Ana içeriğe atla
9 Haziran 2010 tarihinde muzaffer tarafından gönderildi

Dünya Dışı Yaşama İnananların ve İnanmayanların Teorileri..

 

DÜNYA DIŞI YAŞAMA İNANANLAR VE TEORİLERİ *

Birçok araştırmacı, Dünya’nın ilkeltoplumlarına evrensel bilgiler vermiş olan Dünya dışı üstün varlıklardan bahseder ve toplumların tarih sürecindeki hızlı gelişimini bu varlıkların dışarıdan müdahalelerine bağlarlar...

Bilimsel ve kültürel gelişimin, Dünya dışı varlıkların müdahalesi ile gerçekleştirildiğine dair elimizde kesin denilebilecek kanıtlar bulunmasa da, bunun gerçekleşmemiş olması için de herhangi bir neden yoktur. Bu konuda yapılmış araştırmalarda oldukça dikkat çekici, bugünün teknolojisi ile bile yapılamayacak birçok şeyin mükemmel ötesi denilebilecek bir şekilde yapılmış olması elimizdeki en önemli delildir. Piramitler, bu konuda sıklıkla gündeme gelen en önemli yapıtlardır.

Ayrıca bazı araştırmacılar, tarımdan matematiğe, geometriden astronomiye kadar birçok alandaki bilginin Dünya dışı varlıklar tarafından insanlara öğretildiğini iddia etmektedirler. Bu konuda, belirttiğimiz gibi, kesin denilebilecek delillere sahip olmasak da, bu, olasılık dışı bir şey de değildir.

İnsanoğlu kendini bildi bileli başka gezegenlerden önemli bir kanıt elde edemediği için dünyamızın "Evrende canlı yaşamın olduğu tek gezegen" olduğunu söylemişlerdir..Ancak yazacağım yazılardan sonra bilinmeyenler evreni gittikçe büyüyecektir...

Astronomlar bulutsuz bir gecede çıplak gözle 5000-6000 yıldız görülebileceğini söylüyorlar.Ancak biliyoruz ki samanyolu denilen milyarlarca yıldız sisteminin olduğunu biliyoruz..
Ancak evrenin sonsuzluğunu ele alırsak samanyolunu bir kibrit çöpüne benzetebiliriz..Şöyle bir varsayım türetelim...

Ünlü astronom Harlow Shapley teleskoplarımızın görüş alanı içinde yaklaşık olarak (100.000.000.000.000.000.000) yıldız bulunduğunu bunların binde birinde gezegenler sistemi bulunduğunu tahmin ediyor.Bu tahmin temelinden hareket edersek bu yıldızların binde birinde hayat olduğunu kabul edersek geriye (100.000.000.000.000) yıldız kalıyor.bunların binde birinde yıldızlarda hayat vardır.Dahada ileri gittiğimizde Şu anda evrende hayat olan 100 milyon gezegen olduğu anlaşılır...

Biyokimyacı DR. S. Miller'in hayat için gerekli koşulların başka gezegenlerde daha çabuk gelişmiş olduğunu savunmuştur.. bu savunmadanda bizden daha ileri uygarlıklar olduğunu çıkartabiliriz...

PROF. DR. WİLLY LEY Yalnız samanyolunda 30 milyara yakın yıldız olduğunu söylüyor..Şu andaki astronomlar 18 milyar olduğunu söylüyor.Gezegen sistemleri arasındaki uzaklığın, gezegenlerin ancak yüzde birine bir yıldız yörüngesine girme olanağını tanıdığını düşünelim.Bu durumda hayatı destekleyecek güçte 180 milyon gezegenle karşı karşıya kalırız.bakın yüzde birinde onunda yüzde birini düşünürsek samanyolunda 18.000 uygarlık olduğu ortaya çıkar. 18.000 gezegende en azından 1 tane hayat olan bir uygarlık olduğunu ileri sürebiliriz.
Başka gezegenlerdeki yaşamın dünyamızdaki atmosfere benzemesi aynı olması beklenemez....

**************************************************************************************************************

*  DÜNYA DIŞI YAŞAMA İNANMAYANLAR VE TEORİLERİ  * 

Dünyadaki insanlar bu konuda ikiye ayrılmış durumda. Kimisi Dünya dışı akıllı yaratıklar olsa bile uzaklıklar yüzünden bunlarla iletişim kurulamayacağını söylerken, kimisi de bunun mümkün olacağını söylüyorlar. Hatta bu tip canlıların dünyayı sürekli ziyaret ettiği gibi bir tartışma konusu bile var. UFO meselesi yıllardır insanların aklını kurcalar durur...

İddia konusu ziyaretlerin fiziksel boyutlarına bakacak olursak, karşımıza bir kısım aşılması zor engeller çıkar. Normal şartlarda bizi ziyaret edebilecek uzaylı dostlarımızın kendi galaksimiz içinden olduklarını ve bize nisbeten yakın konumda bulunduklarını düşünmek zorundayız. Kendi Güneş sistemimizde Dünya haricinde içinde akıllı hayat barındıran başka bir gezegen bulunmadığına göre, en yakın yıldızlardan işe başlamak makul olacaktır.

