Ana içeriğe atla
4 Ocak 2011 tarihinde BarisAslier tarafından gönderildi

Ekzobiyoloji...

Sevgili Dostlarım, Canlılık konusu, aslında dünyayla sınırlı bir olgu değildir. Genel anlamda canlılık konusu evrensel bir olgudur. Bunu dünya gibi, evrende toz zerresi kadar olan bir uzaysal obje ile sınırlamak çok dar bir görüş olur. Çünkü bugüne kadar yapılan araştırmaların sonucunda elde edilen bilgiler, belgeler, gözlemler ve araştırmalar bunu söylemektedir. Kısaca uzaysal bilgilerimizi hatırlayacak olursak Galaktik ölçüleri veya Güneş sistemi ile ilgili ölçüleri göz önüne getirirsek bir de dünyanın boyutlarını göz önünde tutarsak görürüz ki, şu an üzerinde yaşadığımız dünya gezegeni bu boyutlar ölçüsünde hemen hemen hiç durumunda kalmaktadır. Dolayısıyla bu küçücük ölçüler içine canlılık gibi evrensel bir olguyu sığdırmak, sıkıştırmak ne kadar doğru olur? Çünkü şu anda dünya dışı canlılıkla ilgili pek çok belge, gözlem, araştırma ve hatta tarihsel bulgular bulunmaktadır. Bu bilgiler ışığında ortaya çıkan sonuç Evrende yalnız olmadığımız yönündedir. Dünya dışı canlılık konusu bir olasılık değildir. Dünya dışı canlılığın yaygınlığı söz konusudur. Evrenlere dağılmış olması söz konusudur. Hatta çok değişik şuur düzeylerindeki varlıklar evrenlere yayılmış vaziyettedir...

Dünya dışı canlılık yani bilimsel adıyla ''Ekzobiyoloji''  konusunda yapılan araştırmaları 3 ana başlık altında incelemek mümkündür...

l- Meteorlarla ilgili araştırmalar...

2- Yapay atmosfer araştırmaları...

3- Radyoteleskoplarla yapılan Yıldız dinleme operasyonları...

 

''Meteorlarla ilgili araştırmaları şu şekilde özetleyebiliriz''...

Yapılan araştırmalar sonucunda, uzaydan dünyamıza sürekli olarak meteor yağmurları olduðu görülmektedir. Dolayısıyla dünyamıza dış uzaydan bazı partiküller gelmektedir. Bunların üzerinde yapılan araştırmalar sonucunda bilim adamları organizma sporlarına rastlamışlardır. Aminoasitlere, Yağ asitlerine, Hidrokarbonlara ve organik bileşiklere rastlamışlardır.

Hatta Meteoritlerden bir kültür bile oluşturulmuştur...

 

Yapay Atmosfer araştırmaları...

1953 yılında Stanley Miller adlı bir bilim adamının dünyanın oluşumu sırasındaki atmosferini laboratuvar ortamında yapay olarak meydana getirmesiyle başlamıştır. Bu atmosferin içerdiği maddeler şunlardan oluşmaktadır. Metan, Su buharı, Amonyak, Karbondioksit ve Siyanhidrik asit bileşikleri. Görüldüğü gibi bunların hepsi, su buharı hariç şu anda bizler (canlılar) için zehir durumundadır. Görüldüğü gibi dünyada canlılık, şu an bizler için zehir sayılabilecek bir ortamda başlamıştır. Yapılan bu araştırmalar sonucunda; Evrende canlılığın, yani hayatın meydana gelebilmesi için suyun ve oksijenin şart olmadığını söyleyebiliriz...

 

Radyoteleskoplarla ilgili...

araştırmaların başında ise, 1960'larda Amerikanın önemli astronomlarından biri olan Prof. Frank Drake tarafından başlatılmış olan Ozma Projesi vardı. Projede o zamanın radyoteleskoplarıyla uzaysal objeden gelen sinyal tipleri dinlenmeye başlandı. Bunun uzantısı olarak günümüzde de hala SETİ (Search for Extra Terrestrial Inteligence ) Dünya Dışı Yaşamı Araştırma Projesi sürdürülmektedir. SETİ projesinin arkasında bugün NASA destekli olmak üzere Planetary Society bulunmaktadır. Ve bu araştırmalar günümüzde de yıldız dinleme projesi olarak devam etmektedir...

Bu çalışmaların paralelini Rusyada da görmekteyiz. Örneğin; Gorki gözlemevi müdürü Prof. Vesvolod Troitsky, "Başka medeniyetlerin bizi elektromanyetik dalgalarla taradığına kuvvetle inanıyoruz. Bunun sonuçlarını er ya da geç alacağız" demektedir. Prof. Troitsky'nin belirttiğine göre, Kuzey Kafkasya Dağları'nda 1973 yılında yeni ve büyük bir gözlemevi açılmıştır. Bu gözlemevinin optik teleskobu Palomar Dağı'ndakİ 200 inçlik teleskoptan daha büyüktür. Radyoteleskobu ise 2000 feet çapındadır. Bu iki teleskop zeki sinyallerin saptanması çalışmalarında dönüşümlü olarak kullanılmaktadır...

Moskova Devlet Üniversitesi Radyo Astronomi Direktörü olan Prof. Josif Shklovsky ise dünya dışı bir medeniyetle temasın çok yakın olduğunu ifade etmektedir. Tüm bu gelişmelerin paralelinde dünyanın çeşitli üniversitelerinde de konuyu incelemek amacıyla "Ekzobiyoloji" adı altında dünya dışı hayat'ı araştıran kürsüler kurulmuştur...

''Bunlara örnek olarak: Alabama, Missisipi, Hamburg, Kiel, Utretch, Mainz, Boston Üniversiteleriyle Edison Sommunity, Moorpark Junior, Victor Halley ve Londra'da ki Marley Koleji'ni gösterebiliriz''...

Astronom Harlow Shapley..

Evrende zeki hayat konusunda astronomların matematiksel hesaplamalarına göre Örneğin: Astronom Harlow Shapley'e göre teleskopların görüş alanı içinde (100 Katrilyon) adet yıldız bulunmaktadır. Bu yıldızların binde birinde hayat için elverişli koşulların bulunduğunu kabul ettiğimizde, geriye (100 Trilyon) adet yıldızın kaldığını söylemektedir. Bunların binde birinde hayata uygun atmosferin bulunduğunu farz edersek, geriye (100 Milyar) adet yıldızın bulunabileceğini ileri sürmektedir...

Astronom Harlow Shapley, daha da ileri giderek, bunlarında binde birinde hayatın ortaya çıkabileceğini kabul edersek, şu anda üzerinde hayat olan gezegen sayısı (100 Milyon) adettir. Isaac Asimov, "Sadece galaksimiz Samanyolu'ndaki yaşanabilir gezegenlerin sayısının 650 Milyon olması gerektiğini hesaplamıştır. Bu sounca göre en azından gözlenebilir evrenin tümünde, 2 Milyar adet yaşanabilir gezegen bulunmaktadır" demektedir...

 

 

EVRENDE ZEKi HAYATIN BİLİMSEL KANITLARI...

NASA, Ağustos 1989'da insansız uzay aracı Voyager 2'yle Neptün gezegenin yanından geçti ve dünyaya resimler ve çeşitli veriler yolladı. Bu araç dünyaya ışık hızında bile varması 4 saat süren darbe sesleri yolladı. Bu darbeler dünya üzerinde NASA'nın uzay ağını oluşturan radyoteleskopları aracılığıyla yakalandı ve sonra zayıf sinyaller Pasadena / California'da bulunan NASA'nın Jet îtki Laboratuarının gelişmiş tesislerinde elektronik sihirbazlık yoluyla fotoğraflara, tablolara ve diğer veri biçimlerine çevrildi...

Neptün ziyaretinden 12 yıl önce Ağustos 1977'de fırlatılan Voyager 2 ve refakatçisi Voyager l'in aslında sadece Jüpitere ve Satürn'e ulaşması ve daha önce Pioneer 10 ve Pioneer 11 adlı insansız uzay araçları tarafından bu iki dev gazımsı gezegen hakkında elde edilen verileri artırması niyetleniyordu. Ama kayda değer bir deha ve beceri ile JPL bilimcileri ve teknisyenleri, dış gezegenlerin nadir bir şekilde hizaya girmesinden faydalanarak ve bu gezegenlerin yerçekimi güçlerini "sapan" gibi kullanarak Voyager 2'yi ilk önce Satürn'den Uranüs'e sonra da Uranüs'ten Neptün'e fırlatmayı başardılar...

Voyager 2 den gelen elektronik sinyaller Helyum, hidrojen ve metan gazlarından oluşan bir atmosferin kucakladığı, dünyanın kasırgalarını küçücük kılan, burgaçlı, yüksek şiddette rüzgarların süpürdüğü güzel bir mavi-yeşil renge sahip, turkuaz bir gezegeni açığa çıkardılar. Beklendiği gibi atmosfer ve yüzey ısıları donma noktasının altındaydı ama Neptün'ün, beklenmedik biçimde, gezegen içinden çıkan bir ısı yaydığı bulundu. Neptün'ün bir gaz devi olduğu yolundaki daha önceki fikirlerin aksine gezegenin, JPL bilimcilerinin kelimeleriyle, üstünde "su buzundan oluşan yarı erimiş bir kanşım"ın yüzdüğü kayalık bir çekirdeğe sahip olduğu, Voyager 2 tarafından belirlendi. Neptün'ün 8 uydusu olduğu saptandı. Ve bu uyduların en büyüğüne Triton adı verildi. Triton'un yapısı da Neptün gezegenine benziyordu. Yakın plan resimleri çok garip bir türden volkanik aktivite olduğunu önermekteydi. Gök cisminin aktif, sıcak iç kısmının dışarıya püskürten erimiş lavlar değil, sulu buz fıskiyeleri olduğu ortaya çıktı. Hazırlık aşamasındaki değerlendirmeler Triton'un geçmişinde yüzeyde akan sular olduğunu, hatta jeolojik ölçeğe göre nispeten yakın zamana kadar yüzeyde göller bile olduğunu belirtmekteydi...

NASA, Voyager 2 uydusu aracılığıyla Uranüs'ün de gazlarla değil sularla kaplı olduğunu ve yüzeyinde sadece bir donmuş su katmanı değil, bir su okyanusu olduğunu ortaya çıkardı. Daha sonra Voyager 2, Uranüs'ün aylarının da kayadan ve sıradan su buzundan oluştuğunu bulmuştu...

NASA, 1974 / 1975'te uzaya gönderilen Mariner 10 adlı insansız uzay aracının dünyaya gönderdiği fotoğraflarda Marsın yüzeyinin su buharıyla kaplı olduğunu gösterdi.

Aralık 1978'den sonra Pioneer-Venüs l ve 2 adlı iki insansız uzay aracı tarafından Venüsün uzun süre incelenmesiyle elde edilen veriler, bulguları analiz eden bilimcilerden oluşan ekipleri, Venüs'ün "bir zamanlar en azından ortalama 10 metre derinliğinde suyla kaplı olabileceği" konusunda ikna etmiştir. Venüs, diye sonuca vardılar. Bugün buhar halinde sahip olduğu suyun en azından 100 katına, bir zamanlar su olarak sahipti." Ardından gelen çalışmalar bu kadim suyun bir bölümünün sülfürik asit bulutlarını oluşturmakta kullanıldığının, bir kısmının da gezegenin kayalık yüzeyini okside etmek üzere oksijeninden vazgeçtiğini önermekteydi.

NASA, Viking 2 insansız uzay aracının durduğu yerdeki zeminde don olduğunu bildirmişti. Don tabakasının su, su buzu ve donmuş karbondioksit (kuru buz) içerdiği bulunmuştur. Mars'ın kutuplarındaki buz tabakalarının su buzu ya da kuru buz içerip içermediği tartışması NASA'nın JPL bilimcilerinin Pasadena'daki (Caltech) California Teknoloji Enstitüsünde Ocak 1979'da düzenlenen 2. Uluslararası Mars toplantısında güney kutbu değil ama "kuzey kutbu su buzu içermektedir" diye açıklama yapmalarıyla sonuca bağlandı.

Dünyamızdan 800 kat daha büyük olan Satürn'ün yüzeyine henüz nüfuz edilemedi. Pioneer 11 1979'da Satürn'ün halkalarının ve Aylarının büyük ölçüde olmasa bile, su buzundan ve hatta belki de sıvı sudan oluştuğunu ortaya çıkartmıştır.

 

Jüpiter, Pioneer 10 - Pioneer 11 ve Voyager tarafindan incelendi. Sonuçlar Satürndekilerden pek farklı değildir. Gaz devi gezegenin çok büyük miktarlarda radyasyon ve ısı yaydığı ve şiddetli fırtınalara tabi olan kalın bir atmosferle sarmalandığı bulundu. Ancak bu nüfuz edilemez örtünün, esasen hidrojen, helyum, metan, amonyak, su buharı ve muhtemelen su damlacıklarından oluştuğu bulundu, bilim adamları, bu kalın atmosferin daha da aşağılarında bir yerlerde sıvı suyun olduğu sonucuna vardılar. Jüpiterin aylarının da su buharı ve su damlacıkları ile kaplı olduğu sonucuna vardılar. Özellikle lo, Europa, Ganymede ve Callisto uydularıdır...  

 

 

Yorumlar

farkında olduğunu sandığın şeyin farkında bile değilsin derim.  sorduğun sorudan belli..

benim yazdıklarımla sorduğun sorunun alakası varmı bir düşün derim. ama farklı bir bilgi vereyim.

istanbuldan ufonun geçmesine gerek yok zaten İstanbulda benim bildiğim 1 tane ufo var...sabit.. ve yer altında.

 

başka varmı bilmiyorum.

 

bir yerlerden geçen ufo görüntülerinin % 99,9 u sahte yada yanlış yorumlama.( ddv anlamında ufoyu kastediyorum)

bildiğimiz market poşetlerini bile belli bir uzaklık ve gun ışığı açısındna rüzgara kapılmış halini görseniz ufo sanarsınız. o derece sahteler yani..

bilginize.

