12 Nisan 2010 tarihinde RA tarafından gönderildi

Antikythera mekanizması

Antikythera, 1902 yılında Ege’de Girit adası yakınlarında sünger avcıları tarafından bir Roma gemi batığında bulunmuştu. Zamanın arkeologları, M.Ö. 2’inci yüzyıla ait bu bronz cihazın işlevi konusunda kararsız kalmıştı. Çok sayıda parçadan oluşan cihazın ahşaptan dolap gibi bir kutunun içine gömülü olarak tasarlandığı düşünülüyor. Cihazın, yapıldığı tarihi takip eden 1000 yıl için dahi en karmaşık makine olduğu tahmin ediliyor. Cihazın elle çevrilen bir kolla çalıştığı varsayılıyor.

Galler’in Cardiff Üniversitesi’nden Mike Edmunds yaptığı araştırmada, ‘Antikythera’ cihazının Güneş ve Ay tutulmalarını Dünya, Ay ve Güneş’in birbirlerine konumundan tahmin edilmesine yaradığını öne sürüyor.

Edmunds ve ekibi, gelişmiş tomografi tarayıcıları yardımıyla cihazın içindeki mekanizmanın bir çizimini çıkardı. Bu çizim sayesinde parçaların şekli ve yapısı, parçaların birbirlerine nasıl kenetlendiği ve işlevleri çıkarıldı. Bilim insanları ayrıca mekanizmanın içinde metal kısımlarda büyük ihtimalle ustaların işlediği yazıların da dökümünü aldı.

Edmunds, mekanizmanın modern kol saatlerinden çok daha komplike bir yapıya sahip olduğunu vurguluyor. Edmunds’a göre Antikythera mekanizması uzun ve köklü bir geleneğin ürünü. Edmunds ve ekibi mekanizmanın bir modelini çıkararak, kullanım ve işlevini pratik anlamda sınamış olacak.

BAZI PARÇALARI HALA KAYIP
Araştırmaya katılan Selanik’teki Aristoteles Üniversitesi profesörü John Seiradakis, şimdiye dek mekanizmaya ait 81 parçanın çıktığını, bunların 30’unun el yapımı bronz olduğu ve en büyük parçada da 27 adet dişli bulunduğunu ifade etti. Seiradakis mekanizmanın bazı parçalarının hala kayıp olduğunu da sözlerine ekledi.

Antikythera mekanizmasına dair yazılı kaynaklarda bazı referanslar bulunuyor, ancak Edmunds’a göre mekanizmanın gizemi yine de sürüyor, çünkü şimdiye dek başka bir örneği bulunmuş değil. Edmunds yeni örneklerin yine artik gemi batıklarından çıkarılacağını umuyor.

ANTİKYTHERA’NIN İŞLEVİ TARTIŞMALI
İngiliz bilim tarihçisi Derek Solla Price’a göre Antikythera mekanizmasının bir astronomi saati olması muhtemel, zira o zamanlarda tarım işleri ve dini festivaller bu dönemler baz alınarak düzenleniyordu. Londra Imperial College uzmanı Michael Wright ise, Antikythera mekanizmasının Yunan Zodyak dönencesi, Mısır takvimi ve Ay’ın dönemlerini gösteren bir saat olduğunu öne sürmüştü.

 Kendisi de bir astronomi profesörü olan Edmunds, Antikythera’nın aynı zamanda gezegenlerin hareket ve Dünya’ya konumlarını gösteren astronomik bir pusula olduğunu düşünüyor, zira cihazın içinde ‘Venüs’ ve ‘konum’ anlamına gelen işaretler olduğu düşünülüyor. Edmunds, cihazın Venüs ve Merkür’ün konumlarını gösterdiğini belirtiyor. Cihazın 72 parçadan oluşan bir replikasını yapan Michael Wright ise, Antikythera’nın Mars, Jüpiter ve Satürn gibi uzak gezegenleri de tahmin edebileceğini savunuyor.

Antikythera Edmunds Cardiff Üniversitesi Derek Solla Price Seiradakis John Seiradakis Aristoteles Üniversitesi

Yorumlar

Abilerim, amcalarim, ablalarim lutfen "varsayiliyor, one suruluyor, savunuluyor" lu olan cumleleri, alintinizdan cikarabilirsiniz, veya kendi yorumlarinizi da ekleyebilirsiniz. Bakan insanlar yanlis anlayabilirler, hic gizemli falan oldugu yok, bazi insanlar dusunmekle kalmayip, dusunceyi hayata geciriyor; Buyrun izleyin.

Akilli bir amcamiz bunun bir modelini yapmis, ve nasil yapildigini anlatiyor. Fazla soze gerek yok. http://www.youtube.com/watch?v=4eUibFQKJqI

 

Ayni olay, Metepec olayindada oldu, gorduk gercekleri. 

