Ana içeriğe atla
1 Temmuz 2010 tarihinde kuzey tarafından gönderildi

Cüce yıldız ışığında yaşam

Samanyolu'ndaki nüfusun büyük kısmını oluşturan küçük ama hırçın yıldızların çevresinde de yaşam olabilir.

Yeni bir çalışma, yaşamın Samanyolu’ndaki nüfusun çok büyük çoğunluğunu meydana getiren küçük ama hırçın tabiatlı yıldızların çevresinde de gelişebileceğini ortaya koydu.
Geniş çaplı gökyüzü araştırmaları, Samanyolu’ndaki yıldızların en az %70’inin “M” sınıfı diye tanımlanan “kırmızı cüceler” olduğunu gösteriyor. Güneş’in 10 milyar yıl kadar ömrü olduğunun hesaplanmasına karşılık, kırmızı cücelerin en büyüklerine 50-60 milyar, en küçüklerineyse birkaç trilyon yıl ömür biçiliyor. Yani çevrelerindeki olası gezegenlerin üzerinde yaşamın gelişmesi için zaman bol.Bu yıldızlar Güneşimizden çok daha soğuk olduklarından, üzerinde yaşam barındırabilecek bir gezegenin, gereken enerjiyi sağlayabilmesi için çok yakınında dolanması gerekir. Bu da gezegenin ateş hattının ortasında olması anlamına gelir.
Ancak, Mexico City’deki Ulusal Meksika Özerk Üniversitesi’nden astrobiyolog Antigona Segura yönetimindeki araştırmacılar böylesine bir “mangal partisi”nin yıldız yakınlarındaki yaşama uygun bir gezegeni kavurup kavurmayacağını ortaya çıkarmak için bilgisayara başvurmuşlar.

Ekip, Dünya’dan 16 ışıkyılı uzaklıktaki AD Leonis (AD Leo) adlı bir kırmızı cüce yıldız üzerindeki 1985 yılındaki bir manyetik patlamanın 0,16 Astronomi Birimi (AB = Dünya-Güneş mesafesi = 150 milyon km.) uzaklıktaki hayali bir gezegeni etkileyip etkilemeyeceğini bilgisayarda simule etmiş. Bu durumda gezegenin yıldıza mesafesi, Merkür’ün Güneş’e olan uzaklığından daha kısa oluyor.

Simulasyon, kırmızı cüce yıldızların sanıldığı kadar tehlikeli olmadığını ortaya koyuyor. Yıldız atmosferinin üst katmanlarından gelen morötesi (ültraviyole – UV) ışınım, model gezegenin Dünya’nınkine bezer atmosferine çarptığında enerji, gezegen atmosferinde UV ışınlarına kalkan olan ozon tabakasını kalınlaştırıyor. Çünkü ışınım atmosferdeki oksijen moleküllerini parçaladığından, tahrip olan ozon moleküllerinden daha fazlası oluşuyor.
Araştırmacılara göre modellenen patlama süresince gezegen, Dünya’da güneşli bir günde alışık olduğumuz düzeyden daha fazla ışınıma maruz kalmamış.

Araştırma “gezegen avcıları” için umut verici nitelikte. Şimdiye kadar çeşitli yöntemler keşfedilen 400’ün üzerindeki gezegenin çok büyük çoğunluğu, yıldızlarının çok yakınında dolanan Jüpiter kütlesinde ya da daha ağır gaz devleri. Dünya ve benzeri kütledeki gezegenlerse, küçüklükleri nedeniyle kolay belirlenemiyor. Bu konuda umutlar Dünya benzeri kayaç gezegenleri bulmak üzere fırlatılmış bulunan Kepler uydusuna bağlanmış durumda.

Kepler uydu ekibi’nden gökbilimci Alan Boss (Washington’daki Carnegie Bilim Kurumu), “Bu çalışma, gerçekten yaşama elverişli ilk gezegeni bir kırmızı cüce çevresinde bulacağımız yolundaki düşünceleri daha da güçlendirdi” diyor.

Başka gökbilimcilerse biraz daha ihtiyatlı. Ulusal Optik Gökbilim Gözlemevi’nden (Tucson, Arizona) Mark Giampapa, araştırmayı ilginç bulmakla birlikte kırmızı cüce yıldızların büyük çoğunluğunun AD Leo’dan daha soğuk olduğuna işaret ediyor. Araştırmacıya göre bu durumda Dünya benzeri gezegenler yaşam barındırabilmek için yıldıza daha yakın yörüngelerde dolanıyor olacakları için manyetik patlamaların etkilerine daha fazla maruz kalacaklar. Böyle olunca da, gezegenin atmosferi olayı hasarsız atlatmayabilir.