Ana içeriğe atla
6 Ağustos 2010 tarihinde yitteryaa tarafından gönderildi

UFO'nun Çalışma Prensibi

Ortaokuldan beri kafamda hep aynı teori var. Bir ufonun çalışma sistemi teorik olarak sizce nasıl olabilir. ???

 

Benim teorim büyük ihtimalle bir atom çekirdeği örnek alınarak geliştirilmiş olmalı. Aslında Hepinizin kulaktan dolma bile olsa bir atomun çekirdeği hakkında bilginiz vardır sanırım . Yinede Küçük bir hatırlatma yapalım .

atomun çekirdeğinde nötron alanlar ve proton yani + manyetik alan yüklü alanlar vardır. ve etrafında durmadan dönüp duran elektron yani - negatif bir alan vardır. Atom çekirdeği bu fiziki yapısıyla oluşturduğu manyetik alan hafiflik itme ve çekme kuvvetiyle gezegenin hatta galaksilerin bütün evrenin heryerinde serbest oluşumlarıyla mevcutturlar ve doğal yollarla oluşan değişkenlerine göre hareket edip biçim değiştirebilirler.

 

Günümüz teknolojisinde atom çekirdekleri ile oynanabiliyor yani çekirdekteki + alanlara ilave yapılıp nötron alanların oluşmasına dolayısıyla büyüyen + çekim alanı sayesinde etraflarında dönen elektronların artırılması gibi daha güçlü ve kontrol edilebilen atom çekirdekleri yapımları ve birleştirmeleri mevcut şuan dünyada.

 

O halde gelin benim teorimi bir hayal edelim birlikte. Devasa bir atom çekirdeği modeli düşünün. Yani bir ufo büyüklüğünde atom çekirdeği prensibiyle çalışan bir uzay gemisi düşünün. atom çekirdekleri normalde ufo görünümlü değil küre biçimindedirler. ancak bu küreyi oluşturan hareketli manyetik alan kürenin üst ve alt noktalarına yerleştirilecek başka manyetik alanlarla basık elips (ufo) görünümünde bir manyetik alan oluşturulması çokta zor olmasa gerek. şimdi bu büyük atom çekirdeğinin içindeki nötron kümelerinin bulunduğu alanları birtakım mekanik ve manyetik alanlarla stabil odalar oluşturulabilir muhakkak. ve bu odalarda gemiyi yönetecek personel kumanda odası olarak kullanılabilir muhtemelen.

bu nötron alanların içinde manyetik korumalı depolardan hemen bitişiklerindeki protonlara + yükü ile besleyerek  gemi nin hızı kontrol edilebilir.zira gemideki proton sayısını yükselttiğimizde veya alçalttığımızda etrafındaki alanda dönüp duran elektronların hızıda yükselip alçalacaktır.  aynı şekilde elipsin üstten ve alttan oluşturacağımız manyetik alan ( basıklaştırmak için kullandığımız altta ve üstte ) bu alanlarla  içinde bulunduğumuz nötron kabinleri arasında bağlantı kurulabilir galiba.bu alanların üzerine yerleştirilecek depolayıcılarla içinde bulunduğu dış mekandan veya hava sürtünmesinden gemi kendini proton beslemesi için şarz edebilecektir. gemi nasıl aşağı yukarı çapraz vs. hareket eder.

 

şimdi bir küre ve disk var mekanik olarak elimizde olan kürenin içinde bizim bulunduğumuz nötron kabinler ve  proton alanlar. etrafındaki diskte dönen elektronlar. kürenin üzerinde ve altında da bu elektronların manyetik alanını kontrol eden iki manyetik alan daha. işte geminin yönede bu alanlarla yönetilmeli..

 

 

çokmu hayalperestim bilmiyorum. ama bir ufonun projesinin buna benzer olduğuna eminim. çünkü o kadar küçük bir gemi sisteminde motor piston felan imkansız taş devri gibi kalır. e roket itme gücüylede bu becerilmez o kadar yakıtı depoyu neresine koyacaksın.

 

bence ufoların iki ihtimali var var ya nükleer çekirdek patlamaları ( ki bu çok zayıf ihtimal bu patlamada açığa çıkacak enerjiyi depolamak için nükleer santral büyüklüğünde gemi yapmak lazım heralde ) ikinci ihtimalle benim teorim yönetilebilir devasa bir atom çekirdeği modeli.

 

ki ben bunu ortaokuldan beri düşünüp teori olarak aklımda tutuyorsam ufo düşürüp inceleme fırsatı bulan ve bunu dünyadan gizli 100 yıldır inceleyenler muhakkak kendileride bu ileri teknolojiye ulaşmış olmalılar. ancak bunu dünyaya ne zaman açıklayacaklar bunu merak ediyorum. mu kavmi gibi dünyayı bir savaşa sürükleyip kendi kıtaları yokoluncamı anlayacak bütün dünya gerçeği ???