 

 

 

bende galaksimizde üzerinde yaşam olan 333 gezegen var diyebilirim soranlarada inanmıyorsanız gidin sayın derim.  ama bu bilgiyi bir varlık bana iletmiş olsa bile başkalarıyla bunu paylaşmazdım çünkü insanlara inandırıcı mantıklı bir delil sunmalıyım. bunuda yapamayacaksam hiç böyle bir iddiada bulunmam insanlar kandırıldıklarını düşünürler haklı olarak.

   bizler hiç ufoya girmedik ama onlarla  ilgili bilgi alışverişi yapıyoruz çünkü deliller var videolar fotoğraflar var. sen delilin yokken iddia uzaylılarla iletişim halinde olduğunu iddia ediyorsun sana kim inanacak. bu neye yarayacak. kendini komik duruma düşürüyorsun.

    madem ki istanbulda yerin altında ufo var diyorsun yetkililere adres verde gidip tespit yapılsın sende tarihe geç. ne dersin. istediğin bu değilmi.

1.sana aşağıdaki açıklamayı  okumanı tavsiye ederim. Bu kadar yuksek olasılıkların yanında benim tahminim

çok mütevazi kalır. Ben bunları yazarken en azından okuyanların belli bir bilgi birikimi seviyesinde olduğunu

düşünerek yazıyorum ama her seferinde konuları sıfırdan ele almak zorunda kalıyorum. evrenden bu kadr bi

haber olupta yorum yazmak ne kadr inandırıcı  "bilgi sahibi  olmadan fikir sahibi olmuşsunuz" malesef.

2. olarak hala bazı şeylerin farkında değilsin. ünlü olmak mış!!!adres vermekmiş.!!!bunlar henel evren ve yuksek

bilinç düzeyinde bakabildiğin zaman çok saçma ve gereksiz insanın özellike  zayıf insanların heverslerinden

ibaret istekler. ünlü olmaktan paradan çok daha önemli şeyler oldğunun farkında olmanı beklerdim. isteğim bahsettiğin şeyler olsa burada olmazdım demekki senin ile iletişime geçme ihtimalleri yok anında ispiyon eder ele verirdin onları bu da düşünce tarzını ele veriyor.

ancak kendileri isterse  bunu yaparlar bana ihtiyaçları yok... bende senin mantığına göre gammazcılık

yapmalıyım öylemi. yazık bu düşünce tarzına gerçekten üzüldüm...

 

ben ufoya girdiğimi söylemedim. böyle bir kanıya nereden vardın merak ettim doğrusu. konuyu

saptırıyorsunuz.kimin inanıp inanmaması o kadar umurumda değil. Bu forumda yayınlanan ( bilimsel konular

hariç. ) tüm yorum vepaylaşımlara bakın hepsi kanıtısız. kanıt siye sunulanlar bile aslılsız. somut tek bir bilgi

verin..

insan kaçırılmaları ve çipler  bunlarda  asılsız  ( çipler DDv kaynaklı değil anlamında asılsız)...... iletişimde olanlar

olabilir buna inanırım ama ıspat yok....

 

 

 

 

Galaksimizde Uygar Yaşam Olan Gezegen Sayısının Tahmini

İnce kenarlı mercek biçimindeki galaksimizin yarıçapı 50.000 IY(*) Güneş ise merkezden 27.000 IY uzaktaydı (Robert Julius, 1886-1956) 1998 Mart ayında gerçekleştirilen ince hesaplar sonucunda bu uzaklığın 23.000 IY olduğu saptandı.
Galaksinin kütlesi kesinlikle Güneş'in 100 milyar katından fazladır ve bazı tahminlere göre 200 milyardır. Orta bir sayı elde etmek için Galaksi kütlesinin Güneş'in kütlesinin 160 milyar katı olduğunu söyleyebiliriz.

Galaksinin kütlesi; yıldızlar, aydınlık olmayan gezegensel gökcisimleri, toz ve gaz bulutlarından oluşur.  Galaksideki yıldızların kütlesi, toplam kütlenin %94'ünü oluşturduklarını  söyleyebiliriz. (Örneğin: Güneş'in kütlesi, Güneş sisteminin %99,86'sıdır.) Galaksideki yıldızların kütlesini, Güneş kütlesinin 150 milyar katına eşit olduğunu varsayabiliriz. Güneş ortalama bir yıldızdır.Ancak gökcisimleri küçüldükçe olası sayıları da artacağından ortalama yıldız kütlesi, Güneş'in kütlesinin yarısı kadarsa, Galaksimizde 300 milyar yıldız bulunmaktadır. Her gördüğümüz yıldıza karşılık gözle göremediğimiz 50 milyon yıldız vardır.  Lokal Grup adı verilen "galaktik küme"de (Samanyolu, Andromeda, Macellan Bulutları) ~1,5 trilyon yıldız bulunabilir. (3 milyon IY'da) 1milyar IY ötelere kadar bu sayı 1 milyarı bulur. Son incelemelere göre evrenin yaklaşık 15 milyar yıllık olduğu belirlenmiştir. Bundan dolayı, gözlemlenebilir evrende 200 milyar galaksi bulunabilir.  Orta boyutta bir galaksi olan Samanyolu'ndan 100 kat daha fazla kütleye üye galaksiler bulunduğu gibi, yüzbinde biri kadar olan galaksiler de vardır.  Ortalama bir galakside 10^10 yıldız olduğunu varsayabilriz. Demek ki gözlemlenebilir evren içinde 2x10^21 yıldız var demektir. Buna göre milyarda bir teknolojik uygarlığın var olma olasılığı böyle bir evrende 2 trilyon farklı uygarlığın var olacağı anlamına gelmektedir. Daha önce sözünü ettiğimiz sayıyla başlarsak:

I - Galaksimizdeki yıldızların sayısı: 320.000.000.000

Tek başına yıldız, yaşamın varlığını garanti edemez. Bunun için yıldız yakınında bir gezegen bulunmalıdır. Yıldız tarafından enerji verilen ve ısıtılan bu gezegende yaşam var olabilir. Onun için gezegen sistemini dikkate almalıyız. Güneş sistemimizin nasıl oluştuğunu saptayabilirsek, diğer gezegen sistemlerinin nasıl oluştukları konusunda bir takım sonuçlar çıkarabiliriz. Nebula hipotezine göre, her yıldızın bir gezegen sistemi olacaktır. Açısal momentum, ayrık bir gökcisminin ya da bir sistemin dönme eğiliminin bir ölçüsüdür. Açısal momentum iki şeye bağlıdır: Maddesel noktanın bir eksen ya da bir cisim çerçevesinde dönüş hızına ve dönüş merkezine olan uzaklığına. Bu sabite, açısal momentumun sakınımı yasası denir. Bu yasaya göre, uzaklık küçüldükçe, dönme hızı artar ya da uzaklık büyüdükçe, hız küçülür. Güneş, sistemin açısal momentumunun %2'sine iyedir. Geri kalanı sistemdeki diğer cisimlerde bulunmaktadır. %60'ı Jüpiter, %25' Satürn'e aittir.Eğer sistemdeki tüm gökcisimlerinin açısal momentumları Güneş'e lenirse -açısal momentumun sakınımı yasasına göre- Güneş, ekseni çevresindeki dönüşünü yarım günde tamamlayacaktı! Salınım yapan her yıldızın gezegenleri olduğunu ileri sürmek ne derece doğrudur? Sirius'un salınımı, Güneş'e benzer bir yıldızdan kaynaklanır. 61 Cygni, Barnard, Ross 614 ve Lalande 21185 'te salınımlar gözlendi. Gezegen sistemlerini tüm yıldızların %93'ünü ağır dönen yıldızlarla sınırlayacak olursak:

II - Galaksimizdeki gezegen sistemlerinin sayısı: 297.000.000.000

Büyük bir yıldızda ekosfer (yaşam koşullarını sağlayacak uzaklıktaki kabuk) çok daha uzak olacaktır. Gezegenimiz dev yıldızın çevresinde, -Isaac ASIMOV'un örneğine göre- 366 milyar Km. uzakta olduğunu düşünürsek (Pluton'un Güneş'ten uzaklığının 62 katı) yıldız çevresindeki dolanımı 14.500 yıl olacaktır. Dairesel görünmeyecek kadar olan bu uzaklıktan bile Güneş'in dünyamıza verdiği kadar ısı ve ışık verecektir. Güneş'ten sönük görünmesine rağmen morötesi ve x-ışınlarının akışı yaşam için öldürücü olacaktır. Ayrıca, gezegenin konumu atmosferinin kalınlığını ayarlayarak çözümlenemeyecek bir sorun. Bir yıldız, tüm varlığı süresince yaşam için elverişli değildir. Önce, nükleer ateşlemelerin merkezinde başlayacağı noktaya dek yoğuşmalıdır, ancak ondan sonra yayınlamaya başlar. Sonuç olarak, yoğuşma dengeli bir safhaya ulaşır ve radyasyon, belli bir en üst sınıra vardıktan sonra orada kalır Buna yıldızın normal hali denir. Gördüğümüz yıldızların %98'i bu haldedir.Bir yıldız da ancak normal haldeyken yaşama hizmet edebilir.  Güneş, normal hal süresinin henüz yarısını bile tamamlamamıştır. Güneş'ten 70 kat büyük olan dev bir yıldız korkunç yerçekimine dayanabilmek
için aşırı oranda hidrojen tüketecektir ve normal halde kalabilme süresi en çok 500.000 yıl sürecektir. Bu süre, insan ömrü için çok uzun olmakla birlikte yaşamın uygarlık düzeyine çıkabilmesi için bir gezegenin 5 milyar yıllık bir zamana gereksinimi vardır. Dolayısıyla Güneş'in 1,4 katından daha büyük kütleli bir yıldızın yaşamın gelişmesine hizmet edemeyeceği sonucuna varılabiilir. Öte yandan Güneş'in 1/16'sı kadar olan cüce bir yıldız, (Jüpiter kütlesinin
65 katı ya da 150.000 Km çapında olacaktır) Dünyamızın, bu yıldızın merkezinden 300.000 Km. uzakta onun çevresinde döndüğünü varsayarsak, gezegenimizin bir yılı 1,1 saat kadar olacaktır. Alınan enerji biraz faklı olacak ancak bu yıldız, Dünya'dan Güneş'in 3.000 katı büyüklükte görünecektir! Hiç morötesi ışık veremeyecek olan bu cüce yıldız, pek az görünür ışık verecek ve enerjisinin çoğu kızılötesi ışık durumunda olacaktır. Güneş'in Dünya üzerindeki etkisinin, Ay'ın Dünya üzerindeki gelgit etkisinin %46'sı kadardır. Ancak bu cüce yıldızın kütlesinin, Güneş'in kütlesinin 1/16'sı kadar olmasına karşın, bunun yer üzerindeki gelgit etkisinin 150.000 katı olacaktır. Bu etkiyle cüce yıldızın ekosferindeki gezegenimiz sonunda dönüşünü durduracak ve bir yüzü tamamen yıldıza bakacaktır. Böylece gezegenin her iki yanında sıvı su kalmayacaktır. Alacakaranlık kuşağında bile, yıldıza bakan yüzeyindeki sıcaklık dolayısıyla atmosfer kaybolacak, yaşanmaz duruma gelecektir. Sonuç olarak M2 tayf sınıfından küçük yıldızları (cüce yıldız) devre dışı bırakabiliriz.
O halde F2 (Güneş'in 1,4 katı) ve M2 (Güneş'in 0,33 katı) tayf sınıfları arasındaki yıldızların yaşam süresi zekanın oluşmasına fırsat verecek denli yeterlidir. Bu aralık içindeki yıldızlar "Güneşimsi Yıldızlar"dır ve galaksimizdeki oranı %25 kadardır.

III - Galaksimizdeki Güneşimsi yıldızların çevresinde dönen gezegen sistemlerinin sayısı: 75.000.000.000**

Güneşimsi ikiz yıldızın birbirine yakın bir şekilde bulunması, herhangi birinin çevresinde yerimsi bir gezegenin dolaşması şansını azaltır. Bugün ise beş hatta altı yıldızlı sistemler bilinmektedir. Çoklu sistemlerin, yaşamın gelişmesine bir katkısı olmayacaktır. Eğer sistemimizin oluşumu sırasında Jüpiter'in kütlesi 65 kez daha çok olsaydı bu kütle kaybı Güneş için pek önemli olmayacak, bugünkü görünümünü koruyacaktı. Jüpiter de soluk kırmızı, cüce bir yıldız olacaktı ve böylece
Güneş de ikili bir sistemin parçasını oluşturacaktı.Galaksimizdeki yukarıda sözünü ettiğimiz 75 milyar yıldızı gruplandırırsak;

30 milyarı (%40) tek yıldızdır.
25 milyarı (%33) cüce bir yıldızla ikiz oluşturur.
18 milyarı (%24) benzeriyle ikiz oluşturur.
2 milyarı (%3) dev bir yıldızla ikiz oluşturur.

