Ana içeriğe atla
9 Haziran 2010 tarihinde anah tarafından gönderildi

Din mi kazanacak bilim mi? Sizce?

Ünlü fizikçi Stephen Hawking, tanrı konusundaki düşüncelerini anlattı.

Ünlü fizikçi Stephen Hawking ABC televizyonuna verdiği röportajda tanrı konusundaki düşüncelerini anlattı.

ABC News muhabiri Diane Sawyer’in çözümlemeyi arzuladığı en büyük gizemin ne olduğu sorusunu yanıtlayan Hawking, “Evrenin neden var olduğunu bilmek isterdim, neden hiçbir şeyden daha büyük bir şey var” yanıtını verdi.

Geçtiğimiz hafta New York’taki Dünya Bilim Festivali’nin şeref konuğu olan Hawking evren konusundaki derin ve düşündürücü sorularıyla ünlü bir bilim adamı.

Hawking geçtiğimiz yılın sonbaharına dek Cambridge Üniversistesi’nda daha önce “fiziğin babası” Isaac Newton’ın da yapmış olduğu “Lucasian” profesörlüğü yapıyordu.

Hawking 30 yıl süren bu görevi sırasında öğrencilerine evrene yeni ve farklı açılardan bakmayı öğretti. Aynı zamanda da yazdığı birçok kitap ve nadiren de olsa yaptığı konuşmalarla kamuoyuna anlaşılması güç olan kuramsal fiziği anlayabilmeleri için yol gösterdi.

Dünya Bilim Festivali’nde Hawking hakkında bir konuşma yapan fizikçi Kip Thorn, “Stephen bizim evreni anlamamıza çok büyük bir katkıda bulunmuştur, özellikle de evrendeki zaman sıçraması ve uzay sıçraması, kara delikler ve evrenin başlangıç noktası konularında” dedi.

Hawking’in en çok bilinen kitabı “Zamanın kısa bir tarihi” (A Brief History of Time) 9 milyondan fazla satarak uluslararası “best-seller” oldu.

Hatta Hawking “The Simpsons” ve “Star Trek” dizilerinde bile göründü.

HAWKING'E GÖRE BİLİM KAZANACAK

Ama zamanın başlangıç noktası konusunda yaptığı araştırmalar kaçınılmaz olarak hep herşeyin başlangıç noktasının ne olduğu ve tüm bunların ardında herhangi bir şeyin oluıp olmadığına dair soruları gündeme getirdi.

Hawking söyleşide, “Tanrı doğanın kuralları ile tanımlanır. Ancak, çoğu insan tanrıyı bu şekilde algılamıyor. Kendisiyle kişisel ilişki kurabilmek için insan gibi bir oluşum yarattılar. Evrenin muazzam derecedeki büyüklüğü içinde tesadüfen meydana gelmiş önemsiz olan insan yaşamına baktığınızda böyle bir şeyin hiç de mümkün olmadığı belli oluyor” diye konuştu.

Din ile bilim arasında ortak bir uzlaşma noktasının oluıp olamayacağı şeklindeki bir soruyu yanıtlayan Hawking, “Otoriteye dayalı olan din ile fikir ve akla dayalı olan bilim arasında temel bir farklılık var. Bilim kazancaktır, çünkü bilim başarılıdır” dedi.

CNN TÜRK

Bilim Stephen Hawking Din ABC News Diane Sawyer Dünya Bilim Festivali ABC Zamanın kısa bir tarihi A Brief History of Time

Yorumlar

Sevgili anah, paylasımın ıcın tesekkur ederım. Elıne saglık.

Aslında mevzu cok derındır. Neyle ugrasıyor ılgılenıyor olursa olun dını konuya yapıstırdıgınız ılıskılendırdıgınız anda derınlık bırden baslar. Benım bu konudakı gorusum su;

Neden bılım ve dını bırbırıne kırdırıyoruz. Ve neden ılla bır kazanan bırde kaybeden olsun. Bence ıkısıde galıp ılan edılmelı, galıp cıkmalı. Her ıkısıde ınsanlıgın yararına degılmıdır ? tabıkı celıskıde olursunuz. Bıze bahsedılen dın veya hrıstıyanlıga bahsedılen dın onlar degılde ondan. O yuzden kuranı kerımın ılk emrı okudur. Okumazsan baskaları senın adına senın dınını gercekmıs ! gıbı anlatır ve zaten bastan kaybetmıs olursun. Bılıme ve ılıme uzanmanın temel noktalarınden bırı olan okumayı ılk emır sayan bır kıtabı, kılavuzu ne bılımden ayrı tutamam. Dedıgım gıbı her ıkısıde ınsanlık yararına kullanıldıgı surece benım ıcın kazanan tek degıl ıkıdır.

