Ana içeriğe atla
20 Ekim 2014 tarihinde mcedemir tarafından gönderildi

uzay zaman boyut ve onların görünmeleri

Son yıllarda özellikle kendileri ile ilgili düşüncelerim nerdeyse tv yayını gibi algılanmaya doğru giderken,hiçte özel bir çaba göstermediğim halde bu düşüncelerimi adeta pekiştiren yazılarda önüme çıkmıyor değil,birazdan aşağıdaki alıntı yazıyı koyacağım buraya ama önce kendi düşüncelerimide paylaşayım dedim,Otuz seneyi aşkın zamandır ufo ve ddv lar la ilgili onca materyel geçti göz dediğimiz pencereden,kafamda konuyla ilgili belli bir stok oluşmasına rağmen bizim insan olarak gerçeği nerdeyse dokunma duygusu hassasiyeti ile ölçme ve tanımlama özelliğimiz bulunduğu için bu özelliğin içinde bir çok materyelde çöpe gitti,yani inandırıcılık sınavından geçemedi,ta ki son yıllarda düşündüğüm,Eğer DDV lar bunca yıldır ikide bir gezegenimize inipte bize dokunmadan,dokundurmadan adeta sanal bir görüntü şekliyle kaybolup gidiyorsa,bu bizim onlardan korkacağımız,yada klasik deyişle henüz erken olma sebebi ile değil tabiki,buna inanmıyorum,bu konuda en safsata cümlede bu zaten,neymiş insanlık daha hazır değilmiş,çocukmu kandırıyorlar?O zaman geriye onlarla teknolojik fark kalıyor,eğer onlar buraya geliyorsa bizden ileri olmaları otomatik olarak kabul edilebilir oluyor,ama geriye daha nedenler vardır diyorum olması gerek,çünkü biz ilgili konuda otorite değiliz,bilim adamıda değiliz,uzayla ilgili bilimsel bir yönümüz yok,o halde mantığın dışınada fazla çıkamayız,sadece beynimizin el yordamı ile bulup dokunup hissettiği fikirlerle haraket etmek durumundayız,bende bu çerçevede bu sitede geçmiş yazılarımda demiştim,DDV lar eğer maddesel olarak burda değilse,görüntüleri,yansımaları ile burdalar.Yani aynaya kendi gezegeninde bakarken bize fırlattıkları aynadan onların ayna görüntülerini görüyoruz gibi bir anlatımdı.Hatta şöyle desem daha net anlaşılacak.Dünyada onları gösteren bir tv var ve onlar istediği zaman bu yayını yapıyorlar,gerçekte kendileri nesnel olarak yok.İşte bu bağlamda konuyu alıntıya bırakacağım,benim düşündüklerimin daha açıklayıcı ve güzel anlatımı yapılmış.Bana inandırıcı geldi.

Ufolara açıklama getirmek isteyen bir çok teorinin gösterdiğine göre bu cisimler sanki bizim boyutumuzun dışından başka bir boyuttan geliyor gibiler.

 

Havada hiç bir şey yokken ,birden kübik bir cisim havada beliriyor.Cisim gittikçe büyüyor,yavaşça çevresinde dönüyor ve yine arkasında hiç bir iz bırakmadan birden kayboluyor.Bir kaç saniye önce bir dört boyutlu cisim bizim üç boyutlu dünyamızda belirdi.Evet, gerçekte hayal edemeyeceğimiz bir olayı bir anlık gördük.Eğer böyle bir anlatım inandırıcı geliyorsa sebebi son 50 yıldan beri gelen ufo raporlarıdır.Bir çok görgü tanığına göre cisimler hiç yoktan birden beliriyorlar ve birden yok oluyorlar.Bu görgü tanıklarının yaşadıklarından dünya üstü bir araç gördükleri kanısı ortaya çıkıyor.
Peki ama bu olayların açıklaması bu mu?
Ufologlar arasında bir fikir önemini arttırıyor.'' Başka boyutlar ''
Bu teori belkide sadece ufolerı değil bir çok paranormal fenomenleri en iyi şekilde açıklayan alternatif bir fikir olabilir.

BAŞKA BİR DÜNYANIN GÖRÜNTÜSÜ
Günümüz bilim adamları 4 boyutu kabul ediyorlar.(3'ü boşluktan 1'i zamandan oluşuyor)
3 boyutlu bir evrende yaşadığımızı eski yunan matemetikçisi Euclides o ünlü geometri kitabında ( Element - MÖ 300) yazdığından beri biliyoruz.Bilim adamları ancak 20. yüzyılda 4 boyutlu yer zaman konusunu anlamaya başlamışlardır.
20. yüzyılın başında Albert Einstein 'ın çalışması ve sonre Alman matematikçisi Herman Weyl bir 4 boyutlu yer - zaman sürekliliğini daha anlaşılır bir dille açıklamaya çalışmışlardır.Bu düşünceler bir devrim niteliğinde olup diğer bilimadamlarınıbu konuda araştırmaya itmiştir.Hatta yakında 5. boyutu algılayacağımızın sinyalleri var bazılarına göre.
Bazı ufologlar ufolar hakkında başka bir boyut açıklamasını çok garip buluyorlar.Gerçekten eğer boyutumuz ve yer -zamanımız dışında böyle bir cisim varsa ve bu boyutumuza gelse çok büyük dünya dışı bir izlenim yapardı.

 

İKİ BOYUTLU ÜLKE 
1884 yılında Edwin A. Abbott bu olaylara benzeyen şeyler yaşanan romanını okuyuculara sundu.( Flatland - Düz Ülke)
Düz ülkede yaşayanlar çok incedir.Onlar 2. boyutta yaşıyorlar ve yanı başlarında bulunan 3. boyuttan haberleri ve fikirleri yok.Kitabın konusu kısaca ; eğer 3. boyuttan bir cisim bu insanların yaşadığı düz ülkeden geçerse ne olur ? Örneğin eğer kurşun şeklinde bir cisim düz ülkede haraket ederse önce kendisini o ülkeye (2. boyuta) değdiği yerde bir nokta şeklinde gösterir.Yoluna devam ederken düz ülkede yaşayanlar bir daire görüyorlar.Daire büyümeye devam ederken birden küçülüyor ve kayboluyor.Bu olay onları 2. boyutta görülen bir 3.boyuttan gelen cisim olayını yani UFO fenomenini araştırmaya itecektir.
1947 'den beri inanılmaz manevralar yapan, birden ortaya çıkan ve birden ortadan kaybolan , şekil değiştiren ,çok yükseklerde uçabilen garip ufolar rapor edilmektedir.
Bu esrarengiz cisimler genelde teknolojik bakımdan gelişmiş , dünya dışı yapısı olarak görülüyor.Peki ama başka bir boyuttaki esrarengiz cisimler dünyamızda beliriyor olamaz mı ? Bir çok ufolog bu hipotezi başka bir gezegenden gelenler hipotezinden daha inandırıcı buluyor.
Güneş sisteminde yapılan araştırmalar komşu dünyalardan birinin akıllı hayat barındıramayacağını gösteriyor.Ve eğer başka dünyalarda yaşayanlar varsa bile çok büyük bir olasılıkla bize ulaşamazlardı.Çünkü bize ulaşmak için uzayda yüzlerce,binlerce ışık yılı yolculuk etmeleri gerekecekti.

ALGILANAMAYAN VARLIK
Eğer ufolar başka bir boyutun eserleri ise ,bize gelmeleri için güneş sisteminde başka bir gezegende yaşamaları gerekmez.Sadece zaman - mekan aşmalarıda gerekmez.Sadece tepemizde yaşayıp bu dünyayı bizimle paylaşabilirler.Tabiki bizim algılayamadığımız bir boyutta.Cismin (bizim boyutumuzda)belirmesi, sadece bir geçiş , kayboluş ise diğer boyutta belirmesi olarak gerçekleşecektir.
Başka bir çekici fikir , belkide birçok diğer boyutlar olduğudur.

DAHA ÇOK BOYUTLAR
Kablo teorisine göre 15 milyar yıl önce kainat yaratıldığında 4 değil 10,11 boyutluydu.O günden bu güne kadar geçen süre içinde kainat kendisini 4 boyuta kadar açmıştır.4. boyuttan 3'ü boşluk 1'i zaman olarak kalmıştır.Diğer boyutlar katlanmış durumda kalmışlar ve bildiğimiz evren üzerinde neredeyse hiç etkileri olmamıştır.Bu yüzden kablo teorisinin katlanmış durumdaki bu boyutları , ufo ve diğer paranormal fenomenleri açıklamada çok az bir yer almaktadır.Prensip olarak bizim boyutumuz dışındaki boyutlar, dünyamıza etki ettiği sürece algılanabilir.Yapılan bir çok deneye göre bu söz konusu değil.Bilim adamlarına göre eğer bu boyutlar gerçekten varsa bile dünyamıza etkileri olmadığı için yokmuş gibi algılanacaktır.

BOŞLUK - DOLULUK
Ancak yinede bu bir çok ufoloğun cesaretini kıramamaktadır.Onlar bu teorilere biraz hak verirken farkında olmadığımız diğer önemli rol oynayabilecek faktörleri aramaya devam etmektedirler.
Bilim adamları şunuda ekliyorlar: Başka bir cismin veya varlığın bizim boyutta belirmesinin imkansız olduğunu kanıtlamak olanaksızdır.Bu yüzden bir çok ufolog ufoların başka bir boyuttan 4 boyutlu ( 3 yer 1 zaman) dünyamıza geldiği fikrini bir kenara koymuyorlar.Veya o cisimlerin içinde gri küçük adamlar oturuyorlar mı? Bu başka bir tartışma konusudur.

Yorumlar

Eğer onlar kendi araçları ile gelip bizim toprağa inip,içinden ağır haraketlerle çıkıp bize insan yapısına uygun format çerçevesinde görünmedikçe(en azından yakın zamanda)Onlar hakkındaki en son düşüncelerim yukardaki yazı içeriğinde kalacak,çünkü bu boyut meselesi bir şekilde benim boyutumuda aşıyor,hatta konumuzla ilgili olsun olmasın kutsal kitabımız olan kuranda bile kat olarak geçiyor.Boyutlar arası ışınlanmış görüntü,hemde belkide aynı gezegende,hatta burda görünmelerinin nedeni onların boyutunada zarar veren insanların yarattığı nükleer zararlar vb.olabilir de,bizi merak ettikleri nedenden  değilde, Dünyamızın zarar görmemesi için gelip gidiyor olabilirler.Merdivenin alt basamaklarında yaşayan bizlersek üst basmaklara zararlı oluyorduruz belkide,kimbilir??