Zekanın gelişmesi için gerekli yaşa ulaşmadan önce dev yıldız üstnova durumunda patlayacağından bu 2 milyar yıldızı hesaptan çıkarmamız gerekir. Eğer bir bulutsu iki yıldız durumunda yoğuşursa, iki yıldızın kalıntı
maddeler toplamakta tek yıldızdan daha etkin olabileceğini ileri sürebiliriz. Birinden kaçacak olan gezegen maddesi, diğeri tarafından tutulacaktır. Dolayısıyla sonunda iki yıldız oluşacak ancak hiç gezegen olmayacaktır. Robert S. Harrington'un hesaplarına göre; eğer güneşimsi bir yıldız ikiz bir yıldızın bir parçasıysa ve eğer aralarındaki uzaklık güneşimsi yıldızın ekosferinin en az 3,5 katıysa, o zaman yararlı bir ekosferdir. Yani bir gezegen, iki yıldızın ağırlık merkezinden, bu iki
yıldız arasındaki açıklığın 3,5 katı kadar uzakta bulunursa, dengeli bir yörüngeye sahip olacaktır. Tek başına bütün güneşimsi yıldızların yararlı ekosfere iye olduğunu varsayabiliriz (Yaklaşık 30 milyar yıldız).
Benzeriyle ikiz oluşturan güneşimsi yıldızların üçte biri (6 milyar), bir cüce yıldızla ikiz oluşturan ikizlerin (cüce bir yıldızın gerek yerçekimi, gerekse radyasyon açısından bir gezegen sistemini etkilemesi olasılığı çok düşük
olacağından) bu tür güneşimsi yıldızların üçte ikisi (16 milyar) yararlı ekosfere sahiptir diyebiliriz. Buna göre;

IV - Galaksimizdeki yararlı ekosfere iye güneşimsi yıldızların sayısı: 52.000.000.000

Güneşimsi bir yıldız, yararlı bir ekosfere iye olabilir ama yine de yerimsi bir gezegenin bu ekosfere dönmesi olanaklı olmayabilir. 15 mlyar yıl önceki başlangıçta hidrojen ve az miktarda helyum vardı. Gazın hemen hemen tamamı, ilk oluşan küçük ve orta boyutlu yıldızların çevresinde toplandığından, galaktik merkezdeki yıldızlararası bölgelerde hemen hiç gaz yoktur.  Galaksinin merkezi bölgelerinin karakteristiği olan bu yıldızlar, II. yıldız topluluğu olarak adlandırılırlar. Bu yıldızlar büyük miktarda hidrojenle az oranda helyumdan oluşmuşlardır. Bu topluluk çevresinde oluşan gezegenler Jüpiter ve Satürn'e benzeyecekler ama su, amonyak, ve metan ve diğer maddelerden yoksun olacaklardır. Bu nedenle II. Yıldız topluluklarında yaşam için uygun gezegenlerin bulunması söz konusu değildir. Dev yıldızlar bakımından varsıl ve merkezi bölgeye göre yıldızların daha geniş bir hacme gelişigüzel dağıldığı galaksi eteklerine I. Yıldız topluluğu (Galaksi'nin bizim bölgemizdeki yıldızlar bu tiptedir.) adı verilir. Bu bölgeler, gaz ve toz bulutları bakımından varsıldır. Burada oluşan dev yıldızlar, normal durumlarında uzun süre kalmamışlardır. Gerçek devasalar birkaç yüz bin yıl, titanlar birkaç milyon yıl, küçük devlerse bir milyar yıl ayakta kalmıştır. Oluşumundan beri Galaksimizin eteklerinde 500 milyon üstnova patlaması oluşmuş olabilir. Bu patlamalar, uzayı karmaşık elementler bakımından oldukça varsıllaştırmış, yoğunluğu arttırmıştır. Ortaya çıkan kuvvetler, birtakım girdap ve sıkışmalar yaratarak yeni bir yıldız ve yıldız grupları oluşumunu başlatmış olabilir. Eski bir yıldızın ölümünden sonra ortaya çıkan bu yeni yıldızlar ikinci kuşak yıldızlar olarak adlandırılır. 5
milyar yaşında olan Güneşimiz de ikinci kuşak yıldızlarındandır. Yaşam oluşturabilecek güneşimsi yıldızlara bakarken, I. yıldız topluluğunun ikinci kuşaktan olanlarını dikkate alacağız. Galaksi merkezinin küçük bir kısmı dışındaki geniş dış bölgeler I. yıldız topluluğuna aittir. Galaksideki yıldızların %80'i merkezde sıkışmıştır, geri kalan %20'sinin ancak yarısı (toplamın %10'u) ikinci kuşak yıldızlardır. Ancak bunların çevresinde dönen yerimsi gezegenler vardır:

V - Galakside yararlı ekosferi olan II. kuşaktan I. topluluk güneşimsi yıldızların sayısı: 5.200.000.000

Gerekli olan, yalnızca yaşam oluşturacak bir yıldızın değil, aynı zamanda üzerinde yaşam oluşacak bir gezegenin de bulunmasıdır. 5,2 milyar güneşimsi yıldızın gezegenleri nerededir? Yıldızın sıvı suyun olabileceği ekosferinde hiçbir gezegen bulunmayabilir. Küçük gezegenler yıldıza yakın, büyükleri ise daha uzakta bulunurlar. NASA'dan Michael Hart'a göre, Güneş'in ekosferi 10 milyon Km. kalınlıkta olabilir ve Dünya'nın bu bölgede bulunması tam bir rastlantıdır. Bir gezegenin bu ekosfer içinde bulunma olasılığı kabaca 1,0'dir. Biz bu olasılığı yarısını alacak olursak;

VI - Galakside yararlı ekosfere iye olan ve bu ekosfer içinde bir gezegeni bulunan II. kuşaktan I. topluluk güneşimsi yıldızların sayısı: 2.600.000.000

Bir gezegenin, yıldızın ekosferi içinde olması yaşamın var olabileceği anlamına gelmemelidir. I. topluluk yıldızlarında bile hidrojen ve helyum dışındaki maddeler miktarca az olup büyük bir dünyanın oluşumunda kullanılamazlar. Bir gezegen, yaşamı sürdürebilmek için, bir atmosfer tutmaya yetecek ve bir yerçekimi alanı üretecek kadar bir kütleye iye olmalıdır. Ekosfer dahilinde Yer'in 0,4 katı kadar bir kütle yeterli olabilecektir. Uygun yıldızları çevreleyen uygun ekosferlerdeki dünyaların yarısının  -sistemimizin tüm evren için geçerli olduğunu düşünürsek- kütlece yaşanabilir olduğu sonucuna varılabilir. Böyle gezegenlerin gaz, sıvı ve katı durumunda yüzey sularına iye olma olasılıkları yüksektir, karakter olarak "yerimsi" olacaklardır.

VII - Galaksimizde yararlı bir ekosfere ve bu ekosfer içinde dönen "yerimsi" bir gezegene iye II. kuşaktan I. topluluk Güneşimsi yıldızların sayısı: 1.300.000.000

Bu koşullarda bile dış merkezli bir gezegen yaşam için uygun olmayacaktır.  Yine eğer gezegenin dönme ekseni, yıldız çevresinde dönüş düzlemine göre aşırı yatıksa, aşırı koşullar yaşamın var olma şansını azaltacaktır.  Atmosferin kalınlığı ve geçirgenliği, gezegenin yıldız çevresinde dönüş hızı da önemli bir etkendir. Sezgisel olarak her iki yerimsi gezegenden ancak birinin bütün önemli karakteristikleriyle yerimsi olduğunu varsayabiliriz.  Gündüzler ve geceler makul uzunluktadır, mevsimler aşırılıklara kaymaz, okyanuslar ne çok geniş ne de çok dardır, yerkabuğu jeolojik olarak ne çok dengesiz ne de çok atıldır.

VIII - Galaksimizdeki yaşanabilir gezegenlerin sayısı: 650.000.000

Bu demektir ki Galaksimiz' deki her 492 yıldızdan ancak biri yaşanabilir bir gezegene iyedir. Carl Sagan, Galakside bir milyar kadar yaşanılabilir gezegen bulunduğunu ileri sürmüştür. Yaşanılabilir gezegenler üzerindeki yaşam hakkında genelde akıllıca bir şeyler söyleyebilmemiz için, yeryüzünde yaşamın nasıl oluştuğuna ilişkin akla yakın bir şeyler söylemiz gerekir. Kendiliğinden üreme diye bir şeyin var olmadığı ve insanların gözlediği kadarıyla bütün yaşamın daha önce var olan başka yaşamlardan kaynaklandığı anlaşılınca, yaşamın yeryüzü üzerinde ya da başka gezegenlerde nasıl kaynaklandığına karar vermek güçleşti. Moleküllerin rastlantısal çarpışmaları ve rastlantısal enerji absorbsiyonu sonucu laboratuvarlarda oluşan değişimlerin, her zaman bildiğimiz yaşam doğrultusunda olması etkileyicidir. Bu deneyler (Stanley Lloyd Miller tarafından yaşayan dokuların şaşılacak kadar çeşitli temel molekülleri "kendiliğinden" üretildi.) yaşamın, bir takım kimyasal reaksiyonların sonucu olduğunu gösteriyordu ve yaşamın yeryüzünün ilk zamanlarında oluşmuş olması kaçınılmazdı. Aynı şekilde göktaşı incelemeleri, genelde, laboratuvar çalışmalarını desteklemiş, her şeye karşın yaşamın doğal, normal, hatta kaçınılmaz bir olgu olduğunu göstermiştir. Atomlar, en az şansa iye oldukları zaman bile, bizim yaşamımız doğrultusunda bileşikler üretmek üzere bir araya gelme eğilimindedir. Yıldızlar arası uzayda otuz kadar çeşitli türden moleküller saptanmıştır. Dış uzayda bile, oluşumun yönü, yaşam doğrultusunda görünmektedir. Yaşam, yeryüzünün ilk zamanlarında kendiliğinden başladı ve kanıtlara göre, bu iş kolayca gerçekleşti. Bu doğrultudaki reaksiyonlar kaçınılmazdı. Öyleyse yaşam, er ya da geç, üzerinde yaşanılabilir bir başka gezegende de başlayacaktır.
En eski Kambriyum fosilleri 600 milyon yaşındadır ve bu rakam insanı yaşamın yaklaşık olarak bu zamanlarda başladığı varsayımına yöneltmektedir. Gezegenimizin 4,6 milyar yaşında olduğunu bildiğimize göre, demek ki Dünya 4 milyar yıl boyunca yaşamsız var olmuştur. Amerikalı botanikçi Elso Sterreberg Barghoorn 1960'larda çok eski kayalar üzerinde çalışırken belli belirsiz karbon izleriyle karşılaştı ve araştırma sonucu bunların mikroskopik canlıların kalıntıları olduğunu gördü. Bu yaşamın bulanık kanıtları 3,7 milyar yıl öncesine dayanmaktadır. Yaklaşık olarak dünyamız 1 milyar yaşındayken yaşamın başlamış olabileceği sonucuna varabiliriz.

Güneş'in normal durumunda kalış süresi 12 milyar yıldır ve bu sayıyı güneşimsi yıldızlar için ortalama bir değer olarak alabiliriz. Eğer yaşam Dünya' da bir milyar yıl sonra göründüyse, demek ki tüm yaşam süresinin (12 milyar yıl) ancak %8'i geçtikten sonra başlamıştır. O nedenle üzerinde oturulabilir gezegenlerin, yaşam sürelerinin %8'i geçtikten sonra yaşam sahibi olabileceklerini söyleyebiliriz. O ve B tayf türü dev yıldızlar yaklaşık bir milyar yıl kadar sonra oluşmuşlardır. Aksi durumda şimdi, normal durumlarında kalamazlardı. Eğer yıldızlar son bir milyar yıl içinde oluşmuşlarsa, bu süre içinde oluşum durumundaydılar ve oluşmaktalar... 1940'larda Hollanda asıllı Amerikalı gökbilimci Bart Jan Bok galaksi eteklerinde az çok küresel biçimde bazı donuk, yoğun ve tek başına duran toz bulutlarına dikkatleri çekti. Bu bulutların yıldızlar ve gezegen sistemleri şeklinde yoğuşmakta olduğunu ileri sürdü. Sagan galaksimizde her yıl ortalama on yıldız doğduğunu kestirmişti. Öyleyse belli bir oranda yıldız oluştuğunu varsayarak; üzerinde yaşanabilir gezegenlerin yüzde x'i henüz yaşamlarının %x'ini harcamamışlardır. Buna göre, üzerinde yaşanabilir gezegenlerin %8'i ömürlerinin, üzerinde yaşam oluşması için gerekli olan %8'lik kısmını harcamıştır. Daha doğrusu bir milyar yıldan daha gençtir. Buna karşılık üzerinde yaşanabilir gezegenlerin yüzde 92'si, üzerlerinde yaşam gelişmiş olabilecek kadar yaşlıdır.

IX - Galaksimizde üzerinde yaşam bulunan gezegenlerin sayısı: 600.000.000

Yaşamın yeryüzünde varolduğu ilk 2 milyar yıl süresince, egemen türler bakteriler ve mavi-yeşil deniz yosunları olmuştur. Bu canlıların kimyasını ve üremesini denetleyen DNA molekülleri içeren açık seçik çekirdekleri bile yoktur. Evrim yavaş da ilerlese 1,5 milyar yıl kadar önce, yeryüzünde 2 milyar yıldır yaşam varken ilk çekirdekli hücreler ortaya çıktı. Bunlar
büyük hücrelerdi, daha yeterli bir kimyaları vardı ve öncekilere göre daha büyük oranda fotosentez yapabilme yeteneğine iyeydi. 700 milyon yıl önce, yaşamın yeryüzünde 3 milyar yıldan beri var olduğu sıralarda, atmosferde %5 oksijen bulunuyordu. Organik bir bileşiğin oksijenle birleşmesinden açığa çıkan enerji, aynı miktardaki maddenin oksijen kullanmadan parçalanmasıyla açığa çıkan enerjinin yirmi katıdır. Hücreler gruplaşarak organizmalar oluştu. Böylece çok hücreli organizmalar gelişti ve bunları desteklemek için sert dokular oluştu. Bunlar kolayca fosilleşebiliyordu.  Zamanımızdan 600 milyon yıl önce karmaşık ve ileri düzeyde çokhücreli yaşam serpilmişti. 4 milyar yıl, yani Yeryüzü'nün tüm ömrünün 1/3'i geçmeden bu tür karmaşık canlılar ortaya çıkmadı. Eğer bu, yerimsi gezegenlerin bir özelliği ise, gezegenlerin üçte biri, tek hücreli yaşamadan daha çoğuna iye olamayacak kadar gençtir. Kalan 2/3'si karmaşık ve çeşitli çokhücreli yaşama iyedir.