Soyle bır sıkıntı olabılırmı dıye dusunuyorum. Insanoglu gen bılımınde buyuk asamalar kaybettı. Degısık varlıklar yaratmak mumkun gunumuzde. Ama yuce yaradanın yaratma hususundakı goruslerını ıyı bılmek lazım. Bu noktada bır celıskı var. yuce yaradan ben yaratırım, ol dedıgımde olur dıyor. Insan tanrıcılık oynadıgında allahın gazabına mı ugrayacagız ? burada amaca bakmak lazım. Tanrıcılık oynayarak yenı yaratılanlar bılıme, tıbba ozetle ınsanlıga yarar getırecekse yuce yaradanın buna musade edebılecegını dusunuyorum. Mesele aslında karmasık oldugu kadarda basıt. Konuya nasıl baktıgınıza baglı bırazda. daha fazla basınızı sısrmeden ozetlıyım pozıtıf oldugu zarar degıl yarar getırdıgı surece bence ıkı kazananamız var.

Otorıteye dayanan dın ınsanlıgın temel dısıplın egıtımı ıcın sarttır. Sopayı gostermezsen ısın ucunda kotu bırseyler oldugunu belırtmezsen taskınlık ve sapkınlıkların onune gecemezsın. Guzel seylerdede ısın ucunda odul oldugunu bıldırıp gostermen hevesını arttıracaktır. Bılım akla dayalıdır ama dınde akla dayalıdır aslında. Cozebılırsen. Ayrıca bılımde bellı sınırlarda otorıte mutlaka ıster.

Bılım basarılıdır lafı cok ılgınc cunku o basarıyı yakalamak ıcın elde edılen basarısızlıkları goz ardı edemezsın. Yuzlerce bınlerce mılyonlarca basarısızlık netıcesınde basarıyı yakalıyorsun bılımde.

Hawkıng'ın tesadufen geldıgımız ve onemsız oldugumuz fıkrıne kesınlıkle katılmıyorum. belkıde tekerleklı sandalyeye mahkum olmuslugun tasıdıgı kotu bır psıkolojı ıcınde bulunuyor olabılır. Ne tesadufen dunyaya geldık nede onemsız degılız. Dın adına neden var olduk sorusu ortaya acıkca koyulmaktadır. Onemsız degılız cunku bızı onemseyen bedenlı bedensız cok varlık var. Onemsız olsak onlar bızı basta onemsemezlerdı. Olaya bırde bu acıdan bakmak lazım. Hawkınge saygım ve sevgım vardır. Ama ateıst dusunceler ıceren ıfadelerıne katılmıyorum

sevgılerımle

 

 

 

ben ateizm olarak algılamadım , sadece kendini blime adamış ve düşünmek için çok vakti olan bir insan olduğu için belki bazı olguları(dünya içi) kafasından atmıştır diye düşünüyorum. Bazı şeylerde haklı gibi geliyor. Mesela " neden hiçbir şeyden daha büyük bir şey var? "(ki bu sanıyorum Tanrı) sorusu güzel bir nokta. Birde biz insanlar malesef Tanrıyı sadece dünyaya(!) sıkıştırmışız. Dünya dışındaki oluşumları incelediğimiz zaman pekala kum tanesi gibi hatta micro organizmalar gibi gözüktüğümüz aşikar. Aslında biz hepimiz bir çölün farklı yerlerindeki kum taneleriymişiz gibi geliyor. Ve Tanrının ne kadar yüce bir güçte olduğu içerdekinden çok dışardaki mucizelerde aranmalıdır diyorum.