Ben dünya dışı canlıların insan süretinde olduğuna inanıyorum.Çok düşündüm ama başka bir formatta olabileceklerine pek ihtimal vermiyorum.Düşündüm derken hani ölümden sonraki toplanma yerini de düşünüyorum..Düşünün ki bir tarafta çok garip tuhaf yaratıklar,diğer tarafta insanlarcheeky ne bileyim bana garip geliyor bu durum.Kutsal kitabımız hani bütün alemler için geçerli olduğuna göre o halde sorgulamada kutsal kitap baz alınacak ve mesela farzlardan biri hac olayı olduğuna göre uzaylıların hacca gitmeleri acaba nasıl oluyor,yoksa onlar bu farzı yerine getirmiyor mu veya bu farz onlardan sorulmayacak mı..Eğer böyle ise onlara ayrı bir uygulama bizlere daha ayrı bir uygulama mı oluyor.Ama kitaptakiler aynı ve değişmez ve her alem için geçerli olduğuna göre..Fazla düşünmeyeyim yinede enlightened Yok eğer işin bu tarafını ele almadan düşünsek bile,mesela bir gün karşılaştık diyelim..Onlara soracağız hacca gittiniz mi gittiyseniz nasıl..Namaz kılıyormusunuz kılıyorsanız nasıl..eee nasıl olacak, neyse daha fazla düşünmeyeyim diyorum,içinden çıkılacak gibi değil cool

[quote=muzaffer]

Ben dünya dışı canlıların insan süretinde olduğuna inanıyorum.Çok düşündüm ama başka bir formatta olabileceklerine pek ihtimal vermiyorum.Düşündüm derken hani ölümden sonraki toplanma yerini de düşünüyorum..Düşünün ki bir tarafta çok garip tuhaf yaratıklar,diğer tarafta insanlarcheeky ne bileyim bana garip geliyor bu durum.Kutsal kitabımız hani bütün alemler için geçerli olduğuna göre o halde sorgulamada kutsal kitap baz alınacak ve mesela farzlardan biri hac olayı olduğuna göre uzaylıların hacca gitmeleri acaba nasıl oluyor,yoksa onlar bu farzı yerine getirmiyor mu veya bu farz onlardan sorulmayacak mı..Eğer böyle ise onlara ayrı bir uygulama bizlere daha ayrı bir uygulama mı oluyor.Ama kitaptakiler aynı ve değişmez ve her alem için geçerli olduğuna göre..Fazla düşünmeyeyim yinede enlightened Yok eğer işin bu tarafını ele almadan düşünsek bile,mesela bir gün karşılaştık diyelim..Onlara soracağız hacca gittiniz mi gittiyseniz nasıl..Namaz kılıyormusunuz kılıyorsanız nasıl..eee nasıl olacak, neyse daha fazla düşünmeyeyim diyorum,içinden çıkılacak gibi değil cool

[/quote]

içindeyiz zatende çıkmak istiyormuyuz,çıkabilme imkanımız varmı diye sormak lazım...Ama eğer insan genomu için yaradılışta ibadet ve sorumluluklarımızdan Dünya deneyimi ile sınav yapılıyorsa,bu içine konulduğumuz dünya ile sınırlıdır diyor ve onlarda kendi dünyaları içindeki yaşamlarından sorumlu olup mahşerde toplanma yerimiz olduğuna göre onların mahşerde olduğu halde bizi,bizimde onları göreceğimizi sanmıyorum,buna destek olacak olanda kuranda geçen(tam olarak ayet no hatırlamıyorum)onlarla karşılaşıldığında aynı yoldan gidilmemesi,hatta peşlerinden gidilmemesi söylenmiş,yani zaten yanyana olmamız istenmiyor sanki,ne bileyim onlarla aynı boyutta olmamız istenmiyor sanki,yani boz bulanık şeyler emin değilim.)Sonuç olarak her canlı yaşadığı dünya ve içindekilerden deneyimleri ile sorgulanacağına göre,bu onlar içinde geçerli olması gerekli,Biz hacca bizim dünyamızda,onlarda kendi dünyasında gidiyordur,evrenin merkezinin insan tarafından kirletilen kirletilmeye müsait bir gezegen olacağını sanmıyorum ben şahsen,yani Dünya evrenin merkezi değildir.Buda zaten bir çok şey anlamına geliyor.Eve bütün bunlar benim düşüncem ve kimseyi bağlamaz,açık bir platformda herkes düşüncelerini paylaşyor,kabul görüp görmemesi konusu bağlayıcı değil zaten.

sayın muzaffer kardeşim geçenlerde muhiddin arabi hazretlerinin bir kitabını okudum futuhatti mekkiye bu kitapta gökyüzünde sayılmayacak derecede alemler mevcuttur demiştir bir yerdede  bazı alimler alemi canlı cansız diye ikiye ayırsada gerçekte hepside canlıdır demiştir muhittin arabi hazretlerinin bir olayı daha vardır kitaptada geçer sayfa 554 alemi simsime denen yere ruhumla gittim cesedim dünyada kalmıştı o alemin sakinleri beni karşıladılar ruhum o alemin cinsine göre bir kalıba bürünmüştü o alemde çok hayret edilecek şeyler gördüm o alemde teklifi ilahi yoktur onlar ALLAH c.c tanzimi üzerine hareket ederler o alemden ayrılacağım vakito alemin mahlukatları beni selametlediler arkamdan o arzın elbisesini çıkardım ve arza döndüm aklın dünyamızda mümkün görmediğini o alemde mümkün olduğunu gördüm kadınlarının güzelliği cennet hurilerini aratmayacak şekildedir şimdi muzaffer kardeşim anladığım kadarıyla alemlerdeki varlıklar insan suretine benzer fakat bizim dünyamızdaki fiziki görünüm bize ait alemlerdeki fiziki görünüm kendi alemine aittir kadınlarının güzelliği hurileri aratmaz dediğine göre bize benzerler fakat o alemlere kendi cesedimiz fiziğimizle değil ruh olarak intikal edebiliyoruz ve oradaki formata cesede bürünüyoruz ölümde böyle değilmi tek fark cesedimizi bırakıp ebediyen ruhumuzla göçüp ebedi alemin cismaniyesine bürünüyoruz ve bir konu daha var din olarakta şunu söyleyebilirim yukarıdada yazdığım gibi o alemde teklifi ilahiye yoktur ALLAH c.c tanzimi üzerine hareket ederler diyor muhittin arabi hazretleri buda demek oluyorki imtihan yalnızca dünya ve ademoğlu üzerindedir çünkü şuda var bütün alemler peygamber efendimiz Hz. Muhammet Mustafa s.a.v yüzü gözü hürmetine yaratıldığına göre imtihanda bize özel ise bütün alemlerin dini islamdır amma muzaffer kardeşim anlatamadım galiba siz yinedefutuhatti mekkiye kitabını bir okuyun tavsiye ederim.

Cennet hurileri derken bu canlılar ve cennetteki diğerleri insan şeklindedir.Allahın dediğine göre bu böyle.Ama muhittini arabinin diğer alemlerdeki canlılar hakkındaki görüşleri neden bu kadar kısıtlı kalmış.Mesela kadınların güzelliğini hurileri aratmayacağını söylüyor..Bu ne demektir,anlaşıldığına göre oradaki kadınlar da insan süretinde olmalı..Ama farklılıklar olabilir bunu da net olarak zaten açıklamamış.Mesela fiziki görünümleri hakkında daha detaylı bilgiler verebilirdi..Saygılar..

sayın muzaffer kardeş ben şimdi bu muhittin arabi hz. nin futuhatti mekkiye kitabının pdf var internette 550 sayfadan 555 sayfa civarını okursanız ben yukarıda anlatamamış olabilirim siz daha iyi anlarsınız saygı benden efendim

Boyut konusunda fazla ilerlenmemiş görünüyor,yada doğal olarak ilerlenmesi şimdilik mümkün değil.Bence herşeyin yanıtı bunda,.,Bundan sonrakiler yani kendi boyutumuz dışındakilerlede bir zincir halkası gibi bağlantılı olmamız gerekiyor.Bu saatten sonra güneş sistemi dışından dış uzaydan gelen ziyaretçiler olsa bile onlarında belli bir boyuttan geliyor olmaları gerekiyor,yani uzay içinde galaksiler arası seyehatla bizi bulacakları şu andaki bilgi ve hayal sınırlarımıza göre baya inanılması zor bir şey.Geçiyorduk uğradık deme şansları yok.Bizi ziyaret edenlerin uzay zaman boyutla ilgili ziyaretleri söz konusu gibi.Bugünlerde yıldızlararası(interstellar) adlı yeni bir bilimkurgu filmde bu konu işlenmiş,bana belgesel gibi geldi nerdeyse.Sanki carl sagan anlatmış insanlar oynamış gibi..Şu ufo uçuş biçimleri,ortaya çıkış ve kayboluşları,hep boyut değişimi ile ilgili şeylerle açıklanabilir geliyor bana.Bilinmezliklerin çoğu boyut kavramı içinde saklı bir hazine sandığı,Bizim geldiğimiz teknoloji seviyesinin bizi yansıttığı bilgi düzeyi ile onları açıklamak şimdilik zor,ama boyut kavramları ile kolay ve anlaşılır hatta mantıklıda.Bugün labaratuar ortamında yaratılan enzimlerin bizim (dna)( rna) mız haricinde farklı oluşum zincirindede olabileceği söyleniyor,bu sayede uzaylı bünyesinede açıklama getiriliyor,yani onların farklı dna lı oluşundan.Sonuç olarak gelinen nokta,yani benim geldiğim nokta şeffaf olmayan bir duvarın bizim bu tarafta oluşumuz onların diğer bölmelerde(boyutlarda) olduğu ve buda bizim öldükten sonra değilde ölmedende gerçekte var olduğunu görebileceğimiz bir şey,kuranda bir cümle hala kafamda,birgün onlarla karşılaşırsanız onların gittiği yoldan gitmeyin diyor,yani bize göre yaratılmış bir ortam olmayabilir olarakta anlaşılabilir bu yada daha farklıda olabilir.Bizim ve gelecek kuşağın hemen çözüp göreceği şeyler değil bunlar,biz iyisimi internetten görüp okuduklarımızla yetinelim şimdilik,başka yapacak bir şeyde yok.Tanrı parçacığı aranırken CERN'de, istermisiniz boyut aralansında orası bir geçit olsun..Bilimkurgu canım,öyle hemen hadi be demeyin..

