Ana içeriğe atla
6 Nisan 2010 tarihinde tesla tarafından gönderildi

H.A.A.R.P. Teknolojisi/Silahi

[video:http://www.youtube.com/watch?v=m1Qb91mpSe8]

Bu aralar Haiti depremin gizemini Amerikanin gizli teknoloji silahi (kendileri atmosferik arastirmalar icin oldugunu soyleyerek projeye basliyorlar) ile bagdastirmaya basladilar.

H.A.A.R.P. Teknolojisi hakkinda teknik bilgi icin;

[video:http://www.youtube.com/watch?v=boKjwccQFgU]

H.A.A.R.P. teknolojisi;

Savas sirasinda butun Amerika hava sahasini saldirilara karsi kalkan gibi koruyacak bir teknoloji

Dunya uzerinde her hangi bir noktada deprem, tornado vs. tarzinda felaket gerceklestirebilecek bir teknoloji

Insan uzerinde ise mind-control (dusunce-kontrolu) yapabilen bir teknolojidir.

Haiti'de depremden once gokyuzunde gorulen ve bircok Haiti'li tarafindan video'ya kaydedilen gokyuzundeki degisik renkli bulutsu olusumlar H.A.A.R.P. projesine baglanmaktadir.

[video:http://www.youtube.com/watch?v=lpK68dcFl88]

Ayni zamanda gene H.A.A.R.P. projesine baglanan bir diger anomali ise dunyanin cesitli bolgelerindeki radar goruntulerinde ortaya cikan degisik bulut olusumlaridir (Chile depremi oncesi olan anomali);

[video:http://www.youtube.com/watch?v=V01JYl9_mmw]

Teknoloji ilerliyor, aklimizin almadigi bir sekilde. Tehlikeli sularda yuzuyoruz artik.

gizli Amerika Teknoloji radar Chile

Yorumlar

PEKİ BUNLARIN HEPSİNİ AMERİKA YAPTI AMA NASIL YAPTI BİZİM İÇİN SORU BURASI BANA GÖRE BUBLARIN HEPSİNİ AÇIKLAMIYORLAR ANCAK UZAY ARAÇLARI ÜZERİNDE YAPTIKLARI ARAŞTIRMA SONUCU YAPILAN BİR ŞEY.YADA BİZLERİN BİLMEDİĞİ SADECE AMERİKANIN BİLDİĞİ BİR UZAYLI TÜRÜ DÜNYADA AREA 51 DE YAŞMAKTA

VE BEN 15 YAŞINDAYIM BİR AY ÖNCE BİR ARAŞTIRMA YAPMIŞTIM 17 AGUSTOS DEPREMİ İLE İLGİLİ,

YİNE BU ŞEKİLDE BÜTÜN İSRAİL VE AMERİKA BİZİM KİLERDE OLMAK ÜZERE KOMUTANLAR VE ÜST DÜZEYLER TOPLANIP BU TÜRDE BİR SİLAH DENEYİ YAPACAKKEN DENİZİN ALTINDA BİR AKİSİLİK OLUYOR VE ARAÇ PATLIYOR.

ÇOĞU İSRAİL VE ABD ASKERİ ÖLÜYOR ANCAK YİNEDE ORADAN KAÇIYORLAR.VE BOĞAZA HASTANE KURAN ABD GİMİ HASTANESİ.BU PARÇALARI TOPLAMAK AMÇLI KURUYOR ORAYI ANCAK BİZİM KOMUTANALR İZİN VERMİYOR ORAYA HASTA GİTMESİNE ARŞTIRIN

'Phil Schneider' 'Alien/Human War' 'Dulce' 'Underground Bases' 'killed 2 greys' anahtar kelimeleri ile video aratirsan ingilizce de biliyorsan, cok degisik seylerle karsilasacaksindir :) Normalde part part uzun bir video, kendisinin bir kac tane de lecture'i bulunmakta. Kisa bir parcasini yolliym, ilginizi cekerse tamamini bulup izlersiniz.

