Ana içeriğe atla
23 Eylül 2012 tarihinde SENTOX tarafından gönderildi

188 Günde Bir Oluşan Büyük Depremler

Şili depremi -(8.8 şiddet) - 27 Şubat 2010

Yeni Zelanda’da depremi (7.0 şiddet) - 4 Eylül 2010

Japonya depremi (9.0 şiddetinde) -11 Mart 2011

Fiji depremi (7.3 şiddetinde) - 15 Eylül 201

Meksika depremi (7,9 şiddetinde) - 20 Mart 2012

??????? depremi -  28 Eylül 2012

 

188 Gün teorisi diye bir teori mevcut ve bu teoriye göre her 188 günde bir ya da ufak değişiliklerle + / - 1 -2 gün oynamalarla , dünyanın bir yerinde büyük ölçekli bir deprem oluyor. bir dahaki beklenen tarih 28 Eylül 2012 ( 1-2 gün oynayabilir) . Ben pek inanmıyorum ama bakalım büyük ölçekli bir deprem meydana gelecek mi? Gelirse buradan tartışırız. zamanı yaklaştı zaten.

deprem 188 gün 188 günde bir büyük deprem

Yorumlar

muzaffer merhaba,
o ses daha önceden araştırdığım gabriels horn(incilde öyle geçiyor.) cebrailin borusu denilen ses. söyleyişe göre oses dünyanın her yerinde duyulmaya başlanınca kıyamet de gelecekmis. yani bir çeşit kıyamet alameti de diyebiliriz.

anah..Daha tam olarak anlaşılır bir şey çıkmadı ortaya.Fakat cebrail'in sesi olabileceğine pek ihtimal vermiyorum.Cebrailin as.sesinin ramazan ayında duyulacağına dair rivayetler var.Cebrailin sesinden önce daha başka kıyamet alametlerinin olması lazım.Ayrıca bu ses cebraile as.ait olsaydı bizim ülkemizde ve islam aleminde "bakın gördünüzmü" diye kıyamet koparılırdı.Bir film için kıyamet koparan islam coğrafyası,cebrailin as.sesi için neler yapmazdı.Yani ses cebrail as. ait değil.Üzgünüm :))

muzaffer, ben zaten o'dur demiyorum ki. arastirdigim kadarıyla böyle diyorum. sende google veya youtube da anahtar kelime olarak ararsan bununla ilgili birkaç sonuç çıkıyor. hepsi bu çıkacaktır:)

Melekler incil ve kuranda aynı melekler olduğuna göre konu hiristiyanlığa göre de aynı şekilde düşünülebilir.Hiristiyanlıkta melek inancı yoktur diye bir şey söz konusu değil zaten.İslam toplumları bu sesi melek sesine benzetiyor ise tabii ki hiristiyanlık alemi de aynı şekilde melek sesine benzetecektir.Tabi bu sadece her iki dinin bu konuyu metafizik olarak ele alıp düşünenleri ve olaya fantastik olarak bakanları için geçerli olacaktır.Yoksa her iki veya daha çok dinin bilim insanları bu konuda geçen sesin melek sesi olabileceğine hiç bir ihtimal vermeyeceklerdir. 

Süra ilk kez yani 1.olarak üfürüldüğünde kıyamet başlar.2.üfürülüşte canlıların tamamı ölür.3.de ise yeniden diriliş başlar.Bu durumda bu ses israfilin sesi değildir sonucu çıkar.İsrafilin sesi olsaydı kıyametin kopmuş olması gerekirdi.Yani şimdi forumda olamayacaktık :) Net'teki dedikodulara aldırmayalım.

İstanbuldakinden bilgimiz var sadece ama oda haber niteliğinde,arkasında ne var araştırma yada yorum yok,Dünyanın çeşitli yerlerinde aynı türden olay varsa hepten merak konusu,Sanki herzaman oluyormuş gibi kimsede merak etmiyor galiba.Ama istanbuldaki o ses her nasılsa yerinde duymak isterdim,elektronik ortamdaki insanı etkileyici değil.İnsanın aklına elbette birşeyler geliyor ama kendisi bile bunu duymaktan çekiniyordur sanırım,kıyametten bahsetmiyorum tabiki..

 

Evet , muzaffer dediğin doğru bu gökyüzünden gelen sesler bir çok kanalda haber yapılmıştır , bilim adamlarına göre bu sesler kuzey ışıkları dediğimiz auroralardan kaynaklanmaktadır ,seslerin duyulduğu bölgelerdeki büyük cisimlerlerin (dağ, ova, krater vs...) anten görevi görmesi ve güneşteki yüklü parçacıkların dünyanın manyetik alanına çarpmasıyla bu büyük antenlerin bu sürtünme ve çarpışmaları sese çevirmesi ile oluştuğunu söylüyorlar.

