Telepati Yeteneğine Sahip Misiniz ?
Mırıldandığınız şarkı radyoda çalınmaya başlarsa, aklınıza gelen kişiyle yolda karşılaşırsanız veya canınızın çektiği meyveyi arkadaşınız getiriyorsa siz bir telepatsınız demektir.
- Telepati, kişiler arasında bir fikir ya da duygunun hiçbir araç kullanılmadan iletilmesi, biçiminde tanımlanabilir. Pratik hayatın içinde farkında olmadan telapati yeteneğimizi sık sık kullanırız. Bazen şaşırtıcı tesadüfler şeklinde dikkatimizi çeker, Fakat, yine de bunun üzerinde fazla durmadan gülüp geçeriz.
Mesela çalmakta olan telefonun kimden geldiğini tahmin etmek, mırıldanmakta olduğumuz şarkının radyoda çalınmaya başlaması, aklınıza gelen kişiyle yolda giderken karşılaşmak, canınızın çektiği meyveyi ya da herhangi bir şeyi arkadaşınızın getirmesi gibi daha pek çok örnek sayılabilir. Ve bütün bunların tesadüf olduğunu düşünüp önemsemeyiz. Aslında bütün bu tuhaf tesadüfleri telepati olarak tanımlayabilir ve dikkat ettikçe bu yeteneğimizin gelişmesini sağlayabiliriz. Hepimizde az ya da çok derece derece ortaya çıkan telepatinin düzenli bir çalışma sonucu gelişmesi mümkün.
Telepati üzerine çeşitli gruplar oluşturulup yapılan çalışmalar hâlâ sürdürülüyor. Bu çalışmaların arasında 1930 yılında yayınlanan “Zihni Radyo” adlı kitabın ortaya çıkmasını sağlayan deneyler son derece ilgi çekici. Upton Sinclair, eşi Mary Craig ve grubun diğer üyeleriyle birlikte yaptıkları çalışmalar yüzelliyi aşan telepatik resim çizme deneylerini kapsıyor. Daha sonra Sinclair bütün bunları “Zihni Radyo” adlı kitapta toparlamış. Ve konu hakkında Albert Einstein, grubun yaptığı çalışmaları zaman zaman izlemiş ve kitabın önsözüne şöyle demiş;
“Bu kitapta dikkatli ve sade bir biçimde ortaya konulan telepatik deney sonuçları, bir doğa araştırmacısının düşünülebilir olarak kabul ettiği sonuçların çok ötesindedir. Öte yandan upton Sinclair gibi öylesine dürüst bir gözlemci ve yazarın okurlar dünyasını bilinçli bir şekilde kandırmakta olduğunu düşünemeyiz bile, kendisinin doğruluğu ve güvenilirliği kuşku götürmez.”
Evet, anlatılanlar öğrendiğimiz gerçeklerden öylesine farklıdır ki, Einstein güvenilirli üzerine konuşmak ihtiyacı duymuş.
Fakat, bir de literatüre geçmiş olan ünlü telapatlar var. Ve onların yüzlerce insanın gözü önünde gerçekleştirdiği telepati gösterileri… Bunların arasında biri var ki, telepatiyi ispatlamak için yaşamış gibidir.
Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük telepatı olarak kabul edilen Wolf Messing (Hitler Almanya’sından telepati yeteneğini kullanarak Rusya’ya kaçmış ve kendini kabul ettirerek çeşitli gösteriler yapmıştır) düşünceleri okuma yeteneğinin herhangi bir doğaüstü ya da gizemli yanı olmadığını söylüyor ve telepatiyi nasıl gerçekleştirdiğini şu sözlerle ifade ediyor; “Kendimi önce belirli bir gevşeklik haline sokuyorum. Bu hal içerisindeyken, duygu ve güç topladığımı hissediyorum. Bundan sonra telepatiyi gerçekleştirmek artık kolay oluyor. Hemen hemen her düşünceyi zaptedebilirim. ‘Verici’ye dokunduğum zaman gönderilmekte olan düşünceyi genel parazitten ayırt etmem kolaylaşıyor. Fakat, temas benim için bir ihtiyaç oluşturmaz.”
Messing telepatik iletişim kuracağı zaman neler hissettiğini çok açık anlatıyor. Zihnimizi gevşettiğimiz ve düşünmekten vazgeçtiğimiz sırada pasif duruma geçiyor ve dışardaki düşünce dalgalarını yakalayabiliyoruz. Ancak, bunların kendimize ait olup olmadığını pek tabii anlayamıyoruz. Ancak, Messing gibi ayırtedebilecek derecede telepati yeteneğimizi geliştirmiş olmamız gerekiyor.