[video:http://www.youtube.com/watch?v=hbONIQfQmDU]

Daha fazla bilgi icin;

http://www.philschneider.org/

http://www.ufodigest.com/mystery.html

Phil Schneider'in 1995'te oldurulmeden once verdigi son lecture'in full videosu;

[video:http://video.google.com/videoplay?docid=1819639877788572495]

Usenmeyip sonuna kadar izlerseniz ve ingilizceniz iyiyse tarihte bilinen ilk (ve muhtemelen de tek) Human/Alien catismasini ve o anda olen 66 devlet ajaninin basina gelenleri Amerika'da birden fazla yer alti ussunde calismis olan bir muhendisten ve 1. agizdan duyacaksiniz.

17 Ağustos 1999 Gölcük Saatler gecenin üçüydü ve
insanlar can havliyle
kendilerini evlerinden dışarıya atarken sanki bir
kıyameti yaşıyor gibiydiler.
Ali Kırca' nın yönettiği Siyaset Meydanı'nda
enkazdan
kurtarılan bir bayan şunları
söylüyordu "o gece ne olduğunu bilmiyorum ama
bildiğim birşey var ki bu depremden

farklı bir şeydi".

Bir iddiaya göre depremden hemen önce Gölcük'ten
Avcılar' a kadar geniş bir alanda görülen "ateştopu" ile ilgili bilimsel bir
açıklama yapılamıyordu.
Birtakım teoriler ortaya atılmaya başlandı.Kimine
göre Ruslar bomba patlatmıştı.
Kimine göre de Yugoslavya'ya atılan bombaların yer
kabuğunun dengesini bozması sebebiyle depremin gerçekleştiğini
söylüyordu. Hatta bazılarına göre işi PKK bile
yapmış olabilirdi. Nitekim CNN televiyonu Başbakan
Bülent Ecevit ile yaptığı
bir röportaj sırasında depremin arkasında PKK mı var"
sorusuna "Sanmıyorum"
cevabını vermişti. Oysa bu sorunun doğal yanıtı "siz
ne saçmalıyorsunuz depremle
PKK'nın ne alakası var" olmalıydı. Bu soruya verilen
cevap akıllara PKK'nın
deprem
oluşturabilme ihtimalinin olduğunu
düşündürdüğü gibi yapay depremlerin
olabileceği sonucuna da götürmektedir.
Bu teoriler arasında akla en yatkın olanı Future
Times da yayınlanan araştırma
dizisinde yer alan hikayeydi. Bu senaryoya göre; San
Andreas fay hattında
meydana gelebilecek büyük bir depremin Amerikan
ekonomisine çok büyük zarar
vereceğini bilen ABD yer kabuğundaki değişimleri
izleyerek daha deprem oluşmadı tektonik katmanlar arasında artan basıncı değişik
noktalardan patlatıp boşaltarak
büyük depremi küçük depremler haline dönüştürmenin
yolunu bulmuştu.
Yıllar önce Sırp asıllı Amerikalı bilimadamı mucit

Nicola Tesla tarafından geliştirilen

bu "düşük frekanslı elektromanyetik ışınımla yüksek
enerji nakli" tekniğini hem Ruslar
hem de Amerikalılar uzun zamandır bir silah olarak
kullanmanın yolunu arıyorlardı. Bu
yöntemle çok uzaktan hatta uzaydan geniş
alanlard
tahribat yapabileceklerdi. Ancak
Pentagon yıllardır çok güçlü bir silah geliştirmek
amacıyla üzerinde çalıştığı bu projeyi
bir yandanda barışçı "deprem indirgeme" sistemine
uygulamak suretiyle tepkileri

azaltmayı ve fonlama devamlılığını sağlamayı
amaçlıyordu.

