Ana içeriğe atla
9 Mayıs 2010 tarihinde ukikar tarafından gönderildi

Canlıların Fizyolojik Gelişimi

Hepimiz uzaylıların neye benzediklerini merak ediyoruz. Şöyle bir düşünelim. İlk olarak bu canlıları neye benzetiyorduk. Küçük yeşil adamlara değil mi? Şimdilerde ise kocaman kafaları, kocaman gözleri olan gri renkli canlılar olarak düşünüyoruz. Hatta uzun boyluları, kısa boyluları var diyoruz.

Ancak temel noktalardan vazgeçebilmiş değiliz. Halen daha bu canlıların elleri, kolları, ayakları, parmakları olduğunu görüyoruz.  Bunlar bizim dünyamızdaki canlılar için vazgeçilmez olgular. Ama bir canlı yaşamak için bu organlara sahip olmak zorunda değil. Mesela bakteriler hem boyut olarak çok küçükler, hem de bildiğimiz anlamda hiç bir organa sahip değiller.

Yine de uygarlık geliştirebilmek için canlılarda belli özellikler aramak yerinde olur. Örneğin uygarlığın temel göstergesi düşünebilme kabiliyetidir. Beyin bu nedenle gereklidir. Beyinin belirli bir ölçekte olması da gereklidir. Yani büyük olmalıdır. Filler büyük beyinli hayvanlardır. Peki neden onlar uygarlık geliştirebilecek bir zeka'ya sahip değiller diyebilirsiniz. Beynin vücudun tüm işlevleriyle meşgul olmaması gerekir. Yani vücudu yönetmekten hariç, başka işe yarayan hücrelerde olmalı. Bu da beyin vücut oranı dediğimiz bir dengeyi gerektiriyor. Beyin belirli bir büyüklükte olacak ama vücutda buna oranla çok büyük olmayacak.

Peki dünyada bu oranı dünyada sağlayan kaç tür var. Yanıt 2.

Evet evet 2 tür var bu oranı sağlayan. İlki elbetteki insanoğlu.

İkincisi için şaşıracaksınız belki ama yunuslar. Yunusların kendilerine ait bir dilleri, hatta sosyal davranışları bile var.

yunuslar

Ancak onların uygarlık geliştiremediklerini biliyoruz. Geliştirmişseler bile bizimkinden çok farklı olduğu kesin. Çünkü bizim ulaşabildiğimiz noktada değiller. Bu durumda  sadece beyin kapasitesinin yeterli olmadığı açık. Uygarlık geliştirebilecek ortamın da olması gerekiyor. Başta ateş gibi bazı olguları kullanarak doğaya yön verebilmek lazım. Bu denizde mümkün değil.

Fizyolojik olarak buna uygun bir gelişim göstermek gerekiyor. Sadece el, ayak gibi organlardan bahsetmiyorum. Canlının yaşadığı gezegende hayatta kalmak dışında ona yön verebilecek donanıma da sahip olması gerekiyor. Yani sahip olduğu organlarını sadece avlanmak yada korunmak için değil alet geliştirebilmek için de kullanmalı. Bazı kuşların. kuru dalları kullanarak böcekleri yakaladıkları biliniyor. Önemli olan sadece beslenebilmek için değil başka amaçlar içinde alet geliştirebilmek. Zaten bir süre sonra o aletler sizi şekillendirmeye başlıyor. O aletleri daha iyi kullanabilmek için beceriler geliştiriyorsunuz.

Bunlar bir türün uygarlık geliştirmesindeki en önemli etmenler. Acaba uzayda bu yolları aşarak gelişmiş kaç tür var?

Yorumlar

Hala keşfedilmeyi bekleyen güzellikleri gizemleri barındıran kıymetini bilmediğimiz gezegenimizin tam olarak tanıyamadığımız sürece şu mucizevi yaşam zenginliğini inrak edemediğimiz sürece evrendeki zeki uygarlıklarca her daim ilker kabul edileceğimizi düşünüyorum. şu güzel yunusların fotoğraflarını gördüğümde içim sızladı , dünyada bizlerden sonraki bilinen zeki varlık grubunun bile kıymetini bilmeyim yasadışı işler için eğiten insanlar var [örneği genelleme olarak düşünürsek] bu zihniyet varulduğu sürece bildiğimiz kadarıyla 125 binden fazla galaksiyi barındıran ve büyümeye devam eden yuvamız evrenimizdeki zeki uygarlıklar özellikle uzaya açılabilmiş uygarlıkların bizleri aralarına katmaları mümkün olmayacaktır.

şu güzelliğe bir bakarmısınız dostlarım ;

[video:http://www.youtube.com/watch?v=TMCf7SNUb-Q]

 

Aslında bu gelişmiş beyin birçok maymun türündede var.Örneğin şempanzeler.Biraz daha beyinleri gelişseydi dünyada insandan sonra akıllı canlı olacak olan 2.tür onlar olurdu.Ve insan gibi yaşamayada uygunlar.Yunusların beyinleri çok gelişmiş olsada bana göre kendi dünyalarının dışına çıkmaları imkansız.Yani su içinde yaşamak zorundalar..

Maymunlar cehennemi adlı filmi hatırlayın.

Muzaffer biliyormusun maymunlar sudan korkar. Bunu maymunlar cehennemi filminden öğrendim.  Ancak morfolojik evrim denen bir olgu var. Yani her canlı türü öğrenmesi gereken şeyi sırası gelince öğreniyor. Japon maymunları birden bire patatesi yıkamayı öğrenmişlerdi.  Yunuslara gelince evet onlar şu an için su da yaşıyorlar. Ama karadan suya geçiş yaptıkları düşünülüyor. Çünkü bizler gibi memeliler grubundalar. Ayrıca nefes alıyorlar. Yani suda erimiş olan oksijeni kullanamıyorlar. Tek sıkıntıları derilerinin kurumaması gerektiği. Tabi birde deniz canlılarıyla besleniyorlar.