Ana içeriğe atla
18 Haziran 2014 tarihinde mcedemir tarafından gönderildi

Uydudan çekilen Görüntüler

Aşağıdaki alıntı ilgi alanımızdaki konularla ilgili diye buraya taşıdım,Burda dikkati çekmek istediğim şey şu aynı zamanda,Geçmişi yetmişli yıllara kadar uzanan bir konunun bugün kadar yakın şekilde hep takipçisi ve merakı içinde olduk,son yıllarda internet ve onun sayesinde evlerimize kadar genelde hiç bir zaman net olmayan video ve resimleri taşıdık,ama bu arada yine bu alanda kaplumbağadan daha yavaş hızda gelişmeler yaşadık,pixel konusunda belkide elde edilmiş teknoloji halen yeterince olgunluğa erişemediği için ne ufoların haraketinin fotosunu veya videaosunu,nede onların uzaklardaki mesafesinden netleştirilmelerini gerçekleştirebildik,işte alttaki haberde yine bununla ilgili katedilmiş mesafeden son durum.Ben diyorumki artık bu resim ve videoları farklı bir şekilde kaydedebilen aletler araştırılsa artık,yani önceden telefonlar sadece tuşluydu,şimdi dokunmatik ve telefon ötesi işlevlere kavuştu,bu fotoğraf ve video çeken aletlerde illa mercek süzgeçindenmi görüntüyü süzmek zorunda içine,yoksa böyle pixellerle boğuşup duracak insanlık,dha posta kutusu ve logar kapağını yeni göreceğiz uzaydaki uydunun makinasından...Snırım yeni teknolojik devrimlerin zamanının arifesindeyiz,eh beklyelim biraz daha,Bazen düşünüyorumda,ya bu ufolar hiçmi alet edevat unutmuyorlar yere falan indiklerinde,şöyle kendilerinin kullandığı bir görüntü aleti düşürüp falan gitseler ya Dünyaya..

Alıntı.

POSTA KUTULARI VE RÖGAR KAPAKLAR BİLE GÖRÜNECEK!

Digital Globe, uydu görüntüleyen ürünü "Worldview-3"ün yeni sürümünü Ağustos'ta piyasaya sürecek. Şirket, yeni sürümde posta kutusu ve rögar kapaklarının da görüntüleneceğini açıkladı. Açıklamada "Önceden 50 santimetreden küçük şeyleri görüntülemek için uydudan faydalanamıyorduk, deniz ve hava taşıtlarıyla veri topluyorduk. Bu oldukça pahalı, çok zaman harcanan ve zaman zaman da tehlikeli olduğundan başarısızlığa uğrayan bir yöntemdi" denildi.
Kısıtlamaların kaldırılmasından çok memnun olduklarını belirten Digital Globe Müdürü Jeffret Tarr, "Müşterilerimiz yeni ürünümüzdeki farkı hemen fark edeceklerdir. Neticede ilk defa ticari pazara elimizdeki en iyi görüntü sistemini sunacağız" dedi.

Şirket, söz konusu uygulamanın aynı zamanda tarım veya doğal afet gibi durumlarda da kullanılabileceğini belirtiyor. Google da, "Skybox" adlı uydu görüntüleme şirketini 500 milyon dolara alacağını açıklamıştı. Google şu anda "SkySat-1" adlı uyduyu kullanıyor ancak bu sayıyı 24'e çıkarmayı planlıyor. Uydular aynı zamanda dünyada internetin kısıtlandığı ya da erişemediği yerlere internet sağlayabiliyor.

Yorumlar

Konuya birde farklı yönlerden bakmak aklıma gelmişken içine birazda varsayım katkısı yaparak bilim kurgu çağrışımı yapan bir düşünce sıralamalarında bulunayım dedim.Bir Dünya ve bize sunulmuş yaşam var,bu yaşam bizim bedensel ve ruhsal donanımız ve yapımızla birebir örtüşür vaziyette ve insan tanımı ile dünyada yaşıyoruz.Buraya kadar biziz,şimdi bizden ayrılmaya başlayıp hayvanlar alemi içine edindiğimiz onlarla ilgili bilgiler ışığında düşünelim,sadece bir kuşu hatta sıradan bir serçeyi ele alsak,Bu dünya onlar için bizimkinden çok farklı yansımaları olan bir yapıda algılanıp ona göre donanımı yani en basitinden göz yapısına göre bizden çok farklı görünen bir dünya içinde yaşadığını algılıyordur.Hayvanlar alemi göz yapılarını,ışığın hangi dalga boyuna kadar erişebildiklerini falan da biraz düşünelim.Sonra çok farklı başka bir kuş hatta memeli hayvan olan yarasa ve onun cisimleri algılama şeklini düşünelim onunki baya farklı ki ondan radar icadı için ilham alındığıda söylendi.Tamam çok daha uçuk diyeceğimiz örnekler var hatta biz dışında olsakta onların var.Buraya kadar yazdıklarım şunun içindi,Biz neden ufoları onların kendilerini istedikleri şekilde gösterdikleri gibi görüyoruz,yani onların bizi görüpte bizim onları Bu dünyada bu göz yapımızla yada halen sahip olduğumuz bizim göz yapımıza göre icat edilmiş aletlerle göremiyor olabileceğimizi neden düşünmüyoruz.Bugün google kendine göre internet gözlüğü yaptıysa,bir gün bizim beynimizin algılayacağı düzeye getirebilen ışık dalga boylarına dönüştürücülü bir alet hatta bunu teleskopa uyarlanmış haliyle yapılmış şeklini düşünürsek,belki bu yıllarda göremediğimiz görünmez yaşayanları görebilme imkanını bulabiliriz.Evet futuristik bir aletden bahsettim ama,eğer böyle birşeyi düşünebiliyorsak bir gün görebilirizde,zaten bugüne kadar hayal taşıtı ile ortaya saçılmadımı bunca icatlar...Aslında biraqz daha ileri gidip bazı arkadaşların farkında oldukları konu platformlarındanda geçirirsek bu yazdıklarımı o platformada uyumlu olabiliyor yazdıklarım,Anlayan anladı.Sonuç olarak toparlarsam,Eğer biz halen ufo teknolojisinden kendimizi geri saydığımızdan dolayı onlarla karşılaşmıyorsak,bu bizim bedensel yapımızlada ilgili olabilir,Yani oksijenle yaşayan,Göz yapısı sadece biz insanla sınırlanmış,hayvanlarda daha üstün göz donanımlarıda olabiliyorıda düşünürsek,henüz heryeri açılmamış bu beynimizle biz sadece bizim seviyemize indirilmiş şeyleri görüp anlayabiliriz,Ufo lar bu özelliğimizide biliyor olmalılarki belkide ayhnı dünyada yaşadığımız halde o perde dediğimiz olay yüzünden biz onları göremiyoruz,Tuaf gelebilir ama cinlerde insanların yaşadığı dünyada yaşıyor,görmüyoruz diye yok saymıyoruz,ddv ları görmüyoruz diye neden hala inatla yok sayıyoruz,senin teknolojin bunu görecek kadar gelişmişmi,o halde nasıl yok sayabilirsin??.