Bu nedenle proje önce Avustralya' nın çıplak ve
seyrek nüfuslu kırsal bölgelerinde

denendi ve geliştirildi. Daha sonra bunun deprem
bölgelerinde
denenmesine geldi sıra.
Değişik zamanlarda Kafkaslar' da Okyanus tabanında
ve Güney Amerika'daki Ant
Dağları'nda tektonik uyarılar verilmek suretiyle endüktif deprem yaratma konusunda
büyük adımlar atıldı. Bu araştırmalar Amerika' da
HAARP ve diğer askeri tesislerin
kumanda merkezlerinde yürütülüyordu.
Bu arada; Türkiye Japonya ve benzeri deprem
bölgelerinde de sismik ağ şebekeleri
kurularak bu bölgelerin tektonik verileri saniyesi
saniyesine devasa bilgisayarların
kayıtlarına gönderilmeye başlandı. Ve gün geldi bu
sistem Türkiye'de denenmek istendi. Bölge
zaten yıllardır bu amaçla sismik espiyonaj
altındaydı. Nitekim gelişmeleri dikkatle takip
depremden edenler hemen sonra Türk Telekom'un
Türkiye' nin sismik bilgilerini Pentagona
ileten NATO
Üssü'nün iletişimini nasıl kestiğini ufak
puntolarla gazetelere düşen
haberlerden hatırlayacaklardır.
ABD'nin asıl hedefi Kuzey Anadolu fay hattındaki
deneyden elde edeceği tecrübe ve bulguları
San Andreas fay hattına uygulamaktı. Bu iş yine çok yüksek askeri gizlilik taşıdığından yürütme işi İsrailli uzmanlara verilmişti. Gerekli

makine ve donanım gizlice denizaltılarla
Gölcük Üssü'ne getirilerek oradaki yeraltı denizaltı
korunaklarına kuruldu. Türk makamları
durumdan detay bazda haberdar değildi. Deney basarılı
olacağından sonunda kimse normal dışı
bir şeyin olduğunu fark etmeyecekti.
Bu amaçla Gece Şahini Tatbikatı'nın gece 03:00 da
başlaması planlandı. Gece
saat tam 03:00 da düğmeye basılacak ve Gece Şahini
devreye alınacaktı. 1-2 dakika
içinde de oluşturdukları muazzam enerjiyle
Marmara'nın altındaki
tektonik tabakayı
zayıf yerlerinden kırıp aylardır oluşan basıncı
dışarı atacaklardı. Böylece büyük
bir deprem önlenmiş olacaktı.
Ama o gece bir şeyler
yanlış gitti. Doga kendini yönetmek
isteyenlerden bir kez daha intikam almıştı.
45 saniye süren deprem beklenenin 10.000
kat üstünde bir güçle gelmişti. Zayıflayan ve
titreyen elektrikler geri geldiginde gece
saat 03:05'i gösteriyordu. Daha bir kaç dakika
öncesine kadar korunağın içinde şampanya
patlatmayı bekleyenler şimdi korkudan buz gibi
donmuş hareketsiz ayakta duruyorlardı.
Kimsenin ağzını bıçak açmıyordu. On binlerce insan
çoluk cocuk o enkazın altında can
çekişiyor veya cansız yatıyordu. Bu tarihin en büyük
felaketiydi; hem de
insan eliyle
yaratılan...
İşte o andan sonra çantalardan çıkan "Q planı"
çalışmaya başladı. İlk önce
bölgedeki
tüm haberleşme ve elektrik enerjisi felç edildi.
Kimsenin birbiriyle haberleşmesi
istenmiyordu.
Cumhurbaşkanı dahi sabahleyin "benim de telefonum
kesikti" şeklinde garip bir açıklama
yaptı. Cumhurbaşkanı ve başbakan şaşkındı. Saatlerce
"üzgünüz" bile diyemediler.
4 dakika içinde İsrail Başkanı Barak ve birleşik Devletler Başkanı Clinton ile irtibat
kuruldu. O anda İsrail' de Ben Gurion' un Lod askeri
havaalanından 4 adet savaş uçağı
eşliğinde 2 nakliye uçağı havalanıyordu. 2 dakika
sonra da İsrail Deniz Kuvvetleri ve
NATO Güney Deniz Saha Komutanlığı' na bağlı tüm
birlikler DEFCON-4 acil durumuna

