Zıplayan Jack (Uzaylı mı)?
Zıplayan Jack uzaylı mı.....?
19 ncu yüzyıl Londrasının bilinen en meşhur suçlusu sadece Karındeşen Jack değildir. Onunla çağdaş Zıplayan Jack, Türk okurları tarafından gizem meraklıları dışında pek bilinmemekle birlikte karındeşen kadar meşhurdur. Bu yaratık geceleyin ortaya çıkmakta, inanılmaz sıçrayışlar yapmakta, bazen ayakların bazen ellerin üzerinde yürümekte, gözlerinden ateşler çıkarmakta ve karşına çıkana zarar vermekten de sakınmamaktadır. Aşağıda anlatılan olaylar size inanılmaz gelebilir ancak gerçektir….
Zıplayan Jack (İngilizce ismi Spring Heeled Jack) bir canavar mı, uzaylı mı, yoksa üzerinde gizli aparatlar saklı bir kostüm giyen çılgın bir bilim adamı mıydı? Bu soru hala tüm dünyada sorulmaktadır. 1830 yılında bu adam tüm İngiltere’ye korkutmuştu. Görenler onu uzun, zayıf, güçlü, ile siyah pelerin giyen ve 6-9 metre kadar sıçrayabien bir insan olarak tanımlamaktaydılar. Büyük noktalar şeklinde gözleri ve burnu olan, garip beyaz ve mavi ateş tüküren bir yaratık olduğu da rapor edilmişti.
İlk olarak 1837 Eylülünde görüldü. Gecenin geç saatinde işinden evine dönen bir iş adamı mezarlık demirleri üzerinde garip bir karartı gördü. Mezarlık parmaklıkları 3 metre yüksekliğinde olmasına rağmen, yabancı bunları hiç zahmet çekmeden tırmandı ve karşı tarafa geçerek adamın yolunun önüne çıktı. Sivri kulakları vardı ve gözleri kırmızı parlıyordu; burnu da dik ve sivri idi.
Bir süre sonra Zıplayan Jack 3 kadın ve bir erkeğin içinde bulunduğu bir gruba saldıracaktır. Hepsi kaçtıysa da Polly Adams geri de kaldı. Zıplayan Jack onu buluzundan yakaladı, göğsüne yapıştı ve karnını pencelemeye başladı. Bu saldırı sırasında şuurunu kaybeden genç kızı polis baygın olarak bulacaktır.
1838 yılının 22 Şubatında 18 yaşındaki Jane Alsop evinin kapısının çalındığını duydu. Kapıyı açtığında karşısına çıkan siyah cübbeli bir adam ( zamanlar polisler siyah cübbe giyiyorlardı) “Ben bir polisim. Allah aşkına bana bir ışık getirin. Bu sokakta Zıplayan Jack’i sıkıştırdım” diye bağırıyordu. Jane babası ve iki kız kardeşi ile aynı evde oturuyordu. Adama ışık getirmek için geri döndü. Bir mum bularak adamın olduğu kapı ağzına döndü. Işık adamın garip yüzünü aydınlattı: Bu Zıplayan Jack’ten başkası değildi. Aniden kızın yüzüne mavi-beyaz bir gaz püskürttü. Kız kaçmak istediyse de, yabancı onu saçlarından yakaladı. Bu sırada olay yerine gelen kız kardeşlerden biri kurbanı içeri çekmeye çalıştı. Zıplayan Jack telaşla uzaklaşana kadar bir süre kapının önünde görültü yapacaktır. Tanıklardan birine göre Jack, Jane’nin bahcesine paltosunu düşürerek kaçacaktır. Bazı görgü tanıkları Jack’in bir suç ortağı daha olduğunu söyleyeceklerdir.
Jane polise verdiği ifadede Zıplayan Jack’i şöyle anlatıyordu: “Kafasında büyükce bir kask vardı ve muşambayı andıran bir elbise giyiyordu. Elbiselerinden biri polislerin giydiği cübbeye benziyordu. Elleri oldukça soğuk; buz gibiydi ve penceleri çok güçlüydü. Ama en korkunçu gözleriydi. Ateş topları gibi yanıyordu“.
Zıplayan Jack’in saldırıları ve şımarıklıkları devam edecektir. 19 ncu yüz yıl boyunca İngiltere’nin neredeyse her yerinde görülecektir. 1830ların sonuna doğru bir ara ortadan kaybolduysa da, 1840 yılından 50 lere adar zaman zaman piyasaya çıkacaktır. 1870de bir nöbetçi bölüğünü korkutacak, karanlıktan ok gibi fırlayarak ıslak ve soğuk elleri ile onların suratlarını tokatlayarak, nöbetçi kulubesinin çatısına sıçrayacaktır. 1877′de kızgın kasaba halkı sokaklarda ardından ateş edeceklerdir. O sadece kahkahalar atarak karanlığa karışacaktır.
Bugün Zıplayan Jack’in kim veya ne olduğu hala bilinmemektedir. Onunla ilgili bir çok kitap, çizgi roman ve bir de sinema filmi vardır. Ve tabii pek çok teori ve sansasyonel açıklama…..