Bu bahsettiğiniz ufoların insan gözünün görebileceği şekilde yapılmamış olmaları olayı,veya hayvanların insandan çok daha gelişmiş duyularının olması olayı için,

Bana göre bunun nedeni şu olabilir veya şu olmalı; Doğanın mantığı insanı dünyaya uygun olarak meydana getiremedi veya getirmedi veya bir güç buna izin vermedi.Şöyle ki,eğer doğanın mantığı insan denen canlıyı meydana getirmek isteseydi o halde tıpkı hayvanlarda olduğu gibi çok özel donanımlar ile bunu yapacaktı ve o zaman da doğa mantığının işleyiş şekline göre meydana getirdiği bu canlıya yani insana akıl denen varlığı "doğanın insana karşı kendini koruması için"  kısıtlı olarak verecekti.Yani tıpkı hayvanlarda olduğu gibi duyular çok gelişmiş olacaktı ve akıl ise kısıtlanacaktı.

O halde insanı doğa yaratmadı diye bir sonuç çıkıyor karşımıza ve doğru olma olasılığı da oldukça yüksektir..Peki doğa oluşturmadı ise insanı kim oluşturdu sorusu çıkıyor karşımıza..Bunun cevabı da geriye kalan iki ihtimal olarak uzaylılar veya tanrıdır.Uzaylıların olması ihtimali de oldukça kısıtlı kalıyor,çünkü şimdiye kadar hiç bir delil ve gözle görünen bilimsel bir kanıt olmadığı için.Yani insanı uzaylılar meydana getirmiş olsalardı bunun delilleri veya daha başka bilgilerine mutlaka rastlayacaktık.

Peki uzaylıları kim var etti sorusu da buna paralel olarak akıllara gelecektir.Uzaylıları bir güç oluşturdu ve onlara görev verip gidin dünyaya insan adında bir canlı var edin şeklindeki düşünce de çok abes olacaktır ve uzaylıları da oluşturan tanrı kavramının söylediklerine ters düşecektir.Yani tanrı insanı yaratmak için başka canlılara görev vermemiştir ve bu da çok açıktır.

O halde geriye kalan tek seçenek insanı tanrının yarattığı seçeneğidir.Tanrı insanı yarattı fakat insanı tam olarak dünyaya uyumlu olarak yaratmadı ve bunu insanın fiziki yapısından ve yaşama şeklinden anlamak mümkündür.Daha doğrusu insan dünyayı katleden ve sürekli olarak zarar veren bir canlı olduğu için dünyaya adapte olarak yaşayamamaktadır.Örneğin bütün hayvanat ve bitkilerin doğumu ve ölümü doğa kanunları gereği çok muhteşem bir şekilde işlemektedir ve ne bir azalma ne bir çoğalma olmamaktadır.

Ama insan denen canlının nufüsü sürekli olarak artmakta ve insanı, doğaya verilen mantık yaratmadığı için,doğa mantığı bunu kontrol edememektedir ve sonuç olarak ta fazla nufüstan dolayı dünyanın yaşanamaz hale geleceği gerçeği olacaktır.Hayvan ve bitki nüfusu da yine bir tanrı tarafından var edilip dizayn olmuşsa da bunlarda akıl kısıtlandığı için,insan iradesi gibi üreme olmamaktadır.Yani hayvan üremeleri yıllık olarak belirli doğum yaparak kontrollü olmaktadır fakat insan için bu matematik geçerli değildir.Yani istenilen zamanda doğum yapabilmeleri gibi..Bunun için yaratıcı insanın ömrünü kısıtlı olarak,yani belirli bir sure koyarak sınırlandırmış ve bu sürenin sonuna da kıyamet demiştir.Yani kıyametin kopup insanın tamamen yer yüzünden silineceği gerçeğini söylemektedir.Bunun anlamı da insanın yeryüzüne uygun olarak yaratılmamış olması ve geçici olarak belirli bir süre yaşamasına müsade edilmiş olmasıdır.Kıyametten sonra ise belki,bilemiyoruz ama belki de dünya tekrar insansız olarak yeniden oluşturulacak ve tıpkı yeryüzünde hiç insan yokken nasıl ise yine insansız bir dünya meydana getirilecektir.

Zaten tanrı dünyada hiç insan yokken ben bir insan yaratacağım dedi ve insanı çok sonraları yarattı.Yani insan olmadan dünya tam olarak orijinal haliyle düzenli olarak yaşayabilmektedir.Bundan dolayı belki de uzaylıları göremediğimiz ve onlarla iletişim kuramayışımızın sebebi dediğim gibi insanın dünyaya uyum sağlayamadığı ve geçici bir varlık olduğu için olabilir..

Eğer aşağıdaki alıntı haber doğruysa,bu bakteriler dünyaya ait değilmiş...
New Scientist dergisinin haberine göre, araştırmacılar elektrikle, yani saf enerjiyle beslenen sekiz farklı bakteri keşfetti. Doğrudan pil elektrotları üzerinde bakteri yetiştirerek bulgularını sergileyen araştırmacılar, saf enerji tüketen bu canlıların atık olarak da saf enerji salgıladığını belirtiyorlar.
ABD’de konu üzerinde araştırma yürüten pek çok bilim insanından biri olan Kenneth Nealson, elektrik bakterisinin saf enerji tüketimini dünya dışı bir fenomen olarak yorumluyor. Bu keşfin önemine dikkat çeken Nealson’ın açıklamasına göre, elektrik bakterileri daha önce farkında bile olmadığımız farklı tür bir mikrobiyal dünyanın varlığına işaret ediyor.,youtube da video su var.electric bacteria adı ile bakılabilir.Yazı kaynağı.LOG dergisi.