geçirildi. Amerikan 6' ncı filosuna bağlı gemiler de
rotalarını İstanbul'a çevirmek için
Pentagon'dan emir aldılar. Bu arada devreye
Avrupa ülkelerinin liderleri de giriyor ve
belki de onlardan da
Türkiye için sözleralınıyordu.Yunanistan bile
harekete geçirilerek
Türkiye'ye karşı olan hasmane tutumuna son vermesi
sağlanıyordu. Tüm Batı başkentleri
hareket halindeydi panik yoktu. Herşey kontrol ve
koordinasyon altındaydı; bir tek
Türkiye dışında.
İsrailli askerler ve üst düzey subaylar o gece
gölcük'te ne arıyorlardı?..
Bu devir teslim töreni
her yıl yapılan rutin bir
ulusal törendi. Uluslar arası bir kimliği
yoktu. Bunun nedenini şimdi daha iyi anlıyoruz. Hiç
kimse bu güne kadar hiç katılmadıkları
bu devir teslim törenine neden katıldıklarını
sormadı. Ya şaşkınlıktan ya da telaştanenkaz
altında kaç İsrail askerinin öldüğü kaçının
yaralandığını da soran olmadı.O felakette kaç
İsrail askerinin öldüğünü ne Genelkurmay yayınladı ne
de İsrail böyle bir bilgiyi açıklamak
nezaketinde bulundu. Herkeseverdikleri imaj
ise
oraya bir yardım için geldikleriydi.
Hemen bir hastane kurdular. Esas amaçları enkaz
altındaki askerlerini ve önemli askeri
malzemeyi çıkartarak götürmekti. Biz de "Bak şu
İsrail'e helal olsun hemen yardımımıza
koştu" diyerek sevindik.
Sabah saat 03:05 ile 06:30 arasında Batı'da bu
hareketlilik yaşanırken bölgede de
çok hızlı ve çok gizli askeri hareketlilik hakimdi.
Ancak herkes kendi derdine düşmüş
olduğundan bu olağanüstü gizli operasyondan
kimsenin
haberi olmuyordu.
Böylece bu işi planlayanlar gecenin karanlığından da
yararlanıp denizaltından parçaları
yüzeye vuran Tesla Makinesi'nin kalıntılarını
toplayıp yer altı ve yerüstündeki tüm
izleri yok etmeye çalışıyorlardı. Ve bölgeye son
hızla gelen Rus araştırma gemisi dahi
sabah saat 06:30' da bölgeye vardığında havanın
aydınlanmasıyla birlikte etrafta delil
olabilecek tek bir cisim bile kalmamıştı. Deniz
altında oluşan radyasyonanlaşılmasın dibe
çöken kalıntılar araştırılmasın ve patlama sonucu
meydana gelen denizaltı krateri ve çukur
ortaya çıkarılmasın diye bu bölge derhal askeri
karantinaya alınarak dalışa yasak bölge
ilan ediliyordu.
Ancak bütün bu temizlikler yapıldıktan sonra Ecevit
ve daha sonra da Demirel'in
bölgeye gitmesine izin veriliyordu. Amerika tüm
imkanlarını seferber etti. Clinton
Amerikan halkından Türkiye'ye yardım etmesini istedi.
Kasım' da Türkiye'ye
geleceğini
ilan edip; Ecevit'in de bu arada Amerika' ya (belki
de binlerce şehidin diyetini konuşmaya)
kendini ziyarete geleceğini haber verdi. İlk anda çok
yadırgadığımız Sağlık Bakanı Osman
Durmuş'un "yabancılara tek bir hasta bile vermem
demesini
ABD Deniz Kuvvetleri'ne ait
yüzer hastanede tek bir hastanın bile tedavi
edilmediğini750 ton yardım malzemesiyle yüklü
bir İsrail gemisinin üç gün süreyle gümrükte
tutulmasını şimdi yadırgayabiliyor musunuz?
Enkaz altında binlerce Mehmet Hatice Ayşe ve Ali'ye
karşı bir vicdan borcumuz var. Onlar
geride gözleri yaşlı on binlerce sevenlerini
sıcaklıklarından mahrum bırakırken sırf Kaliforniya'
da Johnny' ler Susan'lar ve Alice' ler yaşasın diye
yaşamdan çalındıklarını dünya bilsin.

