Ana içeriğe atla
3 Ağustos 2011 tarihinde AliBudak tarafından gönderildi

CERN'de "kayıp" heyecanı

               Tanrı Parçacı'ğı ihtimali CERN'de yeni bir heyecan dalgasına yol açtı

Tarihin en kapsamlı fizik deneyinin yapıldığı Avrupa Parçacık Araştırma Merkezi'ndeki bilim insanları, yeni sonuçların "heyecan verici" olduğunu ve Higgs bozonunun (parçacığının) varlığıyla ilgili sorunun yanıtını gelecek yılın sonunda verebileceklerini açıkladı.

CERN Genel Direktörü Rolf-Dieter Heuer, "Higgs bozonu ile ilgili, 'Shakespear'ci olmak ya da olmamak' sorusunun yanıtını gelecek yılın sonunda verebileceğiz" dedi. Bilim insanlarının en son ulaştığı verilerin, CERN'de peşine düşülen ve "tanrı parçacığı" olarak da adlandırılan Higgs bozonunun varlığı yolunda ipucu olabileceği belirtiliyor. Büyük Hadron Çarpıştırıcısı'ndaki (LHC) araştırmacılar, geçen hafta sonunda yaptıkları basın açıklamasıyla son verileri paylaştı. Çarpıştırıcının iki büyük dedektörü Atlas ve CMS'deki uzmanlar, verilerinde Higgs parçacığının "ilk ipuçları" olarak değerlendirilebilecek sıra dışı "patlamalar" olduğunu bildirdi. Fizikçiler, bu sinyallerin "kayıp parçacığın" izinin bulunduğu yolunda yorumlanması için henüz çok erken olduğunu belirtiyor. Atlas ekibinin sözcüsü Fabiola Gianotti, "Bugün itibarıyla kesin bir şey söylenemeyeceğini, ancak bulguların şüphesiz bir şekilde merak uyandırıcı" olduğunu kaydetti. Gianotti, ortaya çıkan tablonun netleşmesinin birkaç ay daha sürebileceğini vurguladı. Fizikçi Peter Higgs'in, temel parçacıkların kütle kazanmasını açıklayan kuramından adını alan "Higgs bozonu", 1993 yılında Nobel ödüllü fizikçi Leon Lederman tarafından "tanrı parçacığı" olarak adlandırılmıştı. Parçacığa adını veren fizikçi Higgs, bu takma ismin "utanç verici" olduğunu, çünkü kendisinin inançlı bir insan olmadığını ve "terminolojinin böyle yanlış kullanılmasının, bazı insanları gücendirebileceğini düşündüğünü" söylemişti. Dünyanın en büyük parçacık fiziği araştırma laboratuvarı olan CERN, İsviçre ve Fransa sınırında yer alıyor. LHC'de yapılan deneylerle, mevcut parçacık fiziği modeli olan Standart Model'deki bilinen süreçler hakkında, daha doğru sonuçlar veren ölçümler elde edilecek. Bu veriler ayrıca, peşine düşülen Higgs bozonu gibi parçacıklar ve modeldeki başka fenomenler hakkında bilgi sağlayacak.

Yorumlar

Tanrı parçacığı hala daha menzil dışında anlaşılan,Aşağıdaki alıntıya bakılırsa 2012 de bile tanrı parçacığı ortaya çıkamıyacak,Ama bu gerçekleşirse yeni bir Dünyaya merhaba denilecek olması heyecanlandırıcı..

CERN'den fizikçilerin merakla beklediği açıklama geldi: "Parçacıklara kütlelerini verdikleri düşünülen Higgs Bozon'un izlerini bulduk, ancak bu bir keşif olarak nitelenemez."

Bu açıklamayla birlikte evrenin doğumuna yol açtığına inanılan Büyük Patlama ortamını oluşturmayı amaçlayan deneyde umutlar gelecek yıla kaldı.

‘‘Higgs boson’’ diye adlandırılan parçacıklarla ilgili teori, 1960'lı yıllarda Edinburgh Üniversitesi teorik fizikçilerinden Peter Higgs tarafından ortaya atıldı. Atomların nasıl kütle kazandığına kafa yoran Peter Higgs, sonunda ‘‘boson’’larla ilgili teoriyi geliştirdi.