Ve tabii ki, bütün yetenekler gibi telepati de çalışmalar sonucu geliştirilebilir. İşte size çok eğlenceli ve geliştirici bir telepati oyunu;
Suçlu kim?
Grup halinde oynanacak bu oyun hem eğlenceli hem de telepati yeteneğini geliştirici.
Hemen her yaş grubundan herkes sınırsız sayıda katılabilir. Katılım oranı ne kadar yüksek olursa, o derece eğlenceli ve geliştirici olacaktır.
Oyuna katılan kişilerin sayısı kadar kağıt hazırlanır. Bu kağıtların rengi ve ebadı aynı olmalıdır. Ayrıca not almak için önünüzde başka kağıtlar bulundurmalısınız.
Sonra bu kağıtlardan birinin üzerine “Tanık” bir başka kağıdın üzerine de “Suçlu2 yazılır.
Kağıtların hepsi dikkatle katlanır ve bir çanağın ya da torbanın içine konulup karıştırılır.
Oyuncular teker teker torbanın içinden birer kağıt çekerler ve diğer oyunculara göstermeden bakıp üzerine kendi adlarını yazarlar.
Tanık kağıdını çekmiş olan kişi bunu diğer arkadaşlarına gösterir. Geriye suçlu kağıdı kalmıştır. Suçlu kağıdını çeken de kimseye bir şey belli etmez ve o da kağıdın üzerine adını yazar. Sonra herkes elindeki kağıdı katlar ve tanığa verir. Tanık kağıtlara tek tek bakar ve suçlunun adını okuduktan sonra kağıtların hepsini tekrar torbaya atar.
Sonra sırtını iskemleye yaslayıp gözlerini kapatır ve gevşemeye çalışır. Daha sonra suçlunun adını zihninin içinde ritmik biçimde tekrarlamaya başlar.
Aynı zamanda suçlunun adını harf harf zihninin içinde ışıklı olarak yazmaya çalışır. (Kişinin imajinasyon yeteneği zayıfsa, yani zihninde resim olarak göremiyorsa, o zaman ritmik olarak adı tekrarlaması yeterlidir. Tabii bu arada başka hiçbir şey düşünmemesi gerekir.)
Oyuna katılmış olan diğer oyuncular da aynı şekilde gevşemeye çalışırlar.
Hem bedenlerini, hem de zihinlerini gevşetirler ve zihinlerinde belirecek olan adı beklemeye başlarlar. Sonra herkes önündeki boş kağıda belirlediği adı yazar.
Tanık herkese tek tek suçlunun adını sorar. Doğru cevabı verenlere bir puan verilir.
Daha sonra oyun tanık kağıdı konulmadan yeni kağıtlarla devam edilir.
Boş kağıtların arasında sadece “suçlu2 kağıdı vardır. Tanık olma sırası önceki tanığın yanındaki kişiye geçer. Ve böylece herkes bir kez tanık olmak suretiyle oyuna devam edilir. Herkes tanık olduktan sonra puanlar sayılır ve en yüksek puanı alan kazanır.
Bu oyunu oynamaya ilk başladığınız günlerde puanlar düşük olacaktır. Fakat, aynı kişilerle oynamaya devam edecek olursanız zaman içinde telepati yeteneğinizin büyük bir hızla geliştiğini anlayacak ve çok şaşıracaksınız.
Yorumlar
Zaten basit telepati
Zaten basit telepati yeteneğine sahipsen geriside çorap söküğü gibi gelir ... Uzaylılar beyninin %100 ünü kullandığı için onlarla rahatlıkla telepatiyle konuşuyoruz çünkü onların hem algılama hemde gönderme yetenekleri çok yüksek...
cahillikler kitabı' nda
cahillikler kitabı' nda insanın beyninin %10 u değil, %80 inin kullandığını söylüyor..
Tamamen saçmalık beynimizin
Tamamen saçmalık beynimizin %80 'nini kullansaydık şuanda direk olarak hiç zorlanmadan sandalyeyi beyin gücümüzle yanımıza kadar çekebilirdik ... Biz insanlar beynimizin %2'sini kullanıyoruz bir peygamber beyninin %18 ini kullanıyordu ve einstein ise %15..
ilk insanın beynide % 80 di
ilk insanın beynide % 80 di ve o da bugünün teknolojisinden bahsediyordu..
şimdide %80 i kullanıyoruz ve geleceğin teknolojisini istiyoruz..
einstein beynini bizden fazla kullanmıyordu.. sadece beynini nasıl yöneteceğini biliyordu...
bilgisayarınızın harddiskindeki dosyalarını dağınık bırakırsanız bilgisayar yavaşlar.. düzenlerseniz hızlanır..