 

 

saygılar,

Yanlıs anlasılma olmasın lutfen. Ben kendısıne ateıst demedım. ateıst dusuncelerın ıfadelerını kullanıyormus gıbı geldı bana. Cunku Tanrıyı bır kenara ıtıp sadece bılım kazanacak demek dogru bır dusunce tarzı degıl. Ama dedıgın gıbı o bır bılım adamı ve o pencereden bakmakta onun ısı. Ondan bır dın adamı edasıyla bırseyler ıfade etmesını beklemek saflıktan oteye gecmez. Ben kendı adıma tanrıyı dunyaya sıkıstırmadım. Hatta marstan olsun galaksımızden ve dıger galaksılerden gelen resımler olsun bunları gorunce ona daha da asık oluyor onun hakkında hıcbırsey bılmedıgım dusuncesıne kapılıyor onun ınanılmaz kudretıne ve gucune bır kez daha hayran oluyorum. Ama genele bakacak olursak tabıkı ınsanoglu su an cogu seyden haberdar degıl. Insanların hepsı ınternet kullanmıyor. herkes uzay uzaylılar gezegenler vs gıbı konularla alakalı degıl. Dolayısıyla tanrının bıze sundugu yanı dunya uzerınde sundukları, tanrının yucelıgını ve buyuklugunu sorgulamak yorumlamak takdır etmek ıcın olarak kullanılıyor. Materyal bu. Yanı ınsanların bıldıklerı. Ben kendı adıma soylıyecek olursam tamam ddv lere ufolara uzaya gezegenlere uzayda olup bıtenlere meraklıyım, ılgılıyım. Ama bunu sadece bılımsellık, ogrenme adına yapmıyorum. Buraları gordukce konuları derınlemesıne ırdeledıkce tanrının yucelıgı buyuklugu konusunda hayranlıgım kat ve kat artıyor. Colun farklı yerlerındekı kum tanelerı kadar oldugumuz ortada. Bır baslık yayınlamıstım. Galaksıde baslayan yolculuk hucrede bıtmekte. Gormedıysen bakmanı tavsıye ederım. Eger tanrının varlıgına ınanıyorsak tek kazananın tanrı oldugunu ve olacagını soylıyebılırım. 

anah..sadece hawking istiyor diye bilimin kazanması söz konusu olabilirmi,neden hawking? işine gelince makalelerinde tanrı var diyen,işine gelmeyince tanrı yok diyen hawking değilmidir? Zaten bana göre sorunun soruluşu baştan yanlış.bilimmi?dinmi?..

kuranda en fazla kullanılan kelimelerden biride şudur..ey akıl sahipleri kelimesi.yanı allahın akıl sahiplerini muhatap alıp onlara hitap etmesi olayı..allah kuranda sadece aklı olanları muhatap alır..akılsızlara ise sorgu yoktur..aklı olan insanlarda bilim ile akıl sahibi olur..bunun başka bir açıklamasını aramayalım..yani bilimin veya dinin kazanma olayı diye bir düşünce olamaz..bilim kazanırsa din kayıpmı edecek?veya din kazanırsa bilim kayıpmı edecek?..

Allah ın ona o gucu vermedıgını nereden bılıyoruz kı ?

Nuh nasıl ınsanları ve canlıları kurtardıgı yazılı ıse belkıde bızım anlamadıgımız ama sankı cokbılıyormusuz gıbı atıp tuttugumuz kıyamet mahser felan gıbı seylerde Nuh un yasadıgı tufan gıbı bır sey olmazmı ? Allah ın kudretını ve nelerı planladıgını anlamamız mumkun degıl Kuran ı Kerım den de anlamamız mumkun degıl.Sadece adam olmamız ıcın gonderılmıs bır Kutsal kıtabı okuduk dıye kalkıp her turlu seye Dını acıdan cevap vermemız mumkun degıldır.Allah ın gucunu bılmemız ve planlarını anlamamız mumkun degıldır..

 

Yanlıs anlama olmasın lafız sıze degıl Muzaffer bey sadece aklımdan bır anda gecen dusuncelerı yazdım..