Benim DDV larla ilgili kendi fikrim,Dünyadaki Tür çeşitliliğine paralel fiziksel donanım farklılığıda beraberinde getirmiş olduğu ile ilgili,Sonuç olarak Tek bir dünya her tür canlının gözünde farklı görünüyor,algılanıyor olması,bir böcek gözünde bizim görüntümüz belki sadece bir leke,yada tek renkli birşey olabilir çünkü onlar kendi göz yapılarına uygun bir dünyayı görüyorlar,bizde insanlar olarak belli bir ışık değerine göre göz yapımız uyarlanmış,icat ettiğimiz aletlerle gözümüzün olması gerkli diye ortaya çıkardığı eksikliklerini tamamlıyoruz,dürbünle uzakları,teleskopla gök yüzünü görebilmemiz gibi.Şimdi DDV ların gözünden kendimize bakabilseydik nasıl görünüyor olurduk,öncelikle göz yapıları bizimkinden farklı olabilme durumuna göre belkide kızılötesi bir fotoğraf gibi görünüyoruz onlara,İşte onlarında kendilerine göre yaptkları araç gereçle bize görünmedende aramızda dolaşıyor olabilirler,görünmezlikle ilgili alman ve amerika hatta ingilterenin ciddi araştırmaları var,bir dünyalı insan bile nerdeyse görünmezliğe yaklaşmışken,Dünyamızı bizden önce gezegenlerarası yolculuk yapabilecek donanıma sahip varlıklar ziyaret edebiliyorsa,bizim yapımız dışında olmaları nedeniylede pekala aklımıza bile gelmeyen bir yöntemle çalışan aletleri yapmış olmaları gerekiyor.Tabi benim bu düşüncelerim kendi hayal gücümlede bağlantılı,Mantık fazla dar alanda tutulursa herşeyi elle tutulur gözle görülür tıpatıp bizimle aynı olan şeyler üzerinden fikir yürütürüz,Ben yeryüzündeki farklı yaratlmş canlların farklı oluş nedenlerine göre düşüşünmek istiyorum,sadece şu andaki teknolojiye sahip insanlık gözlüğünü kullanırsak ancak aynaya bakar gibi kendimizi görürüz heralde,Hayal etmeyi kurgu bilimselleştirmek de bazen farklı bir kaçamak yaratmak demek,Bitirirken ilave edeceğim son cümle olarak,kuranda insan dışında çeşitli boyutlarda olan allahın yarattığı varlıklardan bahsediliyor,bazılarının Dünyayı bizimle paylaştığıda söyleniyor,örneğin cinlerin,Diyorumki ddv lar da astronot elbiseleri içinde bugüne kadar tasvir edilmediklerine göre pekala onlarında bazıları aramızda yaşıyor olabilirler,göremiyoruzdur belkide onları.Geçen yıldı galiba,Amerikalılar açıklama yapacağız diye dünyayı ayağa kaldırıpta,asitli ortamda yaşayabilen canlılar var demişlerdi ya,bende buna benzer olarak DDV lar bizim göz yapımızı kendilerine göre istedikleri gibi değerlerde kullanan birşeyler icat etmişlerdir,sonuçta ışık gözle ilgili ve ışık hep onların kullandıkları birşey,ufo diyince renkli ışıklar saçıyordu diyorlar ya...o nedenle..

Düşünüyorumda area51 konusundan bu yana yıllar geçmiş,zaman zaman sönmeye yüz tutmuş ateşte kalan bir kaç köze maşa ile dokunma sonrası zayıf bir alev yüzümüze vurur,oda aynen böyle kaldı gitti,bizimle birlikte yaşlandı gitti konu,amerikalılar ser verdi sır vermedi,illahide herkesin hayal gücüyle işlenecek ham madde konu olarak bırakıldı,İnsanlığın bugüne kendi teknolojik buluşları ile yuvarlanarak gelmeleri kendi serüven yolunda ilerledi hep,ufo tanımı içinede çizik dolu eski yeşilçam filmleri gibi görüntüler,çekilmiş videolardaki uçan nesnelerin bir türlü dünya koşullarına göre yapılmış gibi görünmeyen,(arı veya sineklerin uçuşları gibi)uçuş şekilleride insanın aklına metafizik konuları dahi çağrışım yaptırıyor durumda.Yıl 2015 ama eldeki teknolojik ilerlemeye göre meydana çıkmış bir sürü alet edevat bile daha bir ufonun tenini okşar gibi yakından görüntülemekten uzak.Öte yandan metafizik açıklmalar içinde ufolar daha gerçekçi durmaya başladı,nedenmi?Bana Hubble gibi uzak mesafeleri gören bir göz yapıldığı halde yeryüzünde serseri mayın gibi uçuşan miyop gözlere uygun bir görüntü ötesine geçememiş ufo videoları ile neye nasıl bakacağımızı(beynimizle)anlatacak birisi varmı?Yok tabiki..O zaman o titrek uçuşlu nesnelere farklı buluş ürünleri ile bakmak gerekiyor,Yıllarca ses ve ışık dalgaları algılayan dev antenlerle gök yüzüne bakıldı,tabiri caizse ben buna aval aval diyeceğim,Bir kaç saniyelik ne olduğu belli olamayan cızırtıya bile ufolardan gelen sinyal muamelesi yapıldı,İnsanlığın kendi keldiği son teknolojik tepeden bakıldığında hala daha sinek gibi uçuyormuş görüntülü ufolar görünüyor.Ben bu günkü ilkelliğimizle ufo görmeye çalışan teknolojik gözlükle bakmaktan sıkıldım,Kim ne zaman yapar bilemem ama onları,onların göründüğü gibi gösteren,tanımlayan farklı boyutta,farklı teknoloji ile üretilmiş yep yeni aletlerin ortaya çıkmasını beklemek gerekiyor,Biraz uçuk bir düşüncede olsa söylemeden geçemiyeceğim,Denizin çok derinlerinde yaşayan bir canlıda bile bugün yanından bile geçilmeyen muazzam teknolojik ürünler elde edilme imkanı varken onları adam gibi inceleyip ortaya çok farklı ürünler çıkarmak varken,yıllarca sırf petrol var diye kauçuk işleyip lastik üretmek,demir ve çelik var diye bir birine ilişkilendirilmiş parçalarla üretilmiş adına motor denen demode ve bir o kadarda çevreye zarar vermiş demir yığını ile insanlık ayağını yerden kesmiş diye böbürlenip duruyor.Bunlarla,böyle cilalı taş devri aletleri gibi şeylerlemi ufoları anlayacağız?iki cam parçasıyla gök yüzüne bakıp onların fotoğrafını çekmekle oyalanıp duracağız öylemi?teknolojinin bu zavallılığı yüzünden metafizik açıklamalar daha öne çıkmaya başladı,Metafizik açıklamalarda sınır yok nasılsa,Ama Metafizik de aynı gördüğümüz rüyalar gibi bize anlaşılmaya çok uzak daha ve bir okadarda bize derin görünüyorlar,İnsanlık bugünkü geldiği düzeyde,ufoları henüz sinek uçuşu görüntüleri ile algılayabiliyor,Bir gün gelecek o uçan şeylere elimizle dokunup soğukluğunu hissedip birazda ürperti ile karışık duygularla bakabileceğiz,Ama o nesil biz olmayacağız maalesef,Biz edebiyat kısmına yetiştik sadece,Nesnel dokunuşlar başka nesillere kısmet olacak..Mizahla karışık bitirsek yazıyı fena olmayacak:Haktan beyin ifşaatları ile  Bir kaç parça ufo resim baskılı tshirt ,biraz kalite kağıttan baskılı  magazin dergisi,bir tutamda  kalın ve ağır kitap iyice karıştırılıp ve yeterince ateşte pişirilip sonra dibine tutmadan ocaktan indirildikten sonra soğumaya bırakılıp daha sonra  fotoğraf ve video sosu ilavesi ile internasyonel bayrak resimli masa örtüsü üzerinde servis edilir.Karnı aç olanda gelir geçer tıkınır durur.Gelinen son nokta budur işte.Şimdi bir an için gözümüzü kapatıp Marsa indirilen aracın hangi yöntemle indirildiğini,sonrada orda yaptığı işleri ve gönderdiği resimleri düşünüyorumda,ne kadar bize ve ürettiğimiz teknolojik seviyeye uygun,Zıp zıp zıplayarak aşağı atılan balonu bile kullandılar mars toprağına araç indirmek için,Muzip çocuk oyunu gibi..Hadi gelde  o ufoyu ve içindekileri garip uçuş şekline göre düşün.Kumburgaz görüntüleri geldi gözümün önüne,resmen ufo camından aşaıyı seyredenler vardı,o mesafeden o camdan bakanları hala daha anlamış değilim,Ne kadar insanca bir davranıştı o öyle,resmen pencereden dışarıyı seyrediyorlardı....aynı biz gibi,şşiişt bak la oraya bak güvenlik videokamera getirmiş bizi çekiyo,el sallayalımmı??  :-))))..Kumburgaz çekimi harikaydı...

