Ana içeriğe atla
31 Ağustos 2010 tarihinde Cleopatra tarafından gönderildi

Paskalya Adası'nın Dev Heykelleri

Denizciler tarafından keşfedilen Paskalya Adası'ndaki 974 dev heykelin sırrı çözülemiyor.Adadaki Moailer'in (heykellerin) büyüklüğü birkaç ton ağırlık ve 12m. uzunluktan yaklaşık 220m. uzunluk ve 150 -165 ton ağırlığa kadar değişiyor.Bugüne kadar bilimadamları adada bu tip 887 heykel olduğunu saptadılar; heykellerin ortalama ağırlıkları 13 ton, ve ortalama boyları 39m.'ydi.887 heykelden sadece 288'i şu anda bulundukları yerde durmaktadır; diğerleri ya taş ocağında ya da taşınma sırasında adaya saçılmış halde bulunmaktadır.
Adayı keşfeden ilk Avrupalı Hollandalı bir amiral olan Jacob Roggeveen adayı 1722 yılının Paskalya döneminde keşfetti ve adaya bu isim verildi.Arkeologlar Polinezyalıların adayı M.S 400 yılında keşfettikleri konusunda kanıtlar olduğunu söylüyorlar ve bilimadamlarının çoğu bu görüşe katılıyor olsa da, bazıları gerçekte adaya ilk yerleşenlerin Güney Amerika halkı olduğunu düşünüyor.
Tarih boyunca tüm uygarlıklar, varlıklarını kanıtlamak istercesine arkalarında çeşitli izler bıraktılar.Çeşitli amaçlarla ve türlü biçimlerde inşa edilen dev heykeller de bugüne armağan edilen en ilginç eserler arasında.
Yeşilliğin bol, ağacın ise neredeyse hiç olmadığı Paskalya Adası, Şili'ye 3bin 200km. uzaklıktaki volkanik bir bölge.1722 yılında Hollandalı denizci Jacop Roggeveen tarafından, Paskalya gününde keşfedildiği için bu isimle anılan adanın dev heykellerini Norveçli etnolog Thor Heyerdahl dünyaya duyurdu.Heterdahl, 1958'de yayımladığı ''Aku Aku'' adlı kitabını, 974 heykeli tek tek inceleyerek oluşturdu.Araştırmalar, heykellerin kıyıya oldukça uzaktaki taş ocaklarında ve son derece ilkel ufak tefek araçlarla yapıldığını ortaya çıkardı.Daha da ilginci,kimileri henüz yapım aşamasında, bilinmedik nedenlerle terk edilmişti.Araştırmalara rağmen heykellerin taş ocaklarından kıyıya nasıl taşındığına dair bir veriye rastlanmadı.Bu durumda heykellerin kimler tarafından yapıldığına ve neyi simgelediğine ait sorular, uzaya seyahatlerin yapıldığı günümüzde bile yanıtlanamadı.
Efsaneler Adası
Yüzlerindeki gururlu ifadeyle duran heykellerin boyu 10-20m. arasında değişiyor.Ağırlıkları ise ortalama 50 ton.Hepsi deniz ufkuna, boşluğa doğru meraklı ve endişe dolu gözlerle bakan heykeller,görenlerde meçhul bir şeyi bekledikleri izlenimini yaratıyor.
Tarihçilerden doğa bilimcilerine, turistlere kadar tüm görenlerin ilgisini üstüne toplayan dev heykeller hakkında efsaneler de var.Bir varsayıma göre, Polinezya kökenli bir kavim dördüncü yüzyılda buraya yerleşti ve büyük bir medeniyet kurdu; dev heykelleri yapanlar da onlardı.Başka bir inanış ise yerliler arasında anlatılan bir efsaneye dayanıyor.Buna göre adada biri uzun kulaklı, diğeri kısa kulaklı insanlardan oluşan iki ayrı kabile vardı.Bunlar aarasında amansız bir savaş başladı ve medeniyet çöktü.Heykeller çöken medeniyeti simgelemesi için yapıldı.
Ada ve heykellerin geçmişiyle ilgili bilgilerin büyük bölümü rivayete dayanıyor ve bu nedenle de net bir bilgiye ulaşılamıyor.Ancak net olan bir şey var ki, volkanik kayalardan yontulan 50 ton ağırlığındaki sır dolu heykellere sahip olan adanın popülaritesi gün geçtikçe artıyor.1960 yılına kadar yılda sadece bir geminin uğradığı Paskalya Adası günümüzde turistlerin ilgisini çekiyor.
Adada yaşayan insanlar bugün bile deşifre edilemeyen Rongorongo adı verilen yazılı bir dile sahipti.Bu dilde yazılmış sadece 26 tahta tablet bulunmaktadır ve anlamları henüz belirlenmemiştir.Ayrıca adada kuşları ve erken dönemde yerleşen halkı betimleyen pek çok petroglifler (taş üzerine oyma resimler)bulunmaktadır.Bunlar hayatta kalan nesillerin nasıl yaşadıklarını ve günlük yaşamda neler yaptıklarını gösteren bir günce gibiydi.Paskalya Adası'ndaki büyük gizemlerden biri insanların neden bir anda Moai inşa etmekten vazgeçtikleridir.Bilimadamları adanın nüfusunun çok fazla arttığını ve bunun ekosistemde genel halkı beslemeye yetmeyecek kadar büyük bir hasar oluşturduğu teorisini ileri sürmektedir.Kanıtlara göre daha sonra Paskalya Adası'nın yerlileri kanlı bir iç savaşa sürüklendiler;bazıları bu iç savaşın yamyamlık ile sonuçlandığına inanmaktadır.Bu sırada tüm heykeller ada halkı tarafından yerlerinden söküldü;arkeologlar moaileri ancak yakın bir zamanda ayağa diktiler.

Yorumlar

Arkadaşlar Bu ada çok özel bi adadır ve kesinlikle çok iyi araştırılması gerekir. çünki :

Şili sahillerinden 3700 km, Tahiti'den ise 4000 km uzaktadır
alanı 162,5 km² dir . Kıbrıs adasının alanı "9.251 km2" dir ki görüldüğü üzere çok küçük bir adadır. Okyanusun ortasındadır. Yani bir Irkın orada yaşamayı tercih etmesi çok zor, tesadüfen bulup yerleşmişlerdir veya kayıp bir kıtanın ucu olma olasılığı da bence vardır.

Bu heykellerin hiç bir şekilde taşınamaz bir insan gücüyle ve o zamanlarda bunlardan bırakın 900 tanesini 1 tanesini bile yapmak çok zordur hatta imkansızdır bu ancak atlantis gibi bir yerse o zamanlarda yapılmış olabilir.Onun dışında doğal bir olaya hiç bir şekilde benzemiyor.Ya uzaylılar tarafından yapıldı ya da atlantis gibi bir yerdi...