Ana içeriğe atla
27 Temmuz 2010 tarihinde castor tarafından gönderildi

Ufo Ziyaretlerinin Tarihi

ilk Ziyaretler: Birçok yorumcu modern UFO çaginin 1947’ler de basladigini iddia etmektedirler ama, asil çagin baslama tarihi 1880’de, sanayi devriminin doruguna ulasilirken baslamistir.

Aslinda olayin özüne inecek olursak, UFOlar çok daha uzun süredir etrafimizda dönüp durmaktadirlar. Günümüzde bazi Kutsal Kitap alintilari, kimi satirlar dogaüstü varliklarin uçurdugu cisimlere atiflarla doludur. 1880’den Birinci Dünya Savasina kadar olan bölüm ise, bu olgunun en açik seçik örneklerini gözler önüne sermektedir.

16 Mart 1880 aksami, çok büyük bir pervaneye sahip, puro biçiminde bir hava tasiti New Mexico’da üç kisi tarafindan gözlemlenir. Bu üç tanik, hava tasitindaki insanlarin bilmedikleri bir dili konustuklarini, gülerek kendilerine seslendiklerini ve on kisi olduklarini belirtmislerdir. Hatta bu kisiler gemideki kisilerin davranislarini sarhos davranislarina benzetmisler ve gemiden asagi onlara, birinin üzerinde uzak dogu yazisina benzer bir yazi olan ipek ya da saten benzeri bir kagit, birine güzel bir çiçek ve digerine de acayip bir isçilik ürünü olan fincan atmislar. Hava tasitindan atilan bu nesneler hemen o üç kisi tarafindan alinmis ve bir depoda diger insanlara teshir edilmis. Aradan birkaç saat geçmeden depoya gelen bir yabanci esyalari incelemis ve onlarin Asya kökenli mallar oldugunu, kendisinin de bu tip seylerin koleksiyoncusu oldugunu belirterek bayagi yüksek sayilabilecek bir meblagi depo görevlisine vererek esyalari satin almis ve ortadan kaybolmustur. Bu tip yaklasimlar yasanan cisimli UFO olaylarindan sonra hep olagelmistir. Günümüzde bu tip insanlara giyim sekillerinden dolay “Siyahli Adam” denilmektedir.

Daha sonralari buna benzer olaylar muhtelif tarihlerde gelismistir.

ikinci Ziyaret Döneminin Baslamasi: 1880’den 1947’ye kadar olan sürede yasananlar, 47 ve sonrasinda adeta istila halini almistir. Kayitlara geçen ve geçmeyen binlerce yasandigi iddia edilen olaylar, çok kabarik bir arsivi de beraberinde getirmistir.

1947’nin 24 Haziran günü ABD’nin Washington Eyaleti piril piril bir gün yasamaktaydi. Bu havanin temizligi ve berrakligi Cascade Daglarini daha bir güzel hale getiriyordu.

Otuz iki yasinda bir is adami olan Kenneth Arnold, ayni zamanda da dört bin saati askin bir uçus tecrübesine sahip olan bir pilottu. Arnold, ayni zamanda tek motorlu bir Callier marka uçaga da sahipti. Bulana 5000 $ ödül vaadedilen deniz piyadelerine ait bir uçagi aramak için o gün gökyüzündeydi. Arnold’ un uçagi dag uçuslari için tasarlandigindan, bu tip uçuslar için de ideal bir araçti. Arnold, düsen Curtess C-46 komando nakliye uçagini aramaya basladi. Uçak daglarda bir yerlerde kaybolmustu ve o güne kadar da bulunamamisti. Arnold da o uçagi bulamadi ama; baska bir sey buldu, daha dogrusu, o sey gelip onu buldu!

Arnold dagin üzerinde dönüs yaparken, son derece parlak bir isik, uçaginin yüzeyini aydinlatinca sasirir kalir. Önce yaklasmakta olan baska bir uçaga çarpmakta oldugunu düsündü. Ve telasla o uçagi yaklasik otuz saniye boyunca aradi, kendini çarpismadan korumaya çalisti. Gerçekten de bir uçak gördü! Bu, bir DC-4’ tü ve Arnold onun San Francisco Seattle tarifeli seferini yapan uçak olduguna karar verdi. Ama iskele tarafinda ve gerideydi ve de o isik oyununu onun yaptigi düsünülemezdi.

Bunlari düsünürken, bir isik daha çakti, bu sefer Arnold isigin tam nereden geldigini saptayabildi. O tarafa, o çizgiye dogru yöneldiginde, saskinliktan agzi bir karis açik kalmisti. Dorugun üzerinde inanilmaz hizla formasyon uçusu yapan bir grup çok parlak cisimler görüyordu.