Bir farklı düşüncede şöyle,Toplam uzay alanı içinde Dünyamızın bulunduğu konum haritası çıkarılmışmıdır acaba,böyle çalışmalarda olduğu zaman zaman gözüme çarpıyor,İçinde canlı varlıkların yaşadığı gezegenler bir birinden çok farklı uzaklıklara serpiştirilmiş olmasından ziyade,biz en alt boyutta yaşadığımızdan dolayı dünya adlı gezegende görünen canlılar durumundayız olamazmı?Yaratılmışların en ilkelleri en birinci boyutta,böyle bir şey,onun için bu bedenle bu dünyada bulunup,öldükten sonrada sadece ruhumuzla öbür boyuta geçiyoruz,bu kısımlarda öyle binlerce ve  kolay okunacak eserler yazılmış değilki zaten.Alimler bilginler filozofların tekelinde olan konular olarak insanlık mahzeninde saklı kalmış hep.Ne ilginçtirki bilgi ile donandıkça yeri bilgisizlikle daha fazla doluyor,yada bilgi artıkça sadece dünya küçülmekle kalmıyor gittikçe bulunduğu sistem ve daha sonra koca uzay,bilgi artmasıda buna benziyor..

Bunlar benim kendi düşüncelerim,biraz yerçekimsiz ortamda gibi olsada sonuç olarak düşünce,kısaca düşündüm gitti bile...

Evet,ben kendi hesabıma konuşuyorum,ufo dediklerimiz farklı boyuttan bizim boyuta gelen ziyaretçiler,Öncelikle boyut konusu ön planda,o boyutta nasıl bir dünyadan geliyorlar ama bu güneş sistemi dışından değil.Öyle ki bizim dünyamıza gelmeyi kendi yarattıkları uygarlık sonucumu yoksa onlara farklılıkların tanındığı bir başka yapıylamı başarıyorlar bu bilinmez,Açıklanması istenmeyenlerde bu yüzden olabilir,yoksa başka bir gezegenden ziyaretçi olduklarına kimse yadırgamaz,kabullenmeside zor olmaz,ama başka bir boyut denince gerçekten bu yapımızla anlayabileceğimiz şeyler olması zor olur.Atomun parçalanması bile bizim yapabileceğimiz birşey olduğu halde,başka bir boyuta gidebilmek yaradılışla ilgili bir sürü sorunun yanıtını bulmak olurdu,zaten o nesnelerin uçuş tarzını hep gerçek dışı bulmuşumdur,resmen ayna tutulan duvarda yansıma haraketi gibi bir uçuş,böyle bir araç bizim beynimize göre fazla ütopik.ben böyle bir uçan nesneye ufo da olsa pek inanmıyorum,tek ınanabilirliği var oda başka boyuttan gelmeleri.Şimdi dünyada yaşayan bir canlı türünü örnek olarak ele alalım,bu denizlerin dibinde yaşayan bir tür yengeç benzeri canlı,ve bu canlının renk ayırt edici özelliği bizimkinden yanılmıyorsam yedi kat daha fazla,her bir kat bizim üç renkli(sarı mavi kırmızı)ana renklere göre aradaki tonlamalar dahil dünyayı bu renklerle görebildiğimiz,ama bu suda yaşayan canlı bizdeki 3 ana renk çarpı yedi ile çıkan sonuçtaki renklerle görüyor dünyayı.Yani tek cümle ile aynı dünya ayrı bir canlının gözünden sadece renkler açısından bile çok zengin görünüyor.Başka boyuttan gelen o canlıların bizi nasıl gördükleri bile başlı başına bir olay olurdu,sonuç olarak,UFO lar ziyaret etti dünyamızı,ufolar gitti demekle açıklanacak basit şeyler değil bunlar,bu tam bizim kafamızın kabul edeceği basitlikte oluyor zaten,hele geçmişteki ufo modelleri aklıma gelince baya bir komik oluyor,araba modelleri gibi onlarında modelleri oldu,atmışlı yıllardaki ufo larla doksanlı yıllar ufo modelleri aynımı,kendimizimi kandırıyoruz?Bu forumun üyelerinden Muzaffer bey,bir ara cinlerle aynı paralelde ele aldı konuyu,aslında belkide onun da demek istediği böyleydi,Cin olmasada başka boyut canlısı,ama uzaylı falan diyemeyiz bu canlıya,bence bu tam bize göre olurdu zaten,ufo nun anlamı ne? tanımlanamayan uçan objeler değilmi?uzaylı kelimesini kim koydu onlara isim olarak,nerden anlamışlarki uzaydan geldiğini?Haritalarındaki rotalarınımı bulmuşlar,gezegenlerinin görüntüsümü varmış?Onlar var ama uzaylı değil bencede.Biz kendi dünyamıza göre dizayn edilmiş varlıklar olarak doğuyoruz,onlar kendi boyutlarına göre,Hz.Muhammed as.ın miraçdaki durumu,çok daha anlaşılır ve bütün varlığımızla kabullenilir durumdayken,insanın günümüz dünyasında başka boyuttan gelen canlıyı hemde o tuaf uçuş şekliyle olan araçları ile kabullenmesi çok zor gerçekten.Dünyanın keşfedilebilmiş hiç bir fizik kanununa göre uçmuyorlar,bizim kullandığımız gökyüzüne göre falan tabi değil gibiler.Adeta suya girip ıslanmayan mayo ile kupkuru çıkmaya benziyor.:-)

Öncelikle elimizde uzaylı bir canlının olması gerekir ki,uzaylıların cinler olmadığını anlayalım.Şimdiye kadar uzaylı bir canlı ile temas kurulamaması sonucu,uzaylıların cinler olabileceği düşüncesini akıllara getiriyor ve daha çok dini kesimin de bu şekilde inanıp yorumlaması kaçınılmaz oluyor.Yani dini görüşün çoğunluğuna göre uzaylılar kutsal kitapta belirtilen cinlerdir.Ama bilime göre bu böyle değildir.O halde bilime göre uzaylıların gerçek olduğunun anlaşılması için uzaylı bir canlı veya bir çok canlı ile temasın olması gerekiyor,ama bu temasın da uzaktan uçan daire görme şeklinde değil de,çok yakın bir temas şeklinde olması lazım.Birçok bilinmezlikler ve tuhaflıklar hala devam etmektedir.Örneğin uzaylılar eğer cinler ise o halde cinlerin araç kullanmaları da neyin nesi oluyor gibi..

Nasıl bir boyuttan geldikleri veya boyut olmadan mı geldikleri gibi bazı bilinmezliklerin bilinmesi anlaşılması için mutlaka çok yakın bir temasın olması gerekir.Yakın temas olmadığı sürece bu tür bilinmeyenler devam edecektir.Ayrıca müdahale etmek istemedikleri,gelişmemizi bekledikleri gibi bazı düşünceler de yakın temas olduğu zaman açıklığa kavuşacaktır ama gelişmemizi bekledikleri şeklindeki düşünceler dünya insanının ürettiği bir senaryodur.Yani temas olmadığı sürece de bu düşünceler devam edecektir.Hani kendimizi kandırmak için ürettiğimiz senaryolardır.Belki geliyor olabilirler ama müdahale etme gibi bir teknolojileri de olmayabilir..

Boyut konusu en geniş,en açıklanmış haliyle kuranda anlatılmış durumda olup aynı zamanda tatmin edici düzeyde bilgidir de,Boyutun bilimsel alanda tanımına bakarsak,üç boyut ve birde zaman ilavesi,bunun dışında cern den bile kurandaki anlatılanlar kadar tatmin edici kavramlar çıkmadı sanırım.var tabiki 26.boyuta kadar bile söyleniyor,hani bilimsel ispatı?? Söz konusu durum ufo larla ilişkilendirildiğinde bilimselliğe bürünüyor herşey hemen ve bir o kadarda gizemli hale geliyor.Yani ufo lar dinimizdeki açıklanan boyut kavramına giremediği halde yinede Dünyamıza başka bir boyuttan gelmeleri ile daha mantıklı açıklanma durumuna geliyor,o halde nasıl bir netlik olmalıki,hem dini hem bilimsel açıklanma ile ufoların bizi ziyaret ettikleri doğru olarak kabul edilsin.Bu arada akla gelen bir başka şeyde,ufo ların Bilimsel boyut kavramımz yeterli olmadığı için dini boyut kavramımıza uygun yerlerden geliyor olabilirler gibide düşünülebilinirmi...İşin kolayı tabiki başka bir güneş sisteminden kendi yaşadıkları gezegenden geliyordur demek ama bu işin kolayı .Tam insanca bir düşüncede,Avrupa kıtasında bulunan Almanyadan  geliyor demek gibi bir şey.Bu arada bizi hep böyle düşünme biçimi yanıltıyor,onlarla ilgili herşeyi kendimizden yola çıkarak anlamaya çalışmamız az yanılgıya düşürmedi bizi,bir basit örnekmi söyliyeyim hemde komik,onlar o vücut yapısı ile bizim gibi oksijen alıp karbondioksitmi veriyorda maske falan takmadan iniyorlar Dünyaya,Ne yani Kardeş gezegenden hemşerimizmi geliyor?İki kocaman perdeli göz küçücük ağızla kask falan takmadan hoop dünyaya...bu ne biçim bir hayal gücüdür ki hiç üzerinde bilimsel rötüş yapılmadan edebiyat formatı biçiminde kabul ettirmişler herkesi???

