Ne dersiniz? Bu gerçeği taşıyabilir miyiz?
"Arthur Findlay´ın "Rock of Truth-Gerçek Kayası"dan"
Epictetus
Avrupa´da 1900´lerin başından, 1920´lere kadar aralarında o dönemin önemli bilim adamları olan Baron von Schrenck-Notzing, Profesör Charles Richet, Professor Eugene Osty ve Professor Gustav Geley´in bulunduğu bir grup bilimci laboratuar koşulları altında, benzer görünteliren oluştuğuna tanıklık ettiler Yazdıkları raporlarda, tüm olası sahtekarlık ve hileleri araştırdıklarını ama bulamadıkları belirttiler Bu dönemde de, Reenkarnasyon konusunda, dünyaca ünlü psikologların ve psikiyatrların ölümden sonra yaşamı araştırdıklarını ve ulaştıkları çok önemli sonuçları ciddi biçimde dokümante ettikleri görülüyor Psikolojinin babası ve en önemli ismi Sigmund Freud, ölüm döşeğinde eğer bir daha dünyaya gelirse, tüm çalışmalarını Parapsikoloji alanında yapacağını söylüyordu Psikiyatrinin en etkin ismi olan Dr Carl G Jung, ölümden sonra yaşamı onaylıyor ve ölümden sonra ruhlarla ilişki kurulabileceğini itiraf ettiğini, söylüyordu (Derlenmiş Mektuplar; Cilt 1/Sayfa 431) Elektronik ruhsal ses kayıtları, günümüzde de birçok ülkede sürdürülüyor Ciddi ve önemli kaynaklardan gelen bilgilerle her an karşılaşıyoruz, bunların arasında ABD´den Mark Macy ve Lüksemburg´daki ITC Grubu bulunuyor Bu çalışmalarda öte yandan geldiği söylenen kayıtların bulunduğu tarafsız gözlemcilerce belirtiliyor Kullanılan aygıtlar radyo, faks, televizyon ve telefon gibi bilinen araçlardan oluşuyor Örneğin Marc Macy´nin yaptığı bir tür videoyu kullanan Victor Zammit, Macy ile "Ruhların Sesi" ni kayıt olayının yaratıcısı olan ölü Dr Raudive´in bu yoldan ilişki kurduklarını öne sürüyor
Bu kayıtlarda birbiriyle konuşan iki erkeğin sesi duyuluyor ve Raudive´in sesi tanımlanabiliyor Raudive´in ruhsal dünya ile ilişki kurma tekniğini ruhsal
dünyada da araştırarak, ulaştığı bilgileri bu tarafa ilettiği iddia ediliyor Richard Lazarus´un yazdığı "The Case Against Death" adlı kitapta Raudive´in ruhsal dünyadan gelen sesinin, bilgisayarlarda analiz edildiği ve örneklerde Raudive´in yaşarken ve öldükten sonra kaydedilen sesinin aynı olduğunun kanıtlandığı belirtiliyor Daha da ötede, bir ses uzmanı ve mühendisi olan Brezilya Sao Paulo Mühendislik ve Teknoloji Üniversitesi´nden Prof Carlos Eduardo Luz´un yönettiği deneylerde kullanılan yüksek kapasitede bilgisayarlarda yapılan testlerde Raudive´in sesinin tanımlandığı onaylanıyor Bir ses bandında, Raudive´le konuşan Sonia Rinaldi, doktorun sesine 1428 Hz´de raslayınca, ortaya şaşırtıcı bir sonuç çıkıyor Çünkü bir erkek sesinin 100 ile 130 Hz arasındaki bir alanda olması gerekiyor yani Raudive´in sesi dünyadan gelmiyor
Yorumlar
Sevgili Miltenberger yine
Sevgili Miltenberger yine derin bır konu ıle karsımızdasın. elıne aklına emegıne saglık sevgılı kardesım. Ilgınc bır konu.
Sımdı, paralel evrenler yok degıl var. Bunun en acık kanıtı aynı mekanı paylastıgımız uc harflıler. Dolayısıyla farklı, bızım duyu organlarımızın algılamada yetersız kaldıgı bır boyuttan rahatlıkla bahsedebılmek mumkun.
paranormal vakalarla ugrasmak, psısık bır takım deneylere katılmak, maaruz kalmak, sahıt olmak normal, sıradan standart bır ınsan profılı ıcın agır bır tecrubedır. Bu konu akıl saglıgının bozulmasına hatta ıntıharlara kadar gıtmektedır. Dolayısıyla boylesıne konulara arastırılacak ırdelenecekse hakıkaten bu ısın uzmanlarından profesorlerınden yardım ve destek almak sarttır. Cunku bu ıslemler bır takım buyuk sorumluluklarıda beraberınde getırır. mevzu sadece ınsan saglıgı degıldır. Cunku sız o varlıklarla ıletısıme gecmek ıcın bır kapı acıyorsunuz. O kapıdan gecenler veya o kapıdan sıze sesleneneler veya goruntu verenler her zaman ıyı nıyetlı olamayabılır. Exorcism konusunu arastırıp ınceledıgınız ne demek ıstedıgımı anlayacaksınız.