X - Galaksimizde çokhücreli yaşama iye gezegenlerin sayısı: 433.000.000

Bizler zeki yaşam aradığımıza göre bu sayı yeterli değildir. Yaklaşık 370 milyon yıl önce ilk bitkiler karaları istila etti. 4,25 milyar yıl boyunca ıssız ve ölü kalmış olan kara, kıyılarından yeşermeye başladı. Onlarca milyon yıl daha sonra bitkileri hayvanlar izledi. Böcekler ve örümceklerden sonra sümüklüböcek ve kurtlar ortaya çıktı. İlkel sürüngenler (ilk omurgalılar) tümüyle kara hayvanları olarak 275 milyon yıl önce oluştu. Bir başka deyişle Yeryüzü, ömrünün %36'sını yaşamış olduğu zaman varsıl bir yaşam ortaya çıktı. Öyleyse diyebiliriz ki, üzerinde yaşanabilir gezegenlerin %64'ü varsıl bir kara yaşamına iyedir.

XI - Galaksimizde varsıl bir kara yaşamına iye olan gezegenlerin sayısı: 416.000.000

~180 milyon yıl önce ortaya çıkan ilk memeliler, sürüngenlere göre daha zekiydi. 75 milyon yıl öncesinde gözleri ve beyinleri gelişen primatlar, 35 milyon yıl öncesinde iki gruba ayrılarak küçük maymunlar ve lemurlar ile gelişmiş beyinli iri maymunlar oluştu. Yine yaklaşık 600.000 yıl önce Homo Sapien gelişti ve 5.000 yıl kadar önce insanoğlu yazıyı buldu.  öylece yazılı tarih başlayarak Dünya'nın bazı bölgelerinde uygarlık çiçeklendi. Uygarlık ortaya çıktığında Dünya, 4,6 milyar yaşındaydı ve ömrünün yaklaşık %40'ını tamamlamıştı. Üzerinde yaşanabilir gezegenlerin %40'ının uygarlık geliştirebilecek kadar yaşlı olmadığı, %60'ının ise yeterince yaşlı olduğu anlamına gelir.

XII - Galaksimizde teknolojik uygarlığın gelişmiş olduğu gezegenlerin sayısı: 390.000.000

Uygarlığımız 5.000 yıl sürmüştür. İyimser bir şekilde Dünya durdukça bir 7,4 milyar yıllık süre içinde teknoloji düzeyimiz daha da gelişecektir. Uzay uçuşları gelişmeden önce uygarlığın ancak 1/1.500.000'i geçmekte ve geri kalan süre teknolojik düzeyin daha da gelişmesi içindir. Bir başka deyişle; Galaksimizdeki 390 milyon uygarlıktan ancak 260'ı bizim kadar ilkel geri kalanları daha ileri düzeydedir. Eğer bu 390 milyon uygarlık galaksinin I.  topluluk yıldızlarına düzgün bir şekilde dağılmışsa, iki komşu uygarlık arasındaki uzaklık ortalama 40 IY olacaktır. Uygarlık doğar, teknolojk ilerleme nükleer bomba düzeyine gelinceye kadar hızlanır ve bir patlamayla ya da bir ıstırapla sona erer. Kendi durumumuzu kıstas alarak diyelim ki üzerinde yaşanabilecek 12x109 yıl ömürlü her gezegende zeki türler 4,6 milyar yıl sonra ortaya çıkar, 600.000 yıl boyunca yavaş yavaş bir uygarlık oluşturur ve bu uygarlık birdenbire sona erer.  Gezegen, üzerinde artık uygarlık oluşamayacak şekilde tahrip olmuştur.  600.000, 12 milyarın 1/20.000'i olduğundan Galaksimizde 650 milyon yaşanılabilir gezegeni 20.000'e bölersek, bunlardan ancak 32.500'ünün 600.000 yıl periyodunda ve Homo sapiens 'e eşdeğer zekada bir türü gelişmekte olduğunu buluruz. İlk uygarlığın doğuşundan sonra uygarlığın Yeryüzü gibi bir gezegende kalma süresi, gezegenin yaşama evsahipliği etme süresinin 1/740'i kadarıdır. Bu demektir ki her 570 bin yıldızdan ancak bugün biri var olan uygarlığın üzerinde parlamaktadır. Buna göre;

XIII - Galaksimizde teknolojik uygarlığın şimdi var olduğu gezegenlerin sayısı: 525.000

 

saygılar

palindromik çok kızmışın belli :) aslında benim sana vurgulamak istediğim nokta şuydu... "

sadece bizim galaksimizde üzerinde yaşam olan 21 gezegen mevcuttur. bunları henüz keşfedilmemiş

gezegenlerdir." bu anlatım tarzındı. :) evet beyler ben gittim gördüm buldum be yahuu ama nasa daha bulamadı. :) tamam bu tahmini çizelgeyi bilmeyen varsa elini kaldırsın demiyorum. çünkü herkesi biliyor varsayıyoruz. ama olasılıklar asla kesin olabilirlik çerçevesine ispat edilmeden alınamazlar. Veeeee grandrock zaten herkesin bildiği şeylerle kimse ünlü olamaz ... telif hakkı alınmamışsa :D

bu forumda bulunan hiç kimse ufolara inanmak zorunda değildir. herkes temel hakkı olan bilgi edinmek ve bildiklerini paylaşmak için çalışıyor. palindormik de benim gördüğüm kadarıyla buna değer veriyor... ve de öle pek atar sıkar tarzı yok ben sadece kesin konuşması komiğime gittiği için yazdım... yani ünlü yada artiz olmaya çalışıyor imajı yarattığı için değil... saygılar

erhanpehlivan  ;

 

onu biraz daha düzelteyim keşfedilmemiş yada blinipte açıklanmayan diyeyim.. daha isabetli olur..

 

Birde bilimsel keşifler haircinden benim yazılarımda mantalitem şudur  ; henüz kimsenin bilmediği yada bilinipte

paylaşılmayan yada gizlenen bilgileri ( tabi bu kabul ediliip edilmemesi ayrı bir konu ) paylaşmak.

Zaten şu ana kadar teori yada bilimsel paylaşımlarıma baktığınzıda bunları farkedeceksiniz.Sadece beklemedeyim zaman meselesi. Bri kısmının olması için belki ömrümüz yetmez .ancak yinede diğer konuları gün be gün ortaya parça parça çıkıyor.. Hepsi doğrumudur .Benim böyle bir iddiam yok sonuçta insanız baız tahmin yada teorilerimizde yanılabiliriz.Sizde takdir edersinizki bazı konularda çok kısıtlı bilgilere sahibiz..

 

dünyamıza bile yabancıyız % 90 dan fazlası bilinmiyor buna rağmen  herşeyi biliyoruz havasında takılanlar var. Bunların kendilerinden bile haberi yok. neyse bu konu uzun  buna fazla girmek istemiyorum.

 

evet ben de olasılıkların bile tamamında hayat olamayacağını biliyorum. Bu nedenle  525,000 rakamı ile 21 rakamı arasındaki farkı gayet iyi idrak etmişsinizdir.

 

son olarak  hayır kızmadım asla kızamam çünkü şuna inanıyorum ve biliyorum .

 

"Ne kadar bilirseniz bilin , blginiz karşınızdakinin anladığı kadrdır"   ( barısaslier den alıntı :)

"karşınızdakilere algısı ve bilgisi ölçüsünde konuşun"  ( bu bana ayrıca tavsiye edilmişti. )

 

bu nedenle açıklamadığım yada açıklayamadığım ( verilen izin ölçüsünde ) okadar çok şey varki .fırsat buldukça imkan oldukça konuların arasına sıkıştırıyorum bu bilgileri. dikkatli biri çok rahatlıkla anlar bunu...

 

 

saygılar..

 

Sevgili barış,Konunun ana imajı olarak evrende yanlız değiliz, bizden başkalarıda var şeklinde bir anlam çıkmaktadır,yani kısaca bu..şimdi belki biraz ilahiyata dayalı bir yorum olacak ama konu ile alakalı gördüğümden dolayı şahsi fikirlerim olarak yazmak istedim..Bilimsel bir mantık ile düşününce evet evrende yanlız olmamızın imkanı yok,bu artık şüphe götürmez bir gerçek sayılıyor..dinsel anlamda da bu yine böyledir,peygamberin hatırı için insanları yaratan yaratıcı insanların hatırı içinde tüm kainatı yaratmıştır..Yani kainattaki her düzen,olay,madde ve her şey yine insanlar için yaratılmış olup insanların bilgisine sunulmuştur..

Eğer biz insanlar olarak evrende bilinmeyenleri araştırıp bulabiliyor isek demekki bu bilinmezler de bizim için meydana getirilmiştir..Daha doğrusu insanların hiç bir zaman bilemeyecekleri,anlayamayacakları evreni yaratıcı eğer insan olmasaydı yaratmazdı..Olayın ilginç yönü ise,dünya gezegeninin ve incecik atmosferinin insanların kullanımına yettiğini görüyoruz..Dünya insanların kullanımı,yaşaması için yeterli geliyor ise o halde bu muazzam boyuttaki evrenin neden var edildiğinide düşünmek gerekir..Yaratıcı burada adeta evet dünya size şu anda yetebilir ama ileride yetmeyecek ve evrenin başka yerlerine gidebileceksiniz ve başka canlılar ile tanışacaksınız çünkü ben evrende sizler için başka gezegenler ve başka canlılarda meydana getirdim demek istediğini anlayabiliriz..

Ve insanlar evrenin başka yerlerinde yaşayan canlılar için yaratılmış olmamakla beraber aksine, evrendeki diğer canlılar insan için yaratılmışlardır şeklinde anlayabiliriz..Bunu nereden anlıyoruz dediğimizde ise bunu yine kutsal kitaplardan özellikle kurandan anlıyoruz diyebilirim..Yukarıda belirttiğim gibi kurana göre insanlar peygamberin hatırı için yaratılmış olup,insanların hatırı içinde başka evrenler ve başka canlılar yaratılmıştır diye düşünebiliriz..Tabii bu olayın dinsel boyutu..Yani evrende yanlızmıyız veya değilmiyiz şeklinde düşünürken bunuda düşünmekte fayda var kanısındayım..

 

sizinle ayni fikirde degilim muzaffer bey,söyleki evren insanlar icin yaratilamayacak kadar büyüktür ( diger bir degisle insanin bulundugu yer, evrendeki 300 milyar galaksiden sadece biridir , kendi bulundugumuz galaksimiz samanyolunu bile cözememisken geri kalan 300 milyar galaksinin bizim icin  yaratilmis olmasinin hic bir manasi yoktur.misal bize en yakin olan andromeda galaksisinin üzerinde yasayan canlilarin bizler icin hicbir anlami olmayacaktir.merkeziyetci düsünce bilimde cok uzun süre önce terkedilmistir.bilim artik hic birseyin merkezinde olmadigimizi ,milyonlarca gezegenden sadece bir tanesinde yasadigimizi aciklikla ifade eder.

ikinci ve en önemli konu ise her yildizin ve her gezegenin olusum zamani farklidir.örnek dünyamiz 4,7 yil ile 5 milyar yas arasindadir.bizim gezegenimzden daha eski gezegenler elbetteki vardir.eger evrende yasam olduguna bi sekilde inaniyorsaniz  ,bizden daha önce evrimlesmis canlilar olduguna da inanabilirsiniz.bizleri dünyamiza kadar ziyarete gelen bu canlilarin tahmin edersiniz ki bizden cok daha önce evrimlestigini hatta biz yeni yeni yaziyi bulmusken onlarin garip cisimli ,maskeli ucan adamlarinin misir piramitlerinde ve pek cok magra bölgelerinde resimleri cizilmistir.bunun nedeni bu canlilarin bizden cok daha zeki olmasindan degil evrime bizden önce baslamis ve cok yok katetmis olmalarindan dolayi bizden önce var olduklarina bir kanittir.

ha bazilari dünya disi yasama inanmamaktadir ki ozaman bütün bu dediklerimi bi kenara birakabilirsiniz.ama siz yukarida belirtiginiz gibi dünya disa yasama inandiginizi belirtmissiniz ki ve bütün kainatin sadece insanlar icin yaratilmis oldugunu belirtmissiniz.bende bunun böyle olmadigina bütün kalbimle inaniyorum.saygilar..

Tabii ki benimle aynı fikirde olmayacaksınız sayın muzzi55..Fakat ben burada olayı dinsel açıdan ele aldığım için bunun böyle olduğunu yazdım..Ama sizin dediğiniz, bizden önce evrimleşmiş canlıların dünyamıza kadar geldiğini var saymak şu an için pek geçerli görünmüyor yani bizden önce onların evrimleşmesi konusu zaten bir muamma....Ya bizden daha ilkel iseler?..Daha doğrusu ben onların değilde bizlerin daha ileri olduğumuzu tahmin ediyorum,bu tabii sadece bir tahmin olmakla kalır..

Dünya dışı yaşama inanıyorum ve yazıda belirttiğim gibi,eğer bilimsel bir mantıkla düşünürsek tamam sizin söyledikleriniz geçerli olabilir,fakat ben buna dinsel bir şekilde yaklaştım ve bunuda belirttim zaten..