Şimdiye kadar her platformda yayınlanmış fotoğraf ve videoların sadece videolara yorum getirmek istersek.(fotoğraflarla artık günümüzde ölüyü bile yaşarken göstercek kadar ustalaştık,ama videolar henüz aynı düzeyde profesyonel aldatmaca halinde değiller.)Bir videodaki ufo uçuş görüntüsü,hangi ülke olursa olsun hemen hemen aynı özellikte.Küçük bir lazer ışığı çocuğun elinde ve yere doğru tutarak ani hareketler yaparak yanındaki kedinin dikkatini çekebilir ve o ışıkla kedinin başını istediğiniz şekilde haraket ettirebilirsiniz.İşte biz insanların ufo ile video deneyimi bundan öteye geçemedi.Hala kedi gibiyiz ve birileri bizi lazerle oynatıyor,burada o ışık kaynağını çözümlemek önemli,ışığı görüp bak ufo demek değil.Eğer o gördüğümüz uçan nesne sahiden gerçekse,o halde neden nesne gibi uçar durumda değilde ışık haraketi biçimde.Göz nesnel algılamayı biliyor ama nesneyse tabi.Daha ben bir tane bile nesnel ufo uçuşu olan video görmedim.hep ışık haraketi,tek görünen bu.Bu şu anlama geliyor,Dünyaya ve ülkelere hep aynı gezegenden aynı model ufo geliyor,puro,disk vb biçimleri uçarken değil,uçmazken resim olarak gösteriyorlar.uçan şey hep aynı,bozuk bir ışık görüntüsü,üstelik özellikle titrek ve form bozukluğuna uğratılmış...Sineği bile boyayıp ufo diye yutturabilirsin,bari hiç değilse uçan bir vücudu var,ışık olarak uçmuyor.Şunuda düşünmeden edemiyorum,bu uçan ışık mutlaka kendini ışık olarakmı sarıp sarmalıyor?çok hızlıda gitse bir uçağı uçak olarak algılayabiliyor göz,kanatlardan falan değil,ağırlığı hacmi olan bir nesne gibi uçuyorda ondan,daha ben bir ufonun on gramdan bile fazlaymış gibi uçtuğunu hatırlamıyorum....evet...komik ama gerçek...ağırlığı olmayan uçan ışığa ufo denir diye ufo tanımını değiştirmek lazım.(unidentifed flying objekt) diyorlar güya,tanımlanamayan değil,neyin uçtuğu belli olmayan dense daha doğru olacak.

Yine acaba bir mesaj dahamı göndersek uzaya diye konuşuyor ilgili çevreler,Tam da bu haberi izlerken birkaç bilinen yöntemle mesaj gönderileceğine biraz daha farklı alanlarda araştırma yapıp örneğin Boyutla ilgili,ondan sonra farklı bir mesaj yöntemi bulunsa yada icat edilse klasik yöntemlerden kurtulunsa olmazmı,kendileride diyor zaten yıllardan beri radyo dalgaları gönderip duruyoruz,atomuda patlattık,sağır veya kör değiller ya bunlar,illa birinden birini duymuşlardır,ama bize yanıt vermediklerine göre demekki kendimiz çalıp kendimiz oynamışız yıllarca,uçan kaçan şeylerde uzaktan tencere tabak görünümlü olmaktan kurtulamadılar bir türlü,demek artık çok farklı bir yol bulunması lazım,Ben nedense dış uzaydan ziyaretçi beklemiyorum kendi adıma,yani bu düşünce fazla insanımsı,uzaklardan birisi gelecek beklentisi gibi,gurbetten yolcumu bekleniyor??Öyle bir şey olmaması gerekiyor,bu düşünceler hep bilim kurgu alt yapısı oluşmuş düşüncelerden.Ben sırf uçma şekillerine bakarak ve bizimle temassızlıklarındanda yola çıkarak sadece farklı boyut diyebileceğim başka bir tanımlama getiremediğim için onların geldiği yerle ilgili,Yani bana bunun dışından bir yer,bir gezegen...biraz inanması zor.Bir kapı açıp geliyorlar öyle pat diye birden bire,aynı uçtukları biçimde...Düşünün hemen bu haraketlerini,geliyorlar bir kaç saniye görüntü oluşturup yok oluyorlar,bu tam onlara göre bir davranış,aksi takdirde geliş ,amaca ulaşma ve gidiş diye bir hikayeleri olması gerekirdi,oysa hikaye yaratmadan aç kapa yapıp gidiyorlar,ayın veya dünyanın yakınından Nasa çekimli videolar bile bildiğimiz uçan nesnelerin uçtuğu gibi değil,havanın ,uzayın içinden sanki katı birşeylere sürtünüpte bu sürtünmeyi çok az şekilde kendine yansıtıyormuşlar gibi.Ezber bozulması lazım artık,ufo ve ddv lar bize verilen görsellikler gibi değil,öyle olsaydı zaten bizimle temas etmeleri gerekiyordu,demek bizim onları bildiğimiz şekilde değiller ve bildiğimiz yerlerdende gelmiyorlar,belkide bizimle aynı yerde farklı boyutta yaşadıklarından dolayı elimizi sıkacak yakınlığa gelemiyorlar,yada gelmemleri söylenmiştir kimbilir,camdan bir bölme var onlarla aramızda ama ne????Ben onları kolayca düşünemiyorum artık,fazla basit algılatmışlar bize yıllarca,daha ince,daha detaylı,daha farklı bir şeyler var bilmediğimiz,bu dünyada yeni özellikleri ortaya çıkarılmış canlılar gibi bir şey,yada şöyle diyelim tavuz kuşunun tüylerinin renkleri bize güzel görünsede aslında o renklerin işlevinin olması,serinlemek yada sıcağı yansıtmak gibi buna benzer şeyler,Bilimin tabiat üzerinde yıllarca tortu yapmış araştırma sonuçlarını artık üfürüp alttan yeni şeyleri görmeyi düşünmeliyiz,Ufo ve ddv konusuda böyle bence,Ezber bozmak lazım,yoksa birşey görünmüyor göze..Bağlarken şunu demeden edemiyeceğim,Onların bizimle çok ilgili ortak bir noktası var,buda Bu Dünyanın onlarıda ilgilendirir bir tarafı olduğu,yok olup olmamasının bile doğrudan onlarıda ilgilendirdiği,sadece aynı mekanda yaşamasak bile aynı uzayda ayrı boyutlarda,aynı apartmanın farklı katlarında yaşadığımız gibi bir durum olsa gerek.Komşuluk ilişkilerindeki temassızlıktan dolayıda böyle düşünüyorum,eğer yanılmıyorsam kitabımızda onlar yolunuza çıksa bile onlarla beraber gitmeyin gibi birşey söylenmiş,bunu ya tv de duydum ya okudum ama emin değilim.

Eski bir konu ama içinde yaşadığımız yıldan dolayı bu konun biraz tozunu alalım,Bakarken youtube videolarına ,yani dökümanter görüntülere,eskiden günümüze tarih ilerledikçe ufo araçları hala araba modelleri gibi değişip durmuş,ellili yıllardaki bindokuzyüz elli, elli beşlerin dodge veya chevrolet arabalarını hatırlatıyor,nerdeyse onlarda o yılları bizimle aynı yaşayıp araba yerine ufo yapmışlar diye düşüneceğim,atmışlar sonrası daha oval ve basık modeller geliyor hatta metalik renkli arabalar gibi,pencerelerini dünyada modifiye yaptırmışlar gibi...kendi kendime güldüm,bu mudur ufo lar yani diye...bildiğin otobüs penceresi gibi görünüyorlar..sanki bize ordan bakacaklarda...Hayır birde içinin tasvirleri var,sanki kargo gemisi makine daireleri gibi birsürü boru ,yuvarlak silindir şekilli nesneler,sanki gerçekte öyle sanırsın.Komuta merkezini söylemeye bile gerek yok,bildiğiniz lcd ekranlı orasına burasına serpiştirilmiş düğmeler vb..Kumburgaz görüntüleri baya modern görünümlü ufoydu,yani model o günün dünya teknolojisinden biraz ilerde görünüyordu ama bu defada biz yerden bakınca onları pencereden bize bakarken görüyoruz...bir müddet bu pencere konusu kafamda yer işgal etti..Demek artık ufo larında bilim kurgu modifiyesine uğratılma zamanı geldi,araba modelleri bizde kalsın,modelleme bize ait bir konu gibi görünüyor.Kim net bir şekilde gerçek bir ufo gördüğünü hemde yakından, söyliyebilmiş şimdiye kadar?Hatta yüzsüzlük edip dokunabilmiş bile demek istiyorum..???Ambalajlanmış,janjanlı paket bilgiler tüketildi artık,ufoloji de çağ atlaması lazım,Kendimiz çizmişiz kendimiz inanmışız o görüntülere..Ufo dediğin uzaktan ışık içinde yüzen biçimi sülüet ten öteye geçemiyen,pixel fakiri kamera görüntüsü gibi olacakki inandırıcı olsun.(???)