 

 

özür dilerim bir bilgim yoktu

Gelecegin habercisine tesekkurler. Guzel paylasım. Ben bunları ımkansız olarak gormuyorum. Ozellıkle son yıllardakı gelısmeler benı hıc sasırtmıyor. Amerıka ıle ılgılı yorumumu cesıtlı baslıklarda dıle getırmıstım. Amerıka cıkarları ıcın kendı basbakanını oldurtecek, Irak'a gıtmek ıcın kendı ıkız kulelerını yıkacak ve tonla ınsanın olumune neden olacak kadar ılerı gıdebılecek bır ulke. Kımse bana sunu soylemesın. O saldırı gozden kactı, ıhmal var. Inanmıyorum. Teknolojısı bu kadar ılerı, haber alma istihbarat agı bu kadar ılerı, gelısmıs bır ulkenın bu saldırıdan haberlerının olmaması ımkansız. Atalarımız ne demıs kaz gelecek yerden tavuk esırgenmez.

Savaslar eskısı gıbı tanklarla, tufeklerle yapılmıyor. Normandıya cıkartması cok gerılerde kaldı. Yapay depremler, laboratuarlarda yaratılan virusler, bıyojık sılahlar, fuzeler, nukleer sılahlar, kontrol altına alınmaya calısılan ıklımler, kulturlerı ve mıllıyetcılık duygularını yok etmeye, koreltmeye yonelık calısmalar, bır ulkeyı ekonomık olarak cokertmeye yonelık yapılan calısmalar vs vs... Onun ıcındırkı gelecegın habercısının yayınladıgı yazıya hıc ama hıc sasırmadım. Daha neler gorecegız kımbılır. Su yasadıgımız cografyanın kıymetını bılmıyoruz hala

Saygılarımla

 

  

Tebrikler, gercekten mukemmel bir Amerikan acigi bulmussunuz, Roswell gibi. Butun videolari izledim youtube'dan, ve artik yuh diyorum. Amerika resmen basini almis diger ulkelerden 50 yil ilerden gidiyor. Eger, bu cigir acan cihazin islevi gercekse, ki gercek gibi gozukuyor, Amerika'nin mevsimleri kontrol etmesi soz konusudur, ancak bu sefer kuresel isinma problemi akla takiliyor. Belki bu da onlarin bir planlarinin bir parcasidir.

Bir sorum var. Kendı adıma bır celıskı yasıyorum. Tablo toz pembe olmayabılır.

Dunya dısı zekı yasam formlarının USA' ile olan teması, diyalogu ve teknolıjık alısverıslerı hakkında ortaya cesıtlı seyler sunuluyor. Uzaylıların Amerıka ıle baglantıya gecmelerını veya tam tersını dusunun, en gelısmıs ulke olması sıfatıyla yapmasını yadırgamıyorum. Buraya kadar hersey normal.

Normal olmayan seyler ve sorum su ;

Uzaylı dostlarımızı ! nasıl bılıyoruz ? Yuksek teknolojıye, yuksek bılgı bırıkımıne sahıp, kotuluklerden arınmıs, bıze zarar vermek ıstemeyen, bızım gelısmemızı ısteyen varklıklar olarak bılıyoruz, dusunuyoruz veya canlandırıyoruz