Ayrıca  evren insanlar icin yaratilamayacak kadar büyüktür diyorsunuz da ,ben "evren insanlar için yaratılmıştır" dediğimde bunu dini anlamda yazdım ve açıklamayıda belirttim yani sebebini yazdım ki sebep insan..sizin ise "evren insanlar icin yaratilamayacak kadar büyüktür" bu sözünüzde dinsel bir mantık olmamakla beraber bilimsel olarakta kanıtlanması mümkün değildir..Yani yaratıcıya bunu soramazsınız.evreni insan için mi,yoksa başka sebeplerden dolayımı yarattınız diye..Ama kutsal kitabımıza göre evrenin insanın hizmetinde olduğunu anlıyorum..

sorgulayis sebebbinizde biraz mantik hatasi oldugunu düsünüyorum o da sudur ki benim "evrenin insan icin yaratilmayacak kadar büyüktür " sözümün kanitlanamaz oldugunu demissiniz.ayni mantik sizin "insan icin yaratilmistir " sözü icinde gecerlidir (kanitlanamazdir).eger baska gezegenler üzerinde de milyonlarca bire bir bizim gibi insanlar yasiyorsa haklisiniz.ama bunun böyle olmadigi önemli ufo gözlemlerinde belirtilmistir.ve 3-4 yil daha sabir edebilirsek gercekelr aciga cikacaktir.ufo konusu uzatma dakikalarini oynamaktadir.daha fazal hali altina süpürülemezdir.daha önceki birkac yazismamizda da tartismis oldugumuz gibi ben olaya bilim gözü ile bakmaktayim.kisisel din iinanciniza saygim büyük fakat ben olaya bilimsel gözle bakmayi seciyorum..

Başka gezegenlerde bizim gibi insanların yaşıyor olması muhtemeldir neden olmasın veya olmaması için bir sebep mi var bence olabilir..Az önce yazdığım gibi olayın birde mahşer günü var,hani çeşit çeşit değişik fizik ve değişik beyinler yerine tek tip bir beyin, tek tip bir fizik (dil ve ırklar farklı olabilir tıpkı dünyadaki gibi)neden olmasın..Değişik görünümlü uzaylıların olduğu ne kadar gerçek ise insan benzeri uzaylılarında olduğu o kadar gerçektir diye düşünüyorum..Bu arada "evren insan için yaratılmıştır" sözü için ben kaynak gösterdim..

simdi dünyada milyonlarca sayida ,ufo gördügünü  belgeleyen ,fotograflayan insanlar mevcut ( ben bunlardan biri degilim :) ) ,hepisinin birden fotomontaj yada sahte oldugunu diyemessiniz sanirim.bu arada devlet belgelerine girmis ufo konulari bile mevcuttur.ingiltere daha yakin bir zamanda ufo belgelerini acikladi.yani dünyamiza kadar gelebilen canlilar pek tabi bizden daha ileri bir uygarliktir.ha siz dünyamiza gelmedigini israrla vurguluyorsaniz simdilik evalla demekten baska sansimiz yok sanirim :) ama 3-5 yila kadar zaten hersey aciga cikacaktir (2012 de gelicekler demiyorum ,bizim teknolojimiz onlari bulmaya yeticek adimlar atildi (bir iki yil icinde gönderilecek cok ileri uzay teleskoplari olucak,günes sistemimiz asiri gezegenleri icerdigi elementler acisindan inceleyecekler,yasam barindiriyor mu görme imkani olucak) ve artik saklanamaz bir hal alicaktir.ama dediginiz bir noktada size hak veriyorum ,o da , bizden daha ilkel  canlilarin da olucagidir.cünkü evrende sadece bir yada iki tane degil milyonlarca yasam formu olduguna inaniyorum ki isin dogrulanmamis matamatiksel   hesabi bunu verir bize.

simdi kesin olan bizim dünyamizdan önce olmusmus trilyonlarca gezegen oldugudur (bütün evrende).hatta günes sistemmimiz, saman yolundaki diger yildizlara nazaran daha genc bir yildiz sayilmaktadir.isin bilimsel boyutu buyken bizden önce yasam olusmus olma ihtimali oldukca fazladir ki bilim cevreleri bu konu hakkinda süphe duymuyorlar.ama zaten sizinde belirtmis oldugunuz gibi siz isin dinsel boyutunu dile getirmissiniz o konu artik tamamen kisisel inanisa dayandigi icin yorum yapmamiz mümkün degil tabiki. saygilar.

Sayın muzzi55..Bizden önce galaksilerin oluşması,bizden önce evrende başka canlıların var olmuş olması,bizim dünyamızdan önce milyarlarca gezegenin var olması vs.ayrı ve bilimsel bir platform olup,insanların sebebine bütün kainatın yaratılmış olması da dinsel anlamda daha ayrı bir platformdur..Sanırım bu ikisini birbirinden ayırmak gerekir..Yani evet,bütün bunlar bilimselliğe dayalı ve bilimsel düşünülmesi gereken konular olmakla beraber bende bu tarz konulara tamamen bilimsel olarak bakmaktayım..Bu konuya bilimsel olarak bakmanın yanında ise olayın birde dinselliğinin olduğunu bertaraf etmememiz gerekir düşüncesi ile olaya kutsal kitabımızın da bakış açısının ne olduğunu dile getirdim..ve yaratıcının ne olduğunu insanların idrak edebilmeleri,anlayabilmeleri açısından evrenin yaratılmış olduğunu kasdediyorum..Dünya dışı yaşama inanan bir kişi olarak dünya dışından gelen ufoları yok sayamayız ama ben burada ufolara inanmadığımı değil,dünya dışı canlılarında insanların hizmeti için yaratılmış olduklarını veya olabileceklerini belirttim..Ayrıca dünya dışı canlılar dediğimizde belki başka dünya gibi gezegenlerde olup bu gezegenlerde tamamen insan olan yani bizim fiziki ve ruhsal ve beyinsel olarak aynı olan insanlarda yaşıyor olabilir..Yani uzaylılar dediğimizde mutlaka hani filmlerdeki gibi bazı yaratıkların olduğunu var sayamayız,ve yine dinsel anlam derken birde bütün bu canlıların neticede toplanacakları bir mahşer günüde var,ve mahşer gününde bir yanda insanlar,bir yanda tuhaf görünümlü uzaylılar peki nasıl olacak :))..Neyse buna daha sonra değinmek istiyorum..Teşekkür ederim muzzi55..

simdi bu olaylara dinsel acidan bakarsak söyle celiskiler olusur gelecekte ,bir gün gelirde ufolar aciga cikar (yani bizimle acikca iletisime gecerlerse - ki illa olucaktir zaman meselesidir).biz dersek kardesim iste bizim kitabimizda böyle yaziyor evren bizim  icin yaratilmisitir sizde bize hürmet ediniz vs gibi seyler söylersek bu varliklara,siz manyakmisiniz kardesim biz sizin inandiginizdan bambaska biseye inaniyoruz ,sizde kim oluyorsunuz  ki kainatin sahibi kesiliyorsunuz  diye dikilirler karsimiza :) biz sizden on binlerce ileri bir uygarligiz diye haklica bir tepki gelirse ,sizin inandiginiz bu bu dini boyutun onlar icin hic bir anlami olmadigi ortaya cikar ve bu en cok sizi üzer sanirim :) o yüzden kendimizi o kadar  bu konularda bu dogrultuda hapsetmeden, bilimin arkasinda tamamen objektiv bir durusta durup gelecegi bu yönde aramaliyiz.yani inanciniza saygi duymakla birlikte dini kitaplarin  her bilimsel olayin yazili oldugu bilim kitaplar olduguna inanmiyorum , aksi olsaydi ozaman biseyler kesfetmeye yeni bilimsel buluslar bulmanin bir manasi olmuyacakti.zaten hersey dini kitaplarda yaziliysa insanlik bilimsel acidan daha ileri gitmek icin niye cabalasin ? orada olmayan ne bulabiliriz sorulari gelir ki ? sanirim frakanslarimiz bu konu üzerinde biraz farkli :)orta yolda bulusmamiz biraz zor gibi bu konu hakkinda :) ama güzel bir tartisma oldu tesekkürler..

Güzel bir tartışma oldu deyipte kurtulacağınızı sanıyorsanız aldanıyorsunuz:)))...Tamam diyelim ki başka bir uygarlık ile yani uzaylılar ile bir gün iletişim kuruldu ve onlar dünyaya geldiler..Ve bizler dedik ki işte bizim kitabımız işte bizim dinimiz ve onlarda manyakmısınız nesiniz :)) biz tamamen başka bir şeye inanıyoruz diye söylerler ise ne olur diyorsunuz..

Burada cevaben ben de şunu söylemek istiyorum peki ya bu gelen uzaylılar aynı bizim gibi yani insan görünümlü ise ve bizim inandığımız yaratıcıya inanıyor ise ve bizimde aynı yaratıcıya inandığımızı gördükleri zaman bundan çok mutlu olurlar ve kendi geldikleri yerler hakkında ve kendi bilimleri hakkında bizlere yardımcı olacaklarını söylerler ise yani kısacası bize her konuda yardımcı olacaklarını söylerler ise bu dünya insanı için mükemmel bir olay olmazmı,tabii ki olur..

Haa sizin tabirinizle eğer başka bir şeye inanıyorlar ise bunu sadece şu an için bir varsayım olarak görebiliriz,fakat bana göre yine dünya dışı canlılar dünyaya kadar gelebiliyor iseler aramızda dinsel anlamda bir anlaşmamazlık olacağını pek sanmıyorum,çünkü bu anlamda dinin ikinci planda hatta üçüncü planda kalabileceğini düşünüyorum..

Uygarlıklarının bizden çok çok önde olması demek bizleri dışlayacakları anlamına da gelmez sanırım..Ve yine belirteyim ki ben daha önce bu konudaki fikirlerimi yazarken referans olarak gördüğüm kutsal kitaptan esinlenerek böyle bir kanıya vardım,yani benim referansım belli..Ama referans derken de sizinde belirttiğiniz şekilde her bilimsel konunun kutsal kitaplarda olmadığını bende çok iyi biliyorum.Ama konu "akıllı" dünya dışı yaşam olunca dünya dışı canlılarında,ne kadar değişik toplumlar olurlarsa olsunlar mutlaka bir dinlerinin olduğunu da düşünüyorum..Ve bunların dinlerininde yine bizim dinimiz ile daha doğrusu şu anda dünyadaki din,tanrı,yaratıcı ile ilişkili olduğunu düşünüyorum..Yani yaratıcı aynı ve tek olduğu için, hem onların hemde bizim yaratıcımız olduğundan dolayı her iki veya daha fazla uygarlıklarla tanıştığımızda aramızda özellikle dinsel hayat ile ilgili sorun çıkmaz demek istiyorum..

Bana görede güzel bir tartışma oldu ve merak etmeyin bir gün mutlaka anlaşırız :))..Teşekkürler muzzi55..

yok canim kurtulmak gibi bir niyetim yok benim aylarca bu konu üzerinde tartisabiliriz ki ben buna hazirim :) ama bisey degismez gibime geliyor :)  frekans farki var :) yazdiklariniza cevaben sunu diyebilirim ki ,

1.olarak, bizimle ayni seye inandiklarini ( bizimle derken dünyada onalarca din var gerci ya onlarda sasirir olaya ama :) diyelim  ki  kutsal diye tabir edilen 3 büyük dinden birine inansinlar ,hatta gönlünüz olsun diye islama inansinlar :) ),bu benim acimdan bi sorun teskil etmezdi.sadece aa deyip kücük bir saskinlik yasardim,hepsi bu :) ama tersi olursa ki siz siddetle evrenin ve bütün canlilarin insanlar icin yaratildigini vurguladiniz ; ozaman sizin inanclariniz sarsilir,cünkü bu bizden daha gelismis canlilar hic bir seye inanmiyorsa  yada bambaska bir inanc sistemleri varsa ozaman sizin hep dogru olarak algiladiginiz "evren insanlar icin yaratildi"  teoriniz cöker(benim böyle bir teorim yok) buda ruhsal acidan size büyük bi sarsinti yapar...sunuda illaki duymussunuzdur biyerlerden ,pek cok ufolog yada ddv ilgilenen uzmanlar,uzaylilarin varliginin aciklanmamasinin temel sebebinin bunlarin inancsiz yada evrenin temel yasalari denen dogal gelisim yasasina inandiklari(evrim teorisine benzer nitelikte),yani 3 büyük din gibi tek tanrili bir sistemleri olmadigini vurgulamaktadirlar.buda dünyadaki inanc sistemini kökten sarsacagi icin ,simdiye kadar ddv varliklar gizlenmistir diye iddialar mevcuttur .hatta eski ingiliz basbakani churcill in böyle bir aciklamasi mevcuttur.ha siz nekadar buna inanirsiniz o baska tabi:)

2.olarak onlar acisindan din konusunda bir problem olacagini sanmiyorum.bizden onbinlerce yil ileride olduklarini düsünürseniz bence net bir sekilde tanrinin varligini yada yoklugunu cözmüslerdir.yani ortasi olmaz onlarda (yani bazisi baska seye ,bazisi baska seye inanmazlar biizim dünyamizdaki gibi ),cünkü isin farkindaligina coktan varacak zihinsel ve olaganüstü teknolojik gelisime varmislardir.

uzun lafin kisasi su ki " evren insanlar icin yaratildi " söyleminize siddetle katilmiyorum :) evrenin büyüklügü hakkinda nekadar bilgi sahibi olunursa insan okadar daha bu söyleminizin desteksiz oldugunu anlar .biz 300 000 000 000 galaksiden sadece birinde bulunuyoruz. bize en yakin  mesafedeki andromeda galaksisine  isik hizi ile bile 2 500 000 yilda gidilebildigini (ki isik hizinda giden teknolojimiz yok),en uzaktaki galaksiyi  birakin en yakindakine bile gitmenin isik hizinda bile insan ömründen 35 000 kat daha fazla oldugunu düsünürseniz oradaki olasi canlilara ulasma imkanimiz yok, bizimle hic bir alakalarida olamaz ,hata muhtamelen cogunun farkimizda bile olmadiklarini anlariz.durum buyken bizi neylesinler sevgili muzaffer :).hala din adina,petrol ,para - pul adina  birbirini katleden biz dünyalilari tabiki kücümserler ve bizi kücümsemelerini de sonuna kadar hakli buluyorum.bu arada rakamlari uzunca yazdimki öyle evden -carsiye gidildigi gibi galaksilerin gecildigini düsünmemeniz icin :) iyi aksamlar..