Aralarindaki mesafe yaklasik yüz mil civarindaydi ama, onlari tam olarak göremiyordu ancak cisimler kendisine dogru yaklasmaktaydilar. Arnold, son saniyeye kadar onlari formasyon uçusu yapmakta olan jetler oldugunu zannediyordu. Ve dokuz adet olduklarini görebildi. Çapraz bir dizilisle yaklasiyorlardi ve formasyonlarinda ilk dördünün arasindaki uzakliklar esit, sonraki besli grup ise daha seyrekti. Fakat Arnold’un fark ettigi yalnizca bu degildi, daha tatsiz bir durum daha fark etmisti bu da yaklasan uçaklarin hiç birinin kuyrugu yoktu ve çok degisik bir formasyonda uçuyorlardi. En öndeki digerlerinden daha üstte ve sanki rüzgarda savrulan uçurtmalar gibi ya da su üstündeki hiz tekneleri gibi daha dogru bir ifade ile bir kaz sürüsünün uçusu gibi bir formasyon almislardi.

Bu uçaklarin etkileyici bir baska özellikleri de, ikide bir kanatlarini egmeleri ve yüzeylerinden o mavimsi beyaz isigi fiskirtarak uçmalariydi, Arnold’a göre! Arnold, ilk baslarda o isigin onlardan geldigini düsünememis, kanatlarin piril piril cilali yüzünde günesin yansimasi olarak yorumlamisti. Arnold’a göre uçusun yönü hiç degismiyor, ama cisimler tek tek dag doruklarinin arkasina girip girip çikiyor, bazilarinin önünde, bazilarinin ise arkasinda uçuyorlardi. Dokuzu birden gözden kayboldugunda, Arnold’un kafasi iyice karismis, Hava Kuvvetlerinin bir teknolojik mucize yarattigini düsünmüstü. Bundan sonra ne yaptigi ise ne de 5000 $ dolara konsantre olamiyordu, bir an evvel asagiya inip gördüklerini arkadaslarina anlatmaliydi.

Arnold Tarihe Geçiyor: Arnold inis yaptiktan sonra, bu garip olayi arkadaslarina anlatti ve aralarinda saatler süren bir durum muhakemesi yaptilar. Fakat herhangi bir sonuca varmalari imkansizdi ve olay daha yüksek makamlara intikal etti ve is gazetelere kadar yansidi. Ve bir ajans haberinde olayi ABD’nin her yerindeki insanlar ögrenmisti. Arnold’un inanilir ve güvenilir bir insan olmasi, olayi daha cazip bir hale getirmis ve herkes tarafindan konusulur olmustu.

Arnold’un yaptigi tariflerde, gördügü cisimlerden ”Suyun üzerinden ileriye dogru firlattiginiz bir tabak nasil uçarsa öyle uçuyorlardi...” seklindeki ifadesinden “uçan daire” tabiri da dogmus oluyordu.

Olay tüm dünyadaki basinin hayal gücünü bir anda esir almis, normal olmayan olaylarinin hazirliksiz kurbanlarindan pek çogu gibi, Arnold da istemeyerek bir basin gösterisi baslatmistir. Böylelikle de bu olayin kahramani olarak tarih sayfalarindaki yerini de alir.

FBI Etkilenmiyor: Bu olayin yankilari sürerken FBI ajanlarindan birisi Arnold’un görmüs olduklarinin gerçek oldugu tezini savunur ve bu kisinin yalan söyleyerek kazanacaklarinin kaybedeceklerinden daha az olacagina ve böyle bir yalan konusmaya ihtiyaci olmadigini savunmustu.

Daha sonra, 22 Mart 1950’ de FBI’dan Guy Hottel, patronu J. Edgar Hoover’a, “Uçan Daireler” baslikli yolladigi garip bir yazida sunlardan bahseder :

“Bir Hava Kuvvetleri arastirmacisi, uçan daireler diye bilinen seylerden üçünün New Mexico’da ele geçtigini söylemistir. Bunlarin yuvarlak biçimde oldugu, ortalarinin biraz yüksek oldugu, ortalarinin biraz yüksek oldugu, çaplarinin yaklasik 50 feet civarinda oldugu belirtilmistir. Her birinin içinde, insan biçiminde, ama boylari yalnizca 1 metre olan, çok ince metalik giysiler giymis üçer ceset bulunmustur. Bu cisimlerin New Mexico’da bulunmasinin, hükümetin o yörede çok güçlü bir radar tesisine sahip olmasindan, bu radarin uçan dairelerin kontrol mekanizmasini etkilemesinden ötürü oldugu sanilmaktadir.”

Bu kadar olaganüstü bir haberin nedense FBI hiyerarsisi tarafindan pek de ciddiye alinmadigi söylenebilir.

