Ana içeriğe atla
7 Ocak 2011 tarihinde ukikar tarafından gönderildi

Geçmiş Zaman Olur ki...

Eskiler...

Bilmem hatırlayanlarınız var mı bir zamanlar benim çok etkilendiğim bilim kurgu dizileri yayınlanmıştı televizyonda. O zamanlar sadece TRT vardı. O da tek kanallıydı. Her kes sadece o kanalı seyrederdi. Evinde videosu olanlar hariç tabi. Onlar istedikleri videoyu seyrederlerdi... Hele o VHS videolar. Ne kadar büyüklerdi bir bilseniz. Şimdi herkesin hatta 5-6 yaşındaki çocukların bile cep telefonları var ya şaşıyorum arkadaş bir zamanlar çoğu evde telefon bile yoktu. 

İşte o dönemlerde o tek kanallı televizyon bizim dünyaya açılan penceremizdi. O zamanlar anlamazdık ama inanın oele dönemler çok farklıydı. Gurbetten gelenler-özellikle Alamancılar- farklı bir dünyanın insanıydılar bizim için. Oradan gelen yaşıtlarımızı ilgiyle dinlerdik. Onlar şaşırırlardı tek kanallı televizyona, telefonu olmayan evlere. Bizlerde şaşardık çok kanallı televizyonlara, her evde bir hatta iki telefona. 

Nedense o dönemde yayınlanan bilim kurgu dizileri daha çok hoşuma giderdi. Belki bize çok uzak bir teknolojiyi anlattığı için belkide hem çok yakınımızda hem de çok uzağımızda olan diyarları anlattığı için. İşte çocukluğuma, ilk gençliğime ait o zamanlar o diyarlar...

Uzay 1999ah Maya ah

Ne geçmişi... Biz geleceğe bile gitmiştik. Hem de 25. Yüzyıla...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


Alfi nasıl unuturum...O kedi sever(!) unutulur mu hiç???

Ah kara şimşek. Az mı kız tavladım seninle (hayallerim de tabi).

Maykıl abi seni unutur muyum hiç. 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu listeye elbette Uzay Yolu'nu da eklemek lazım. Ama benim favorim nedense Uzay 1999'dur. Belki sebep Maya'dır. Kim bilir?

Yorumlar

:))))uzay 1999!!sanki bu yılı göremeyecekmişim gibi kaç yaşında olacağımı hesaplardım:))tony,allen,dr helena,kaptan könik,maya...uzay yolu kaptan körk hayrandım:)alf"i sevmeyen yoktu:))yalnız bir dizi vardı "ziyaretçiler" diye o da çok etkileyici bir diziydi hatırladınız mı?25. yy.lı hayal meyal hatırlıyorum.sanırım fazla seyretmemişim:)

Bunlara galactica'yı, star trek'i eklemeden gecmek olmaz. 1970 lerın basında merakla ılgı ıle ve sabırsızlıkla ekran basında pur dıkkat bu dızılerın baslamasını beklerdık. Ve hatırlarmısınız bılemıyorum ama Gunesın oglu esteban. Cızgı fılım.

1970'lerde 1999'u anlatan uzay 1999 ay ustu alfa nasıl damagımızda ınanılmaz lezzetler bıraktıysa aynı lezzetı hatta daha fazlasını  Jules Verne Aya seyahat, denız altında 20000 fersah gıbı bas yapıtlarıyla gerek o donemın ınsanlarına gerekse sımdıkı donemde bırakmıstır.

Ancak ben hala Jules Verne'nın o donemde sundugu eserlerle cok daha buyuk ve daha muazzam bır ıse ımza attıgını soylemeden gecemeyecegım. Hele hele her turlu tepkı ve alaya ragmen.

Ve son olarak sunu belırtmelıyımkı dızılerde ongorulen teknolojık nımetlere henuz kavusabılmıs degılız. Uzay 1999 ongoruldugu uzere 1999 yılımda bır uzay ussune kavusamadık. Star Trek'tekı gıbı ınsanların ısınlanması su an mumkun degıl. Galaktıka'dakı gıbı kendımıze uygun, dunya benzerı yasayabıleceımız bır gezegenın kesfı ıcın ne ana gemılere nede ana gemılerı savunabılecek avcı gemılerıne sahıp degılız.

Ancak her ne olursa olsun bu dızıler, fılımler, kıtaplar, romanlar sayesınde bugun bazı seylere sahıbız dıye dusunuyorum.

Denız altında 20000 fersah sayesınde denızaltının kesfı normalden daha hızlanmıs olamazmı ? Bence ızlerı ve etkılerı bır o kadar buyuk....