Yorumlar
Uzgunum mektuplar cıkmamıs
Uzgunum mektuplar cıkmamıs nedenını bılemıyorum teknık bır husus olsa gerek. Af edın lutfen.
karıdesen jack ın kendı
karıdesen jack ın kendı ellerı ıle polıse yazdıgı bazı mektuplardan bırkac ornek :))) En altta sagdakı mektuba dıkkat " from hell " :)))
Karındesen jack uzaylımıydı bılınmez ama onunla ılgılı sevgılı kardesım miltenbergerın degerlı paylasımını tamamlayacak bazı bılgılerı sızlerle paylasmak ıstıyorum.
Tamamı hayat kadını olan kurbanlardan beşinin aynı kişi veya kişilerce öldürüldüğü kesinleşmiştir. Ancak Karındeşen Jack'e maledilmiş yaklaşık 20 cinayet vardır. Cinayet dosyası cinayetlerden iki sene sonra kapatılmıştır. Ancak günümüz İngiliz dedektifleri ve bilim adamları, modern teknolojinin de yardımıyla halen cinayetleri aydınlatmaya çalışmaktadırlar. Günümüze kadar ulaşmış tek fiziki kanıt, kurbanlardan birine ait olduğu iddia edilen şaldır.
Karındeşen Jack'in yöntemleri vahşiceydi. Kurbanlarını önce boğazlayarak etkisiz hale getiriyor daha sonra da boğazlarını kulaklarına kadar kesiyordu. Ufak tefek değişikliklerle beraber kurbanların tamamına yakınının karnı ve cinsel organları deşilmiş, bazı organları çalınmış, bazen de burun ve/veya kulakları kesilmiş olarak bulunuyordu. Jack kurbanlarını, dizleri karna çekilmiş ve bacakları açık bir şekilde düzenleyerek terkediyordu. İç organların çıkarılması nedeniyle katilin cerrah olabileceği iddiaları ortaya atıldı ancak kanıtlanamadı.
Karındeşen Jack'in kimliğine dair onlarca iddia ortaya atılmıştır ancak hiçbiri kanıtlanamamıştır. Bu şüpheli listesi birçok önemli ve soylu kişiyi içermektedir.Cinayetlerin bir anda arkasının kesilmesi sonucunda bir şeylerin örtbas edilmeye çalışıldığı hatta olayların altında kraliyet ailesinin bile olabileceği iddiaları öne sürülmüştür. Katil olduğunu iddia eden kişinin Merkezi Haberalma Örgütü'ne gönderdiği mektubu inceleyen uzmanlar mektubun yazarının alt tabakadan, eğitimsiz biri olduğu sonucuna varmışlardır.
Arastirmaci Ivor Edwards'a göre, Stephenson'in fahiseleri öldürdügü yerlerin birbirine orantisi dikkatle incelendiginde, ilk Hiristiyanlarin kutsal isareti olan, iç içe geçmis iki daire seklindeki “Vesica piscis” ortaya çikiyor. Katil böylelikle seytani bir ritüeli gerçeklestirmisti.
Tarihin en korkunç seri cinayetlerini isleyen ve izi asla bulunamayan Karindesen Jack'in kimligiyle ilgili son iddia Ivor Edwards adli arastirmacinin “Karindesen Jack'in Kara Büyü Ritüelleri” Adli kitabinda yer aliyor. Katilin, Robert Donston Stephenson adli satanist oldugu ileri sürülüyor. Askeri cerrah olan Stephenson cinayetlerle ilgili olarak iki kez tutuklanmis ve serbest birakilmisti.
Edwards, Stephenson'in, Hiristiyanligin sembollerini “Kirletmek” amaciyla bu cinayetleri isledigini öne sürüyor. Edwards, kurbanlarin organlarinin parçalanip, böbrek, rahim ve kalbinin çikarilmasini da kara büyünün bir parçasi olarak degerlendiriyor ve ancak Stephenson gibi usta bir cerrahin bu organlari beceriyle yerinden çikarabilecegini söylüyor.
Edwards son dokuz yildir, kurbanlarin öldürüldügü yerler ve cesetlerin durus biçimi üzerinde arastirma yapmis. Pusulali çalismalar sonucu cesetlerin yüzlerinin kuzey-güney-dogu-bati yönlerine çevrilmis oldugunu tespit etmis.
Ilk olarak 31 Agustus 1888'de 45 yasindaki Mary Ann Nichols'u öldüren katil kurbanlari bu dört yöne çevirerek öncelikle Hiristiyan haçini kirletmeyi amaçlamis. Edwards, kadinlarin öldürüldügü yerlerin birbirine orantisini da ölçmüs. Bazi noktalar birlestirilince iki adet eskenar üçgen çikmis. Eskenar üçgenler kara büyü ögretisinde kutsal isaretler olarak biliniyor.
Edwards, son kurban Marie Jeanette Kelly'nin öldürüldügü yeri inceleyince bu sefer de, kurbanlarin 457 metre yariçapindaki bir alan içinde katledildigini ve cesetlerin bulundugu yerlerin birlestirilmesi sonucu Hiristiyanligin kutsal isaretlerinden Vesica Piscis'in çiktigini tespit etmis.
Bu seytana tapinma biçiminin Afrika’nin bati kiyilarinda çok yaygin oldugunu ve Stephenson'in da bu bölgelere seyahat ettigini belirten Edwards, “Stephenson’in kara büyüyle ilgilendigini, hatta Afrika’da iki kisiyi öldürdügünü itiraf etmisti” Diyor.
Sevgilerimle