Farklı boyut ve evrenlerde yasamların oldugu gorusunu henuz ıcıme sındıremesemde bu konuda yapılan bılımsel arastırma ve verılerıde ınkar etmem sahsım adına kolay olmuyor. neden sındıremıyorum. Sanırım bu konuya sevgılı muzaffer kardesımızın bır takım acıklamaları olacaktır. Dunya uzerınde dogup buyuyen ve yasamı sonlanan bız ınsanoglunun sorgu ve sualden sonra dunyada yasamımıza gore cehennem veya cennete gıtmemız gerektıgı tum buyuk dınlerde bızlere teblıg edılmedı mı ? pekı oyleyse bu paralele evrendekıler kım ? ıste bıze lanse edılen ogretılen ve buyurulan dınde/dınlerde acıkca paralel evren veya boyut ıfadelerı yer almamaktadır. Oyleyse dedıgım gıbı paralel evrenler veya boyutlar bır sans daha verılen yerlermı ? Yoksa bıldıgımız dınlerde..... :))) aaa oooo yooook soylemeyecegım burada savas cıkar.
Ozetle kendı aklım ve mantıgım dınlerde belırtılen anlatılan olumden sonrakı hayat ıle, paralel evren ve boyutlarda var oldugu ıddaa edılen yasamı bırlestıremıyor. Bılemıyorum bu puzzle'ı cozmek zor. Buda kendı ıcınde cok cıddı ve derın bır konu.
Sevgılerımle
sevgili ra! gerekçelerin çok
sevgili ra! gerekçelerin çok mantıklı... ama herzaman olduğu gibi bilinmeyenler kapısına çıkıyoruz... mesela dün bir makale gözüme çarptı, kısaca anlatmak isterim... bir ingiliz bayan geçirdiği trafik kazası sonraı komaya giriyor, tam olarak ne kadar komada kaldığı aklımda değil ama belli bir süre sonra komadan uyandığında... (sıkı durun).. kadın ispanyolca bağırmaya başlıyor ''beni buradan kurtarın'' ve ''çok korkuyorum'' diye Anadili olan ingilizceden eser kalmamış... tabbi herkes hayretler içinde!! bayanın annesi kızının hiçbir şekilde kazadan önce ispanyolca bilmediğinden emin ve daha sonraları tekrar kızına tekrar ingilizce öğretmek zorunda kalmış! bilmiyorum çok dehşet şey bunlar acaba bu olayın bir bilimsel veya mantıksal açıklaması olabilirmi!! bence bazen mucizeleri el değmeden seyretmek gerekiyor!!....(acaba diyorum koma halindeyken evrenler mi karıştı:)
Sevgili
Sevgili miltenberger;
bahsettıgınız komadan cıkınca baska dıl bılme olayının gırdıgı arastırma sahası tamamen farklı bır alan sunu soylemek lazım.Insan beynı ımal edılen tum bılgısayarların toplamından daha cok bellege sahıp yanı ıcınde ne var ne yok bılınmez. Normal ınsalar gunde sadece 200 300 kelıme ile konusuyorlar dusun yanı koca okyanus var beynımızde ama bızler bunun damlasını bıle kullanmıyoruz bu durumda herkesın dogustan tum dıllerı bılıp bılmedıgı yada nelerı bıldıgı bır muamma bazı sosyojı buyuklerıne gore yenı dogan bır cocuk beyaz bır sayfa ıken bazılarına gore cocukluktan ıtıbaren yaptıgımız sey ıse sadece beynımızde hazır bulunan seylerı hatırlamak yanı ogrenmek hatırlamak la aynı dıyenler de var.***
sevgılı Ra ;
kuşkularını anlıyorum benım sahsı fıkrım Tanrı vardır her seyı yaratmıstır. Ama dınler ne kadar onun gonderdıklerı gıbı kalmıs orası suphelı yanı bugun bır peygamber gelse bıze soyleceklerı cok farklı olabılır cunkı malum 1500 2000 sene once ınsanoglu bugunkı algı sevıyesınde degıllerdı yanı su anda yagmur ormanlarında yasayan bır koye çok gelişmiş bir uçakla yada ufo benzeri bır seyle gıtsek desekkı bız sızı yarattık şu, bu; işte ateş , işte ucuyoruz , cep telefonu vs. vs.. adamlar bıze ınanırmı ? bılmem ama korkacakları ve en az bır kısmının bıze tapmaya baslayacaklarından emının. Yanı dunya uzerınde olan bır cok sey sorgulama ya acık**
Ana konuya dönersek;