Pekı dunya uzerınde ben super gucum dıyen ve dolayısıyla ıstedıgım yerde at kostururum dıyen amerıkanın, kızılderılı katlıamlarına, Japonyaya attıkları atom bombalarına, wietnamda estirdıklerı terore, Irak'a gıtmek ıcın kendı ıkız kulelerını yıkmalarına ve onlarca masum ınsanın olumune neden olmalarına, Irakta gerceklestırdıklerı vahsete, onca ınsanın olumune neden olan yarattıkları sozde depremlere vb gıbı onlarca yuzlerce olaylara uzaylı dostlarımız ! o bılgelıklerı, teknolojık, fızıkı ve ruhanı gelısmıslıklerı ! ıle neden dur demedı ? dıyemedı ? astıgım astık kestıgım kestık dıyen bır ulkeye olur veren yoksa onlarmı ? Uzaylı dostlarımızın ! amerıka'ya bahsettıklerı teknolojıler ıle mı bu kadar masum ınsanın hayatına son verıldı ? Sayet boyle ıse bu teknolojılerın kullanım amaclarını uzaylı dostlarımız ! goremedıler ve bır dur dıyemedılermı ? Yoksa onlarda yapılan alısverıs sonucunda kendı cıkarları ıcın bır mıktar hayatın sona ermesıne goz yumacak kadar mı bıze benzıyorlar ?

Bu soruların cevapları cogunlukla evet ise, herseylerı ıle olumlu, ıyı, pozıtıf olduklarını dusundugumuz dostlarımız ! hakkında ne kadar yanıldıgımız ortaya cıkacak. Bılemıyorum. Hayatta yanılmayı hıc bu kadar arzu etmemıstım.

Saygılarımla

    

Evet cok guzel bi soru RA, bunu ben de zaman zaman dusunuyorum. Konuyla ilgili video buldum, Larry King'in show'unda konu edilmis gecen yaz. Postluyorum ardindan fikrimi de soyleyecegim.

[video:http://www.youtube.com/watch?v=3_8QFnrgccg]

[video:http://www.youtube.com/watch?v=6Plzo0rECew]

[video:http://www.youtube.com/watch?v=0Bdv0jYHS-w]

[video:http://www.youtube.com/watch?v=SqMyom8q9p4]

[video:http://www.youtube.com/watch?v=webZBXLeZUc]

Bu yaratiklar, eger birden fazla irksa bu galakside ki oyle gorunuyor, eminim ki bir diplomasi ve iletisim agi vardir aralarinda, az gelismis uygarliklarla (insanlar ve diger goreceli olarak az gelismis baska yasam formlarinin farkinda olmayan 3. boyut irklariyla) iletisim kurarken, kendilerine eminimki bir 'elci' kurum seciyorlardir. Bunu da istihbarati ve gucu en yuksek olan, kendi bulundugu gezegeni yok edebilme gucune sahip, askeri olarak en ustte olanlarla gerceklestiriyorlardir muhtemelen. Buraya kadar hersey cok mantikli geliyor bana.

Bu durumda iletisimi onlarla kuruyorsa, eger dunyadan istedikleri birsey varsa (arastirma amacli veya baska amacli) bunlari da onlardan isteyeceklerdir diye dusunuyorum. Amerika'nin da her ne kadar yuksek teknoloji ve guclu bir ordusu olmasina ragmen bu irklarin yaninda iletisimlerinde istemedikleri yonde bir durum oldugunda caresiz kalan bir kurum oldugunu dusunuyorum. Yani Amerikalilar bile birsey yapamiyorlar. Bu yuzden bi sekilde 'orta yol' bulmak zorunda kaliyorlar.

Burada sorulacak soru, butun irk'larin 'iyi' olup olmadigi, ve Askeri duzeyde irtibata gecen irk'in iyi olup olmadigini sormak gerek. Yukardaki video'lara bakinca, kacirilma hikayelerine bakinca, diyorum ki, bu irk (yani Amerika'yla askeri duzeyde iletisim kuran irk) hem kendi menfaatlerini gozetiyor, hem de dunyaya zarar vermemeye calisiyor ve bizim de dunyaya zarar vermememize calisiyor. Benim anladigim bu, kendi menfaatini gozetmekten kastim ise, Amerika'nin birtakim gorusmeler sonunda bu irk'la yaptigi bir takim anlasmalar oldugunu ve bu anlasmalarda teknolojik destek almamiza karsin, incelenmemize izin verildigini dusunuyorum (biyolojik olarak).