 

Saygılar

diabolica..bende üzerime alınmadım zaten..güzel yazmışsın ama birazda eksik olmuş..kıyamet asla bir tufan veya benzeri bir olay olmayacaktır..o tam olarak bir son olacaktır..ki akabinde yeniden dirilişin olacağını yaratıcı söylüyor zaten..

esasında allahın gücünü ve kudretini anlayabilmemiz için kurani kerim vardır..Allahın gücünü kurandan anlamayacağızda nereden anlayacağız sevgili diabolica,yapma böyle..Allah insanların bilmediklerini bilir..yalnız kendi gücü ile ilgili bilgileri kuranda belirtmiştir..ta ki insanlar allahın gücünü ve kudretini, ilmini anlasınlar ve doğru yolu bulsunlar diye..ama Allahı tam olarak insanların idrak etmeleri tabi mümkün olamaz...bu doğrultuda sana hak veriyorum..

Dikkat ettiysen eğer stephen hawking  birçok açıklamasında tanrının varlığı veya yokluğundan bahseder..bir bilim adamı olarak neden tanrının varlığı veya yokluğu ile ilgileniyor, bunu bir düşün bakalım...çünkü oda henüz ara bir yerde olduğu için bunu yapıyor..yani inanmak için yollar ve ispatlar arıyor..veya inanmamak için yollar ve ispatlar arıyor..açıklamalarındaki tanrı kavramı ile olan çelişkisi de bundandır..

Bilimin her şeyi çözebileceğine inandığını söylediği için de, buna karşılık olarak bende, hadi bakalım kıyametin ne zaman olacağınıda bilim ile çöz bakalım dedim..olayı dinsel bir düşünceye taşımamın sebebi budur..

 

ben olayı hawkıng e gore yazmadım zaten sevgılı muzaffer bey benım anlatmak ıstedıgım su ıdı yanı Allahın takdırı nı bız bılemeyız Kuran ı Kerımı bız adam olalım ne oldugumuzu bılelım dıye gondermıs olabılır yanı Kuran dan bazı seylerı anlamamız mumkun olmayabılır de . Kıyamet konusunda haklısın ben bıraz egzejere ettım olayları..

 

saygılar

 

İlk emir OKU'dur. Allah, bizlerin bilim yolunda ilerlememizi ve daha çok öğrenmemizi istemiştir. Fakat bu Allah'ın yaratıcı olmasını ve herşeyden üstün olma özelliğini göz ardı etmemizi sağlamaz...Ne kadar çok bilimde ilerlersek o kadar çok Allah'ın varlığını ve büyüklüğünü anlarız bence...

Tanrı'nın varlığına ispat:Fizikte (bildiğim kadarıyla) etki tepki yasası vardır.bombalarda patlamadan önce bir fünye vardır.Evrenin oluşu (bildiğim kadarıyla) Büyük patlama ile oluşmuştur.Yani tepki ile oluşmuştur.(gene bildiğim kadarıyla)evrenin bu şekilde patlamasının olasılığı yazı tura atarken dik düşme olasığına eşit.peki ilk etki nasıl oluştu ve nasıl bu kadar ayarlı.(bildiğim kadarıyla)bilimde rastlantı yoktur (kuatum fiziğinin nedeni farklı) eğer hem rastlantı ile gerçekleşip ondan sonra doğal seleksiyon (vb.)  şeylerle açıklamak hem çelişki hemde bilime aykırıdır

Arkadaşlar şimdi yazacaklarım kendi düşüncelerimdir ve sadece beni bağlar.

Benim düşünceme göre bilim ve din kesinlikle farklı yollardır. Bilim bir disiplinler bütünüdür. Yani farklı çalışma alanları olan bir alandır. Bu açıdan bakıldığı zaman İlahiyat'da bir bilim dalıdır, psikoloji'de bir bilim dalıdır. Hatta bu ikisinden tamamen farklı bir alan olan parapsikoloji'de bir bilim dalıdır.

Bilim bir çalışma disiplini gerektirir. Aslında hayatımızdaki herşey belirli bir disiplin gerektirir. Burada disiplinden kasıt düzenli çalışmak'dır. Bilim disiplini ise daha önce üzerinde çalışılmış ve belirli bir düzene oturtulmuş bilimsel alan demektir.  