Sayın muzzi55,Frekans farkı olmasaydı zaten aynı kanaate varıp olayı başından sonlandırmış olurduk,haksızmıyım..:)

1.düşüncenize istinaden olarak;Dünya dışı canlıların inançları ne olursa olsun bu benide rencide etmezdi onların herhangi bir dine mensup olmalarının yanında önemli olan tek bir yaratıcıya inanmalarıdır bunu vurgulamıştım zaten..

"bizden daha gelismis canlilar hic bir seye inanmiyorsa  yada bambaska bir inanc sistemleri varsa ozaman sizin hep dogru olarak algiladiginiz "evren insanlar icin yaratildi"  teoriniz cöker(benim böyle bir teorim yok) buda ruhsal acidan size büyük bi sarsinti yapar..."  dediğinizde,hayır bu beni asla sarsmaz,sarsmaz çünkü sözü edilen uzaylıların,onlara tebliğ yapıldığını varsayarsak  yaratıcıyı bilip bilmemesi önemli değil..Dünyada dahi insanlara tebliğ yapıldığı halde günümüzde yaratıcıya inanmayanların olduğunu biliyoruz bu anlamda uzaylıların bizim bildiğimiz yaratıcıyı tanıyıp tanımamalarının kendi adlarına ve yaratıcı adına bir önemi yok,yani onların yaratıcıyı tanıyıp tanımamaları yaratıcıya göre önemli değildir...Önemli olan ise yaratıcının onlarada bir inanç sistemini verdiğidir ve bu inanç sistemininde dünyadaki gibi herhangi bir din yerine sadece yaratıcıyı tanımak amaçlı olduğunu söylemek istiyorum..

Yine burada evrenin insanlar için yaratıldığı derken siz uzaylıların din ve inanç anlayışı ile bağdaştırmışsınız,yani evrenin insanlar için var edilmesi ayrı,uzaylı dediğimiz canlıların inanç anlayışları ayrı bir düşüncedir..

2.düşüncenize cevap olarak yine onların bizden ileri olduklarının yanında onların bizden çok geri olduklarınıda düşünebiliriz.Ve onların yine çeşitli  dinleri olabileceği gibi inandıklarının tek tanrı olduğunuda söyleyebiliriz ki bu onların sadece inananları için geçerlidir..Tıpkı dünyadaki hiristiyan,islamiyet ve diğer dinlerin var olduğu fakat tek tanrıya inananlar ve inanmayanların olduğu gibi..Işık hızı ve uzaklık konusunun insan ve uzaylılar ve yaratıcı üçlemi arasında bir problem teşkil edeceğini sanmıyorum çünkü aslolan kişisel temas değil inanç olduğu için..Ve ben yine evrenin insan için var edildiği teorisini destekliyorum,ama burada dikkat etmenizi istiyorum yani evrenin insan için var edildiğini söylerken uzaylıların neye inandıklarını yani islama veya bir başka dine inanmaları gerekir şeklinde empoze etmedim..Sadece dış dünyalılarında bir inançlarının olduğunu ve tek yaratıcıya yani bizim tanıdığımız yaratıcıyı onlarında bildiğini vurgulamak istedim..Teorimin arkasındayım :)) ..teşekkürler dostum..

muzaffer bey ,olayi kaydiriyorsunuz caktirmadan ama hadi o yönede de gidelim madem :) öce hepsinin bilincli olarak islama inandigini  yada insana hizmet edeceklerinin farkinda olduklarini diyorsunuz,sonra neye inansalarda fark etmez ,kitapta ne yazdigi önemli diyorsunuz..oldu mu simdi :)(kitap ta yazilanlari uygulamiyor olmalari zaten böyle bir sey olmadigini nacik kaniti olur) tersi beni ikna etmeye yetmez :)

2.olarakta net bir sekilde bunu vurguladim bizden yüz binlerce belki milyonlarca önce gelismis bir uygarlik neyin ne oldugunu zaten bulmustur.bizden geri uygarliklardan bahsetmiyorum.yani adamlar öyle bir noktaya ulasmis ki telepati vs gibi inanilmaz beyin gücü gerektiren yönleri mevcut.yani kalkipta inege tapinacak(yada kendi hayvanlari  varsa) degiller :) evrensel farkindaligin anlamini coktan cözmüslerdir.nicin var olduklarini biliyorlardir.eger tanriya inaniyorlarsa gercekten bunun izlerini bulduklari icindir yada tam tersidir.yani sahte dinlerle ugrasmayacakalrina emin olabilirsiniz.(bahsetigimiz bir uygarlik degil cok ileri bir sürü uygarligin genel özellikelrini diyorum).

ve yukarida en yaki ngalaksi icin uzaklik mesafelerini verdim .ulasamadigimiz galaksilerdek icanlilarin  bize ne gibi hizmeti olur sizden duymak istiyorum :)

Burada bu tartışmaya başlarken ilk başta ben özellikle "belki biraz ilahiyata dayalı bir düşünce olacak ama" şeklinde yazımın en başında belirttim ve buna istinaden konuyu dinsel anlamda irdelemek istediğimi açıkça belirttim ve sizde bana katılmadığınızı yazıp tartışma başlamış oldu :)) ve bunun içinde,sizin bana konuyu çaktırmadan çarpıttığımı söyleyemeyiz..ben zaten açık seçik olarak uzaylıların bir veya birçok dinlerinin olduğunu fakat tanrılarının tek olduğunu ve evreninde insanlar için var edildiğini yazdım benim teorim kişisel görüşüm budur..
Ama kişisel görüşümünde kişisel olması için kanıt gördüğüm ve yaratıcının da bu konudaki sözleri var,yani peygamberin ve insanların yaratıcıya göre kutsal olmaları ve en güzel şekilde yarattığının insan olduğunu söylemesi peygamberin sayesine dünyayı,insanın yüzünden de kainatı meydana getirdiği şeklinde olan dayanaklarım ve bunların açılımları var.

Ve yine..
bilinçli olarak bir dine yani islama hizmet edeceklerini asla yazmadım,sadece bir dinlerinin olduğunu ve bir tanrılarının olduğunu ve bu tanrınında bizim bildiğimiz tanrı olduğunu yazdım.burada din ismi vermedim..Bir daha belirteyim ki benim düşüncem şu: evren yani kainat insanlar için yaratıldı bu sadece teori statüsünde bir görüştür ve kainattaki diğer canlılarında bir inanç sistemlerinin olduğu ve onların tanrısınında aynı zamanda bizim tanrımız olduğudur..
Ulaşamadığımız galaksilerdekilerin bizlere hizmetinin olacağını söylemedim,onlarında insanın hizmetinde olabileceğini söyledim ve onların bizim hizmetimizde olması derken onlar bize hizmet etme zorundadırlar gibi bir mana çıkmaması gerekir..
Uzaklık konusunda yine onlarında bizim yaratıcıya inanabileceklerini söyledim ve bu anlamda uzaklığın söz konusu olamayacağını belirttim.Yani uzaklık ne olursa olsun eğer iş inanç ise yaratıcının hadi sizin yaşadığınız galaksi çok uzak olduğu için size ulaşamıyorum veya sizinle ilgilenmiyorum ilgilenemiyorum şeklinde bir düşüncesi olamaz.ve yine sizin dediğiniz yani onlar neye inanacaklarını bilirler demeniz halinde,bende bunu nereden biliyorsunuz diye bir sorgulamaya hak kazanırım,ve size şunu sorarım onların neyi nasıl yaptıkları teknolojileri vs tartıştığımız konu içeriğine göre önemli değil önemli olan onlarında tek tanrıya inanıyor olmaları ve gelişimlerini ve sosyal hayatlarını bu yönde geliştirdiklerini bu yönde yapılandıklarını söyleyebilirim,yani tek yaratıcı olduğunda birçok şey aynı yerde buluşmak zorundadır demek istiyorum..Teşekkürler.

muzaffer bey frekans farki giderek derinlesiyor,o yüzden konuyu gereksiz tekrarlara gitmemesi icin cok fazla uzatmamayi düsünüyorum, en azindan benim acimdan,cünkü sizin tediklerinizle neredeyse % 100 oraninda  farkli düsünüyorum.benim bir önceki yazimda sormus oldugum  insanlarin onlara ,onlarinda bizlere ulasamiyacagi inanilmaz boyuttaki bir evrende bu canlilarin bize ne gibi hizmeti olabilir ? soruma; daha önceki yazinizda pek acik ve emin sekilde yazdiginiz her canli insan hizmet etmek icin yaratildi teorinizi simdi geriye cekiyor,yumsattikca yumsatiyorsunuz :) ben dediginizin arkasinda duracaginizi saniyordum acikcasi..yazdiklarinizdan birkac satirbasi cümleyi kisaca irdeliyorum :

-- "evreninde insanlar için var edildiğini yazdım benim teorim kişisel görüşüm budur". demissiniz : peki bizi özel kilan nedir diye soruyorum  ,muzaffer bey ? yani insanlik üzerinde hangi özelligi gördünüz ki diger canlilardan bambaska bir degerimiz olsun ? (ddv leri kastediyorum ki , iste zekamaz var hayvanlarda yok gibi bi nedenle gelmeyeniz diye :) )

-- "Ve yine.. bilinçli olarak bir dine yani islama hizmet edeceklerini asla yazmadım " hayir böyle bisey yazmadiniz daha fazlasini eklediniz o da hepsinin bütün insanliga hizmet icin yaratildigini dediniz:) hakkiniz var direk islama yazmadiniz .sonra birbirimize ulsamiyacagimiz inanilmaz büyüklükteki evrende bize nasil hizmet edebilirler soruma  kacamak cevap verip kendinzi geri almissiniz :) yukarida da  yazmissiniz  kendi yazdiklarinizdan bunu okuyabilirsiniz..

-- "bir tanrılarının olduğunu ve bu tanrınında bizim bildiğimiz tanrı olduğunu yazdım.burada din ismi vermedim." demissiniz : onlarin bir tanriya inandiklarina inanmiyorum.bu diger yazdiklarima nazaran kanit gösteremiyecegim bir söylemimdir ama ,yukarida baska bir yazida belirtigim gibi bir dinleri olmadiklari pek cok kacirilma olaylarinda ,abd de ele gecirilen  ufo dan sag cikan canlilardan alinan bilgiler bu neticededir.

-- "Bir daha belirteyim ki benim düşüncem şu: evren yani kainat insanlar için yaratıldı" demissiniz : bende birdaha belirteyim ki insanlik evrende bulunan milyonlarca canlidan sadece biridir,evren bizim icin yaratilmayacak kadar büyüktür.siz bana kutsal kitaplarda ne yazdigini söylesenizde bu inanis sizi baglar benim icin pek bir anlam ifade etmez.

-- "Ulaşamadığımız galaksilerdekilerin bizlere hizmetinin olacağını söylemedim,onlarında insanın hizmetinde olabileceğini söyledim ve onların bizim hizmetimizde olması derken onlar bize hizmet etme zorundadırlar gibi bir mana çıkmaması gerekir." demissiniz : sanirim türkiyedeki bütün dil bilimcilere bu yazdiginizin ne anlama geldigini sorsak cevap verebielcek biri cikmayacaktir :) politik olmasinin ötesinde birbiri ile pes pese bukadar celisen bir cümle daha önce hic görmemistim desem yeridir :)buna ilavaten önceki yazilarinizda pek acik ve cesurca bütün canlilarin insanliga hizmet icin yaratildigini belirtmistiniz.simdi fikrinizi degistiren ne oldu acaba ?

--"Yani uzaklık ne olursa olsun eğer iş inanç ise yaratıcının hadi sizin yaşadığınız galaksi çok uzak olduğu için size ulaşamıyorum veya sizinle ilgilenmiyorum ilgilenemiyorum şeklinde bir düşüncesi olamaz." demissiniz : zaten kimse aksini iddia etmedi ki,bunu yazma geregi neden duydunuz anlamadim acikcasi :)

-- "yine sizin dediğiniz yani onlar neye inanacaklarını bilirler demeniz halinde,bende bunu nereden biliyorsunuz diye bir sorgulamaya hak kazanırım" demissiniz ; bende suradan diye kisaca özetliyeyim ,pek tabi bu canlilar inege tapacak degiller ,isik hizini astiklari rivayet edilen ,insanliktan milyonlarca yil önce evrimlesmis bu canlilar misal dna benzeri öyle bisey bulmus olabilirlerki( yani canli vücudunun isleyisine dair ,yada evrenle ilgili birsey) yani tanriyi inkar etmemin yada tanri var demenin imkan olamayacagi noktadadirlar,ne oldugunu sormayin biz o teknolojik gelismislik  asamasinda olmadigimiz icin benim verebilecegim bir cevap degil.buna ilavaten enerjiye ve maddeye hükmedebilen bu canlilarin evrenin sirrini cözmediklerine inaniyorsaniz sizin bileceginiz bir istir.

-- "size şunu sorarım onların neyi nasıl yaptıkları teknolojileri vs tartıştığımız konu içeriğine göre önemli değil önemli olan onlarında tek tanrıya inanıyor olmaları ve gelişimlerini ve sosyal hayatlarını bu yönde geliştirdiklerini bu yönde yapılandıklarını söyleyebilirim " demissiniz ; bende size nereden biliyorsunuz diye sorarim direk ?

bunlara ilaveten sunu eklemek istiyorum siz konuyu hep din cercevesinde tutmaya israrla cabaliyorsunuz ki hani ben demiyorum kitapta yaziyor o yüzden fazla üstüme gelmeyin anlami cikiyor yazdiklarinizda :) ,sizin hayat görüsünüz bu olabilir saygi duyarim ama ben evrene sizin gözünüzle bakmiyorum.siz kutsal kitaplardan örnekler versenizde dayanaklar bulsanizda benim icin fark etmez ,kutsal kitaplarda okuduklarimiz kacinilmaz dogruymus gibi bir düsüncem  yok.(bir sürü farkli anlamlara ,mecazi anlamlara da rahatlikla cekilebilirler).insanligi bukadar ben merkeziyetci bir duruma getirmenize hayretler icinde kaldim desem yeridir :)neyse umarim daha fazla tekrarlara gerek kalmadan konuyu kapatabiliriz.yoksa isimiz uzun denebilir:) saygilar..