Fakat o irk, beklenmedik bir sekilde, Amerikan askerinin ummadigi bir sekilde, biraz fazla kacirilma olayi gerceklestiriyor. Fakat bir yandan da onlari teknoloji ile besliyor (Teflon, bilgisayar chipleri, ve daha bir cok gunumuzde evimizde kullandigimiz aletin teknolojisini ordan aldiklarini dinlemistim Project Camelot roportajlarinda). Hatta ve hatta asker gunumuzde bulunan ve periyodik tabloda yer alan 105 elementin ustune toplam 35 yeni off-world element kesfediyor bu irk sayesinde) fakat bu irk bizim kendi ic islerimize karismiyor. Yani Amerika ve oteki ulkelerin arasindaki politik ve askeri durusa karismiyor. Ben oyle anladim yani ve tehdit unsuru bir durum oldugu zaman (yukardaki videolardaki gibi) mudahele ediyorlar, bu mudahalede de sakli olan bir mesaj var ki bu iyi bir mesaj.

Bana butun bunlar soz konusu irk'in en az bizim kadar iyi veya kotu oldugunu gosteriyor. Oteki irklar hakkindaysa hic bir fikrim yok. Saniyorum ki onlar Amerikan Askeriyle degil (yani bahsi gecen irk'in muhattab aldigi kisilerle degil) bireysel bazda gorusmeler yapiyorlar (sivillerle). Bunun nedenini bilmiyorum, ancak bu gorusmeleri yaptigini iddia eden ve kitap yazan kisilerin cogunun 'mesaj' aldiklarini ve dunya'nin iyiye gitmedigini, kurtarilmasi gerektigini soyluyorlar (hemen hemen hepsinde vurgulanan mesaj bu) Burdan cikaracagim sonuc ise, bu sekilde irtibata gecen oteki irk veya irklarin Amerikan Askeriyle irtibata gecen irk'a gore daha 'emotional' varliklar oldugu sonucunu cikartiyorum.

Her farkli irk'in islev gordugu bir amaci oldugunu duymustum bir yerde, yani kimi irklar 'savasci/asker' irk, kimi irk 'yapici/uretici' irk, kimi irk 'arastirmaci/deneyimleyici' seklinde..

Fakat kesinlikle bir istilanin soz konusu oldugunu da dusunmuyorum veya olacagini da dusunmuyorum. Cunku birden fazla irk varsa ve bunlar intergalactic'se uymalari gereken prosedurler mutlaka ve mutlaka vardir. Ve bu prosedure uyulmadigi zaman karsilarina cikacak bir adalet birimi vardir diye dusunuyorum. Galaktik Konsey veya her ne ise eger gezegenler arasi seheyat eden ve baska irklarla irtibata gecen birden fazla irk varsa boyle bir konseyin varligi kacinilmaz diye dusunuyorum mantik yurutmeye calistigimda.

Sonuc olarak, iyisi de kotusu de vardir muhtemelen (doga kanunu) bizle irtibata gecen irklar kendi yapilarina gore en uygun yolu bulmustur, ve bu yol her irka gore farklilik gosterebilir, fakat bize hic birsey olmayacagini dusunuyorum.

Uzaktan baktiklarinda eminimki gorduklerinde hissettikleri sey, bizim bir hayvanat bahcesine kus bakisi gokyuzunden baktigimizda gorup hissedecegimiz seyden pek farkli degildir diye dusunuyorum. Bu yuzden bizi korumayi bile dusunebilirler.

Bir videoda dinledigim bir roportajda dunyalilarin son Ay'a yolladiklari manned-mission'in ardindan insanlarin Ay'a gitmesinin yasaklandigini ve o zamandan beri de bu yuzden NASA'da bi anda Ay calismalarinin durduruldugunu iddia ediyordu. O video'yuda bulursam buraya ekleyecegim.

