calvin parker
Mississippi tersanesi işçileri olan Hickson ve Parker, 11 Ekim 1973 tarihinde Pascagoula Irmağı kenarındaki eski bir iskelede balık avlarken birtakım varlıklar tarafından kaçırılmışlardı. Olay şöyle cereyan etmişti; Bu iki adam, garip bir vızıltı sesinden sonra şaşkınlık içinde yumurta şeklindeki bir aracın, beyaz/mavi ışıklar saçarak kendilerine doğru geldiğini gördüler. Araç yere indikten sonra içinden çıkan 3 garip varlık kendilerine yaklaşmaya başladı. Varlıklar yaklaşık 150 cm. uzunluğunda, gri renkli, kırışık derili varlıklardı ve kulaklarıyla burunlarının olduğu yerde birer çıkıntı vardı. Ayrıca ağız bölgelerinde yine ağız yerine çok ince bir çizgi vardı. Bu anda henüz 19 yaşında olan Parker bayıldı. Ardından her iki adam da uzay aracına alındı. Hickson, büyük bir göze benzeyen hareketli bir aygıt tarafından taranarak tıbbi incelemeden geçirildi. Yaklaşık 20 dakika sonra iki adam apar topar aygıtın içinden göl kıyısına geri bırakıldılar. Bu iki adamın hikayesi, kendilerini gizli bir mikrofonun saklandığı odada yalnız bırakıp giden yerel şerifi çok etkilemişti. Şerif onların bu hikayeyi uydurup uydurmadıklarını öğrenmeye çalışıyordu, onların yalnız kalınca, uydurdukları hikayeden bahsedip gülmelerini bekliyordu. Ancak bu olmadı. İki adam arasında aşağıdaki konuşma geçmişti; Hickson : Hayatımda daha önce hiç böyle bir şey görmemiştim. İnsanları buna inandıramazsın. Parker : Ben burada oturup durmak istemiyorum, bir doktora görünmek istiyorum. Hickson : Artık uyanıp inanmaya başlasalar iyi olur. İnanmak zorundalar. Parker : O lanet kapının nasıl bir anda ortaya çıktığını gördün mü? Bu iki adam yakınlarda bulunan Keesler Hava Kuvvetleri Üssü yetkililerince sorgulandı ve vaka daha sonra, ABD Hava Kuvvetleri, Blue Book/Mavi Kitap Projesi’ne son verdiğinde kendi UFO çalışma grubunu kuran Dr. J. Allen Hynek tarafından da incelendi. Hickson’a hipnoz yapılmaya çalışıldı ancak büyük acı çekmeye başlayınca seanslara devam edilmedi. Parker ise, yaşadıklarından ötürü sarsıntı geçirmişti ve ardından bir sinir krizi yaşadı. Her ikisi de uzun yıllar boyunca yaşadıklarının etkisini üzerlerinden atamadılar. Pascagola’da kaçırılma 19 yaşındaki Calvin Parker ile 42 yaşındaki Charles Hickson’ın garip hikayeleri, esasında meşhur karşılaşmalarından bir gün önce başlıyor. 10 Ekim 1973’de aralarında iki polis memuru da olmak üzere on beş farklı insan , St. Tammash Parish , New Orleans , Lousiana’da bir inşaatın üzerinde , gümüş renkli , büyük bir UFO’nun yavaşça uçtuğunu gördüklerini bildirdiler. Bu olaydan sadece 24 saat sonra , Hickson ve Parker hayatlarının en korkunç gününü , yaşayacaklarını, korkunç bir UFO’yla karşılaşacaklarını bilemezlerdi. İkisi de Mississippi’nin Gautier kasabasından geliyordu ve saat 21.00 civarı gecenin karanlığında Pascagoula Nehrinde balık tutmaya çalışıyorlardı. Birden arkalarından gelen bir vızıltı sesi duydular . Sesin nereden geldiğini görmek için döndüklerinde, gördükleri parlak , yumurta şekilli ve ön tarafında mavi ışıklar olan cisim karşısında şaşkına döndüler. Garip araç , kıyıdan 10 metre mesafede, yerden birkaç metre yüksekte , havada duruyordu. Şaşkınlıkla izlerlerken , objeden bir kapı açıldı ve üç garip yaratık , suyun üzerinden uçarak onlara doğru gelmeye başladı. Yaratıkların bacakları olmasına rağmen , onları kullanmıyorlar , havada süzülerek ilerliyorlardı. Parker ve Hickson , daha sonra yaratıkları tasvir etmeleri istendiğinde şöyle anlatacaklar “ Yaklaşık 5 feet boyunda , mermiye benzer kafaları olan , boyunları olmayan yaratıklardı. Ağız olarak