Devletlerin çok gelişmiş teknolojileri dururken ve hiç bir ufo kaydına rastlamadıkları halde,her zaman ucuz makinalar ile çekilmiş ufo görüntüleri bu işin suyunu çıkarıyor.Şu an ki teknolojinin gökyüzünde uçan bir ufoyu yakalamaması mümkün değil.Hubble devamlı olarak başka dünyalar keşfediyor ve diyorlar ki bu yeni keşfedilen gezegen şu kadar uzakta ve yapısı için de azda olsa bazı tahminler yürütülüyor.Öte yandan rosetta nın kuyruklu yıldıza inmesi,öte yandan marsın altını üstüne getirmeleri vs..Yani demek istediğim teknoloji çok üst sınırlarda seyrettiği halde neden henüz dünyaya yaklaşmış bir ufoyu bu teknoloji yakalayamıyor.Cevap çok basittir..Çünkü henüz dünyaya gelen bir ufo olmadı,en azından ben böyle düşünüyorum.Dünyaya geldiği ve görüldüğü söylenen ufoları neden hep ucuz kameralar ve sokaktaki adamlar tespit ediyor.Hani profesyonel teknoloji ve profesyonel bilim kurumları neden bunlar bu ufoları göremiyor ve fotoğraflayamıyor.Bilim adamlarına ufolar geliyor mu diye sorulduğunda verilen cevaplar hep aynı.Yani kısacası gelmiyorlar, demek istiyorlar.Dünya dışı canlılar tabii ki var ve zaten olmaması tuhaf olurdu ama bunlar henüz bize kadar gelemiyorlar ve bizler de henüz onlara kadar gidemiyoruz.Ne zaman beyaz sarayın bahçesine bir ufo iner,işte o zaman ancak var olduklarını anlayacağız...

UFO GÜNDEMİ VE RESMİ AÇIKLAMALAR.

Bu konu başlığıda yıllarca gündemde olduğu halde konunun içeriğine uygun bir hızda yol katedemedi,Birleşmiş milletlerin kendi gündemleri üzerine çıkabilen bir seviyeye bile gelemeden nerdeyse fantastik film düzeyine indi kafalarda.Birisi İnsanlık hazır değil daha dedi,hala daha toparlanıpta bu her neyse bir türlü korkmadan dinlemeye hazır duruma gelemedik,sanki onlar gerçek denince herkes küçük dilini yutacak duruma gelecekti,bu bile yıllarca tozlu raftan indirilip,tozu alınıp yeniden rafa kaldırılan bir konu olarak kaldı.Gelelim tekelleşmeye,Bu öyle bir konu ki,bazen bir ülke veya kişilerin tapulu konusu haline gelebiliyordu,örneğin çok belirgin bir isim sadece bu konuyla ülkemizde tek üretim fabrikası haline dönüştü,şimdilerde satışından gelir elde edilen ürünler yurt çapında satışta,ama hala daha kendi tshirt ünü kendi hazırlayan insanlarda yok değil,örneğin ben,neyi istersem onu kendim hazırlayıp bastırır giyerim,hazır giyim kullanmam o konuda.,Onlarla Amerikadan başka hiç bir ülke anlaşma yapmadıysa,Amerika neden diğer ülkelerden çok farklı konuma gelemedi?Marsa indirdikleri araç aynı Amerikan yapısı gibi,hiçte ufo teknolojisine benzemiyor,hatta şişme balon bile kullandılar??İnsanlar bu konuyla ilgili uyudukları ve gördükleri rüya içinde bari uyanabilseler çok iyi olacak,Nedenmi?Yıllarca birileri ufo resmi çizdi,önce ilkokul düzeyinde karatahtaya çizilmiş resimler gibiydi,tıpkı ilk insan mağara resimleri gibi,sonra hayal gücü gelişmesine orantılı çizimlerin kaliteside arttı,Sadece Billy Maier in çiftliğindeki ufolar bile epey bir zaman Dünya sirki olarak herkese gösterildi.Maier in 1970 model ufoları şimdilerde klasik araba gibi çok değerli durumdalar.Bunları neden diyorum,bir kaç kişinin tekelinde fabrikasyon üretimine dönüştürülmüş konu,oysa onlar kitap olamayacak kadar gerçek,tshirt gibi giyilecek şeyler hiç değil,çıplak gözün mükemmeliyetinden çok uzakta aletlerle görülemeyecek kadar uzakta olan varlıklardı,Dikkat çekmek istediğim şu,DDV ları kendi ürettiğimiz paketlerin içine (kırtasiye ve mefruşat ürünleri)koyup, üzerini renkli ambalaj kağıdı ile sarmalayıp kendimize pazarladık,Onlar gerçekti bizler gibi halbuki.Bir gün onlara dokunabileceğimiz duruma gelirsek,onlarda özgürlüklerine kavuşacaklar.Şimdi bizde tutsaklar.