ama oldukten sonra konusulanlar felan bana bıraz hıkaye gıbı gelıyor yanı dusunun bır kere su anda dunyada yasayan 6mılyar ınsan var ve her yıl mılyonlarca kısı ölüyor buda 10 yıllar ıcerısınde mılyarlarca insan ölüyor demektir. Eğer bu iş denıldıgı gıbı olsaydı mılyonlarca ölü ile temasa gecılırdı ama sadece kendılerıne parapsıkolog yada medyum dıyenler gorduklerını ıddıa edıyor vs..Yanı paralel evren varsa bıle henuz orasıyla ırtıbata gecemedık bence. zaten gecsek ne olacak ? Bız daha Dın neden var onu anlamıyoruz sanıyoruz ki Tanrı nın ıhtıyacı var oysakı olay ıyı ınsan olmak bız Ibadet edıp dua okuyup gunduz mılletı kazıklıyor aksam evde karısını cocugunu dovuyor sonra yatsı kılıyoruz. yok gunah cıkarma vs derken para topluyoruz. yada gunduzlerı coluk cocuk oldurup aksam Tanrıya dua edıyoruz.***
saygılar
sevgili RA. bu tip konularla
sevgili RA. bu tip konularla uğraşmanın insan sağlığını bozacağını,hatta insanları intihara kadar götürebileceğini söylüyorsun..Burada sana katıdığımı belirtiyorum çünkü;bu tip konularla hiç ilgilenmemiş,hiç bir bilgiye sahip olmamış insanların, bu tarz işlerle ilgilenmemesi tavsiye edilir..insanların kendi gölgelerinden bile korktuğunu düşünürsek bu böyle..
..ancak bilgi sahibi olanların,yani tecrübeli olanların bu tarz yaklaşımları olabilir..Yakın teması olan bir amcamızın bana anlattıklarına baktığımda bunun hiç te kolay olmadığını söyleyebilirim..ve yine kendi bazı deneyimlerim olduğu için abartmak olmasın ama, beyninizin biraz idrak gücünün sağlam olması gerekmektedir..kendinize hakim olabilmeniz gerekir..yakın temas olayı kolay idrak edilebilen bir durum değildir..yani işi bilmeyenler bu tip bir dünyaya girmeyi denemesinler..
..farklı boyut derken ben daha çok diğer alemler olarak bunu algılıyorum,çünkü bana göre boyut değilde alem vardır.her ikiside aslında aynı şey yanlız kelime farklı..buralarda bir yaşam varmı derken uzaylı diye tabir ettiğimiz canlıları bende senin gibi varmı,yokmu,şeklinde düşünüyorum..Bu zaten hala araştırma aşamasında olan bir konu..Ama cinler,ve benzeri varlıkların hiç şüphesiz bir alemleri,yani boyutları var tabiki...
..anladığım kadarı ile yeryüzünde bizim hayatımızdan başka bir hayat olması düşük bir ihtimaldir,veya hiç yoktur demek istiyorsun..veya ben öyle anladım..olabilirde,olmayabilirde..farkındaysan zaten şu anda bu, bütün dünyanın binlerce seneden beri merak edip cevabını beklediği bir olaydır..yani varmı?, yokmu?..
Bakalım mevlam neyler,neylerse güzel eyler..sevgi ve saygılar dostum..
tamamını okudam galiba
tamamını okudam galiba paralel evrenlerle ilgili değilmi!?
Kendi adıma konuşmak
Kendi adıma konuşmak gerekirse eğer ben böyle bir gerçeği taşıyabileceğimize inanıyorum. Sufizm'e göre zaten gerçek yaşamın ölümden sonra başladığı anlatılır hep sufist büyüklerimiz tarafından. Benim düşünceme göre de zaten dinlerin gönderiliş sebebi bu ölümden sonraki yaşama bizleri eğitebilmek için olabilir bence. Nasıl ki üniversiteye girebilmek için harıl harıl ders çalışıp sınavlara girmişsek ölümden sonra ki yaşama rahat bir geçiş yapmamızı sağlamak için de dinler gönderilmiş olabilir mesela. Yanlış hatırlamıyorsam zaten ruhun bir ağırlığı olduğu tespit edilmişti. 1970'ler de de Rus mühendis Semyon Davidovich Kirlian, Nikola Tesla ile tanıştıktan sonra paranormal fenomenlere ilgi duymuş ve canlı bedenlerde aura denilen elektromanyetik alanın fotoğraflarını çekebilmeyi başarabilmiş. Kaldı ki parapsikoloji 1967'de bir bilim dalı olarak kabul edilmişti zaten ve geçmişi de Aristoteles'e kadar gider. Ben şahsen bu tip araştırmalara inanıyorum ve bizleri doğruya ve gerçeğe götüreceğine inanıyorum.
Yazı için teşekkür ederim.