Garip olan; böyle bir olayin o tarihlerde ki kurgubilim film yapimlarinin henüz o düzeyde olmadigi, dolayisiyla da UFO’larin düsmesi konularina atifta bulunulamayacagi savi kuvvetlidir. Ama ondan sonra, Amerika’da insan kaçiran UFO raporlarinda bu yaratiklar bir standart olusturdu. Söz konusu yazi gizlice yollandigi siralarda, dünyanin ilk UFO kitabi olan Uçan Daireler Gerçektir adli kitap piyasaya sürüleli henüz bir iki hafta olmustu. Bu kitabin yazari olan eski bir deniz piyade subayi Donald Keyhoe, kitabinda olayin örtbas edilmekte olduguna dair suçlamalarda bulunmus ve büyük sansasyon yaratmisti.

Roswell Olayi : Olay New Mexico’nun Roswell bölgesinde 1947 yilinin 4 Temmuz saat 23:30 siralarinda cereyan eder. Bu tarihte William Mc. Brazel adli bir çiftçinin arazisinde bir UFO yere çakilir. Brazel, UFO’dan etrafa dagilan parçalari görünce olayi yetkililer haber verme ihtiyaci hissediyor ve 5 Temmuz 1947 günü askeri yetkililer inceleme için bölgeye geliyorlar, bölgeyi de ziyaretçilere kapatarak uzay cismine ve içinde bulundugu iddia edilen cesetlere el koyuyorlar.

Çiftçi Brazel, ayni gün arazisinde ayni cisme ait bir iki kalintinin daha oldugunu tespit eder. Brazel buldugu o kalintilari da alarak ertesi gün Roswell kentine gider ve yetkililer kendisinden o parçalari da teslim alirlar. Brazel’in buldugu parçalarla ilgili yerel bir gazete de çikan haber üzerine yetkililer olayi yalanlayarak, kalintilarin düsen bir meteoroloji balonuna ait oldugunu açiklarlar. Amerikan hükümeti olayi basindan ve halktan gizlemeye kararliydi. Ve cesetlerle birlikte UFO’dan geriye kalanlari bir üsse tasidilar. Yillar sonra o zamanlar orduda görevli olan kameraman Jack Barnett, tüm çevreleri ayaga kaldiran açiklamasinda, cesetlere otopsi yapildigini ve kendisinin de bu olayi kare kare kamerayla tespit ettigini açikladi. Bu kayit yaklasik 90 dakikalik olup, belki de dünyanin en büyük sirlarini gizliyordu. Tabi ki bu film, hükümet politikasi geregi yillar boyu açiga çikarilmadi, gizli tutuldu. Hatta bazi iddialara göre dönemin baskani Truman da otopside hazir bulunmustur.

Fakat kameraman Barnett o kadar da saf biri degildi ve filmin bir kopyasini da kendine çikarmayi bilmisti. Daha sonra Ingiliz gazeteci ve televizyon yapimcisi Ray Santilli yüklüce bir miktar karsiliginda filmi satin aldi. Bundan sonra da dünya basinini ayaga kaldiran uzayli varlik otopsisi yavas yavas dis dünyaya açilmaya basladi.

Diger UFO Ziyaretleri:

· Yil: 1994

· Yer: Meksika/Tepetzlan

Carlos Diaz, 1977’ den beri dünya disi canlilarla iliski kurdugunu iddia ediyor, ama onlarin nereden geldikleri hakkinda bir açiklama da yapmiyordu, ya da yapamiyordu. Ancak bir konusmasi sirasinda, onlarin araçlarina bindirildigini ve dünyanin içine dogru götürüldügünü, orada muhtesem çiçek bahçelerinin bulundugunu, ilahi bir müzigin çalindigini ve dünyanin her tarafindan getirilen yasam türlerinin dolastigini belirtti. Dünya disi canlilar dünya yüzündeki yasam türlerini korumaya çalisarak, azalan türleri yeniliyorlar ve en büyük korkulari insanlarin gezegenin yüzeyini yok etmesi. Diaz, belki de UFO literatürünün en ilginç örneklerinden çünkü reklamini yapmiyor ve dogru ya da yanlis bildiklerini açiklamaktan kaçiniyordu.

UFO’ lar tarafindan kaçirildigini iddia edenlerin en ünlüsü hiç süphe yok ki Yazar Whitley Strieber’dir. Strieber, ayni zamanda Comunion’un ve Breakthrouhg’un yazaridir. Strieber, gördügü en otantik dünya disi canli görüntüsünün kendisine yollanan bir fotograf oldugunu iddia etmekte ve sunlari söylemektedir: “Anatomik yapilari mükemmel. Büyük siyah gözler onlarin yüz yüze etki gücünün yüksekligini ve düsünce yansitma yetilerini gösteriyor.Bu fotograf bana Ingiltere’den yollandi, yollayan Andy isimli birisi, ama maalesef açik kimligini bilmedigimiz için bir telif hakki uygulayamadik. Dogru veya yanlis ya da sahte ama son derece otantik ve inaniyorum ki griler gecenin bir yarisinda karsimiza çiktiklarinda korkmayalim diye kendilerini bize alistiriyorlar.”