Sevgili Muzaffer arkadaşın yorumu gerçekte aklın ve mantığın seside aynı zamanda,İnsanlık bu konu üzerinde geçirdiği gereksiz zaman kaybı kadar hiç bir konuda bu kadar oyalanmadı,kendi kendine içi boş bir kültür yaratılmış hepsi bu işte ,Yeryüzüne inmeden insanın yarattığı yapay hayal gezegenine inen bir ufo...yıllarca yerinden bir mm bile kıpırdayamadı üstelik....Bu kültürün arka bahçesinden çaktırmadan hiç el değmemiş ve bir o kadarda yepyeni olan ya bir kitap yada film seneryosuna doğru kaçmak gerek,Üzerinde hiç rötuş yapılmamış haliyle şöyle tanımlamak lazım bunu,Bizim yaşadığımız dünya içinde,şu andaki durum itibarı ile onların bizden çok uzakta bir teknolojiye sahip olarak yaşadıkları bir gezegen  var diyelim,Yani bizim şu anda zar zor algılayabildiğimiz haliyle öyle görünüyorlar.Biz onlarla  birlikte tek bir gezegendeymişiz gibi yaşıyoruz,hadi biraz daha netlik ayarı yapalım konuya,Hayvanlar ve bitkiler aleminin özellikleri ve bu özelliklerinin sınırının nereye kadar dayandığıda henüz eldeki insan teknolojisinin yeterliliği oranında belirlenebilmiş değil ve bu nedenlede onların yaşadığı bambaşka bir hayat olarak düşünelim,bu gerçek ve birlikte yaşıyoruz onlarla ama bizim şu andaki teknolojik seviyemiz onları ölçüp tartmaya yeterince elverişli değil,eğer ilerde onlardan muazzam esinlemelerle çıkan aletlerin kullanılmaya başlanması ile inanın nerdeyse insanlık yeni bir gezegen keşfetmiş gibi olurdu,(Bu parantezi bir deniz kabuklusu için açtım,örnek olsun diye,bizim dünyamız gözümüze uyarlanmış sarı kırmızı ve mavi renk tonlarına göre yani üç çeşit ana renkle,ama o canlıda yanılmıyorsam yedi ana renk tonları ile görme özelliği var) hiç eldeğmemiş özelliği olmasının şaşırtıcılığı ile.Hep aklıma gelir böyle şeyler,birazcıkta ben süslerim kafamda ve ortaya çıkacak şeyin icadınıda bir gün çıkar diye hayalini bile kurarım.Evet insan tarafından marsa indirilen bir şey var ortada ama gerçekte dünyaya henüz tamamen  indirilememiş insan beynide var.Şöyle diyelim hatta,İnsan beyninin geleceği Dünyanın var olan erişilmemiş özelliklerini keşefedebilmek için insanlık hayalindeki hangarında üstü kapalı olarak birilerinin örtüsünü açmasını bekliyor.Microsoft sahibi Bill Gates, yapay zekalı robotlardan korktuğunu ve sevmediğini söylüyor,doğrusu bende katılmıyor değilim,Terminatör filminin ilkinde yapay bir el vardı ve bunun etrafında şekillenip sıçrayan bir teknolojik hayat içinde geçen serüven,Daha dün sanki buna atıfta bulunuluyormuş gibi birebir gerçeğini yaşayacağımızın ip uçlarını gördüm tv de.Bir iki santim çapında yüzlerce robot yapmışlar,arıların davranışlarını sümule edip bilgisayar proğramı haline getirip bu robotlara uygulamışlar,devamını seyredemedim kanalı değiştirdim,Resmen gerçek hayat makinalarla yer değiştirmeye doğru gidiyor,eşiğine gelmişiz,terminatör resmen yeniden yapılıyor,bu defa film değil gerçek.Bill Gates i hemen anlayabiliyorsun ve hemen kitap kapağını kapatır gibi kanalı değiştiriyorsun.1900 lerin başlarında pandoranın kutusu açılıp içinden ne var ne yok teknolojik ürün hepsi saçıldı hayatımıza,arabasından tv sine radyosundan internetli pc sine,Nanoya kadarda kendini değiştirdi,Güneş sistemindende çıkıp giden iki meraklı gezgin alet kendi sonsuzluklarında  uçarken  kimbilir nerede duracak...Şimdi önümüzdeki elli seneye bile kalmadan yaşanacakların kapısı aralandı,çok net bir fotoğrafı bile görünüyor insan nörolojik yapısının kopyalanıp bilgisayara uyarlaması yapılmak isteniyor,yepyeni uçuk kaçık bir bilgisayar ortaya çıkmak üzere,bende bir iki çerçeveye sığdırılmış kendi öngörümü katayım buna,İşte bu tip bir bilgisayar sibernetik teknolojisini yeniden gündeme getirip yarı canlı yarı metal aletlerin ortaya çıkması demek,Veeee,3d printer zaten hazır,öyle bir bilgisayar şimdikinden dahada gelişmiş bir 3d printer la sizce neler yapar??Şimdi birde hayali bir uzay gemisine içine bakalım,,İçinde canlı olarak durabileceği yaşam ünitesi içine koyulup, İnsan vücudu benzerindeki  nörolojik yapı  bağlantılarla kendisini uzay gemisine sabitlemiş durumda bir beyin, Çıkacağı sonsuzlukta enerjisi bile bitmeden uçup gidiyor,Yani yarı makine yarı canlı bir uzay gemisi….Elde edeceği bilgilerde nerdeyse rüyanın çözümlenmiş halinden bile öte bir sistemle depolanıp Dünyaya bilmem ne şeklinde  aktarılıyor,Ama bu kesinlikle radyo sinyali olmayıp  belkide şu anda ortaya çıkmamış  bir data biçimi iledir kim bilir.İnsanlık hala radyo dalgası,ve radarlarla ufo arayıp kontakt kurmaya çalışıyor,Gelinen sonuç ortada ve tam bir komedi,Cem yılmazlı halini bile düşünebilirsiniz.Bitirirken,Demiştim ya, Terminatörün birincisinde herşeyin başlaması bir robot kolu ile ve sonrasında yapay zekalı robot azmanı ile devam eden öykü,Gerçek hayattada başlama eşiğinde,yapay zekalı robot teknolojisi ve  yarı canlı insan kopyası  bilgisayarlar,ben kendi hayalimle genişlettim biraz,isteyen istediği şekilde genişletebilir. Artık hayalin sınırını, kendine sınırlarını kaldırmış insan beyninin çıkacağı yolculuk belirleyecek.Hani ara sıra sorarız ya,insan beyninin kaçta kaçı kullanılıyor acaba diye,O sorunun yanıtı çıkılacak zaman yolculuğunda ve hangi yıldan geriye gelineceğide hiç belli olmayacak.İnsan beyni şu ana kadar yarattığı kendi kültür saplantısndan biraz başını kaldırıp ,birlikte yaşadığı canlıların organik yapılarını kendi vücut yapısı gibi tanısa hiç tahmin edilemeyecek yerlerin kapısınıda aralayabilir,Aslında  Teknoloji  bunlardan  başlayacaktı,Dünyanın keşfedilmedik yeri kalmamış olabilir ama içinde yaşayanların değil,En az bir ddv gibi olan bir sürü canlıda bizimle birlikte yaşıyor,Mesela kim farkında Deniz anasının görkeminden ve bu canlıyı  bilime batırılmış teknolojik  bir ürün haline getirilmiş olarak düşünün,kimbilir adı ne olacak ve ne işe yarayacak??Sadece onlar hakkında bildiğimiz aman değmesin vücuda,yakar valla,hepsi bu bildiğimiz.Deniz altılarında kullanılan Sonar aletini kim icat etti sizce?İnsan mı??Nasıl?Araştırın bakalımda görün.Ya radar? Kim bilebilirdi bir yarasanın radarı icat ettiğini? İnsanın gözlerini kapatası geliyor gelecekten gelen ışıktan  kamaşmasın diye,DDV ları ararken DİV(Dünya içi varlıklar)ı gözden kaçrmamak lazım aralarında bir bağlantı ve haberleşme oluyordur,kim bilir..Soran olduda söyledilermi onlarda???

