Zincirli Prenses’te Doğan ve Ölen Yıldızlar
[Sol üst görünür ışık, alt bileşik görüntü, orta kızılötesi ve x-ışını görüntülerinin birleştirilmiş hali, sağ üst kızılötesi ve alt x-ışını görüntüsüyle Zincirli Prenses Gökadası'nı gösteriyor. (ESA)]
Avrupa Uzay Ajansı’nın (ESA) iki gözlemevi Zincirli Prenses (Andromeda, M31, NGC 224) Gökadası için güçlerini birleştirdi. Herschel ile kızılötesi dalga boyunda şimdiye kadar görülmemiş ölçüde yıldız oluşum disklerini ve XMM-Newton Teleskopu da X-ışınları ile ölmekte olan yıldızları gözledi.
ESA’nın iki teleskopu 2010 yılı başında komşu gökada M31’e gözlerini dikti. Bu gökada Samanyolu’na benzeyen yapısıyla birkaç yüz milyar yıldız barındırır. Gökadanın şimdiye kadar alınan en ayrıntılı kızılötesi görüntüsü ile çok daha fazla yıldız oluşturduğu görüldü.
Uzak kızılötesi ışığa duyarlı yapısıyla Herschel, soğuk toz ve gaz bulutları arasında oluşan yıldızları görebilir. Bu bulutların içindeki yıldız acelesi olmadan yüz milyonlarca yıl boyunca çevresindeki maddeleri kendine yavaşça çekerek tozlu bir koza içinde doğar. Yıldız yeterli yoğunluğa ulaştığında ise görünür ışıkta parlamaya başlar. İşte bu andan sonra sıradan teleskoplarla görünür hale gelir.
[Herschel Uzay Teleskopu (ESA)]
Birçok gökada dikkati çekecek ölçüde sarmal şekildedir. Ancak Zincir Prenses daha farklı bir görüntü verir. Gökadanın sarmal şeklinin 75 000 ışık yılı uzaklığına kadar merkezi çeviren büyük bir toz halkaya sahiptir. Bazı gökbilimciler bu toz halkasının başka bir gökada ile çarpışması sonucunda oluştuğunu düşünüyor. Yeni Herschel görüntüleri halkanın daha karmaşık bir yapıda olduğunu gösteriyor. Dev toz yapı, en az beş yıldız oluşturan eş merkezli halkalardan oluşuyor.
Kızılötesi görüntü üzerine eklenen diğer görüntü ise XMM Newton ile alınan X-ışını görüntüsüdür. Kızılötesi görüntüler genellikle yıldız oluşum sürecini gösterirken, X-ışını görüntüleri yıldız evriminin son basamağını gösterir.
XMM Newton, Zincirli Prenses içindeki ve özellikjle merkez çevresinde toplanan yüzlerce x-ışını kaynaklarını gösterdi. Bunların bir kısmı şok etkisiyle patlayıp uzaya kalıntılarını fırlatan yıldızlar, diğerleri ise ölümcül bir kütle çekimi etkisiyle birbirini sınayan kilitli yıldız çiftleridir.
[XMM Newton X-ışını Teleskopu (ESA)]
Bu ölümcül çekim nedeniyle yıldızlardan biri yaşamı için diğerinden madde çalar. Gazı çalan yıldız ısınır ve x-ışını dalga boyunda parlamaya başlar. Madde çalan yıldız nihayetinden diğer yıldızdan daha kütleli olacak ve kendini saran çalıntı gazın da etkisiyle patlar.
Hem kızılötesi hem de x-ışını görüntülerini atmosfer etkisi nedeniyle yeryüzünden almak olanaksızdır. Dünya’dan görülen bir yıldız ışığı güzel olabilir ama bu onun görünen kısmının an fazla yarısıdır. Görünür ışık yıldızların yetişmiş olanları gösterirken, kızılötesi doğan yıldızları ve x-ışını da ölmekte olanları gösterir.
Yıldızların yaşam haritalarını yapmak için daha fazla veriye ihtiyaç duyarız ve Herschel ile XMM Newton bu açıdan güzel bir katkı sağlamışlardır.
Kaynak: ESA
resimlere tıklıyarak daha yakından inceliyebilirsiniz.