Bu anlamda bilim elbette serbest bir alan değildir. Yani hiç kimse kendi kafasına göre teoriler oluşturamaz. Bilimin en önemli özelliği yanlışlanabilir olmasıdır. Yani her bilimsel teorinin aksinin ispat edilebilir olması gerekir. Evrim teorisi için bile bu durum böyledir. Şimdi bir çok arkadaşımızın ''evrim teorisinin aksini nasıl ispat edebiliriz?'' diye sorduğunu duyar gibiyim. Evrim teorisi'nin farkı teoriye destek olabilecek bilimsel kanıtların sunulmuş olmasıdır. Aslında bu kanıtlar farklı açılardan incelendiği zaman teoriye farklı bakış açıları getirebilmektedir. Bu durum'da teorinin bilimselliğinin en büyük kanıtlarından biridir.

Kuşkusuz hem ülkemizde hem dünyanın farklı yerlerinde farklı düşünceler ve yaklaşımlar mevcuttur. Ancak şu ana kadar bilim adamları'nın ve insanların büyük çoğunluğunu etkileyebilecek ve evrim teorisine karşı farklı yaklaşımları ortaya koyabilecek kanıtlar henüz bulunamamıştır.  Yani farklı yaklaşımlar genellikle zan'dan ibarettir.

Kişilerin ''ben şuna inanıyorum, benim inandığım kutsal kitapta şu şeyler yazıyor'' şeklindeki düşünce ve sözleri ise maalesef bilimsel yaklaşım değildir. Bu kişilein inancını gösterir o kadar. Bir düşüncenin bilimsellik kazanabilmesi için öncelikle kanıtlanması gerekir.

Hepimiz Adem A.S.'den geldiğimize inanıyoruz. Ancak bu bir inançtır. Bu inancın bilimsel olarak ortaya konabilmesi için en azından Hz. Adem'e kesin olarak ait olduğu kanıtlanmış olan bir objenin bulunması gerekir.

Bizler Avrupayla iç içe olduğumuz için Avrupa tarihini öğrendik. Aslında hepimizin bildiği hatta yeri geldiği zaman gururla söylediği bir söz vardır '' Avrupa tuvalete gitmeyi bile bizden öğrendi''. Aslında bu söz Avrupa'nın nereden nereye geldiğinin en güzel kanıtıdır. Ama benim söylemek istediğim şey başka. Avrupa'nın Ortaçağı elbette söylendiği kadar karanlık bir çağ değildir. Ama onlar o karanlık devirlerini yaşarken Asya toplumları bilimsel alanda önemli keşifler yapmışlardı. Bunun farklı nedenleri vardı elbette ama birçoklarımızın sandığı gibi Bizlerin o dönemde şeriatle yönetiliyor olmamız değildi neden. Bizim dinimizden olmadıkları halde Çinliler'de o dönemin ileri güçleri arasındaydılar. Bilimsel olarak ileri olmamız farklı düşüncelere açık olmamızdan kaynaklanıyordu.

Unutmayın Avrupa kabakulak hastalarının içine cin girdiğini zannederken İbn-i Sina mikrobu bulmuştu. Osmanlı İmparatorluğu'nda akıl hastalarını tedavi etmek için musiki çalınan hastaneler vardı.

Bunların hepsi farklı bakış açıları ile mümkün olmuştu.

ukikar.. bilim ile ilgili düşüncelerine hak veriyorum,yalnız şuna katılmadığımı belirtmek isterim....diyorsunki "Kişilerin ''ben şuna inanıyorum, benim inandığım kutsal kitapta şu şeyler yazıyor'' şeklindeki düşünce ve sözleri ise maalesef bilimsel yaklaşım değildir. Bu kişilein inancını gösterir o kadar. Bir düşüncenin bilimsellik kazanabilmesi için öncelikle kanıtlanması gerekir......" diyorsun..

..Evet bunlar bilimsel yaklaşımlar değil,aksine ilmi yaklaşımlardır..yani burada sanırım bilim ile ilim kelimelerini ayrı düşünmek lazım.neden çünkü insanlar önce ilim öğrenmek zorundadır,önce ilim öğrenilir daha sonra ise öğrenilen  ilim ile bilim yapılmaya başlanılır..yani ilim önceden gelir.ilimdeki bilgiler kesinlikle değişkenlik göstermez,ama seninde belirttiğin gibi bilim doğruyu bulana kadar değişkenlik gösterir..Kişilerin ''ben şuna inanıyorum, benim inandığım kutsal kitapta şu şeyler yazıyor'' demeleri bilimsel değil ilmi bir yaklaşımdır..

