Ana içeriğe atla
25 Temmuz 2009 tarihinde Dupree tarafından gönderildi

Kaçırılmalarla ilgili uzman görüşleri ve teoriler

İlk olarak 1960larda Dr. R. Leo Sprinkle (psikolog) bu konularla ilgilenmeye başladı. Bir süre için bu olaya ciddi bir şekilde yaklaşan az sayıdaki insanlardan biri oldu. Sprinkle araştırmaları sonucunda kaçırılma diye bir şeyin gerçek olduğunu inandı. Ancak gençliğinde kendisinin de kaçırıldığına inanmaya başlayınca tabi insanlarda bazı soru işaretleri doğdu. Sprinkle 1989'da işinden uzaklaştırıldı. Aslen bir ressam olan Budd Hopkins da bu olaya ilgili isimlerden biri. 1970li senelerde kaçırılma raporlarını incelemeye başladı ve hipnoz ile cevaplar aradı.

1980lere geldiğimizde kaçırılma olayları iyice gündeme gelmeye başladı ve Bodd Hopkins, Whitley Streiber, David Michael Jacobs ve John Mack gibi isimler olayın gerçekliğini inananlardan bazılarıydı. 1980lerin sonlarına doğru Harvardlı psikiyatris John Mack ve tarihçi David Michael Jacobs ön planda olan isimlerdi. Bu sıralarda uzaylılar ve kaçırılma olayında en büyük değişim, çalışmaların bu kaçırılmaların az sayıda olmadığını göstermesiydi. Araştırmalara gösterdi ki Kuzey Amerika'da kaçırılma deneyimi geçirdiğini iddia eden on binlerce insan mevcuttu.

Jacobs ve Hopkins, hikayelerden öğrendiklerine dayanarak, uzaylıların bir uzaylı-insan karışımı bir nesil yaratmaya çalıştıklarına inandılar. Ancak eleştirmenlere göre bu iki isim hikayelerden sadece kendi tezlerine destek olanları seçerek durumu çarpıtmışlardı. Söylenenler ne olursa olsun, bahsi geçen bu bir kaç isim bu konulara biraz olsun saygınlık getirdi.

1991 senesinde Jacobs, Hopkins ve Westrum, yaptıkları hesaplamayla yaklaşık dört milyon Amerikalının uzaylılar tarafından kaçırılma deneyimi geçirdiğini söylediler. Ancak bu yaptıkları hesaplamalar da bazıları tarafından eleştirildi.

 

Varılan Yorumlar ve Teoriler:

Bazılarına göre kaçırılma olayları gerçektir, ancak bu düşünce genel bilimciler ve uzmanlar tarafından genel bir kabul görmüş değildir.

Önerilen alternatif psikolojik açıklamalar arasında halüsinasyon, geçici şizofreni ve parasomnia (yarı uyku hali zihin durumu) gösterilmiştir. Bazılarına göre de uzaylı görmek geçmiş olayların karışmış bir biçimde hatırlanmasıdır, örneğin birinin başından küçükken tecavüz gibi bir olay geçtiyse.

Ancak özellikle Mack'in araştırmaları göstermektedir ki uzaylılarla karşılaştığını iddia eden insanların büyük çoğunluğu sizin bizim gibi insanlar. Yani aralarında akli dengesi tartışılan veya uyuşturucu yapan az sayıda.

Hipnoz olayına dönersek, sahte düşüncelerin kolayca insanın aklına hipnoz anında sokulabileceği iddia edilmekte ve hatta ispatlanmış da diyebiliriz. Ancak hipnoz altında kaç kişinin gerçekleri hatırladığı, kaçının ise yönlendirildiğini kestirmek zor. Ayrıca, hipnoza gerek duymadan yaşadıklarını hatırlayanlar da mevcut.

Bazılarına göre 1930lardan beri ekranlarda ve mecmualarda olan bilim kurgu, hikayelerin alt planın oluşturmuş durumda ve bu nedenle bir çok sözde kaçırılma olayında hep aynı durumlara rastlıyoruz. Buna karşı çıkanlar da eğer bundan Hollywood sorumluysa, ne için canavarlar veya robotlar görmüyoruz diye karşı bir soru yönlendirmekteler. Ancak buna cevap olarak da bazı insanlar canavarlar ve robotların da görüldüğünü iddia etmekte. Bunların özellikle Amerika dışında görüldüğünü söyleyen bazı isimler, farklı kültürlerdeki insanların farklı bir şey görebildiğine dikkat çekiyor.

Bazılarına göre ise uzaylılar tarafından kaçırılma fenomeni, aslında tarih boyunca görülmüş kaçırılma olaylarının yeni jenerasyon versiyonu. Örneğin Carl Sagan'a göre eskiden insanlar "şeytanlar" tarafından kaçırıldıklarını iddia etmekteydi, zamanla bu uzaylılara dönüştü. Ona göre tek mantıklı açıklama insanların ortak bir şekilde, beyinsel veya kimyasal olarak, aynı tür yanılmaları paylaşmaları. Kısacası ona göre bu şizofreni gibi ortak bir hastalık ve aramızdaki en saygın insanlar bile bu hastalığı kapabilirler. 1988'de yapılan bir deneyde DMT adlı kimyasal maddeyi alan gönüllülerin yüzde yirmisinin kaçırılma olayları benzer şeyler hayal ettikleri söylenmekte.