Ana içeriğe atla
31 Ocak 2011 tarihinde grandrock tarafından gönderildi

İşte uzayın sır taşı

Esrarı Avustralya'da 1969 yılında Murchison kentine düşen göktaşı parçası çözecek.

Yapılan analizlerde meteor parçasının daha önce bilinmeyen milyonlarca karbon bileşimi içerdiği ortaya çıktı. Murchison meteorunun incelenmesi sırasında bilim adamları, Dünya'da bulunmayan çeşitlilikte değişik organik maddelere rastladı.

Güneşten daha yaşlı olan meteorun güneş sisteminin oluş sırasındaki toz bulutlarından geçerek organik maddeler bakımından zengin hale geldiği düşünülüyor.  Almanya’nın Neuherberg kentinde bulunan Ekolojik Kimya Enstitüsünde yürütülen çalışmanın başında bulunan Philippe Schmitt-Kopplin konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “taşı ilk araştırmamda karşılaştıklarım beni oldukça heyecanlandırdı. Meteorlar fosiller gibidir, bakmasını bilirseniz evrenin geçmişi ile ilgili bilinmeyen birçok gerçeği keşfedebilirsiniz” dedi. Başka meteorlar üzerinde çalışan aynı grup en kompleks yapıya sahip olanın Murchison meteoru olduğunu belirtiyor.

Yorumlar

Evet işte bu..Bu meteorun güneş sisteminin oluş sırasındaki toz bulutlarından geçerek organik maddeler bakımından zengin hale geldiği düşünülüyor..Güneş sisteminden geçerken üzerine bulaşmış organik maddelere bakarak canlı hayatın olup olmadığını araştırmak,budur işte..Adamlar önce meteoru buluyor ve sonra araştırıp delillerle kanıtlarla ve gerçek bilgilerle açıklamalarını yapıyorlar,bu adama delilini göster dediğimizde bize meteoru gösterecek bu bu kadar basit..Teşekkürler sayın grandrock..

ben teşekkür ederim. ben kanıtların , delillerin peşindeyim. sitedeki bazı kişiler bunu anlamıyor. şu gezegende şu canlılar var diyor neye dayanarak bunu söyledin dediğimde uzaylı arkadaşım söyledi diyor. istanbulda bildiğim bir yerde ufo var diyor yerini soruyorum sana söylemem diyor, bazılarıda burası ufoloji sitesi burda bilimsel dayanağa ihtiyaç yok diyor.

halbuki bir yıldır takip ediyorum çok önemli bilimsel ve kanıtlara dayalı bilgiler paylaşılıyor. yanılıyormuyum.

Sevgili bertsinay bu yorumumda asla imalı ve alaycı bir hal takınmayıp sadece bildiğim gibi ciddiyetle ve olması gerektiği gibi yazdım..Burada bazıları uzaylıların kendi aralarındaki psikolojiden bahsedebiliyor ve sanki onların aralarında yaşayan biriymiş gibi sözler söyleyebiliyorsa ve bu hiç bir tepkiye maruz kalmıyor ise,işte tam burada benim küçücük bir göktaşı hakkındaki yorumlarımın ne derece doğru ve sağlıklı olabileceğini varın siz düşünün..

Küçücük bir göktaşında milyonlarca bakterilerin bulunabileceğini akla yatkın olarak görüyorum..Bir damla kanda 250 milyondan fazla alyuvar olduğuna göre kıyaslamayı siz yapın artık..

muzaffer arkadaş doğru söylüyor.1 gramda milyonlar gizlidir.

hayaller hayal, kanıtlar gerçek olandır. artık hayaller teoriler gerçek olsun.

tamam dünya dışı hayata hepimiz inanıyoruz. ama bu şu anda hayal çünkü kanıt yok. bizim hayallerimizin tahminlerimizin  ötesine  geçmiyor. ama artık geçmeli artık ufo varmı yokmu tartışmasına gerek yok. artık hayallerin ötesine geçmeli kanıtlar bulmalıyız.

palindromik gibi  (tabi doğruysa) dünya dışı varlıklarla iletişim halinde olan insanlar var bunuda biliyoruz ama artık sıkıldık artık kanıt istiyoruz. arkadaşımızın dünya dışı varlıklarla iletişim halinde olduğunu söylemesi artık bana ilginç gelmiyor. hani kanıtlar. kanıtlar daha etkileyici artık. sizce de öyle değilmi.