 

 

Sayın muzzi55,evet frekans farkı gittikçe derinleştiği için sanırım birbirimizi anlamaya çalışmamız daha da zora girecektir :)) ..Ben isterdim ki benim yazdıklarımı kopya yapıp kendi düşüncelerinizle kendi varsayımlarınızla bunlara bir mana aramak yerine biraz evrensel olarak bunu düşünseydiniz daha iyi bir sonuca varabilirdiniz..Bunların benim şahsi görüşlerim teorilerim olduklarını söyleyipte siz sanki bütün insanların ortak inandığı ortak saydığı düşünceleri mi ortaya atıyorsunuz ki;sizin buradaki fikirlerinizin sadece sizi bağlayabileceğini söyleyebilirim..Örneğin dünyamıza kadar gelebildiklerini,ışık hızını aşabildiklerini vs söyleyip,kısaca bunların bizden üstün olduklarını varsayabiliyorsunuz peki neye dayanarak bunu böyle kabul etmek istiyorsunuz bunu anlamıyorum..Yani tutturmuşsunuz uzaylılar bizden daha ilerde,bizden daha zeki,ışık hızı ile hareket ediyorlar vs.vs.bunu tekrar ediyorum neye dayanarak söylüyorsunuz..Benim söylediğim yani evren insanlar için ve evrendeki canlılarda insanların hizmeti için var edilmiştir sözüme karşılık olarak ,hayır efendim onların mükemmel teknolojileri var onlar inanç konusunuda aşmışlardır şeklinde elle tutulmaz teorilerden bahsediyorsunuz yani nereden biliyorsunuz böyle olduklarını da benim teorimin yanlış sizin teorinizin doğru olmasını istiyorsunuz..
Ayrıca konuyu hep din çerçevesinde tutma gibi bir niyetim yok fakat öncede yazdım ya ben bu konuya dinsel olarak bakmak istiyorum diye bunu kaç kez belirttim ve hala konuya dini baktığımı söylemeniz sanırım biraz beni köşeye sıkıştırmaya çalışmak gibi bir şey oluyor..
Uzaklık konusunu önce siz gereksiz yere yazdınız ve bunu uzaylıların bize ve yaratıcıya ulaşamaması yönünde değerlendirdiğiniz ve bende uzaklığın önemli olmadığına dair yazma gereği duydum..Hala diyorsunuz ki siz kutsal kitaplara göre dayanak buluyorsunuz,ama ben bu konuya taa baştan dini yazacağım diye söyledim efendim..

Dünya dışı canlıların insanın hizmeti için yaratıldıkları konusu için bunu sanırım yanlış anlıyorsunuz,bunların insanın hizmetinde olmaları derken bunu yaratıcının nezdinde olan,ve insanların maneviyatlarına yerleştirilmiş ilahi bir sorumluluk olarak görebilirsiniz,hani herşeyin insanlar için yaratılıp bunların hesabının neticede insanlara sorulacağı gibi,yani yaratıcının,size her türlü yardımı yaptım her şeyi sizin için yarattım "evreni verdim" vs gibi bir sorgulamanın olacağını söylemeye çalışıyorum..
Kutsal kitapların ne yazdığı sizi ilgilendirmeyebilir ama beni ilgilendiriyor ve ben mutevazı olarak bunu extradan bir şans olarakta görmüyorum,sadece evet bilim bilim ama biliminde tıkanıp çare aradığı yerlerde işte o zaman kutsal kitapların devreye girmesi gerekiyor en azından bana göre..
Siz hiç merak etmeyin ben bu tarz konuları önce bilimsel düşünürüm bunu içtenlikle belirteyim,takıldığımda ise dini düşünceyi devreye sokar ve öyle düşünürüm ve bilinmeyenin çözülmesi bu anlamda daha kolay oluyor,tabii bu bana göre böyle sizi bilemem..ve evrene ait bir konunun tartışıldığı bir yerde konuya dinsel bir anlam verdiğimden dolayı siz bunu merkeziyetçi düşünce olarak algılamamanız gerekir..
Tekrarlar yapmak istemiyorum fakat siz benim yazımı tekrar yapıp üzerinde yorum yapmışsınız bunu yapmak yerine siz bu anlamda daha başka enteresan ilginç fikirlere sahipseniz bunlar üzerinde düşünebilir,konuşabilir,tartışabiliriz,ister bilimsel olsun ister dinsel olsun bu fark etmez,teşekkürler

simdi benim yazdiklarimdan bazi seyleri  dogru anlamadiginizi anladim.önce ona bi degineyim.

1.si "Uzaklık konusunu önce siz gereksiz yere yazdınız ve bunu uzaylıların bize ve yaratıcıya ulaşamaması yönünde değerlendirdiğiniz ve bende uzaklığın önemli olmadığına dair yazma gereği duydum"demissiniz..ben yaraticiya ulasamalari hakkinda bisey demedim,bizim onlara onlarinda bize ulasamadigini dedim( ki bunu baska galaksilerde yasayn canlilar icin kullandim)..ikisi farkli olsa gerek.

 

öncelikle ben yazdiklarinizdan kücük alintilar yapiyorum ki sonra efendim ben öyle demedim  falan  diye söylenmesin ve ne üzerinde konustugumuzu iyi bilelim diye yapiyorum bunu,simdi yazdiklariniza gelirsek ;

-- "Ben isterdim ki benim yazdıklarımı kopya yapıp kendi düşüncelerinizle kendi varsayımlarınızla bunlara bir mana aramak yerine biraz evrensel olarak bunu düşünseydiniz daha iyi bir sonuca varabilirdiniz." demissiniz..bende sizin icin ayni dilekleri sunuyorum kutsal kitapta yazdigini iddia etiginiz (evren insanlar icin yaratildi ) söylemine( ki gercekten yaziyor mu o da muamma ) kendinizi okadar inandirmissiniz ki aksi olsaydi sanirim sizin piskolojik durumunuz oldukca etkilenirdi bence.evrensel bakmak yerine kitapta yaziyor canim deyip konuyu halletmissiniz kafanizda ,gerisinin sizin icin hic bir önemi yok artik,mac oynanmadan kazanilmis yani :) eger kitapta yazan sizin sandiginiz gibi degilse ne olucak  peki diye bir gün bile düsündünüz mü acaba ? benim en merak etigim bu aslinda.

-- "Bunların benim şahsi görüşlerim teorilerim olduklarını söyleyipte siz sanki bütün insanların ortak inandığı ortak saydığı düşünceleri mi ortaya atıyorsunuz ki;sizin buradaki fikirlerinizin sadece sizi bağlayabileceğini söyleyebilirim" demissiniz..sunu hatirlatmak isterim ki dünyanin cogunlugu islam dinine inanmiyor ,yani 5,5 milyar insan sizin gibi düsünmüyor.yani "evren insan icin yaratildigini " kuran da yaziyorsa bile sizinle ayni fikirde olmayan diger dinlere inanlar ile  her hangi bir inanci olmayanlari hatirlatmak isterim, zaten islama inan herkesin  kurani sizin anladiginiz gibi anladigini da  sanmiyorum .

-- "Örneğin dünyamıza kadar gelebildiklerini,ışık hızını aşabildiklerini vs söyleyip,kısaca bunların bizden üstün olduklarını varsayabiliyorsunuz peki neye dayanarak bunu böyle kabul etmek istiyorsunuz bunu anlamıyorum..Yani tutturmuşsunuz uzaylılar bizden daha ilerde,bizden daha zeki,ışık hızı ile hareket ediyorlar vs.vs.bunu tekrar ediyorum neye dayanarak söylüyorsunuz" demissiniz...bende merak ediyorum neden bu sitede yazdiginizi acikcasi eger gelismi uzaylilara inanmiyorsaniz ne amacla burada yazmaktasiniz (tabiki yazmakta serbestsiniz yanlis anlamayin :) ).neye dayanarak bunu söylüyoruma gelince dünyada gözlemlenen ,kacirildigini söyleyen,devlet kayitlarinda olan ve bizden cok öte teknolojiye sahip canlilarin kanitlari mevcuttur..durum buyken takdir edersiniz ki sizin dediklerinize inanmaktansa daha fazla kanitin oldugu devlet kayitlarina ,miyonlarca ufo görüntülerine inanmak daha akla yatkin. zaten  fotograflanan ,video kayitlarina gecen belki milyonlarca olay mevcut ki süphe götürmeyecek sahte olmayan kayitlardir.pek tabiki bu adamlar dünyaya traktör kullanarak ulasmiyor,görüntülenen video kayitlarinda da rahatlikla görebileceginiz gibi bizim on binlerce yil ötemizde olan ucan cisimlere sahip olmalari bile bizden onbinlerce yil ötemizde olduklarinin bariz kanitidir ,siz hala tarlada calistiklarini düsünmek istiyorsaniz bu düsüncenizde serbestsiniz :) fakat mevcut kayitlardaki dünyayi  ziyarete gelen uzaylilar bizden cok ileride teknolojik gelisime sahiptir.sizin bunu kabul edip etmemeniz gercegi degistirmeyecektir.

-- "hala konuya dini baktığımı söylemeniz sanırım biraz beni köşeye sıkıştırmaya çalışmak gibi bir şey oluyor"demissiniz..benim bunu yapmama gerek yok kendiniz köseye kaciyorsunuz zaten,benim ekstra bir caba sarf etmem gerekmedi acikcasi :)

-- "Dünya dışı canlıların insanın hizmeti için yaratıldıkları konusu için bunu sanırım yanlış anlıyorsunuz,bunların insanın hizmetinde olmaları derken bunu yaratıcının nezdinde olan,ve insanların maneviyatlarına yerleştirilmiş ilahi bir sorumluluk olarak görebilirsiniz,hani herşeyin insanlar için yaratılıp bunların hesabının neticede insanlara sorulacağı gibi,yani yaratıcının,size her türlü yardımı yaptım her şeyi sizin için yarattım "evreni verdim" vs gibi bir sorgulamanın olacağını söylemeye çalışıyorum." demissiniz..kusura bakmayin ama bu dediklerinizden bisey anlasilmadi.

-- "işte o zaman kutsal kitapların devreye girmesi gerekiyor en azından bana göre" evet size göre ama bilim  cevrelerine yada bana göre degil :) bak bu konu hakkinda anlasabildik en azindan ;)

-- "daha başka enteresan ilginç fikirlere sahipseniz bunlar üzerinde düşünebilir,konuşabilir,tartışabiliriz"demissiniz..valla aslinda pek bu konular üzerinde tartisma konularina acik degilmissiniz gibi geliyor muzaffer bey :),siz zaten kuranda yazanlarla yönünüzü ve sinirlerinizi belirlemissiniz gibi gözüküyor.benimde  bu yönünüzden sizi caydirmak gibi bi niyetim yok :) sizin gönlünüz nasil rahatsa öyle düsünmeye devam edebilirsiniz.ben sizinle bu konularda ayni fikirde olmadigimi nedenleri ile belirttim ve bundan fazlasina gerek yok sanirim.ama güzel hos bir tartisma oldu en azindan benim acimdan :)o sebeple tesekkürü borc bilirim :)

 

 

 

 

 

Her ne kadar konuyu kapatmak istediğinizi anlasam da yinede benim fikirlerime olan yorumlarınıza bende yorum yapma gereği hissettim..

1.si uzaklık konusunu es geçmek istiyorum çünkü burada her ikimizde olayı birbirimize anlatamadık kanısındayım.çünkü uzaklık farkını ben yol zaman olarak ulaşılamaz şeklinde değil,manevi anlamda belirtmeye çalıştım ve dedimki uzaklığın önemi yok önemli olan buradaki yani her iki yaşam arasındaki inanç olayıdır ve manevi anlamda bu yaratıcıyı hiç ilgilendirmez ve yaratıcıda uzak olan yaşamlara ben size ulaşamıyorum demez..kainatın neresinde bir yaşam varsa yaratıcının onlara ulaşmasının mesele olmadığını vurgulamak istedim..

ve bende sizden alıntı ile cevap vereyim isterseniz..

""bende sizin icin ayni dilekleri sunuyorum kutsal kitapta yazdigini iddia etiginiz (evren insanlar icin yaratildi ) söylemine( ki gercekten yaziyor mu o da muamma ) kendinizi okadar inandirmissiniz ki aksi olsaydi sanirim sizin piskolojik durumunuz oldukca etkilenirdi bence.evrensel bakmak yerine kitapta yaziyor canim deyip konuyu halletmissiniz kafanizda ,gerisinin sizin icin hic bir önemi yok artik,mac oynanmadan kazanilmis yani :) eger kitapta yazan sizin sandiginiz gibi degilse ne olucak  peki diye bir gün bile düsündünüz mü acaba ? benim en merak etigim bu aslinda""....demişsiniz.

Kutsal kitaplarda yazanın benim için geçerli olduğunu tekrar tekrar belirtmenin bir anlamı yok,ve tabii kutsal kitapta yazana inanacağım başka evrenler hakkında insanlara bilim dünyası bilgiler verirken haliyle bunların yanında kutsal olana da inanmamız gerektiğini biliyorum ve öylede inanıyorum..Bunda çok ters bir yaklaşım göremedim ama size göre bu yaklaşım ters olabilir..

""sunu hatirlatmak isterim ki dünyanin cogunlugu islam dinine inanmiyor ,yani 5,5 milyar insan sizin gibi düsünmüyor.yani "evren insan icin yaratildigini " kuran da yaziyorsa bile sizinle ayni fikirde olmayan diger dinlere inanlar ile  her hangi bir inanci olmayanlari hatirlatmak isterim, zaten islama inan herkesin  kurani sizin anladiginiz gibi anladigini da  sanmiyorum"" .diyorsunuz..