Bu gün itibarı ile onlarla ilgili düşüncelerimde gelinen son düzey Boyut konusu ile açıklanacak olmaları.Dünya içinde insanlar tarafından toplandığı var sayılan fotoğraf,film hatta implantlarda dahil olmak üzere beni etkilemekten uzak olup,inancımıda olumlu yada olumsuz hiç bir şekilde etkilemiyor.O kadar otorite olduğunu söyleyen kişilerin konunun gerçekle aydınlatılmasında etkileri olmuştur yada olmamıştır,bunun tartışmasında değilim,sonuçtan geriye doğru gittiğimizde yine sadece insandan başka kimse yok ortada...Zaman?Onca zaman hiç bir şeyi aydınlatamadı,Bu gün hala daha şimdiye kadar bilinmeyen canlı bile ordan burdan keşfedilipte ortaya çıkıyorda,eldeki teknolojik aletlerin nedense taş devri aletleri gibi yetersiz kaldığı görülen bir konu bu nedenlede ilerlemiyor,ilerlemedide..DDV lar var yada yok,bunu belirleyecek  olan elbette bilimsel ürünlerin kullanılması sonucu ortaya çıkacak,bunun dışında geriye anti madde kadar varlığı bilinipte kendisi bulunamayan metafizik kalıyor.Maalesef konu Metafiziğin içinde daha fazla gerçekçi görünüyor,çünkü doğal gelende bu zaten.Buna ilave olarak belkide tam olarak açıklayamasamda,ifade edemesemde yinede anlatacağım şu,Bizim içinde diğer canlılarla eko zincirle bağlı tutulup yaşadığımız Dünya gezegeni,Aynı zamanda nasıl insanların dışında  ruhani varlıklarında olduğu gerçeği varsa onlarda bizimle yaşıyorsa,Koca evrende bulunan bir sürü galaksi içindeki gezegenlerin birindede bizden alt yada üst düzeyde yaşayan canlılar vardır ve onlarında kendi zamanı ve boyutu ayrı olması nedeni ile var olduklarını göremiyoruzdur,yani onlarda görünemiyordur bize belkide.İlahi düzen içinde var olan Dünya kendi zamanı ve boyutu olan bir sistemle beraber algılanıyor,bir yıl süresi,bir gün süresi bir saat süresi Dünya ve içindeki insan için ölçülerdir,İşte bu ölçülerle yaşayan bir insan,bu ölçüler dışından gelen başka ölçüler varlıkları ile bu yüzden karşılaşamıyordur,belkide böyle dizayn edilmiştir evren,Hatta bizim onları görme isteğimiz,balıkların karada yaşamasını istemeye benzer bir istekte olabilir.Yine ilahi düzenden anladığımız bir şeyde sınırlar,dengeler,ölçüler,farklılıkların zorunluluğu ve bunların içinde olmaya mecbur kılınmış canlılar.Demekki gemisini icat eden başka dünyalarada gidebilir anlamıda çıkmıyor,Voyager'ları fırlattık gitti güneş sistemi dışına,geriye dönüş için proglanmadıysalar kaç yılına kadar bilgi gönderecekler,hep ileriye gidiyorsalar ki onuda bir zaman sonra takibi yapılamaz durumda olacak,o halde bilinmezliğe gönderilmiş umut,Rüya görmek için uyumak anlamına gelmiyormu?Tıpkı DDV ları görmeyi umut etmek gibi...Dediğim o ki onlar şu anda en çok metafizik içinde gerçekçi görünüyorlar,Evet metafizikle..Bizim gerçekliğimiz ise  sınav için hazırlanmış bir dünyanın gerçeklği kadar,Yaşamın noktalanması ile oda noktalanıyor bizimle.Metafizik bir dünyanın gerçek dünya içine sığdırılması nasıl olur bilinmez ama şu andaki durumda bundan farksız zaten.Eğer eski model bir araba gibi ikide birde arıza yapıp duran CERN adam gibi birşeyler ortaya çıkarabilse,5G sonrasınada kapıları açacak yeni bir teknolojik boyut da getirebilir,öyle umut etmek istiyor insan.Bu şekilde belkide onların izini bulabiliriz,Bu gün 5G sürücüsüz araçların kontrolüne yarıyor diyorlar,Hatta bu konuyla ne zaman ilişkilendirilir bilmiyorum ama Marstaki araç yanılmıyorsam java ile kumanda edildi,eğer 5G sonrası daha farklı bir şeyler ortaya çıkarsa insansız uçak gibi uzay araçları dünyadan simule edilebilir diyorum,yani koltukta oturup ekrandan takip ederek aracı uzayda sürmek..Bu arada meraklı bir ufo belki içinde insan bulunmayan araca aldanırda yakınından geçip firikik verir :-) Böylece onlar yakından kayıt altına alınır.dediğim gibi geleceği teknoloji belirleyecek,icat edilemeyenide yine teknoloji ortaya çıkaracak.Bu yüzden Başta İsviçreli Maier dahil bir dizi uzman zannettiğimiz kişilere ellerindeki dökümanlardan dolayı ben inanmıyorum,Hatta insanlarla dalga geçtiklerine inanıyorum..Daha bir iki sene öncesi bizden birisi bile kitap yazdı(onlarla temas kurduğunu iddia eden birisi)Arkadaş o zaman niye kitap yazıyorsun,Temas etmişken kitap yazmaklamı yetinilir?ben temas etseydim onlarla pikniğe giderdim,bir iki bilim kurgu filmi seyrederdik,bir iki küçük alet ödünç isterdim vb vb..Kitap yazmak ha?Özellikle bu konuda kandırılmayı hiç hazmedemiyorum,Yazılmasınmı?yazılsın tabi ama öyle temas ettim,şunu dediler,bundan bahsettiler??Kimi kandırıyorsunuz siz,çocuğumu?Sözlerimi bitirirken,Evet bir gün içinde bulunduğumuz boyuttan öyle yada böyle çıkabilecek duruma geleceğiz,çıkmak için tutunduğumuz halat elbette bilim ve onun ürünü teknoloji ile olacak,Edebiyat ve görselliğe uyarlanmış UFO araştırmaları ancak uykumuz gelsin diye yatmadan okunan kitap gibi olur,İçine son kullanma tarihi geçmiş ve bir o kadar bozuk ürünler karıştırılmış ufo gerçeği ile bu gün gelinen durum ortada olup,bence iflas etmiştir.Bu kapanan fabrika ürünlerini almaya devam eden varsada kendisi bilir,onu alma bunu alda demiyoruz ayrıca.Sadece düşüncemizi yazıyoruz o kadar.

Başka dünyalar var mı yok mu merakı sokaktaki adamın düşük çözünürlükteki cep telefonuna ve fotoğraf makinasına kalmış duruma gelmiştir.Olayın metafizik safhasını da çözecekler aslında ama bu alanda bilgileri olmadığı için pek yanaşamıyorlar.Ancak uçan böcekleri ve havadaki çöp ve tozları veya film hileleri ile yaptıkları çekimleri ufo diye ilanse edebiliyorlar.Yani olay bilimin dışına çıkıp eline bir foto makinası geçirmiş kişilere kadar düşmüş görülüyor..Ufo yani başka dünyalar konusunu araştırmak zordur ve bilim ister teknoloji ister..Ben ufo çektim işte fotoğrafı deme ile olacak bir şey değildir.Metafizik konusunda ülkemizde bunu araştıracak ve doyurucu veriler ile açıklayacak ilim adamları yok maalesef..Olanlarda bilmiyor veya herkesin bildiklerini anlatıyorlar.İşin derinine inecek kapasitede ilim adamlarının bu konudaki fikirleri önemli olacaktır ama yok maaledef..

Cennetin en ince ayrıntısından öylesine bilgiler verirler ki,sanki dersiniz adam cennete gitti gördü döndü ve konuşuyor.Ama başka dünyalar varmı konusuna gelince tık yok.Bilim ise bu alana zaten hiç girmedi ve girmez ve girmemesi de gerekir.Ama bilim de kendi alanında yani metafiziğe girmeden yeterli araştırmalardan mahrum durumdadır ve bu bütün dünyada da böyledir..Buna nasa da dahil.Ülkeler silah alanında savunma alanında kafa yorarken bilime çok az yer veriliyor ve buda yetersiz oluyor.Falan ülkeyi nasıl işgal ederim,falan ülkeye nasıl silah satarım düşünceleri ve çalışmaları yüzünden,falan gezegene nasıl araç gönderebiliriz düşüncesine yer kalmıyor.Sadece nasa nın çalışmaları da yetersiz kalıyor ve onlar da ekonomik zorluklardan bahsediyor ve projelerin zaman zaman rafa kaldırılmalarına sebep oluyorlar.Gelişmiş bir çok ülkenin de marsa araç göndereceğiz,dış uzaya araç göndereceğiz şeklinde planlarının olması gerekirdi.

Böyle olunca da ufo olayı araştırmaları isviçreli billy maier tarafından devralınıyor.İsterdim ki mecliste ufo tartışmaları olsun.  yes İsterdim ki hükümetin mars projesi tartışılırken muhalefet buna sert tepki göstersin,isterdim ki mars projesinden vaz geçen hükümet jüpitere araç göndermek için çalışmalara başladı haberleri duyalım.İsterdim ki bunun üzerine ana muhalefet partisi de jüpitere gidemezsiniz sıkıysa neptüne gidin bakalım diye konuşsun..cheeky..Yani bizlerin ufoları görmemiz kesinlikle dış ülkelerin elindedir ve onlar bize neyi nasıl yansıtıyor ise bizler de bunları alıyoruz ve konuşuyoruz.Bunun anlamı da biz istesek size ufo gösteririz,istemesek göstermeyiz demektir.Yani hubble foto çekecek bizler konuşacağız,marstaki araçlar neyi çekerse çeksin ancak onların istediği fotoğrafları bize servis ederler..Bunları servis edin bunları hiç göstermeyin hesabı..Hani çok şey bilen adamlar var ya,işte onların bize verdiklerine ve vereceklerine göre yorumlar yapabiliriz ancak ve dış dünyanın haritası da yine onların elindedir ve kendi ülkelerinin sınırları gibi evrenin haritasını bilmektedirler.Dediğim gibi bunların çalışmaları da kendi alanlarında elbette kısıtlıdır ve zorluklarla iç içe olarak çalışmalarını yapıyorlar fakat bizim bildiklerimizden çok daha fazlasını bildiklerini ama bunları bize sunmadıklarını görüyoruz...