Sayın grandrock evet çok doğru,artık ufo varmı yokmu diye düşünmek yerine ufoların içindeki canlıların nerede nasıl ve ne şekilde yaşadıklarını,şekillerinin nasıl olabileceğini,nasıl var olduklarını,nasıl öldüklerini vs..düşünmenin daha akıllıca olacağını söylemek istiyorum..

Örneğin ben şahsen hiç bir zaman ufolara takılıp kalmadım,daha çok dünya dışı canlılar ile kafa yormayı uygun buluyorum..Dünyaya gelebilenlerin kullandıkları ufo denilen araçların yanında ayrıca dünyaya gelemeyen dünya dışı canlılarda var..Onların tek eksiği ufo denilen araçlarının olmayışı yani onların ilkel olması..İlkel olan dünya dışı yaşamların da aslında daha öncelikli konuşulup düşünülmesi gerekir..Devamlı olarak dünya dışı canlıların dünyayı istilasından bahsediyoruz da,ya bizler bir zaman gelip çok ileri bir teknolojiye sahip olup onların ilkel olan gezegenlerine gidersek acaba ne olur buda hayli ilginç olsa gerek..

Öncelikle emeğe saygı açısından teşekkür..

 

sonra ; meteorlar uzun milyonlarca yılodan beri dünyamıza düştü , düşüyor ve halen düşmektedir. Be yni bir şey değil.

Dikkat çekici olması gereken , olan ve gündeme düşen şey , bilimin ilerlediği andaki elde edilen teknolojiler , meteorlar hakkında dolayısı ile içerdiklerinden yola çıkarak güneş sistemi , galaksimiz , hatta evren hakkında ipuçları içeriyor olmas ihitimali olması. bundan 30 40 yıl önce çok falza şey bilemezken şuan baktığımızda  çok fazla bilgi elde edebiliyoruz meteorlardan.

Meteorların dünya ve insanlık içinde önemi büyüktür. örneğin , demirin kaynağı  milyonlarca yıl boyunca dünyaa düşen meteorlar ile gelmiştir. bildiğiniz üzere demir elementi  yıldızların patlaması sonucunda ( nebula) yaklaşık 400 milyon derecelik sıcaklıklarda oluşur...

buda metorlar yardımı ile dağılır kimisis gezegenlere düşer kimisi uzay boşluğunda seyrine devam eder.

bilinmeyen ve ilk olan bir şeyi daha açıklamak isterim

meteorlar galaksimizde 70 çeşit enerji akımından geçerek 1482 yada 1782 ( tam rakamı hatırlamıyorum şuan ) elemente beşiklik eder. teknoloji ilerledikçe hemen hemen tüm meteorlarda bu elementleri görebilecek insanoğlu şuan için çok az bir kısmını tesipit edebiliyor.

 

saygılar.

Sayın Muzaffer ,

milyonlarca alyuvar  bulunması başka;

 ' milyonlarca çeşit daha önce bilinmeyen farklı karbon bileşimi '

bulunması biraz zor gibi geldi bana.Yanlışlık mı var acaba diye sordum o soruyu.

Diğerini de size kinaye olsun diye değil , yazınızı ( ve diğer yorumlerınızı) daha doğru anlayabilmek adına sordum.

1969 yılının malzemesini hangi ortamda sakladıklarını da merak ettim, eğer tetkikler şimdi yapıldıysa dünyadaki şartların sonuçları etkilemesi de muhtemel sanırım...