Guzel videoymus furky91. Eski zamanlarda insanlarin su anda oldugundan coook daha fazla vakti gokyuzune bakarak gecirdiklerini unutmayalim. Gunumuzde boyle bir icat bile yapilamayabilir cunku gokyuzune bakmiyor artik kimse (bunun icin uzun sureli gozlem ve olcum gerekir, ustune calismis olmak gerekir) bu yuzdende buluntusu da bizi hayretlere dusurebilir. Ama gene de guzel bilgilendirici ve fake degil :)

benim anlamadiğim olay şu ki bu modeli yapan kişi bunu daha önce mi yapmış yani nesne bulunmadan ....

antik demek çok çok eski demek yani ne lazer kesim ne 404 ne de torna tesviye olmadan bunu yapmak demek ( tabi ki bu aletlerin benzerleri kullanılıyordur o zamanlarda ama şimdi teknoloji ile karşılaştırmayın) o yuzden bulunan bir cismin replikasını yapıp bakın yapılması basit demek bence çok yüzaeysel hatta işi dalgaya almak gibi geliyor bana

saygılar

Tesekkurler efendim :), buna benzer bir hikaye de,  yaklasik bir ay once gozum takilmisti, ordan 5dk'lik bir arastirma ile buldum (demekki sizin de Metepec'de guzelce gosterdiginiz gibi, bulunabiliyormus) Metepec olayi topic'inde yazdiklariniz da benim cok hosuma gitti, sizi de kendime benzettim yorumlarinizdan. Bence bir olayi ( Bu hayal olma ihtimali olan konularla ilgili, ufo falan) gordukten veya okuduktan sonra, ona negatif olarak yaklasilmali, ve edinilebildigince bilgi edinilmeli, dogru veya yanlis, fark etmez. Sonrasinda da bir sonuca ulasilir elbet... Konu Dreamland bile olsa... Sizin gibi herzaman hayalciligi degil, dogrulucugu savunmaya calisiyorum, saygilar ve sevgiler!! :)

Konulara karsi negatif yaklasimin gerekliligine katilmiyorum, bilakis pozitif veya negatif degil, gercekciligin ve kendi sahip oldugunuz algi ve bilgilerinizin birikimiyle yaklasmak gerektigine inaniyorum, ben sadece 9/11'de binlerce vatandasini olduren bir yetki mekanizmasina boyle ufak seylerin (metepec varligi gibi) planini yapip uygulamasi hic koymaz demek istemistim o yazidaki yorumumda, bu, su anki konuyla tamamen alakasiz bence, cunku burda soz konusu; RA'nin yazdigi Artikythera mekanizmasi bir kurmaca veya perdelenen bir sahne degil, gercek birseydir. Iliskilendirmenizi anlayamadim. Siz oraya mekanizmanin aciklamasini anlatan bir video postladiniz ben de begendim. Fakat tam olarak sizin dusundugunuz sekilde yaklasmiyorum saniyorum olaylara :) Bilemedim.

Gorus konusunda farkli olabiliriz, yontemler farklilik gosterebilir. Bu gunler bazi sebeplerden dalginim, aklimda bin turlu sey var desem yalan olmaz aslinda. Sizin Metepec varligi hakkindaki goruslerinizi begenmistim ben de, sonucta ayni fikir sonucuna varmisiz o konuda, konulara farkli olarak baksak ta. Genel topicler adina konusmaya calismistim ozellikle,( http://www.ufoloji.net/ufo-forum/1328/ufolar-ve-kutup-bolgeleri  gercekleri yazmaya calismistim yine 5 dkdan kisa suren bir arastirma ile. Gercegi buldum, nasil mi, onyargili dusundum, olamayacagini varsaydim, ve arastirdim, ve olmadigini gercekte de gormus oldum. Ben bundan bahsediyordum. Bazi insanlar, farkli sekilde [ pozitif veya hayalci] olaya yaklasip, onun dalgasina kapilabiliyorlar bazen, sozum size degil tabiki de. Gayet donanimli bir buyugumsunuz yorumlarinizdan anladigim kadariyla ) ben de gercek oldugunu bilerek gonderdim link'i. Yanlis birsey soylediysem kusuruma bakmayin, saygilarimla.

