Ana içeriğe atla
19 Nisan 2010 tarihinde ukikar tarafından gönderildi

Hayat

Aslında anlatmak istediğim şeyi mizah dalında  anlatmak ne derece doğru bilemiyorum. Bu günlerde hepimiz gökyüzüne bakıyoruz. Ufolar garip cisimler gözlüyoruz. Belki de bir mucize bekliyoruz. Hayatın rutininden kurtulmak farklı şeyler yaşamak istiyoruz. Elbette anlaşılır istekler bunlar. Kendimizi farklı hissetmek hepimizin hakkı. Hükümetler, saklanan gerçekler, ufolar hayatımız çevreledi iyice.

Bunları yaparken başka mucizeleri, gözümüzün önündekileri kaçırıyoruz belkide. Gökyüzüne bakmak; evet ama anlayarak bakmak, bilmek çok önemli. Bu da çok araştırmayı, okumayı gerektiriyor. Buna ise birçoğumuzun vakti yok. Düşünsenize eve gidince çoğumuz ya tv'nin karşısına geçiyor yada bilgisayarın. Elbette gözlem yapmak için vaktini harcayanları saymıyorum bile.

Ama ne yaparsak yapalım ne umarsak umalım bence esas mucizeyi kaçırıyoruz. Hayatın kendisini! Ben İzmir de oturuyorum. İki yaşlarında iki kızım var. Onların hızla büyüdüklerini görüyorum. Doğdukları gün daha dünmüş gibi geliyor. Doğumhanenin kapısında gece boyunca nasıl da beklemiştim. O da bir şeymi? Eşimin hamileliğinin ilk günlerinden itibaren bir pirinç tanesinden bile küçük, şekilsiz iki noktanın biçimlenmesini, gittikçe büyümesini gördüm. Bu süreçte çok şeyler öğrendim. İlk üç ay bütün memelilerin aynı aşamalardan geçtiklerini mesela. Gittikçe büyüyen o iki şeklin ete kemiğe bürünmesini gördüm ben. Eşimin karnında tepişmelerini izledim. İnanırmısınız ultrasonda bir futbolcu gibi rövaşata yapmıştı bir tanesi. Kısacası mucizeyi gördüm ben. Siz istediğniz kadar bakın gökyüzüne. Önünüzdeki mucizeyi göremezseniz yukardakini hiç göremezsiniz. Sadece biraz içimi dökmek istedim. Ama umarım demek istediğimi anlatabilmişimdir.

 

Yorumlar

Ukikar sana katılmamak elde degıl. Hayatın kendısı baslı basına bır mucize. Cocuklarımızın olusumunu seyretmek ve tanık olmak bunlardan bırı. O yuzden gunduz veya aksamları mumkun oldugunca el verdıgınce abuk sabuk bıze bır sey katmayan sadece uyutmaya ve uyusturmaya yonelık dizilerden ve yarısma programlarından uzak durmaya calısıyorum. Baska mucizelere tanık olmak bılmek ve ogrenmek adına belgesel yapımları kacırmamaya gayret gosterıyorum. Insanoglu bır sıstem gelıstırmıs. Esya takasından paraya gecıs ınsanogluna farklı bır yasam getırdı. Icınde bulundugumuz bu sistemde cogu seyı kacırıyoruz maalesef. Ekmek parası pesınde kosarken kımbılır kac kere kafasının uzerınden gecen ufoyu fark edememıs kac adet ınsan vardır su hayatta ? veya baska bır boyuttan bakacak olursak evıne ekmek goturebılmenın mutlulugunu ve hazzını yasayan ınsanoglu ıcın goktekı ucan dairenın ne kadar onemı var ? veya denızde kansere yakalanmayan tek hayvanın kopekbalıgı oldugunu bunuda yuzgecındekı bır maddeden dolayı oldugunu bılen ınsanoglu ıcın atlantısın kayıp sılahımı su asamada onemlı ? yoksa pıramıtlerın verdıgı matematıksel mesajlarmı onem arz edıyor ? gozumuzu gokyuzunden gelmesını bekledıgımız zıyaretcılere dıkerken dunyamızın daha henuz cozulmemıs gızemlerını bulmamız, arastırmamız ve aydınlatmamız gerekmıyor mu ?

Bu konu cok derın. Gunlerce bu mevzu uzerınde tartısabılırım. Ama musadenızle sımdılık bu kadar.