Şu ana kadar Güneş haricinde bir yıldız etrafında dolanan başka bir gezegeni bile görsel olarak tesbit edebilmiş değiliz. Bazı çekim etkilerinin yıldızda yaptığı ufak titreşimler neticesinde sadece etrafında gezegen olduğundan şüphelenebiliyoruz, o kadar. Teleskop ya da başka bir araçla başka bir yıldızın etrafındaki bir gezegeni görmemiz şu anda mümkün değildir..

Bizim burada olduğumuzu uzaya kaçan radyo sinyallerinden anlamaktan başka bir yol olmadığı konusunda tüm bilim dünyası hemfikirdir. Bu durumda muhtemel ziyaretçilerimizi 80 ışıkyılından daha uzak mesafeden bekleyemeyiz. Hatta bu mesafe bile onların ilk radyo sinyallerini alıp o anda yola çıkıp 1 saniyede buraya gelmeleri ve bugünlerde dünyaya varmaları halinde geçerlidir...

Sahip oldukları düşünülen gemilerin ışık hızında hareket ettiği kabul edilse bile, buraya gelmeleri 80 yıl civarında süreceğinden, asıl mesafeyi 40 ışık yılına çekmek durumundayız. (Ziyaretçilerin 40 ışıkyılı mesafede olduğunu, 40. yılda bizi duyup 40 yıl da seyahat ettiklerini kabul etmemiz gerekiyor!) Ayrıca ilk ve en yoğun UFO gözlemlerinin 1950’li yıllarda olduğu düşünülürse, bu yıllarda ilk radyo sinyallerinin henüz 30 yıllık olması sebebi ile, mesafe daha da azalacaktır. Böylece radyo dalgalarının henüz 30 yıllık mesafeye ulaştığı bu yıllarda 40 da değil 15 ışıkyılı mesafe içindeki yıldızların bir incelemesini yapmak uzaylı ziyaretçilerimiz ile ilgili iddiaları araştırmak için yeterli olacaktır...

Şimdi, uzaylıların var olduğunu kabul ederek, dünyamızı ziyaret etmiş ya da etmemiş olmaları konusunu sosyal yönden ele alalım ve bunun, bizi ayıran ışıkyılı duvarları da dahil, bütün fiziksel engellere rağmen gerçekten olduğunu varsayalım. İlk UFO’ların görülmesinin üstünden neredeyse 50 yıl geçmiştir. Bu tür binlerce gözlemin en azından birinin gerçek uzaylı ziyareti olduğunu düşündüğümüzde aklımıza bir soru geliyor...

 Bu uzaylılara ait uzay gemisi ve benzeri teknoloji bizde olsa ve biz onlarca ışık yılı mesafeyi katedip onların gezegenlerine gitsek, elimizdeki bu harikulade teçhizat ve yüksek ilmimizle o canlılarla resmî iletişim kurar mıydık, kurmaz mıydık? En azından, “Biz geldik, şurada yaşıyoruz” demez miydik? Ben bu soruya “Yok, biz bu mesafeleri gidip de bir şehrin semalarında birkaç saniye gözüküp sonra geri dönerdik” diyecek bir kişi olacağını zannetmiyorum. Uzaylı ziyaretini ciddiye alan kişilerin başka gezegenleri ziyaret için uzay gemisi yapıp yola çıkan uzaylıların buralara kadar gelip de bir merhaba demeden geri dönmelerine inanmaları çok ilginçtir...

Bu konuda bizi korkutmak istemedikleri, ya da biraz daha gelişmemizi bekledikleri gibi iddiaları da ben şahsen biraz şaşırtıcı buluyorum... Uzaylı ziyareti iddiasına, tüm imkânsız görünümüne rağmen, genelde yapıldığı şekilde materyalist felsefe ve tesadüfçülüğe malzeme yapılmadığı sürece, bir fikir, bir düşünce gözüyle bakıp saygı duyuyorum...

Dünya dışı yaşam varmı sorusuna,inananların ve inanmayanların düşünceleri herzaman çakışacaktır..ister inanalım ister inanmayalım,ama inanmayanlarda aslında acaba dünya dışı yaşam varmı diye düşünmeden kendilerini alamıyor..

Alıntıdır.teşekkürler....

 

Yorumlar

"samanyolunda 18.000 uygarlık olduğu ortaya çıkar. 18.000 gezegende en azından 1 tane hayat olan bir uygarlık olduğunu ileri sürebiliriz.
Başka gezegenlerdeki yaşamın dünyamızdaki atmosfere benzemesi aynı olması beklenemez...."

 

"sadece samanyolu galaksimizde kesin yaşam olan 21 gezegen mevcuttur." (benim fikirlerimdir sadece beni bağlar)

diğer galaksilerle ilgili henuz bilgim yok.

 

 

saygılar..