188 gün teorisini savunan araştırmacılar ise depremlerin oluşmasını bir kaç nedene bağlıyorlar. bir nedenden dolayı kutuplar yer değiştirmeye başladı büyük depremler bu kutup kaymasına bağlı olarak oluşuyor ve büyük depremlerle dünyanın eksenlerinde ara ara kaymalar oluşuyor. bu seslerde dünyanın kutup kaymasına bağlı olarak oluşan doğal fenomenler.

bir diğer teori bunun HAARP projesi olduğu yönünde ki bunun içinde hiç bir kanıt yok yani belki vardır ama ufoyu kanıtlayacak ne kadar kanıt varsa bu da okadar işte. tabi bunlar sadece bizler gibi araştırmacı insanların ortaya attığı aslı olmayan teoriler ne kadar bilimsel orası tartışılır.

Aslında bana göre çok sık şekilde Dünyada olağan dışı ( bu şekilde diyorum çünkü ben bukadar garip fenomenlerin bir arada olduğu ve sanki bunların çok az bir zaman dilimine amaçlı bir şekilde sıkıştırıldığını hayatımda hiç görmedim) olaylar oluyor , yani hayvanların sürü şeklinde ölümleri, buzulların aniden erimeye başlaması ki bu göz ardı edilemeyecek duruma gelmiştir artık, çok yaşlı insanların bile hayatlarında karşılaşmadıkları kadar yüksek şiddette oluşan afetler ve bu afetlerin inanılmaz derecede sıklaşması, güneşteki beklenen ancak yoğunlunun sınırları tahmin edilemeyen yüksek derecedeki aktiviteler, bunlara benim şu anda aklıma gelmeyen bir çok şey ekleyebilirsiniz, dünyada bir çok şey oluyor ancak tahminlerimiz nekadar gerçek nekadar yalan bilemiyorum , belkide hepsi doğal şeyler ancak bize garip geliyor.

evet arkadaşlar Ipadim'deki ''Earthquake Lite'' adlı dünyada meydana gelen depremleri gösteren uygulamada 6,9 şiddetinde Andreanof Adaları - Aleutian Adaları olarak amerikada ve alaskada şeklinde 27 Eylül 2012 olarak kayıtlara geçmiş. -/+ 1-2 gün olarakta iki gün daha beklersek bakalım 7 nin üzerinde büyük bir deprem olacak mı...

Bugün Kolombiya'da 7 küsür şiddetli oldu düşük ihtimal veriyordum cidden sağlam teori 2 gün oynadı, bir 188 gün daha bekleyelim yine olursa artık ağzım açık bekleyecem...Yalnız geçen ağustosta pasifikte de deprem olmuştu onu es mi geçtik?

Şimdi colombia depremi ile (7.4) tam bir ispat sayılmasada ispata yakındır demek isterim. Şimdi burada asıl sorulması gereken soru bence 188 günlük periyodun sırrı. Neden 188 gün yani demek istediğim bu periyodun kendini tekrar etmesi doğal yolardan imkansız. Bu ya insan yapısı bir şey ya da bazı gezegenlerin uydularında rastlanılan yörüngesel hareketlerden kaynaklı periyodik bir iç kuvvet hareketi. Birde bunun daha önceden neden keşfedilemedigi ya da eğer önceden böyle bir şey yoksa buna sebep olan kuvvet nedir.

 

 

DEPREM

Yeraltındaki Mevcut Durum

Şu an hts, çekirdek ile bir üst çember arasında temizlenmektedir. 3. çemberde temizlenme sona ermiştir. 2.

çember de inceliyor!.. Şu anki çarpışmalarla; hts, su halini alamadan çekirdeğin dışına atılmaktadır. İkinci hale

geçen hts tabanda donar ve toprak çeşidini oluşturur.

Çekirdekateş içteki dönmesini sürdürmektedir. Dıştaki iki kalın ateşin çemberleri daralmaktadır. Onlar da

dönüşlerini sürdürmektedirler. Kendi içlerindeki hts'yi temizleme işlemi devam ettiği için, dış kabuğun altında

toprak oluşumu da devam eder ve içe doğru bir kalınlaşma meydana gelir. İç çemberlerdeki arınma, toprağın

kalınlaşmasını sürdürür. Bu arada, toprağın alt kısmının hamur olmasından dolayı, iç çemberi meydana getiren

ateşin içeri sızması devam eder, hts yukarı çıkar. Dolayısıyla; çekirdekateş göbeğe karıştığı için, dıştaki ateş

çemberi gitgide incelir. Ayrıca; hts’nin ayrışmasından dolayı çarpışmalar üstlerde azaldığı için de, ateş

çemberlerinin dönüşleri üstte gittikçe yavaşlar.