 

Peter Higgs'e göre evren bir çeşit enerjiden doğdu. Bu enerjiye fizikte ‘‘Higgs Field’’ (Higgs Alanı) dendi. Bu enerji, Büyük Patlama (Big Bang) sonrası ortaya çıkan parçacıklarla etkileşime girdi. Bu etkileşim sonucu ‘‘Higgs boson’’ diye anılan parçacıklar açığa çıktı. Söz konusu parçacıklar ise maddeye kütle kazandırdı. ‘‘Bosonlar’’ olmasa ya da farklı bir şekilde ortaya çıksalardı, belki de yıldızlar, gezegenler ve yaşam oluşmayacaktı.

 

Bosonlar, Büyük Patlama sonrasında ortaya çıkmışlardı ve artık mevcut değillerdi. Bu nedenle bilim adamları, 6 milyar sterlin harcayarak laboratuvarda ‘‘Big Bang’’ ortamı yarattılar.

 

İlk deney, Avrupa Partiküler Fizik Merkezi'nde 2000 yılında yapıldı. Bilim adamları, ilk kez ‘‘boson’’u görüntülediklerini iddia ettiler. Ancak emin olmak için deneyin yenilenmesi gerekiyordu. Bir başka deney Temmuz 2005’te yapıldı ve bilim insanları bu deneyde Higgs Bozonu olma ihtimali bulunan 60 adet parçacık tespit edildi.

 

CERN laboratuarının eski Teorik Fizik Başkanı Prof. John Ellis, Tanrı Parçacığı’nın varlığını gösteren bulguları kanıtladıktan sonra, Higss Bozonu’na ilk defa göz atılabileceğini belirtmişti.  

 

 

Evrende akıllı yaşamın aranması devam ederken bu arada akıllı yaşamın yanında Cern deneyide devam ediyor.Deneyde aranan limit 5 sigma denilen yeterlilik sayısı,ancak bulunan sadece 1.9 veya 2.6 sigmalık sayı.Yani kanıt teşkil etmesi için fizikçiler 2-3 sigmayı açıklanabilir fakat kanıt olamaz deniliyor.Tam kanıtın olması için ise aranan sayı 5 sigma yani tam yeterlilik..

Buradaki 2-3 değeri için de higgs bozonunun izlerine rastladık şeklinde yorumluyorlar.Çünkü parçacık atomu var ettikten kısa bir zaman içinde yok oluyor.Olayın sırrı da burada zaten.Neden yok oluyor olması.Ve higgs parçacıklarını oluşturan daha başka alt parçacıkların ortaya çıkma ihtimali de olabilir.Tanrı parçacığı derken,tanrı atomu var eden parçacığı anında yok ediyor olarak ta algılanabilir.Bu olayın ilahi boyutu tabi.

 

1960 larda Peter Higgs tarafından ortaya atılan bir teorinin ispatlanması için 40-50 yıl sonrası CERN le İspat araştırmaları yapılıyor,Teoride gerçekten İnsan aklının kabul edebileceği cinsten,bunun için bunca para harcanıp birçok milletten insanları çağırıp birlikte ortaya çıkarılacak sonuç için çalışılıyor,Bu çalışmaların önceki evrelerinde ortaya çıkarılan İnternet bile başlıbaşına güzel bir şey,Şimdiki çalışmaların sonucunun alınıp alınmayacağı  belli olmasada ortaya çıkabilecek yan ürünler(yeni buluş vb.)için herşeye değer.Sanırım bu türden  birçok ülkenin katılımı olan en büyük proje bu,Bunada Dünyadaki en büyük Beyin diyebiliriz.Eğer ortaya çıktığı gibi ortadan kaybolmuşsa bu parçacık Dünyanın en ağır Beyni bunu söyleyebilir.Hemde deneysel olarakta inandırıcı şekilde.Çalışmalarının sonlanmasını beklemek gerekiyor,2012 mi olur 2013 mü yada Bişey bulmadıkmı derler... Öyle yada böyle Farklı Dinlere mensup insanların biraraya gelip Dünyanın en eski sorusuna evrensel bir yanıt arama peşine düşmeleri işin farklı bir boyutu,Her millet kendi Dini kültürü içinde zaten kendi yanıtlarını veriyor,önemli olan İnsan aklını ortak bir beyin içinde çalışıyor görmek.Sevgiler.