%80 nini kullanmıyoruz sadece
%80 nini kullanmıyoruz sadece %2 ...
bende eskiden %10 diye
bende eskiden %10 diye biliyordum.. ama bunları biliyor musunuz tarzı bir kitap olan cahillikler kitabında bunun %80 olduğundan bahsediyor ve % 10 veya %2 e kesinlikle karşı çıkıyor..
Ya o kitapta bir basım hatası
Ya o kitapta bir basım hatası var yada kitabın bilgisi yanlış oda değilse siz yanlış hatırlıyorsunuz..
yanlış basılması imkansız
yanlış basılması imkansız çünkü kesinlikle karşı çıkıyor.. unutmam imkansız çünkü şu anda kitabı elimde tutuyorum..
her neyse.. siz deyin yüzde 2 ben diyim yüzde 10 kitap desin yüzde 80.. :)
Benden ikna olmazsan konu
Benden ikna olmazsan konu açalım %kaç kullanılıyo sizce diye :) ok ?
bir sonuca varamayız.. boş
bir sonuca varamayız.. boş zaman kaybı.. her neyse konuyu kapatalım :)
ben uzaylılarla telepati
ben uzaylılarla telepati kurmağı başardım onlar bana 1 ocak 2012de geleceklerini söylediler kim inanmazsa inanmasın ama ben çok ciddi söylüyorum onlar bizi 2012deki kiyamet için hazırlıyacaklar ve gerekirse bizi öz galaksilerine göndereceklerini söylüyorlar benim gördüyüm uzaylılar şişmandı
:D
:D
Uzaylılarla telepati kurmak
Uzaylılarla telepati kurmak çok kolaydır çünkü onların yeteneği senin telepati yeteneğini etkiler ... Gördüğün şeyi bizede anlatırsan seviniriz...
bu telepatiden önce rüyamda
bu telepatiden önce rüyamda bi uzaylı görmüşdüm ama sanki davranışları insan gibiydi rüyam bittikden sonra kolumda 1 kaç gün devamlı uyuşmalar oldu hiç bi zaman böyle olmamışdı
Peki kolunun uyumasını
Peki kolunun uyumasını sağlayacak bişi yaptın mı? Kolun normal hiç bi neden yokken yolda yürürken uyuşursa tamam gerçek olabilir ... Ama masada otururken ve kolun masanın üzerinde duruyorsa ondan kaynaklanabilir...
Bekoya katılıyorum.%2 sini
Bekoya katılıyorum.%2 sini kullanıyoruz.O kitabı yazan yanlış biliyor yada basım hatası...
Arkdaşalr konuları geçmişe
Arkdaşalr konuları geçmişe doğru incelemeye çalışıyorum bu konuda şunu söylemek istiyorum.
yukarıda bazı arkadşlarımızn verdiği gibi beynimizin % 2 si gib çk küçük bir bölümünü kullanıyoruz.
geri kalan bölümler muamma gibi araştrılıyor gerçi hala.
Benim görüşüm şudur
her insan doğuştan telepati , telekinezi , uzaktan görme,düşünce gücü ile konuşma maddelere hukmetme ( elementler) ve buna benzer bize üstün yetenek olarak gelen yetilerle doğar ancak bunlar ya çok miminum safhadadır yada geliştirilmedikleri yada hiç kullanmadığımız ve kullanmayı bilmediğimz için hiç sahip değilmişiz gibi düşünürüz.
Beyinin geri kalan % +98 bölümün kullanmayı başarırsa insan , ( bunu yapan yada lar varmıdır oda ayrı bir konu )
bunların dışında bir çok şeyi yapabileceğine inanıyorum. Hatta benim teorim insan oğlu eğer % 100 kapasiteye ulaşabilrise bunu geliştirebilirde yani % +100 110-120 gibi geliştirme düzeyine bağlı yeni yetiler ve yetenekler yada mevcut yeteneklerin çok üst düzeyde kullanmayı başarır. Bunlar tabi bilinç ve eğitimle bilrlikte gelişir.
şimdilik bu kadar arkadaşlar.
saygılar ..
ama bu basit telepati..
ama bu basit telepati.. yakın temas olaylarında insanlar uzaylıların kendileriyle telepatiyle konuştuğunu söylüyor.. yani "bu telepati, o telepatiden farklı".. bu bahsi geçen telepatide sedece isteğinizin bir şekilde gerçekleşmesi oluyor.. konuşamazsınız emredemezsiniz..
HAARP ın da böyle bir özelliği var ama "biraz" farklı... zihin kontrolü.. düşmanınızla antenler sayesinde "beyinden antene" konuşuyorsunuz..