Aslında çalışmakta olan döngü, doğanın bir döngüsüdür diyebiliriz.Yani sırası gelen insan düşünür ve uygular.Bizden öncekiler düşündüler ve var olan kaynakları kendi beyin yapılarına göre değerlendirdiler.Şimdi ise sırada günümüz insanı var ve düşünme sırası ve değerlendirme sırası günümüz insanında.Bizlerden önce yaşayanlar beyinlerini kullandılar ve bir yere kadar getirdiler ve bizlerde bunu devralıp yeni düşünceler ve icatlar teknolojiler ilave ettik ve bizden sonra gelecek olanlara devretmeye hazırlanıyoruz.Yani mantığın döngüsü böyle olmuştur ve olmaya devam edecektir.Şimdiki insanlığın düşüncelerinde örn.Marsa ve keşfedilecek çok uzak gezegenlere yerleşme planları var ve bu düşüncenin nedeni ise dünyanın yakın gelecekte artık yaşanamaz bir gezegen olacağı içindir.Olayın acı tarafı,İnsanın sahip olduğu beyin,keşifler yaparken aynı zamanda kötülüğü de üretmektedir ve teknoljinin iyi yönünü ele alırken aynı zamanda kötü tarafınıda değerlendirmektedir.Eğer beynin kötüye kullanılması olmasaydı yeryüzü ilahiyattaki cennet gibi olacaktı ve büyük olasılıkla da yaşamak hayatta kalabilmek için başka dünyalar aranmayacaktı.Ancak sadece merak edildiği için bu alanda keşifler yapılacaktı.Fakat yeni dünyalar aranmasının altında yatan ciddi düşünce,dünyanın yaşanamaz bir yer olacağındandır.Yani hayatta kalabilmek için zoraki keşifler yapılması gerekmektedir.Sizin verdiğiniz örnekteki gibi deniz anasının nasıl bir yapıya sahip olduğunun daha iyi anlaşılması gerekecektir ve yazınızın içinde vurguladığınız mantığa göre önce dünyanın kaynaklarının iyi bilinmesi araştırılması gerekir ki,dünya yaşanabilir bir gezegen haline getirilebilsin.Belki de bahsettiğim gibi uzak gezegenlere veya marsa vs.hiç bir zaman insanın yerleşmesi gerçek olmayabilir.Bunu bir garantisi kesinlikle yoktur.Ufo demek yaşanabilir başka bir gezegen demektir ve ufoların popülerliği esasen buradan gelmektedir.Yani demek ki bizim gezegenden başka yaşanabilir gezegenler var mantığının ortaya çıkardığı sevinçtir bu.Ufolara olan merak ve heyecanın asıl altında yatan psikoloji, dünyanın sonu gelse ve artık yaşanamaz bir duruma gelse de bir umut var düşüncesi gereği ufolara olan zoraki inancın kaynağı budur.Kısacası ölüm korkusunun getirdiği zoraki bir teknoloji var ve bu teknoloji bir kaçış teknolojisi olacaktır.

Evet tamamınada katılıyorum,Bu arada doğa içinde saklı kalan bilim kıyısından köşesinden zamanı gelince ortaya çıkarılmışta oluyor,daha bir iki gün öncesi insanın gece görmesini mümkün kılan bir yeni buluş yine denizin derinliklerinden hediye geldi..(Denizin derinliklerinde bulunan balıkların gözünden alınan Chlorin e6 adlı bir sıvı bulunuyor. Bu maddenin yapısında ışık yoğunluğunu arttıran bileşenler bulunuyor.)İşte bu nedenle diyorumki insan beyni Dünyaya tamamen yumuşak iniş yapıpta etrafa iyice bakabilmiş değil henüz.Daha teknolojik boşluklar var,özellikle Ufo araştırmaları mevcut imkanlarla nerdeyse taş devri aletleriyle çalışılıyor görünümünde,Tabi onlarla çoktan diyalog içinde Amerikalılar diyenler olduğunu biliyoruz,Hiçte öyle bir Dünyada yaşıyorlar gibi görünmüyorlar ama.Gizli olanlarıda gizli olduğu için bilmiyoruz doğal olarak,o nedenle hayal gücüne başvurularda artıyor zaten.Ama kendin pişir kendin ye ufo kültüründen kurtulunsa iyi olacak, Bari kafalarda boşalan bu bilgilerin(?)yerini gerçek olanlarla değiştiririz.Bitirirken,Uzaya gözümüzü diktiğimizde Dünyada kullandığımız aletlerle bakmayıp,uzayda görmemizi sağlayacak aletlerle bakmak gerekli.Yani 3d gözlüksüz 3d filmi seyretmenin anlamının olmadığı gibi.Birde şu var insan gözü ultraviyöle ışını görmek gibi bir yapıya sahip olmadığı gibi bunun bir çok hayvan için geçerli olmadığınıda biliyoruz,zaten insanda bu özellik olsaymış diğer gördüklerimizi göremiyecekmişiz.Tamda burada diyorumki Ufo ların bizim göz yapımıza göre uygun görünme durumları varmı yoksa, Vardır diyerekmi görmeye çalışıyoruz.Onların perdeli gözleri Işıktan rahatsız olmasın diye dizayn edilmiş deniyordu,Çok merak ediyorum o gözlerle biz onlara nasıl görünüyoruz acaba,Megan fox yine megan fox gibimi görünüyordur onlarada acaba...  :-)Şimdi neden ilkel görüntü aletlerinin gerçek ufo görüntüsü elde edemediği açığa çıkmış olmuyormu?Biz İnsanlar,kendi göz yapımıza uygun aletlerle onların resim ve videolarınımı çekmeye çalışıyoruz acaba?? Bütün bunlara Deniz dibinde yaşayan bir kabuklu hayvanın bize göre çarpı yedi misli daha fazla temel renk karışımları olan ara renleri  gördüklerini düşünmem neden oldu,Adamlar bunu yapay olarak taklit edip kanserli dokuları bu sayede görmeye başlamışlar.Yani kanseri gözle görünür hale getirmişler.Şimdi canon marka video kayıt cihazını al elinede ufo videosu çek bakalım....ben bişey görmüyorum,siz?    