***************************************************************************************************************************

18-19 Mart 1995’ te, Disney Sirketi hiçbir ön duyuruda bulunmadan kendi tv kanalinda, bir UFO belgeseli yayinladi, alisilmis ön anonslar yapilmadan yayin bes eyalete (Connecticut, Tennessee, Alabama, Florida ve California) yapildi. Belgesel inanilmazdi; Yayinin hemen öncesinde Disney’ in en üst düzeyinden Michael Eisner, ekrana gelerek sasirtici bir açiklamada bulundu ; “Insanoglu, tarihinin en önemli olayinin tam ortasindadir; diger gezegenlerdeki zeki yasamla kurulan gerçek bir iliskiden söz ediyorum... Uzak galaksilerdeki zeki yasamin temsilcileri simdi insan irki ile açik bir iliski kurmanin gayreti içindeler ve biz bu aksam sizlere bu olayi gösterecegiz... Bizim algilarimizin çok ötesindeki sinirsizliklarda varolan zeki varliklar, insanligin galaktik birlige katilmasi için isaret veriyorlar, bu harika bir çagri ama ayni zamanda da korkutucu... Uzaylilarin araçlari dalgalar halinde geliyor ve son birkaç yil gösterge olarak kabul edilirse, Dünya planeti gözlem deneyinin zirvesine ulasacak. 1947 yilinin baslarinda canli yaratiklar tarafindan yönetilen dev uzay gemileri dünyaya ulastilar; onlarin fizik düzeyi galaktik yolculuklara izin veriyor ve dünyanin atmosferinde inanilmaz bir hizla uçabiliyorlar. Bir ve birden fazla uzay araci dünyada kaza yapmistir ve bu olaylar ABD Askeri Arastirmalari nedeniyle örtbas edilmektedir... Roswell olayi gerçektir ve üç dünya disi canli orada kazadan kurtulamamistir. Enkaz ve ölü uzaylilar özel bir sorusturma komitesinin çalismasi sonucunda gizli bir yere tasindilar; operasyona ‘Majestik 12’ adi verilmis ve organizasyon bizzat Baskan Truman’in emriyle gerçeklesmisti ve bundan sonra hükümet kesin bir bilgi vermeme kampanyasini baslatti.Tüm hükümetler kendi otorite anlayislari içersinde hareket ediyorlar ama dünya disi canlilarla iliski saf dinamitle oynamak anlamina gelmektedir. Baskan Jimmy Carter, ofisinin ABD Baskanligi oldugunu saniyordu, ekibi ise uzaylilarla iliskinin resmen açiklanmasinin yararli olduguna inaniyor ve gayret gösteriyordu. Bir iç Hükümet belgesinde betimlendigi gibi, bazi güvenlik sirlari Beyaz Saray’ in hukuki varliginin disindadir. 1975 yili Kasim ayinda, hemen her Stratejik Hava Komutanligi üssü UFO’ lar tarafindan ziyaret edildi. Hükümet kaynakli egilimler, askeri ve bilimsel yöneticilerin yarim yüzyildir süren dünyalilarla uzaylilarin iliskisini açiklayan resmi belgelerin artik açiklanmasinin istendigini gösteriyor. Istatistikler gösteriyor ki, önümüzdeki bes yil içinde çok büyük bir olasilikla dünya disi iliskilerle karsilasacaksiniz. Bir çok Amerikali dünya disi uzay araçlarina binerek, yenilikleri kesfetmekten büyük mutluluk duyacaktir...”

Eisner’ in inanilmaz açiklamasi tüm uygar ülkelerde büyük sok yaratti çünkü Disney bugüne kadar sayginligini hiç azaltmadan koruyabilmis nadir kuruluslardan biriydi ve çizgi-filmlerin ötesinde dünyanin en ciddi ekonomi tröstleri listesinin ilk satirlarindaydi. Bazi UFO arastirmacilari Disney Belgeseli’nin gizli bir deney oldugunu düsünüyorlar, bu sekilde toplumun tepkisi ölçülüyor ve UFO Gerçeginin resmen açiklanmasiyla patlayacak devrime kitlelerin uyum yetenegi arastiriliyor.

Ve Aldatmacalar: Bugüne kadar dünya basininda ve halk arasinda UFO’larla ilgili bir çok fenomen ortaya atilmistir. Bunlarin bir kismi dogru olsa da bir kismi gerçek degildir. UFO olayinda da, gerçek anlamda bilinemeyen her olayda oldugu gibi, aldatmacalar düzenlenilmesi mümkün olabilmektedir.

 

(Alıntıdır)

Yorumlar