Depremler

Süzülen hts elementi tek yapıda kaldığı zaman (toprağın birinci hali), kendini dışa atmak zorundadır. İç kısımda

hava şimdiki netliğini almamış olduğu için, dönüş üstte yalpalayarak devam eder. Bu dönüş esnasında, dışa

kaçmak isteyen hts, iç kısmın belli yerlerinde birikir ve sıkışır. Ateş karışımı olan hts, sıkıştıkları son çemberde

tek çarpışma yapar. İç kısımda, Dünya şekil bakımından kavis çizer; fakat o kavisin birçok yerinde girinti ve

çıkıntı vardır. Toprak kalınlığının inceldiği yerdeki bir girintiye hts birikmiş ise, iç dönmenin arkadan getirdiği hts

birikimi oradan geçerken, girintideki bu hts birikimine çok şiddetli çarpar ve üst katmanlarda çatlamaya sebep

olur. Böylece; girintideki birikim çatlaktan yukarı çıkar. İlk sarsıntının şiddetli olmasının sebebi, çatlaktan ilk

çıkanların kütle bakımından büyük olmasıdır. Sonraki çarpışmaların şiddeti gittikçe azalır. Yâni; biriken

elementler azaldıkça sarsıntılar da hafifler ve son bulur. İşte; “deprem” dediğiniz olayın aslı budur. (Son Adem Varoluşun Sırrı, sayfa 80-81.)

Yalnız, ateşin bir yerden döndüğünü sanmayın... Ateşle karışık hts, Dünya’nın göbek kısmının iç şekline göre,

bulunduğu hâl üzere çeşitli çemberlerde döner. Nerede geçmesini kolaylaştıracak yer bulursa, oradan dışarı

fışkırır. Bu fışkırma, çok az bir çarpışmanın sonunda olur. “Yanardağ” dediğiniz yerlerden ve büyük su birikimi

olan okyanusların zayıf yerlerinden de çıkar. Sizin şimdiki gördüğünüz çatlamalar çok küçüktür. Bunlar, ilk

dönemlerdekilerin yanında insanın bir kaş oynatması gibidir. En büyük deprem, kıtaların ayrılmaları sırasında

oldu.

Depremin diğer önemli bir nedeni ise, son çemberde meydana gelen çöküntülerdir. Bu çöküntüler, girintilerde

biriken hts’nin, arkadan gelen hts tarafından dönüş yönüne doğru süpürülüp, yakın bir yanardağdan çıkmasıyla

meydana gelir. Çünkü; girintide hts’nin sürekli birikmesi, belli bir süre sonra orada sıkışmaya neden olur. Girinti

boşalınca da, o kısımda çökme meydana gelir. Örneğin; Türkiye’de 1999’da meydana gelen Ağustos

depreminin sebebi, depremin olduğu bölgenin altındaki hts birikiminin batıya doğru kayıp, biriktiği yeri

boşaltmasıyla oluşan çöküntüdür. Batıya kayan hts birikimi, Etna yanardağından dışarı çıkmıştır. Etna

yanardağındaki faaliyetlerin artışı, Ağustos depreminin habercisi idi. Aktif yanardağlar, yakın bölgelerde

oluşacak depremlerin habercisidirler. Bilim insanlarının, buna göre ölçüm ve gözlem yapması gerekir.

Depremin üçüncü bir nedeni ise, Dünya’nın içinde devam eden sıkışmadır. Bu, esasında depremin en önemli,

temel nedenidir. İçteki bu sıkışmanın izleri, yeryüzü (örneğin dağlar) iyi incelenirse, dışardan da görülebilir. İç

sıkışmadan dolayı, yer kabuğunda merkeze doğru sürekli kaymalar meydana gelir. Bilim adamlarının, “dikey

sürtünme” dedikleri olayın gerçek nedeni budur. Aslında, Dünya içe sıkışmasını devam ettirerek, gürültülü ve

sarsıntılı bir şekilde (yâni depremlerle) hâlâ küçülmektedir. (Son Adem Varoluşun Sırrı, sayfa 82.)

 

Cafer Gezgez Abdullah, Kasım 2011

www.sonadem.com

 

Eyyyyyyyyyyyy adem oğlu Allah seni ıslah etsinde şu site senden yakayı kurtarsın... Yaw arkadaş sen nasıl bir mahlukatsın ben anlamadım buradaki konunun depremlerin bilimsel olarak nasıl oluştuğu ile bir ilgisi mi var, yoksa depremin 188 günde bir neden tekerrür ettiğiyle mi ilgisi var. Sen çıkmışsın son ademmidir son maymunmudur bilmem kimin kitabından dem vuruyorsun , yok depremin birinci sebebi yok ikinci sebebi yok ücüncü sebebi , gökten üç elma düştüde biri son ademin kafasına mı vurdu. Git kardeşim benim konumun altında saçma sapan yorumlar yapma , varsa bir fikrin teorin paylaş bilelim , gelmişsin utanmadan sıkılmadan magma hareketlerinden bahsedip depremin oluşumunu anlatıyorsun. Şimdi sana buradan çok daha güzel laflar söylerdim ama sırf şuradaki hakiki adem oğulları hatrına sadece git sen son adem kitabını oku diyorum. Yani dünyada okadar ilginç olay oluyor sen tavuk nasıl altın yumurtlar diye soracağına tavuk yumurtlayarak üreyen bir kuş türüdür deyip , sonrada son ademden cüz veriyorsun. Allah sana akıl fikir versin bir daha sakın yazayım deme benim konumun altına.