Hal böyle olunca sokaktaki adama yani bize sadece edebiyatı ve giyilmek üzere satılan tshirt ü kalıyor.Ülkemiz Hindistan hatta zorumuza gitse bile iran gibi ülkelerin bile uzay çalışma ve hedefleri konusunda geride iken konuyla ilgili bir iki gelişme görülüncede vay iktidar partisi yine millete maval okuyor'a boğulup gidiyor hızlı akıp giden gündemlerde..Türkiye daha Dünya yörüngesine yerleştirdiği bir iki uydu çalışmalarına katılıp birikim sağlamaya çalışırken uzun bir uykudan silkinişle bilim adamı yüzümüzde uyku mahmurluğu ile yeni yeni üzerimizden yorganı kaldırmakla meşguluz.Evet Dünya şu andaki haliyle bilimselliğe vakit ayıracak durumda değil,daha çok ekonomik refahı artırabilmek için onun bunun toprağındaki zenginlikleri nasıl ellerinden alırız denklemlerini çözmekle meşgul,Mecliste uzay tartışması içinde herhangi bir partiye mensup millet vekili hayali bile gözümün önüne gelemiyor,..zorluyorum ama yok olmuyor...Zaman zaman hatta tesadüflerle internet ortamında karşımıza çıkıyor,işte şu konuda şöyle bir gelişme sonucu şöyle bir buluş şunun bunun kapılarını aralıyabilir...eh buda bir parça heyecenla birlikte zamana yayılan bir olay olduğu hissedilincede okunan haber oracıkta unutulmaya başlıyor,Daha hiç bir ülkenin hiç bir şekilde DDV larla insanlığın kandırılma hissine kapılmadan görüp inandığı somut bir gerçekle karşılaşılmadı,en azından şu ana kadar durum bu,yani bizden birileri birşeyleri saklayıp gizlememişse tabi.Elde ne var,Üzerine şüphe düşürülsede gidildiğine inanılan Ay serüveni,Gidildiğinden kesin emin olunan Mars gezegeni,Gneş sisteminin dışına çıkmayı başarabilmiş iki adet voyager..işte hepsi bu,Ha bu arada rozetta vb gibi konularda var tabi,keşifler için uzay gemisi niyetine kullanılan hubble teleskobu oldu ama onunlada baya insanın  bilgi dağarcığı terabite ölçeklerine çıkmıştır heralde.İşte bunların somut ürünleri ile ve bizlere sunulduğu miktarı kadar bilgiler üzerinde konuşup yorumlarımız oluyor,Halbuki ben kafamın bir köşesindeki denize nazır bir barda oturup kendimi orada bırakıp bambaşka düşüncelerin rüzgarı ile bilinmedik kıyılara doğru yolculuk yapmaya çalışyorum,bazen ilk kez,bir deniz feneri çakması gibide aklıma gelenlerde oluyor,ama bunu yaparken hep belimde bağlı geşmiş bilgilerin sağlam halatıda var,sadece zamanın içinden sıyrılabilmek zor oluyor,örneğin ikibinonbeş ten üçbinlere hangi beyinle kendimizi taşıyacağımızı tahmin edebilmek,hayali bile zor,eğer aptalca fikirlere kapılıp gidersen..Benim bugün içinde yaşamaktan mutlu olduğum ve hala daha bu yaşta bile heyecan veren Dünyanın, Bir çok üstü açılmadık bilimsel keşiflere açık olduğunu hissedebilmem...Hatta Marsın çorak toprağından elde edileceklerden çok daha bilimsel keşifler hala daha Dünya gezegeninde var gibi,Yeterki Dünyanın bir savaş alanı olmaktan uzaklaştırılma imkanı olsun.Şöyle diyeyim,Dünya sanki insan için eski oluşu nedeniyle yenip bitirildide gözünü Marsa dikti,hani orda bizde olmayan bir maden falan bulunsa herşeye değer diycem,belki olmadık bir şey icat edilmesine yarar.Evet Dünya çok üst düzey donanımlı bir labaratuar ama insanın yetersiz tahsili ile onun içinde temizlik elemanı gibi görüntüsü var,Bu eleman arka bahçede Marsa giden bir alet yapmış,Sınırlı bilgi ile sınırlı bir alet yapılıp sınırlı bilgiler hasatı yapılır.Küçümsemek değil amacım,yeterince olgunlaşmamış uzay bilimi ile elde edilen ürünlerde pek olgunlaşmış şeyler değildir heralde diye düşünüyorum hepsi bu.Birde bu mars serüveninden sadece USA ürün elde ediyor,bununda ne kadarını Dünya ile paylaşıyor orasıda bilinmez,ama insanlık ortak kültürü uzay araştırmalarınıda içerdiğine göre ilerde kitap raflarına bu konuda yazılmış kaç yeni kitap kazandırılırki?Önemli olan burası,Bizlerin kafaları yeni ve ileri bilgilerle donanmadıktan sonra neye yarar.Bitirirken,Uzayın bir köşesinde Güneşin aydınlattığı bir gezegende,kendi beyinlerimizi aydınlatacak ışık kaynağı arayışı yolculuğundan ne zaman aydınlanmış olarak geri döneceğiz bilmiyorum ama şu anda görünen bu aydınlık arttıkça ne kadar korkunç derecede kapsama alanı olan bir karanlıkta yaşadığımızı anlamak insana dahada fazla yalnızlık duygusu veriyor,belkide bu duygu yatışsın diye bilime sarılma ihtiyacı duyuluyor.Yeri gelmişken,Metafizik bu karanlığı temsil ediyor olabilirmi acaba??

Çevresine olan etkisinden dolayı karadeliklerin keşfi,var olduğu düşünülüpte ispatlanması için CERN inşa edilen Tanrı parçacığı,Maddenin karşıtı olabileceğinin bilinmez karanlığından bir türlü çıkılamayan Anti Madde konusu..Bunlarda henüz topraktan yeni filizlenmeye yüz tutmuş bitkiler gibi,Kimbilir kaç kuşak sonrasının çözümleri ile aydınlanmış olacak.Bilginin dizlerimize kadar bile olmayan derinliğinde geleceğin sürprizlerle dolu ufkuna bakabilmek, İnsanlığın Yaradanımız tarafından kuralları belirlenmiş aydınlanmış halindende geçiyor olsa gerek,Sürgit başkasının hakkını gaspetmek için politik fare kapanları ile uğraşan ülkeler,Başka ülkelerin hazırladığı labirentlerde gezinmekten çıkar yol olduğunu bile unutmuş fakir ve eğitimsiz insan dolu ülkeler,Doğduğumuzdan beri bildiğimiz ve hiç doyurulamayan Afrikanın olduğu bir Dünyada yaşıyor olmakla insanlığın bazen kendi geleceğinden umutsuzlaştırılması, Ancak Beyinlerin bilgi ile genişletilip kendi dar alanında sıkışıklığından faydalanan ülkelerin bit gibi asalaklığına son vermekle olacak,Evet buda bilimsel gelişmenin verdiği ışıkla aydınlanmış olmak demek,Neyin ne ile bağlantıları olduğu ancak gerek görüldüğünde araştırıldıktan sonra ortaya çıkıyor,Deprem olmadan çürük bir evde oturduğumuzu anlaymadığımız gibi,böyle yaşamlar içindeki insanlığımızı  geleneksel miraslar olarak gelecek kuşaklara devretmektende bir gün kurtulursak yada eğitimimizi bunlara göre yeniden düzenleyerek okulda okuttuğumuz kitaplarında içeriğini değiştirirsek belki kendimizin o zaman farkına varırız.Şimdiki halde deriyle kaplanmış vücudun içindeki muazzam makineden habersiz sadece canlı kalmakla meşgul olan bir hayatta sür git başkalarının herşeyinde gözü olan bir insanlık olarak yaşayıp gitmekle meşgulüz.Hiç kabul edilebilir bir yanı varmıdırki,USA diyecekki Irak a senin elinde şöyle şöyle şunlar var bu nedenle gelip orda seni çiğnemek mecburiyetindeyim,yani böyle bir Dünya nasıl değişecek,Bilimin her türlüsünün okullardaki yerleşik köhne eğitimleri talan edip yeniden eğitim inşası ile tabiki.(Eğitimin içi ve dışını komple değiştirmek)Daha buralardaki damar tıkanıklığının bile farkındalık yokken,Zaman ne işe yarıyor anlamıyorum,Yoksa zamanında bizim bildiğimiz anlamı dışında farklı bir işlevimi var??Komik ama yıl ikibinonbeş,insanlık tarihi ikbinonbeşte değilmiş gibi??Bazen keşke binseküzyüzlü zamanlarda yaşasaydık diyorum hiç değilse gelinen bilimsel seviye ile açık ara tezat yaşamımız olmazdı heralde…Marsa gidip voyagerları dışarı fırlat,git elin ülkesine ver len ülkeni bana de…Yarın Mars benim ilk ben geldim,ahada tapusu derse Amerika, Kim ne diyebilir ha???Sıkıysa dedenden kalan miras olduğununun tapusunu gösterde göreyim…:-)

Bugün bir elektronik haberde şöyle bir alıntıda denilmiş,....

NASA’dan bilim insanları gelecek 20 yıl içinde uzaylılarla tanışacağımızı tahmin ettiklerini açıkladı.

NASA’nın önde gelen bilim insanlarından Ellen Stofan, Washington’da yaptığı konuşmada, “Gelecek 10 yıliçinde Dünya dışında yaşam olduğuna dair güçlü verilere ulaşacağımıza ve 10 ila 20 yıl içinde de kesin kanıtı elde edeceğimize inanıyorum” dedi. 

Dailymail'de yer alan habere göre; Stofan, “Nereye bakacağımızı biliyoruz, nasıl bakacağımızı biliyoruz ve büyük oranda bu arayışta ihtiyaç duyulan teknolojiye de artık sahibiz” dedi. 

NASA’nın Heliofizik Bölümü Direktörü Jeffrey Newmark da, “Artık soru uzayda yaşam bulup bulmayacağımız değil, bu yaşamı ne zaman bulacağımız. Ancak burada küçük yeşil adamlardan değil, mikroplardan bahsediyoruz” sözleriyle düşüncelerini ifade etti.

Burada bir bilim dalından söz ediliyor,bize pek aşina gelmedi ama baya bir eskiye dayanıyormuş verilen isim,Helios:eski yunancada Güneş anlamına geliyormuş ve Helio fizik de güneş sistemine bağlı güneş sistemini içeren bilim dalı,nasada ayrıca bir bölüm olarak kurulu durumda,başkanı Newmark,oda diyorki beklenildiği gibi küçük yeşil adamlar değil önce Mikropları göreceğiz diyor.İyi buda somut bir başlangıçtır hiç değilse,hayali fotoğraf ve videolara göre hiç değilse inandırıcı yönü var.Bu şekilde birileri böyle açıklamalarla daha bize uygun açıklama olduğu için inanmak için fazla zorlanmıyor insan..umarım kendilerini oterite olarak gören küçük yeşil adamların insan dostları bundan birşey anlıyordur...:-)

Mikrop bulacaklarını umarken insan benzeri canlılara da rastlama olasılığı oldukça fazladır.Çünkü mikrop bulmanın olasılığı ile insan benzeri canlı bulma olasılığı aynı görünüyor.Mikroplardan bahsediyoruz şeklinde açıklama yapması biraz tuhaf.Sanki insanları yavaş yavaş alıştırarak bir şeyleri ortaya çıkarabiliriz mantığı var.Yani biraz şüpheli bir yaklaşımla,dahası tedbirli bir yaklaşımla söylenen bir açıklamaya benziyor.