Bende bir şey göremiyorum cheeky Ufolar eğer madde ise o zaman görülür..Ama ışın gibi yani halüsünasyon gibi bir madde iseler o zaman insan gözü aldanacaktır.Ama bu bir fantazi de olabilir gerçekte olabilir.Ufoları görmede zorlandığımız için ışından ibaret ve halusünasyon gibi düşünceler,bunlar bizim kurduğumuz hayal ürünleri olabilir ancak.Yani görememenin dokunamamanın ortaya çıkardığı kendimizi tatmin formülleri..Bir şekilde kamuflaj yapıyor olabilirler ama tamamen görünmez olduklarını söylemek metafizik yapıda olduklarını gösterebilir.Bu da insanın çok yabancı olduğu başka bir boyut demektir ve o zaman işin rengi de değişik olacaktır.Yani üç aşamada olma ihtimalleri bulunuyor.İlki madde oldukları, sonra kamuflaj alanında çok ilerde olmaları ve sonuncusu da metafizik boyutta olmaları.İlk iki şekilde olmaları bizim idrak etme konusunda zorlanmayacağımızı gösterir ama metafizik yapıda olmaları neticesinde bunu idrak etme zor olacaktır.O zaman devreye görünmeyen varlıklar vs..konusu çıkacaktır ve olayın boyutu tamamen çok farklı olacaktır.Farkındaysanız zaten ufo gözlemlerinin yarısında bir anda yok olan ufoların olduğu söyleniyor,ani ortaya çıkıp ani yok olmalar görülüyor..Eğer bunlar gerçek çekim ise..Bu kamufle ile ilgili bir durum olabilir ve metafizik ile ilgili de olabilir ama henüz hangisinin olduğu henüz belli değil.Ama bilim daha çok elle tutulur gözle görülür veriler üzerinden olayı takip etmektedir ve metafiziğe ise hiç yer verilmemektedir.Yani henüz ufoların görülmeleri ve varlıklarının nasıl olduğu açıklık kazanmış değil.Ufo görülüyor ama gerçek yapısı bunlardan hangisidir madde mi,yoksa süper kafufle yetenekleri olan araçlar mı,yoksa hiç biri değil de madde ötesi başka bir şey mi..Bekleyip göreceğiz..görebilirsek ;)

Evet,bu yazdıklarınızla güncellemenin yapılması iyi oldu,bütün bu düşünce akrobasileride gösteriyorki bir şekilde bir kapının eşiğine gelindi,hatta kapının zili bile çalındı,gelecekten kim gelecekse açar heralde,geçmişte kalanlardan elle tutulur birşey yoktu,gördüklerimiz ve görmek istediklerimiz  aynı tencerede yıllarca kaynayıp durdu sonuçta ortaya çıkan yine hiç ten başka bir şey değil.Metafizik formatlı ufo tanımıda yine bilgi donanımının gerçekte eksik oluşu ve tamamlanabilmeside bu alanda mümkün olabileceği düşüncesi,Ama şunada koşulsuz inanıyorumki,eğer bizim günümüzde ufolar hakkında bilimsel süzgeçten geçirilmiş somut gerçeklere dayanan tatmin edici boyutta bilgilerimiz olsaydı ve bu konununda teknolojik gelişme paralelinde ilerletilebilir halini görebilseydik bir gün onlarla karşılaşmada kaçınılmaz olurdu,ama her nasılsa birileri için zengin bir istismar konusu haline getirilip,etinden sütünden yıllarca faydalanıldı,ben buna işi edebiyata dökmek diyorum,hatta bilimkurgu edebiyatı.Nerede peki elle tutulur bilimsellik,nerede onları keşfedecek teknolojik ilerleme?Bunun bile ayrımını biz yapmak zorunda kaldık,yani sapla samanı ayrıştırmakta bize düştü.Hele hele youtube çok büyük bir video marketi haline getirildi,nerdeyse ilkokul mezunu bir çocuk bile ufo videosu üretip koymuş,resmen midemizi bulandırdık bu tür videolarla.Gelelim görünüp kaybolmalarına:Evet bunu bir geride bırakılmış iz olarak düşünürsek,takip edilecek düşünceyede burdan girmek ve bu konuda genişletilmiş araştırmaları kendi gerektirdiği bilim ve teknoloji ile bütünleştirmekle en doğru yolda gidilmiş olunurdu,ama seti denilen ve yıllarca sürdüğü söylenen ufo araştırması sanki ellerinde doğru araç gereç varda bulamamışlar gibi ufoları göremedik dükkanı kapatıyoruz dediler.Ben seti ile kenefe bile gidilemeyeceği fikrini yıllarca kafamda gezdirdim zaten,çünkü ellerindeki teknoloji ne ?ufolar ne?? Mikroskopla hücre yapısına bakmaya benziyor..yani ufo görebiliriz,dürbünle doğru yere bakarsak??Bu mudur yani?hele hele bizden birileri vardıki canları istediği zaman gökyüzüne baktıklarında ufolar onlara eşlik ediyorlardı...Bunuda okuduk malum literatürde..Zaten hepimizin malumu zat Tır kamyonuna doldurmuş  tişört kitap her neyse haydi ufocu geldi ufocuuu diye satışta...Neyse artık bu konu formülü kasada gizli  koka kolaya dönmüş,Almış başını gidiyor Bilim teknoloji hak getire..Resmen bilgisizce üretilmiş dökümanlarla üzeri örtülüp gözden kaybetmişler izlenecek yolu.Bir gün ciddi olarak araştıran çıkar elbet,Eric von Daniken dedektif gibi iz sürüp delil topladı,Akabinde hemen adamı ve araştırmalarını film yepıverdiler..Tanrıların Arabaları!! İşte böyle başladı bu işin suistimal ile yaygınlaşması..Bugün gelinen noktada hala bu,Tek fark internet ve youtube kullanılması.Sonuç aynı amaca hizmet,Popüleriteyi canlı tut,şunu bunu sat,ara sıra üfürüp alevi canlı tut mevzu sönmesin.Fiziğin Einstein'ı varsa ufolojininde yetişmiş olması iyi olmazmıydı?