..ve yine....Hepimiz Adem A.S.'den geldiğimize inanıyoruz. Ancak bu bir inançtır. Bu inancın bilimsel olarak ortaya konabilmesi için en azından Hz. Adem'e kesin olarak ait olduğu kanıtlanmış olan bir objenin bulunması gerekir.....diyorsun.

..bu tarz bir düşünce ve ispat,yani ademin varlığına delil olacak bir obje, önce ilim ile belirlenip,daha sonra bilimsel yaklaşımlarla ortaya konur...

..yani ademden geldikmi? sorusuna yanıt için ne kadar bilimsel çalışma yaparsanız yapın bir sonuca ulaşamazsınız..yani bilim dünyası hadi ademi araştıralım diyemez,çünkü elinde ilmi bilgilerin olması gerekir..bilim ilmi bilgileri adeta bir merdiven gibi kullanıp ilerlemesine o şekilde devam eder..

kısaca bilim,ve ilim,ve din birbirlerini tamamlayan bir gruptur,birbirlerinden ayrı olarak bir tanesinin tek başına herhangi bir hükmü olmaz..din olmadan bilim,bilim olmadan din,düşünülemez..saygılarımı sunarım ...

gamze..bu fizikçinin beyninin içindeki elle tutulmaz,gözle görülmez varlık ilmi olarak akıldır..beyni bilimdir.aklı ise ilimdir..yani bu şu demek oluyor; açıklamalarını ilmi olarak düşünüp bilimsel olarak yapıyor...din ile ilişkisine gelince, bir gün çok dindar bir insan olacağından şüphem yok..ama şu anda dinden uzak bir kişi olduğunu biliyorum..onu bu hale getirende ilim,ama şu anda bilim ile çare arıyor..küçümsemek olarak söylemiyorum o karakterde bir insan değilim ama ilim ile düşünüp, bilim ile çare bulabilmeside mümkün olabilir....

Sen bu kişinin kim olduğunu iyi bilseydin, bu kadar cahilce bir kelime etmezdin! Bu gördüğün kişi, ırka dayalı bir düşünceyi kendisinde kesinlikle yer etmiyor. Kendisine hayran olduğum bu astrofizikçi bilimi en iyi temsil edecek kişidir. Çünkü Albert Einstein'nin İzafiyet teorisini 2004 yılında NASA'NIN verdiği büyük bir bütçe ile kanıtlamıştır. Biz Türk milleti olarak, kendi milletimizden her hangi bir bilim adamının bilimsel paylaşımlarını istemek yerine önce saygı duymamız gerektiğini belirtmek isterim.

 

ırka dayalı bir düşünceyi kendisinde kesinlikle yer etmiyor.derken,ben ırkçı olduğunumu söyledim?..josh bu kişinin kim olduğunu çok iyi bilirim..psikolojik olarak yargılanamaz bir insan olmadığınıda çok iyi bilirim..beni rahatsız eden bir tanrı arayışı içinde olması,mesele bana göre budur..

HAWKING benim uzun zamandır çevreme anlatmak istediğim şeyi söylüyor bunu duyduktan sonra kendimi ii hissettim bayağı, hawkıng çok haklı Tanrı yada Allah evrendeki gizemli fizik, kimya ve kozmik kanunlardan başka birşey değildir bence ama malesef bazıları hatta çoğu insan diyelim şuna , allahı kişileştirerek var olan bir varlık olarak algılıyor ben bunun öyle olduğuna inanmıyorum bu yüzden artık dini gereklilikleri yerine getirmiyorum, çünkü var olan olgunun bizim bildiğimizden çok çok farklı olduğunu düşünüyorum ve bu ateistlik değildir , gerçeği arama isteği ve ben neyim sorusunun cevabıdır ve ben bu sorunun cevabını bulduğumu düşünüyorum

 saygılarımla...