 

Nereye nasıl bakacaklarını öğrendiklerine göre ne bulacaklarınıda biliyor olmanın önsezisi ilede böyle temkinli yaklaşıma gerek duymuş olabilirler,ama birde bunların  asit içinde yaşayan canlıların örneklenmesine görede farklı yaşam biçimleri yada yapıları olan canlılarada insanlığın kafasını yatkın halde görme çabasıda denilebilir,İlginç olan en sonunda ufoları görecekleri yere yönlerini çevirebileceklerini anlamış olmaları ama oraya ne ile bakıp ne görecekleri sis perdesinde bırakılmış,özellikle oraya bakacakları  teknolojik seviye yeterli olabilecekmi benim şüphem bu yönde,4g,5g, sonrası orataya çıkacak veri transfer biçimleri nedir bilmiyoruz,şimdiye kadar alışılagelmiş araç gereçle bu işin olmayacağını anlamış olmaları gerek artık,ben bile radyo dalgalarına hapsedilmiş ufo arama çabalarına gülüp geçiyorum artık,başka birşeylerle (telepatiyi hiç kastetmiyorum)iletişim olmalı,boyutlar arası mesafeleri delip geçecek birşeyde baya ütopya olurdu ama insanın böyle şeyler düşünesi geliyor işte  :-) napalım..

KARANLIK MADDE Hakkında,

Aşağıdaki alıntı haberle Karanlık madde hakkında azda olsa bir ilerleme başlangıcı görünüyor,yani yolun başında olmaktan zıyade yolun elde bulunan haritasındayız,Pusulada 570mp teleskop,..

Karanlık Madde

Bilim adamları tarafından uzun zamandan beri araştırılan ve hakkında çok az şey bilinen Karanlık Madde gün ışığına çıktı . Bilim adamları tarafından yapılan uzun ve özverili çalışmalar sonucunda karanlık Maddenin haritası çıkarılmaya başlandı. Gökyüzünün 8'de 1'lik kısmının ayrıntılı haritasını çıkaracak olan bilim adamları çalışmalarını tüm gayretleri ile sürdürüyorlar.

 

 

Gökyüzünün sekizde birinin ayrıntılı haritasını çıkarmayı amaçlayan gök bilimciler, şimdiye kadar yüzde 0,4'lük kısmı haritalamayı başardı. 

 

Harita, Şili'deki And Dağları'nda kurulan Cerro Tololo Amerika Gözlemevi'ndeki 570 megapiksel görüntü sağlayan Victor Blanco teleskobundan alınan ilk görüntülerle hazırlandı.

 

Altı ülkeden 300'den fazla bilim adamından oluşan Karanlık Enerji Uluslararası Araştırma Grubu, elde ettiği verileri, bugün ilerleyen saatlerde yapılacak Amerikan Fizik Derneği'nin yıllık toplantısında sunacak. Araştırma, bilimsel araştırmaların yayınlandığı Arvix internet sitesinde de paylaşılacak. 

 

Haritayı çıkarmak için dünyadaki en iyi dijital kameralardan biri kabul edilen Victor Blanco teleskobunu kullanan araştırmacılar, karanlık maddenin konumunu, uzak galaksilerden gelen ışığı kırması sayesinde belirliyor. İki yıl önce başlayan araştırmanın üç yıl daha devam etmesi öngörülüyor. 

 

Manchester Üniversitesi Astrofizik Bölümü'nden Prof. Dr. Sarah Bridle, "Amacımız, görünmez karanlık maddeyi görünür kılmak. Bu, şimdiye kadar evrende karanlık maddenin en ayrıntılı haritası oldu" dedi. 

 

Karanlık madde, galaksileri bir arada tutan "görünmez ağ" olarak tanımlanıyor. Bilim adamları, karanlık madde kümelerinin zaman içinde nasıl değiştiğini izleyerek evrenin genişlemesini sağlayan karanlık enerjinin gizemini çözmeyi planlıyor. 

 

Evrenin yüzde 68'inin karanlık enerjiden, yüzde 27'sinin karanlık maddeden ve yüzde 5'inin de insanoğlunun bildiği maddelerden oluştuğu sanılıyor.

 

 

Einstein: Geçmiş, şimdiki zaman ve gelecek arasındaki fark sadece bir ilizyondan ibarettir

Einstein'ın bu cümlesine göre zaman tekbaşına gerçeğin üzerinde ilüzyon rolü oynayagelmiş bugüne,Aslında bir zaman yolcusu olan beynimiz bedensel olarak Dünyanın yerçekimine bağlı olarak yaşamak zorunda olması ile Dünyanın gerçekliği ile birlikte haraket etmek durumunda,Son bir kaç yüzyıldaki durumu ile  ancak  gaz lambası aydınlığına kavuşmuş insanlık, Einstein ile birlikte atom aydınlığı ile gözleri kamaşıp  kendisinin gelecekten geçmişine koyduğu ilerleyişi ile egosunun karanlığındanda kurtulamamış görünüyor,İçten yanmalı motor icadı halen daha miyadını doldurmadığından fosil yakıt üzerinden çıkartılan kanlı savaşlarla kendi geleceği arasında dramlarını sahnelemekle meşgul.Oysa önündeki keşiflerin gecikmişliğinin yaşanması ile şu anda bile olması gerektiği tepelerin uçurumlarından çıkabilmiş değil,Aslında bunları düşünmek günümüzde gelinen teknolojik seviyeye rağmen bile çok ileri sayılmaz,ortalığa saçılmış bir sürü buluşun içinde yaşamaya başladık,hergün hiç durmadan şaşırtıcı buluşlar ortaya çıkıyor,Bir Türk doktoru CANLI CHIP yapmaktan bahsediyorsa varın siz düşünün artık..Ama İnsanlarımıza memleketimizde yaşamaya dayatılan yaşam şekli ilede Zaman geçtikçe ortaya çıkan Hayal fakirliği ilede sanki geleceği hayal etmemizde azalıyor gibi,Evet Hayal diyorum hayal...5G,6G 100G ile beyinlerin geleceğe çıktığı yolculuk yani....

[quote=mcedemir]

SORU ŞU OLSAYDI,BAŞKA BİR GEZEGENDENMİ,BAŞKA BİR BOYUTTANMI GELİYORLAR?

Başka bir gezegenden dersek,kendimizle karşılaştırma dahil,teknolojik üstünlüklerini kabul etme ile karşılaştırmayı bitirip,ziyaret edilen olmayı kestirmeden kabul ediyor durumuna giriyoruz,Başka bir boyuttan geldiklerini düşünürsek böylece her türlü üstünlüklerini koşulsuz kabul ederek hiç bilmediğimiz ve anlamadığımız bir alana girip herşeyi onların kontroluna bırakmamız düşünülebilir,Aslında burda ziyaret edilen olmak daha yalnızlığa itiyor insanoğlunu.Başka bir gezegenden gelmiş olmalarını düşünmek en kolay anlaşılır,yadırganmaz ve daha gerçekçi,Oysa asıl gerçek ya bilmediğimiz taraftan,Yani Başka boyuttan geliyorlarsa?Bu sınıra gelip dayanmak galiba en son uç nokta,yada evrenin sınırına dayanma,kimbilir?Herşey  UFO, Yani ''tanımlanmayan uçan nesne'' ismi verilmesiylede gizemini koruyor.

Son yıllarda özellikle kendileri ile ilgili düşüncelerim nerdeyse tv yayını gibi algılanmaya doğru giderken,hiçte özel bir çaba göstermediğim halde bu düşüncelerimi adeta pekiştiren yazılarda önüme çıkmıyor değil,birazdan aşağıdaki alıntı yazıyı koyacağım buraya ama önce kendi düşüncelerimide paylaşayım dedim,Otuz seneyi aşkın zamandır ufo ve ddv lar la ilgili onca materyel geçti göz dediğimiz pencereden,kafamda konuyla ilgili belli bir stok oluşmasına rağmen bizim insan olarak gerçeği nerdeyse dokunma duygusu hassasiyeti ile ölçme ve tanımlama özelliğimiz bulunduğu için bu özelliğin içinde bir çok materyelde çöpe gitti,yani inandırıcılık sınavından geçemedi,ta ki son yıllarda düşündüğüm,Eğer DDV lar bunca yıldır ikide bir gezegenimize inipte bize dokunmadan,dokundurmadan adeta sanal bir görüntü şekliyle kaybolup gidiyorsa,bu bizim onlardan korkacağımız,yada klasik deyişle henüz erken olma sebebi ile değil tabiki,buna inanmıyorum,bu konuda en safsata cümlede bu zaten,neymiş insanlık daha hazır değilmiş,çocukmu kandırıyorlar?O zaman geriye onlarla teknolojik fark kalıyor,eğer onlar buraya geliyorsa bizden ileri olmaları otomatik olarak kabul edilebilir oluyor,ama geriye daha nedenler vardır diyorum olması gerek,çünkü biz ilgili konuda otorite değiliz,bilim adamıda değiliz,uzayla ilgili bilimsel bir yönümüz yok,o halde mantığın dışınada fazla çıkamayız,sadece beynimizin el yordamı ile bulup dokunup hissettiği fikirlerle haraket etmek durumundayız,bende bu çerçevede bu sitede geçmiş yazılarımda demiştim,DDV lar eğer maddesel olarak burda değilse,görüntüleri,yansımaları ile burdalar.Yani aynaya kendi gezegeninde bakarken bize fırlattıkları aynadan onların ayna görüntülerini görüyoruz gibi bir anlatımdı.Hatta şöyle desem daha net anlaşılacak.Dünyada onları gösteren bir tv var ve onlar istediği zaman bu yayını yapıyorlar,gerçekte kendileri nesnel olarak yok.İşte bu bağlamda konuyu alıntıya bırakacağım,benim düşündüklerimin daha açıklayıcı ve güzel anlatımı yapılmış.Bana inandırıcı geldi.

Ufolara açıklama getirmek isteyen bir çok teorinin gösterdiğine göre bu cisimler sanki bizim boyutumuzun dışından başka bir boyuttan geliyor gibiler.