Sevgili furky91, gorus ve dusuncene saygı duyuyorum. Demokratik bır platformdayız. Duygu dusunce ve fıkırlerımızı beyan etme ozgurlugumuz var. Bırazdan okuyacaklarına savunma demıyelımde ben de yazdıklarına ıstınaden kendı dusunce ve fıkırlerımı yuksek musadenle senınle paylasmak ısterım. Metepec olayı ıle ılgılı olarak cok kararsız kaldım ve yorum yapmamaya karar verdım. Bırkac sebepten dolayı. Bunlardan bırı dunyaya ait olmadıgı dusunulen bu varlıgın kapana nasıl yakalandıgı ? suya nasıl atıldıgı ? suda nasıl tutuldugu ? adamın nasıl öldugu ? bana hıc ınandırıcı gelmedı. Daha kaba tabırle duzmece oldugunu dusundum. Farz edelımkı varlık gercektı. Ben cıftcının yerıne kendımı koyuyorum. Hayatta elımı surmeye cesaret edemeyecegım, hatta ve hatta yakınına bıle yaklasmaya cesaret edemeyecegım bır varlıgı alıp suya nasıl atıyorsun ? nasılıda gectım. Bılım adına onemlı bır kesfe neden olabılecek bır doneyı sen neden suya atıp olumune neden oluyorsun ? Neden yetkılılere haber verılmıyor ? Nasıl bır cahıllıktır ? Bılım adına nasıl bır ıhanettır ? nasıl bır barbarlıktır ? Mıkro degıl makro dusunmek lazım. Makro olarak baktıgımda her zaman soyledıgım sozu yıne tekrarlamak ıstıyorum. Insanoglu yeryuzunde yasayan en vahsı varlıktır. Bu sozumunde sonuna kadar arkasındayım. Sayet varsa uzaylıların bızımle teması neden ıcımızden sectıklerı ıle baglantıya gecmelerını bu baglamda yadırgamıyorum. Ben tum goruntulere, resımlere, olaylara acaba mı dıyerek yaklasırım. 5 dakıkalık goruntuler veya yazılar netıcesınde asla ve asla evet budur veya boyle olmustur demem dıyemem. Cunku kendımı kandırmıs olurum. Ilımı ve bılımı bır kenara atamam. Konuya ılıskın bır fıkır dusunce olusur beynımın bır tarafında. Ama dosyanın uzerını bılımsel acıklama gelmedıgı surece muhurleyıp kapatmam. Olaylara negatıf yaklasamam. Negatıf yaklasırsam onyargı sıstemım devreye gırer. Onyargı ıle baktıgım her goruntu, obje veya olaya saglıklı yaklasamam, tartısamam, dusunemem. Boyle yaparak ihtimallere kapılarımı kapatmak ıstemıyorum. Diger bir hususta alıntılardakı veya yorumlardakı usluba fazla takılmayın lutfen. Konunun ıcerıgıne bakalım ıcerıgını tartısalım. Aksı takdirde her yazıda hata ! bulunmak ıstenılırse noktasına vırgulune kadar cıkartılması mumkundur. Burada hıcbırımız bılım adamı degılız. Bazı konulara direkt yorum yazabılecek bılgı bırıkımıne sahıp oldugumuzu dusunmuyorum. Bu baslık altındakı konuya cok vakıf olmadıgımdan alıntı yapmayı uygun gordum. Bundada bır sakınca gormuyorum. Son olarak topyekun hayalcilige fazla kapılmama fıkrıne bende ıstırak edıyorum. Cunku onyargı ıle hayalcılıgın bende yaratacagı sonuclar aynı noktada bırlesıyor. Ama su noktada bu ayırımı yapmam lazım onyargıyı elımın tersi ile rahatlıkla ıtebılırım ama mantıklı hayalcılıgı asla. Dozajı fazla kacırmadan hayalcılık her zaman yasamımda olacak. Hayal bılımın on bahcesıdır. Bır cok bulus ılk once hayal ıle sekıllenmıs vucud bulmustur. Jules Verne'nin " Denizler altında 2000 fersah " kitabındaki Nautilus isimli denizaltıya eserin ortaya cıktıgı yıllarda " olmaz boyle bırsey, mumkun degıl " dediler. Ama bugun mumkun. Hayal onyargıyı, negatıflıgı yendı. Aynı yazarın bır baska eserı " Aya yolculuk ". Bu eserede " aya gıdılmesı mumkun degıl, olmaz boyle bırsey dedıler " Ama bugun oldu. Hayal onyargıyı, negatıflıgı yıne yendı. Ben dahada ılerıye gıdıyorum ve dıyorumkı sayet baska bır dunya savası yasamaz, bırbırımızı yemezsek, zaman gelınce Mars'ın otesınede gıdecegız, ısınlamayıda bulacagız, solucan delıklerınıde kesfedecegız, ısık hızına veya yakın hızlara ulasabılecegız, yasabılecegımız baska gezegenlerde bulabılecegız, dıger pozıtıf zekı yasam formları ılede temasa gecıp ortak hareket edebılecegız. Sevgılerımle....