaprak ya da sarkaç hareketi, top gibi aşağı yukarı sıçrama hareketi, uçuş yörüngesi boyunca aşağı ve yukarı salınım hareketi, 90 derecelik ani açılar yapması ve zig zag hareketi olarak tanımlanmıştır. Çoğu kez UFO’lar uçarken bir hizada, kademeli, yan yana, eşkenar dörtgen, dikdörtgen, üçgen, ‘V’ ve ‘Y’ uçuş düzeninde görülürler.
Gözlemlenen diğer bazı şaşırtıcı hareket biçimleri de şunlardır: Yüksek hızlarda giderken dik açı yaparak dönme; gemi , otomobil ve uçakların çevresinde dönme, onlarla birlikte seyretme ve üzerlerine ani dalışlar ; iki veya daha fazla UFO’nun buluşması; bir veya daha fazla UFO’nun daha büyük olan bir diğerinin içine girmeleri; büyük hızlarda uzaklaşarak ya da gözden kaybolarak jet avcı uçaklarından kaçmaları; hızla uzaklaşarak projektör ışıklarından kaçmaları ve enerji hatlarını çok yakından izlemeleri.
Görüldüğü gibi uçan dairelerin Dünya insanı tarafından pek de kolay algılanamayan, son derece değişik fizik özellikleri vardır. Bunlar sadece ve sadece D.Dışı taşıt araçlarına ait şeylerdir. İnsan kulağının duyma frekansının menzili içinde UFO’lar çoğu kez sessizdirler. Sesler duyulduğundaysa, bu genellikle, yüksek bir vızıltı, dönen bir topaçtan çıkan vınlama sesi, hışırdama, parlama ya da rüzgar sesi biçiminde tanımlanırlar. Geçtikleri yerlerde bazen kuvvetli bir ozon kokusu duyulur. Olası dahilinde elektro manyetik radyasyona karşı duyarlılığın ya da dokunma duyusunun frekans menzilleri içinde, UFO’larla yakın karşılaşmalarda bulunanlar, şu tarz raporları vermişlerdir: Otomobil yolcuları şok geçirmiş ve uyuşma hissetmişler; sürücüler geçici yarı felç durumu yaşamışlar; yolcular bir tür elektrik şokuna maruz kalmışlar; karıncalanma hissi duymuşlar; gözler tahriş olup şişmiştir.
Müşahitlerin hepsi uçan dairelerin fevkalade hareket kabiliyeti ve hızına işarette bulunmuşlardır. Görünürde ses üstü hareketlerine karşılık ne bir ‘patlama’ ne de bir ‘şok dalgası’ vardır. Bu durum klasik akışkan mekaniği kanunlarına zıttır. Genellikle uçan daireler, helikopterler gibi öne meyillenerek ilerliyorlar. Bu uçuş durumu hızları arttıkça daha belirgin hale gelmektedir. Hızla birlikte ışık durumu da artmakta ve renkleri değişmektedir.
Silindir biçimliler pek büyük boyutlara sahiptirler. Sabit durumda dikey şekilde bulunurlar. Bazı gözlemlerde etraflarında uçan daireler görülmüştür, sanki onlardan çıkmaktadırlar. Bu nedenle onlara ‘ana gemi ‘ demek adet olmuştur. Hareket esnasında, bu ana gemiler yatay duruma geçiyorlar ve bu sırada, düz olan arka kısımlarında ışıklı serpintiler görülmektedir. Uzaylıların ana gemileri çok büyük ve geniş oldukları için genellikle atmosferimize girmemektedir. Bu yüzden dünyamıza genellikle keşif gemileri gönderilmektedir. Ayrıca mürettebat taşımayan ve uzay gemilerinden idare edilen gözlem disklerine de atmosferimizde sık sık rastlanmaktadır.
Bütün bunlardan başka bir de UFO’ların EM ( elektro manyetik ) etkileri vardır. Otomobillerin durmaları, tüm elektrik sistemlerinin işlemez hale gelmesi, geniş bir çevrede elektriklerin kesilmesi, radyo, televizyon, telefonların çalışmaması, pille çalışan kameraların çalışmaz hale gelmesine neden olmak gibi etkilerdir. EM etki, mekanik sistemlerin işleyişinde de ortaya çıkar. Örneğin, manyetik olmayan alaşımlardan yapılmış mekanik saatlerin durması, bazı cihazların çarklarının dönmemesi, mekanik düzenli kameraların işlememesi gibi. UFO fenomeni sanki enerji çekme ve özellikle de elektrik enerjisini çekme yeteneği göstermekte ve tüm kinetik gücü felce uğratmaktadır.
BİR UFO, yani kimliği belirsiz uçan obje, ciddi araştırmacılar tarafından, kolaylıkla tanımlanamayan bir hava olayı olarak tarif edilir. Bir hayli çabayla birçok UFO raporları , uçaklar , parlak gezegenler, yıldızlar, meteorlar, balonlar, uydular, acayip bulut biçimleri vs. olarak teşhis edilebilirler. Çeşitli doneler veya kişilerin karakterlerinden dolayı, diğer UFO raporları maalesef şarlatanlık olarak tebarüz ederler ya da şarlatanlık olduklarından kuşkulanılır. Bununla beraber , kolaylıkla tanımlanan ya da kuşku uyandıran bu vakalar bir kez çıkarıldı mı, geriye, geniş bilimsel çalışma değeri olan yüzbinlerce açıklanamamış vaka kalır.