Düşünüyorumda hala daha üzerinde hiç bir işaret bulunmayan zaman zaman labirentleşmiş tünellerden geçilen bir yolda gidiliyor.Oysa konu onlarla ilgili ve onların bize yansımasının çözülmesi lazım,Halbuki onlar hakkında kendi düşüncemizi kendimize yansıtmakla meşgul durumdayız..Görünenle görülmek istenen yer değiştirmiş,açıklananlarla  açıklanmayan arasında yıllarca Bilimsel donanım ve bilgi eksikliği gizlenmiş,Var olan gerçek,gerçek olmayan bir sürü safsatanın altında kalmış,Çoğu zaman diyoruz,elimizdeki teknoloji ile onları görmek masa etrafında toplanıp ruh çağırmak gibi,Hala daha Bilinmezlik edebiyatı ile bilinen hikayenin dışına çıkamıyoruz,Bugün cep telefonu bile boyutunu değiştirip içine akıl enjekte edilmekle övünülüp duruluyorda  ddv lara neyle nasıl bakılması gerektiği bulunamadı gitti.Oysa ortada çok sıradan bir gerçek var,Dünya içinde yaşayan biz insanlar Dünyanın kendi bilimsel kuralları ile yaşamaktayız,DDV lar bizden farklı bir gezegenden dolayısı ile uzaklıktan,zamandan,fiziksel ve bedensel farklılıklardan geliyor.Peki hala daha niye insan gözünden bakıp görmeye çalışıyoruz onları,Doğada bile göz yapılarının binlerce çeşidi yokmu,nerden çıkarıyorsunuz insan gözüne uygun görüleceklerini,ya sineklerin gözü görebiliyor özellikte ise onları,Tabi komik geliyor insana bu.Demek istediğim şu,artık onları insan gözüne uygun obje olarak görmekten aramaktan biraz farklı boyutlarla ele almanın zamanı gelmedimi,Aynı şekilde onlardan gönderilen sinyallerin illa senin keşfedebildiğin çeşitlilikte olan sinyallerle aynımı olması lazım ?? Senin bilmediğin özellikte olan metallerle yapılan nesneler varsa onlarla haberleşiyorlarsa ne dersin peki?Senin bilmediğin ışık kaynaklarını kullanıp onlarla kimbilir neyi nasıl buluyorlarsa o zaman ne diyeceksin?Sen daha düne kadar onların dünyada kendin gibi nefes alıp vererek dolaştığını var sayıyordun,onlar sanki başka gezegenden seni ziyarete gelen amcaların,dayıların??Ya akciğer yerine olmadık bir organ varsa onlarda?Güneş sistemi dışında hangi gezegende çiçek açıp arılar bal yapıyor?Yok değilmi bir küçük mikrop görmeye bile hasret kalmışsın daha yeni haberin oluyor.Marsta mikrop bulsan,insanlık için dinazor büyüklüğünde bir canlı diye ayda atılan adıma atıfta bulunacaksın.Çünkü Dünyada ne varsa Başka gezegendede ona benzer şeyler arıyorsun.Hep aynı mantık,Utanmasan Satürnde insan iskeleti bile ararsın...Bir sürü yeni gezegen buldunuz tıpkısının aynısı dünya benzeri,en anlayamıyacağım şeyde bu,Şu siyah beyaz fotoğraflardaki elinde cep telefonuyla dolaşan zaman yolcularıda heralde o gezegenlerdendir...İnsanın sorası geliyor,kız sen istanbulun nere..,pardon hangi gezegendensin diye...Yani onları görmek için baktığımız gözü değiştiremiyeceğimize göre,o halde olmadık bir şey icat edilmesi gerekli,Hem insanı çıplak gösteren gözlüğü akıl edebiliyorsunuzda ufo yu göstereni niye düşünmüyorsunuz..Adamlar(adamlar diyorum,birde mahremlerine karışmayayım) illa iki kocaman göz bir küçük ağızlamı size telepatik merhaba diyecek?Şimdi bende buna inat diyeceğimki Ufoların konuştuklarını ve seslerinin şöyle şöyle bir tonda olduğunu,gülebildiklerini de söylesem kim yanlış diyebilirki,Biz onların telepatik sessizliklerini kabullendik ve yanlış demiyoruz ama..

Bilemiyorum..Belki de ufolar hiç olmadı ve hiç olmayacaklar..İşte milyonlarca insan bunu böyle düşünüyor ve sonra devreye hayal kurma olayı giriyor.Yani ufoları neden göremiyoruz sorusunun ve merakının cevabı da doğal olarak,onlar telepatik yollarla iletişim kuruyorlar,onlar kendilerini kamufle ediyorlar,onlar görünmeyen cisimlerdir vs..şeklinde cevaplar ile tatmin olmaya çalışıyoruz.Aslında aranan gerçek ufolar değil aranan gerçek başka dünyalardır ve başka dünyaların merak edilen yaşam biçimleridir.Ufolar ise bu zincirin ilk halkası olduğu için ufoların var olup olmadığı bundan dolayı merak konusu olmaktadır.Oysa başka dünyaların var olup olmadığının tek göstergesi ufolar değildir elbet.Ya gelişmemiş bir başka dünya var ise,ya bu gelişmemiş başka dünyada yaşayanlar da aynı bizim beklediğimiz gibi yakın bir temas bekliyorsa.Yani onlar bizi bizde onları hala beklemekteyiz.Hep onlardan ilk hamleyi yapmalarını bekliyoruz ama bana göre,eğer yaşam tek bir elden başlatılmış ve evrene eşit olarak akıl dağılımı yapılmış ise ve aynı zamanda evrendeki bütün canlılara verilen beyin kapasitesi aynı ise ve yaşamlarını kurdukları gezegen koşulları da aynı ise o halde bizim onları beklememiz boşunadır ve onlarında bizi beklemesi yine boşunadır.Yani evrende tek tip insan ile hayat başlatılmış ise bu böyledir.Ama bunun dışında eğer çok faklı yapıları varsa bu durumu değiştirecektir.Ama bu durumda da yine mutlaka onların bize gelmesini beklemek hayalcılik olabilir.çünkü teknolojilerinin ne durumda olduğuna dair hiç bir veriye sahip olmadığımız için...

Evrende çeşitlilik ve buna bağlı piramit yada daha farklı sıralamada olabilir bir akıl toplamına sahip yaratılanlar var gibi geliyor bana,Eğer Dünya içinde yaşayanlarla evren içinde bir yaratılış aynası gibiyse,Akıllı yaratıkların sadece en tepesinde bizle sınırlılığı olsa olsa Dünyamız içindir belkide,Ama bunların yanıtını bir gün kendimiz bulup bulduklarımızıda evren içinden uzun zamana dayanacak toplayabileceğimiz   bilgilerle doğrulayabilirsek tabi.Benim özellikle üzerinde durduğum çizgi Biz insanların Dünyayı algılama özelliklerimiz ve kendi bulduğumuz yöntemlerlede Dünya dışından kurabileceğimiz canlı bağlantı(Broadcast)hali hazırda eksik ve icat edilmemiş teknolojik aletler yüzünden henüz mümkün değil,o yüzden hayal devreye sokuluyor hep sonrada gerçeğin üzerine cila olarak sürülüyor ve bundan da bir kültür üretiliyor,oysa gerçek ve keşfedilmemiş,hayal ve yetersiz teknoloji ile yer değiştirmemeli.Ben bunun farkındalığımız olsun istiyorum yoksa sürgit hayali gerçek yapıp üstelik birde bunları aksesuar ve textil malzemeleri üretip kültürmüş gibide kendimize yutturmayalım.Yazık oluyor inanan ve inanmak isteyen beyinlere sahip insanlara,üç beş yerli ve yabancı insan başı çekip üstelik bilirkişi,ulema,profösör rolüne soyunmaları yokmu...gerisini siz tamamlayın.Sanki hergün DDV larla aynı masada yemek yiyip dedikodu yapıyorlar,öyle bir üslup takınmışlar birde.