Video'yu simdi buldum ekliyorum;

[video:http://www.youtube.com/watch?v=iIW2cLOgMl8]

 

HAARP NEDİR?
KÜRESEL ISINMANIN, PAKİSTAN FELAKETİNİN VE 17 AĞUSTOS DEPREMİNİN SEBEBİ BU MUDUR?

ABD, Rusya’ya HAARP açtı Rusya, gölgede 40 dereceye yaklaşan anormal çöl sıcaklarının ardında düşman eli aramaya başladı. Kavurucu sıcakların doğal olamayacak kadar uzun sürdüğünü dile getirmeye başlayan Rus fizikçiler, “ABD, bize gizli iklim silahı HAARP ile savaş açmış olabilir” görüşünü öne sürmeye başladı.

Sahra çölünü aratmayan Rusya’daki sıcak dalgasını inceleyen Komsomolskaya Pravda gazetesi, bir dizi uzmandan görüş alarak böyle bir ihtimalin bulunduğu sonucuna vardı. En büyük şüphe ise Pentagon’un kontrolünde 1997 yılından beri

Alaska’da çalıştırılan yüksek frekans dalga yayıcı HAARP istasyonu üzerinde toplandı. Tektonik silah Moskova Devlet Üniversitesi MGU Fizik Fakültesi hocalarından Georgiy Vasilyev, ABD’nin çalıştırmakta olduğu Alaska’daki HAARP istasyonunu resmen jeofizik ve tektonik bir silah olarak tanımladı. Vasiliyev, şunları söyledi:

“Alaska’daki HAARP istasyonu tam güçle çalıştırıldığında, sadece bir saatte 3.5 megawatt elektrik enerjisi tüketiyor. 14 hektar alanı kaplayan 22 metrelik 180 dev anten üzerinde göklere yükselen enerji plazma kümesi oluşturuyor. HAARP çalıştırıldığı günden bu yana, dünyanın değişik bölgelerinde iklim anomalileri gözlenmeye başlandı. Kar yağması gereken yerleri güneş kavururken, Afrika’da kar yağışları gözlenmekte. Bu tuhaf olgular genelde küresel ısınmaya fatura ediliyor. Ama bize göre anomalilerin asıl sorumlusu Pentagon’un HAARP sistemidir.”

 

alıntıdır.

 

Kısa adı HAARP (High Frequency Active Auroral Research Program) olan ve ABD tarafından İyonosfer'in özelliklerini ve davranışlarını araştırmak üzere Alaska'da sürdürülen çalışmadır. İlk kez Sırp asıllı Amerikalı bilimadamı Nikola Tesla tarafından ortaya atılmış bir fikirdir.

Bu projenin hayata geçirilmemesi için birçok ülkede kampanyalar olmuştur. Çünkü HAARP projesi iklim kontrol ve yapay deprem silahı olarak kullanılabilme iddialarından dolayı çok tartışmalı bir konu halini almıştır.

HAARP, Pentagon'un kontrolünde ve ABD ordusunun hizmetinde olan önemli bir projedir. Alaska'daki merkezde şu anda, yüksek frekansta radyo sinyali yayımlayabilen toplam 48 adet anten bulunmaktadır. Bunların yanı sıra, çok yüksek frekanstaki sinyallerle ilgili çalışmalarda kullanılacak olan bir radarın yapılması da planlanmaktadır.

HAARP projesi kapsamında, iyonosferin ısıtılması yoluyla ELF (çok düşük frekans) dalgaları da üretilmektedir.

Elektromanyetik dalgalar üzerine birçok deneyin yapıldığı bu alan uçaklar için çok tehlikelidir. Bu yüzden HAARP tesislerinde, uçak kontrol sistemi kurulmuştur. Herhangi bir uçağın yaklaşması durumunda antenlerin faaliyetleri otomatik olarak durdurulmaktadırlar.

alıntı..

 

saygılar..