 

 

Yorumlar

Paylaşım için teşekkürler..

Yazılarınızda, başlıklarınızda, yorumlarınızda SADECE BÜYÜK HARF kullanmak internet platformundaki yazışma ortamlarında saygısızlık olarak algılanmaktadır bilginiz olsun. Şimdilik düzeltiyorum, bundan sonra dikkat edin..

Sayın yitteryaa

Teorin akılcı.. Fakat birşeyi unutmuşsun.. Yerel magnetik kuvvetlerin, cisme olan etkileri. Dünyayı ele alırsak çift kutuplu bir magnetik alana sahip.. Böylece kendi alanını nötralize edip güneşin etrafındaki dönüşünde, kendi karakteristik dönüşünü oluşturuyor. Bir başka açıdan güneşin sürekli değişken magnetizması ile baş edecek sürekli değişken ama bizim farkına varmadığımız magnetik noktaları oluyor..

Peki bu nedemek..  Sen eğer dediğin gibi itme çekme yöntemli bi hereketi salınım olarak kullanacaksan, her noktada farklı bir açı ve güç kullanman gerekecek. 1m ileride +1 magnetik le karşılaşacaksan 2m ileride -2 magnetik le karşılaşma olasılığın kuvvetli..

Bu dünyanın magnetiği.. Peki dünya üzerindeki bazı insan yapımı magnetik alanlardaki ani değişimleride karşılaman gerekecek.. bazı dağların mıknatıs özelliği olduğunuda unutma. Uçakların rotasını bile bunlardan uzak bir seviyede tutmak zorundalar.

Birde teorinde sürekli olarak atom elemanlarını etkileşimde tutmaktan bahsediyorsun. Bu atom içi enerjiyi -bir bakıma ışımayı- arttırır.. .. Bu seferde ya radyasyondan korunmak için kalın duvarlar kullanmalısın ki bu ağırlığını arttırır, ya da bir atom bombası gibi infilak etmemek için atom altı seviyede bu magnetiği oluşturursun ki buda seni bir yere götürmez..

Senin söylediğin magnetik mantığını Amerika için araştırma yapan bir fizik bilimci araştırmış ve makinayı yapmış.. Evet o aleti geliştirip uçurmuş.

Fakat alete kendisi binememiş. Yüksek magnetik ile çalışan uçan bir cihaz geliştirmiş. magnetik devinim yukerden aşağıya ordan tekrar yukarıya süpürür şekilde bir tür iç hortum oluşturuyormuş.

Bu aleti çalıştırmak için ufak bir jeneratör kullanmış ve bu jeneratörü 1/8 güçte çalıştırmış. Makina havalanmış. Fakat makinanın yaydığı magnetik alan havadaki ozonu plasmik düzeyde kararsızlaştırmış ve makinanın alt kısmında leylak rengi bir bulutsu oluşmuş.. Gücü biraz daha açmayı denediğinde makina büyük bir hızla yukarı ivmelenmiş ve beraberinde zincirli olanjeneratörüde yerinden kaldırıp gökyüzünde kaybolmuş..

Bu bilimadamının adını ve deneyin adını unuttum. Fakat internette denk gelirse burda göstermeyi çok isterim.. Çünkü bu bilimadamının zamanında 51.bölgede çalıştığını söyleyenler var..

şunuda ekleyeyim...

şu birkaç santim boyundaki uçan, kameralı, mikrofonlu robotlar.. bu minik robotlar bildiğiniz hiçbir şeyle değil, manyetik alanla şarj oluyor.. yani cep telefonlarının yakını, bilgisayar yakını, radyo istasyonlarının yanı, jeneratör yanı.. bir diğer deyişle aklınıza gelen her yerde.. 

ufo larda dünyanın manyetik alanıyla şarj olabilir.. belki..

Sayın IceTR verdiğiniz bilgiler için çok çok teşekkür ederim. Gerçekte ben fizikte sizin bahsettiğiniz konuları kavrayabiliyorum ama çok çok detaya inecek kadar bilgi sahibi değilim. Ama gerçekten ben bu basit olarak kafamda geliştirdiğim bir teoriydi bunu bir şekilde birinin düşünüp o yaptığı makinanın uçması bile beni kendi teorimin hayata geçmiş olması gibi etkilendi. Düşünsenize küçük bir jenaratörün 8 de 1 gücüyle uçan bu cihaz yapılabildiyse elbette bu araştırma orada noktalanmamış olmalı. Yöntem bu yani minimum enerji ile yakıtsız kendini şarz edebilen sınırsız mesafede kullanılabilecek bir araç. Gerçekten bunun yapılabildiğine çok ama çok mutlu oldum :)