ince bir çizgi vardı ve burun ve kulaklarının olması gereken yerde , kardan adamın burnuna takılan havuç gibi küçük , konik çıkıntılar vardı. Gözleri görünmüyordu. Kırışık , gri renkli derileri , yuvarlak ayakları ve pençeye benzer elleri vardı." Korkudan ve şaşkınlıktan şok geçiren Hickson , İki yaratık tarafından tutularak taşınmaya başlandı. Korkudan bayılmış olan Parker’ı da yaratıklardan biri taşıyordu. Daha sonra , olayı düşündüklerinde , yaratıkların ellerini değdirdiği yerlerinin hafiflediğini ve onlar da yaratıklar gibi havada süzülerek, UFO’nun içindeki parlak bir odaya kadar bu şekilde taşındıklarını hatırlayacaklar. Odanın içerisinde , Hickson , göze benzer bir nesnenin önünden süzülerek geçirildi ve bir çeşit teste maruz kaldı. Yaratıklar odadan çıkarken aynı işlem Parker’a da uygulanıyordu. İncelemelerin başlamasından yaklaşık 20 dakika sonra , işlemler sona erdi ve Hickson araçtan geriye uçarak çıkarıldı. Parker yerde ağlıyor , dualar ediyordu. Kısa bir an sonra , araç , gökyüzüne doğru yükselerek gözden kayboldu. İkisi de , kendilerine geldiklerinde , ne yapacaklarını bilemediler. Yaşadıkları garip olayları bildirmeye isteksizdiler. Fakat birilerine anlatmaları gerekiyordu. Alay edilme riskini göze alarak , Biloxi’deki Kessler Hava Kuvvetleri Üssünü aradılar. Üsten , yerel şerifleriyle görüşmeleri gerektiğini öğrenen ikili görebilecekleri tepkiden çekindiler ve yerel bir gazeteyle konuşmaya karar verdiler. Gazetenin ofisinin kapalı olduğunu görünce çaresiz şerifle konuşmak üzere polis merkezine gittiler. İkisinin anlattığı hikayeyi dinleyen şerif , onlara inanmadı ve doğruyu söylemelerini sağlamak , neden böyle bir hikaye uydurduklarını öğrenmek için onları ses geçirmeyen , izole bir odaya kapattı. Olay kısa sürede duyuldu. İlk olarak yerel basında yayınlanan hikaye daha sonra kablo televizyon kanallarında görülmeye başlandı. Birkaç gün sonra Pascagoula olayı bütün Amerikanın gündemine oturmuştu. Hava Fenomenleri Araştırma Organizasyonu, olayı araştırması için Kaliforniya Üniversitesi Profesörlerinden James Harder’ı gönderdi. Ayrıca Amerikan Hava Kuvvetlerini temsilen Dr. J .Allen Hynek’de olay yerinde incelemeler yapmak üzere gelmişti. Harder ve Hynek beraber Hickson ve Parker’ı incelediler. Harder , Hickson’u hipnotize etti fakat seans o kadar korkutucu olmuştu ki iptal etmek zorunda kaldılar. Araştırmacılar tarafından , yalan makinesi testinden geçmeye ikna edilen Hickson ve Parker , testlerden geçerek yalan söylemediklerini kanıtladılar. Uzmanlık alanlarında oldukça saygı duyulan Harder ve Hynek iki adamın anlattığı hikayeye inanarak şu sözleri söylediler. “ Bu hikayede kesinlikle dünya dışı kaynaklı bir şeyler söz konusu. “ Bu hikaye ile bağlantılı olarak , birkaç hafta sonra ,Sahil Güvenlik Güçleri ve bazı balıkçılar suyun altından ilerleyen metalik renkli bir obje ile karşılaştılar. Cismin üzerinde kehribar sarısı bir ışık vardı. Sahil Güvenlik , cismi Pascagoula nehri boyunca takip etti. Cisim , dokunulabilecek yakınlıktaydı fakat ne zaman uzun , balıkçı kancalarıyla cisme dokunsalar , cisim ışığını söndürerek hızla uzaklaşıyor , belirli bir mesafeden sonra üzerindeki ışık yeniden yanıyordu. Bu karşılaşma , garip araç ortadan kaybolana kadar yaklaşık 40 dakika kadar sürdü. Pascagoula vakası , UFO olayları arasında en ilginçlerinden biridir. Kaçırılanlar iki kişi olsalar da , aynı gece tarif edilen garip aracı gördüğünü bildiren bir çok insan olmuştur. İki adam hikayelerine sadık kaldılar. Fakat 11 Ekim 1973 gecesi yaşanan olaylara kimse bir açıklama getiremedi. Saygilar...