 

Havada hiç bir şey yokken ,birden kübik bir cisim havada beliriyor.Cisim gittikçe büyüyor,yavaşça çevresinde dönüyor ve yine arkasında hiç bir iz bırakmadan birden kayboluyor.Bir kaç saniye önce bir dört boyutlu cisim bizim üç boyutlu dünyamızda belirdi.Evet, gerçekte hayal edemeyeceğimiz bir olayı bir anlık gördük.Eğer böyle bir anlatım inandırıcı geliyorsa sebebi son 50 yıldan beri gelen ufo raporlarıdır.Bir çok görgü tanığına göre cisimler hiç yoktan birden beliriyorlar ve birden yok oluyorlar.Bu görgü tanıklarının yaşadıklarından dünya üstü bir araç gördükleri kanısı ortaya çıkıyor.
Peki ama bu olayların açıklaması bu mu?
Ufologlar arasında bir fikir önemini arttırıyor.'' Başka boyutlar ''
Bu teori belkide sadece ufolerı değil bir çok paranormal fenomenleri en iyi şekilde açıklayan alternatif bir fikir olabilir.

BAŞKA BİR DÜNYANIN GÖRÜNTÜSÜ
Günümüz bilim adamları 4 boyutu kabul ediyorlar.(3'ü boşluktan 1'i zamandan oluşuyor)
3 boyutlu bir evrende yaşadığımızı eski yunan matemetikçisi Euclides o ünlü geometri kitabında ( Element - MÖ 300) yazdığından beri biliyoruz.Bilim adamları ancak 20. yüzyılda 4 boyutlu yer zaman konusunu anlamaya başlamışlardır.
20. yüzyılın başında Albert Einstein 'ın çalışması ve sonre Alman matematikçisi Herman Weyl bir 4 boyutlu yer - zaman sürekliliğini daha anlaşılır bir dille açıklamaya çalışmışlardır.Bu düşünceler bir devrim niteliğinde olup diğer bilimadamlarınıbu konuda araştırmaya itmiştir.Hatta yakında 5. boyutu algılayacağımızın sinyalleri var bazılarına göre.
Bazı ufologlar ufolar hakkında başka bir boyut açıklamasını çok garip buluyorlar.Gerçekten eğer boyutumuz ve yer -zamanımız dışında böyle bir cisim varsa ve bu boyutumuza gelse çok büyük dünya dışı bir izlenim yapardı.

 

İKİ BOYUTLU ÜLKE 
1884 yılında Edwin A. Abbott bu olaylara benzeyen şeyler yaşanan romanını okuyuculara sundu.( Flatland - Düz Ülke)
Düz ülkede yaşayanlar çok incedir.Onlar 2. boyutta yaşıyorlar ve yanı başlarında bulunan 3. boyuttan haberleri ve fikirleri yok.Kitabın konusu kısaca ; eğer 3. boyuttan bir cisim bu insanların yaşadığı düz ülkeden geçerse ne olur ? Örneğin eğer kurşun şeklinde bir cisim düz ülkede haraket ederse önce kendisini o ülkeye (2. boyuta) değdiği yerde bir nokta şeklinde gösterir.Yoluna devam ederken düz ülkede yaşayanlar bir daire görüyorlar.Daire büyümeye devam ederken birden küçülüyor ve kayboluyor.Bu olay onları 2. boyutta görülen bir 3.boyuttan gelen cisim olayını yani UFO fenomenini araştırmaya itecektir.
1947 'den beri inanılmaz manevralar yapan, birden ortaya çıkan ve birden ortadan kaybolan , şekil değiştiren ,çok yükseklerde uçabilen garip ufolar rapor edilmektedir.
Bu esrarengiz cisimler genelde teknolojik bakımdan gelişmiş , dünya dışı yapısı olarak görülüyor.Peki ama başka bir boyuttaki esrarengiz cisimler dünyamızda beliriyor olamaz mı ? Bir çok ufolog bu hipotezi başka bir gezegenden gelenler hipotezinden daha inandırıcı buluyor.
Güneş sisteminde yapılan araştırmalar komşu dünyalardan birinin akıllı hayat barındıramayacağını gösteriyor.Ve eğer başka dünyalarda yaşayanlar varsa bile çok büyük bir olasılıkla bize ulaşamazlardı.Çünkü bize ulaşmak için uzayda yüzlerce,binlerce ışık yılı yolculuk etmeleri gerekecekti.

ALGILANAMAYAN VARLIK
Eğer ufolar başka bir boyutun eserleri ise ,bize gelmeleri için güneş sisteminde başka bir gezegende yaşamaları gerekmez.Sadece zaman - mekan aşmalarıda gerekmez.Sadece tepemizde yaşayıp bu dünyayı bizimle paylaşabilirler.Tabiki bizim algılayamadığımız bir boyutta.Cismin (bizim boyutumuzda)belirmesi, sadece bir geçiş , kayboluş ise diğer boyutta belirmesi olarak gerçekleşecektir.
Başka bir çekici fikir , belkide birçok diğer boyutlar olduğudur.

DAHA ÇOK BOYUTLAR
Kablo teorisine göre 15 milyar yıl önce kainat yaratıldığında 4 değil 10,11 boyutluydu.O günden bu güne kadar geçen süre içinde kainat kendisini 4 boyuta kadar açmıştır.4. boyuttan 3'ü boşluk 1'i zaman olarak kalmıştır.Diğer boyutlar katlanmış durumda kalmışlar ve bildiğimiz evren üzerinde neredeyse hiç etkileri olmamıştır.Bu yüzden kablo teorisinin katlanmış durumdaki bu boyutları , ufo ve diğer paranormal fenomenleri açıklamada çok az bir yer almaktadır.Prensip olarak bizim boyutumuz dışındaki boyutlar, dünyamıza etki ettiği sürece algılanabilir.Yapılan bir çok deneye göre bu söz konusu değil.Bilim adamlarına göre eğer bu boyutlar gerçekten varsa bile dünyamıza etkileri olmadığı için yokmuş gibi algılanacaktır.

BOŞLUK - DOLULUK
Ancak yinede bu bir çok ufoloğun cesaretini kıramamaktadır.Onlar bu teorilere biraz hak verirken farkında olmadığımız diğer önemli rol oynayabilecek faktörleri aramaya devam etmektedirler.
Bilim adamları şunuda ekliyorlar: Başka bir cismin veya varlığın bizim boyutta belirmesinin imkansız olduğunu kanıtlamak olanaksızdır.Bu yüzden bir çok ufolog ufoların başka bir boyuttan 4 boyutlu ( 3 yer 1 zaman) dünyamıza geldiği fikrini bir kenara koymuyorlar.Veya o cisimlerin içinde gri küçük adamlar oturuyorlar mı? Bu başka bir tartışma konusudur.

[/quote]

Günümüz iletişim teknolojisi kullanıma sunulmuş  araçların  internet hızını geliştirme aşamasında,Enerjinin Dünyanın yeterince kirletilmesinden sonra temizini elde edip kullanmaya yönelmeside oldukça yeni,İnsanlık kendi uygarlığını kendi yapısal donanımına göre yaratıyor,yani bilgi ve beceri artışının beyin tarafından çeşitli evrimlerden geçmesinden sonra elde edebiliyor.Teknolojik evrimleşme insanlığın kundaktan çıkıp yürümeye başlaması aşamasında sanki,Hayallerle gerçekler arasına kurulmuş teknolojik köprüden geçiş hızıda yine kendi yavaşlığımızla doğru orantılı,Şöyle bir cümle kurmaya çalışmak bile gerçekleşmesinden yıllarca gerisinden geliyor denecek kadar,Birgün gelirde insan gözü ve kulağına uygun hale getirilmiş henüz ortaya çıkmamış formatlardan bilgi akışı olabilirmi,Birgün insan elektronik sinyalleride hayal bile edemediği bir formata dönüştürüpte kendi yaşadığı boyutlardan dışarılara gönderebilirmi,Yani voyager'ların güneş sistemi dışına çıkıp gittiği gibi...Bunları insan Düşünüyor çünkü Dünyada yaşadığı için Dünyanın fiziksel yapısına göre kendi gelişimi gerçekleşiyor,herşey bununla ilgili,daha kaç yıl oldu yerçekimsiz ortamda deneylerin yapılmasına başlandığı,Daha bir tutam marulu yeni yedi insanlık uzayda yetiştirdiği..Özetle diyorumki,Biz insanlık Dünyanın her bakımdan dışına daha sıçraymadık,(Astronot elbisesi giyip uzay istasyonunda fink atmaktan bahsetmiyorum) hatta bildiğimiz beyin ürünü düşünceler bile yerçekimi kuvvetine bağlı.Şimdi kalk bir ufo yu böyle bir durumda hayal et birde üstelik onlarla naber len der gibi haberleş...yetmiyor birde pixel fakiri aletlerle pozlarını yakala...gelde kendi kendine gülme...Hatta birde doldur bir TIR'ın içine bir sürü plastik,kağıt ıvır zıvır ve onlarla tependen geçtiğini sandığın ufo ların sana yoldaşlık yaptığını yaz çiz.Kimden bahsettiğimizi anlayan anladı.Demekki teknolojik seviyemiz onları ölçüp tartmaya henüz yeterli değil.Önce onların  karşılığı Bilgi seviyesi birimini bulmalıyızki buna göre tanımlarını yapabilelim.Hepimizin bildiği gibi yıllarca onların bizim gibi oksijen alıp karbondioksit verdiğini düşündüğümüz için ziyaretlerini çok makul karşıladık,o koca kafalarını başları, gri yeşil renklerinide derilerinin rengi zannettik.Hayır birde kumburgaz video çekimlerinde ufoları gemilerinin camından bize  bakarken gördük ya hala daha anlayamadım onu nasıl çektiler.Kurgulamalarla var olduklarına inanmak başka şey,var olduklarına inandığın halde hayal edememek başka şey,ben hayal edemediğim halde var olduklarına inanıyorum,ama kurgularla bizlerin beynine yazıp çizmelerine,resim yapıştırmalarına,video gömmelerine tahammülüm yok,onlar youtube çöplüğünde çoktaaannn metan gazı çıkarmaya başladılar bile...Benden söylemesi.