Dünyanın çoğunluğunun islam dinine inanmadığını ben de biliyorum fakat burada dünyanın çoğunluğunun inanması veya inanmaması önemli değil,burada önemli olan islam dininin kişiler tarafından yaşanması  ve bende bunu neden yazdığınızı anlamadım..İslam dinine mensup olanların zaten azınlık olduğu bilinen bir gerçek..

""bende merak ediyorum neden bu sitede yazdiginizi acikcasi eger gelismi uzaylilara inanmiyorsaniz ne amacla burada yazmaktasiniz (tabiki yazmakta serbestsiniz yanlis anlamayin :) ).neye dayanarak bunu söylüyoruma gelince dünyada gözlemlenen ,kacirildigini söyleyen,devlet kayitlarinda olan ve bizden cok öte teknolojiye sahip canlilarin kanitlari mevcuttur..durum buyken takdir edersiniz ki sizin dediklerinize inanmaktansa daha fazla kanitin oldugu devlet kayitlarina ,miyonlarca ufo görüntülerine inanmak daha akla yatkin. zaten  fotograflanan ,video kayitlarina gecen belki milyonlarca olay mevcut ki süphe götürmeyecek sahte olmayan kayitlardir.pek tabiki bu adamlar dünyaya traktör kullanarak ulasmiyor,görüntülenen video kayitlarinda da rahatlikla görebileceginiz gibi bizim on binlerce yil ötemizde olan ucan cisimlere sahip olmalari bile bizden onbinlerce yil ötemizde olduklarinin bariz kanitidir ,siz hala tarlada calistiklarini düsünmek istiyorsaniz bu düsüncenizde serbestsiniz :) fakat mevcut kayitlardaki dünyayi  ziyarete gelen uzaylilar bizden cok ileride teknolojik gelisime sahiptir.sizin bunu kabul edip etmemeniz gercegi degistirmeyecektir.""

Bu sözünüze sadece gülmek istiyorum ama gülmeyeceğim,çünkü bu sitede sadece uzaylılara inananların yazabileceğini inanmayanların yazamayacaklarını ima etmek gibi bir düşünceniz olamaz bunu sizin yazabileceğinize inanmak istemiyorum açıkçası.Ve ben dünya dışı yaşama inanan bir kişi olarak,ben uzaylılara inanmıyorum şeklinde bir yazı mı yazmışım da bana cevaben bunu yazıyorsunuz hayır, aksine dünya dışı yaşama inanıyorum ve sizin söylediğiniz hani devlet kayıtları videolar belgeler vs nin yanında kutsal bilgilerinde önemli olduğunu ve bunlarada bakılması gerektiğini yazdım..Önceki yazılarımın içinde bu geçer..Ve evt evrendeki her uygarlığın aynı ölçüde geliştiklerini söylemeyip aksine bizden daha ilkel olanlarının olabileceğinide iddia ediyorum yani gelişenler dünyaya gelebilecek kapasitede gelişmeyenlerde oturmuş oturdukları yerde misali..

".benim bunu yapmama gerek yok kendiniz köseye kaciyorsunuz zaten,benim ekstra bir caba sarf etmem gerekmedi acikcasi :)

derken,köşeye kaçmak yapmayın size yazdıklarımdan bir kitap meydana gelirdi siz köşeye kaçmaktan bahsediyorsunuz..

ve dünya dışı canlıların insan hizmetinde olmaları konusu ukalalık yapmak istemem ama biraz kurani bir manadan bakılması gereken bir konu olmakla beraber anlayıp anlamamanız sizin bu konudaki bilgilerinizle ilişkili olduğu için buna doğal olarak bir yorum getiremezsiniz burada anlayışla karşılıyorum..

""valla aslinda pek bu konular üzerinde tartisma konularina acik degilmissiniz gibi geliyor muzaffer bey :),siz zaten kuranda yazanlarla yönünüzü ve sinirlerinizi belirlemissiniz gibi gözüküyor.benimde  bu yönünüzden sizi caydirmak gibi bi niyetim yok :) sizin gönlünüz nasil rahatsa öyle düsünmeye devam edebilirsiniz.ben sizinle bu konularda ayni fikirde olmadigimi nedenleri ile belirttim ve bundan fazlasina gerek yok sanirim.ama güzel hos bir tartisma oldu en azindan benim acimdan :)o sebeple tesekkürü borc bilirim :)""  diyorsunuz..

Tartışma konularına açık olmadığını söylediğiniz kişi ile günlerce yazışıyor ve neticede bunu yazabiliyorsunuz ben utandım..Her ikimizin burada yazdıklarına bir bakın ve tartışma konularına açık olup olmadığımı bir daha düşünün derim..

Son temenninize bende canı gönülden katılıyorum,evet benim açımdan da hoş ve güzel bir tartışma oldu,ve bende teşekkür ederim saygılarımı ve sevgilerimi sunarım..

--"islam dininin kişiler tarafından yaşanması  ve bende bunu neden yazdığınızı anlamadım..İslam dinine mensup olanların zaten azınlık olduğu bilinen bir gerçek"demissiniz..bunu belirttim cünkü kendinizce hatasiz evrensel bir realite oldugunu sandiginiz "efendim kitapta yaziyor" söyleminize atfen bakiniz kainati birakin bizim dünyamizda bile sizinle ayni fikirde olmayan bir cogunluk var ,hatta islama inanlar arasinda bile sizinle cok kisinin fikir ayriligina düsecegini belirtmek icindi.(evren insanlar icin yaratildi konusunda).

--"Bu sözünüze sadece gülmek istiyorum ama gülmeyeceğim,çünkü bu sitede sadece uzaylılara inananların yazabileceğini inanmayanların yazamayacaklarını ima etmek gibi bir düşünceniz olamaz bunu sizin yazabileceğinize inanmak istemiyorum açıkçası.Ve ben dünya dışı yaşama inanan bir kişi olarak,ben uzaylılara inanmıyorum şeklinde bir yazı mı yazmışım da bana cevaben bunu yazıyorsunuz hayır, aksine dünya dışı yaşama inanıyorum ve sizin söylediğiniz hani devlet kayıtları videolar belgeler vs nin yanında kutsal bilgilerinde önemli olduğunu ve bunlarada bakılması gerektiğini yazdım..Önceki yazılarımın içinde bu geçer..Ve evt evrendeki her uygarlığın aynı ölçüde geliştiklerini söylemeyip aksine bizden daha ilkel olanlarının olabileceğinide iddia ediyorum yani gelişenler dünyaya gelebilecek kapasitede gelişmeyenlerde oturmuş oturdukları yerde misali"..demissiniz..simdi mesela van gölü canavarina inanmiyorum ,gidipte van gölü canavari ile ilgili herhangi bir konuda "efendim yoktur ,yanlis biliyorsunuz tartismalarina girmek gibi hic bir istegim de olmadi,aksi bence komik.ha siz ufolara inandiginizi belirtmistiniz ama sadece önceki mesajinizda ddv gelismis ve bizden ileri olduklarini kabul etmiyordunuz bi türlü(üsenmeyip yukardak imesajiniza bakiniz) ,sanirim bu mesajinizda gene fikir degisitirip tekrar gelismis ddv da var olabilecegini vurgulammissiniz.ben hangi mesajiniza göre cevap verecegimi sasirdim dogrusu :)ayrica yazdiklarima gülmekte serbestsiniz ,sizi rahatlatiyorsa problem yok :)

--"evrendeki her uygarlığın aynı ölçüde geliştiklerini söylemeyip aksine bizden daha ilkel olanlarının olabileceğinide iddia ediyorum"demissiniz..katiliyorum size ama tartismamizin basinda bu iddia bana aitti gibi geliyor ilk mesajlarima bakarsaniz :)bir önceki mesajiniza bizden gelismis canlilari kabul etmiyordunuz :) sasirdim dogrusunu isterseniz..

 

--"köşeye kaçmak yapmayın size yazdıklarımdan bir kitap meydana gelirdi siz köşeye kaçmaktan bahsediyorsunuz." demissiniz..siz zaten yazili olan bir kitaptan bahsettiniz sürekli,sizden pek bisey yoktu tartismamizda ,dolyasi ile yeni bir kitap degil var olanin  tekrar baskisi olurdu belki :)

 

--"ve dünya dışı canlıların insan hizmetinde olmaları konusu ukalalık yapmak istemem ama biraz kurani bir manadan bakılması gereken bir konu olmakla beraber anlayıp anlamamanız sizin bu konudaki bilgilerinizle ilişkili olduğu için buna doğal olarak bir yorum getiremezsiniz burada anlayışla karşılıyorum"demissiniz..pek ukalalik olmamis :) ama hakkiniz var o konuda..bende diyorum ki tamamen bilimsel acidan incelenmesi gereken bir konu,dini bir olay degil,en azindan benim ve isin bilimsel boyutunda olanlar icin durum bundan ibaret.vatandas muzaffer,ahmet,mehmet ne düsünür onlari baglar.ama günümüzde bilimin pek cok dünya disi yasami inceleme projeleri mevcut ve bunlar icinde durun bakalim dini kitaplarda da ne varmis ona göre davranalim projesi yok..bilginize..

--"Tartışma konularına açık olmadığını söylediğiniz kişi ile günlerce yazışıyor ve neticede bunu yazabiliyorsunuz ben utandım."ben bu konu hakkinda tartismaya acik olmadiginizi belirttim(genel anlamda demedim).cünkü isin dini boyutunda takilip kalmissiniz bu konuda maalesef .sizi kücümsemek gibi bir niyetim olmadi asla,yoksa  ciddiye alip birkac gündür bu tartimaya girismezdim.sadece konuyu okuyanlara sirf dini icerikli "efendim evren bizim icin yaratildi " söyleminden baska isin bilimsel görüsünü sunmaya calistim ki tek tarafi informasyon olmasin diye.evet konuyu noktalamak istiyorum ama siz cevap verilmesi gereken yazilar gönderdikce istahim aciliyor ve konuyu devam ettirmek zorunda kaliyorum :)saygilar..

 

 

Sayın muzzi55,siz ve ben birbirimize bu konuda ne kadar yazarsak yazalım anlaşılan o ki sağlıklı bir sonuca varamayacağız en azından ben böyle düşünüyorum..Siz bana, bende size fikirlerimizi yansıttıkça ortaya daha yeni daha başka bir fikir bir bilgi çıkmadığını görüyorum..Ve sizin bu yorumlarınıza ben bir yorum yapacak olsam dahi sizde aynı şekilde yorumlarıma yorum ile cevap vereceksiniz ve konu çok gereksiz olarak uzayıp gidecektir en azından bunda mutabık olduğumuzu görüyorum..

O zaman benim bu konuda bir fikrim var ve bunu deneyeceğim..Ben evren ve evrendeki canlı ve cansızların insanın hizmetinde olduğuna dair delillerimi size sunayım ve benim delil olarak gösterdiklerimi siz sakın bunları delil olarak kabul edemem demeyin,çünkü başından beri ben evrenin ve evrendekilerin insanın hizmetinde olduğuna dair dini düşüncemi yazdığımı ve yazacağımı sanırım defalarca burada belirttim ve buna nazaran sizinde, bilim varken böyle delilleri kabul edemem gibi bir lüxünüzü otomatıkman devre dışı bırakmak istiyorum :))..Neden çünkü olaya yine ta baştan yazdığım gibi hem bilimsel hemde dinsel baktığımı söylemiştim yani ben iki aşamada konuyu irdelerken siz dinsel boyutu devre dışı bırakıp sadece bilimsel düşünmeyi yani tek boyutlu düşünmeyi tercih ettiğinizi zaten belirtmiştiniz..

Ve evrenin ve içindekilerin insanın hizmetinde olduğuna dair delillerimi sunuyorum :)..

İşte kutsi bir hadis olan delil (Allahın direkt olarak peygambere söylediği ve peygamberinde insanlara naklettiği söz)

Yaratıcının insan için kainatı yarattığını ifade etmesi..

*Mirac'da Allahü teâlâ, Peygamber efendimize, (Senden başka her şeyi senin için yarattım) buyurunca, Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem de, (Ben de senden başka her şeyi senin için terk ettim) dedi (Mirat-i kâinat) denilmektedir"

Yine Yaratıcının insan için kainatı yarattığını ifade etmesi..

*(Sen olmasaydın kâinatı yaratmazdım) kudsi hadisi, Marifetname'nin ön sözünde, Yusuf-i Nebhani hazretlerinin Envar-ı Muhammediyye kitabının 13 sayfasında ve imam-ı Rabbani hazretlerinin Mektubat'ının 122 mektubunda vardır 

Kainatın peygamber ve  insanlar için yaratıldığına dair..

*(Âdem aleyhisselam Cennetten çıkarılınca, ya Rabbi, Muhammed aleyhisselamın hürmetine beni affet diye dua etti Allahü teâlâ ise, [ne cevap vereceğini bildiği halde, cevabını da diğer insanların duyması için] "Ya Âdem, onu henüz yaratmadım Nereden bildin?" buyurdu Âdem aleyhisselam da, Arşta "La ilahe illallah Muhammedün Resulullah" yazılı olduğunu gördümAnladım ki, şerefli isminin yanına ancak en çok sevdiğinin, en şerefli olanın ismini layık görürsün dedi Allahü teâlâ buyurdu ki: "Ya Âdem doğru söyledin O bana insanların en sevgilisidirOnun hürmetine dua ettiğin için seni affettim Eğer Muhammed aleyhisselam olmasaydı, seni yaratmazdım") [Taberani]

Kainatın insana hizmet amaçlı yaratılmasına dair..

*Lokman:20: Görmediniz mi ki, Allah göklerde ve yerde ne varsa hepsini sizin hizmetinize vermiş, gizli ve açık olarak nimetlerini üzerinize yaymıştır. Bununla beraber insanlar içinde kimi de var ki, ne bir ilme, ne bir mürşide ve ne aydınlatıcı bir kitaba dayanmaksızın Allah hakkında mücadele ediyor. 

Ve yine Kainatın insana hizmet amaçlı yaratılmasına dair..

*45/ CASİYE -13: 

O’dur ki , O yüce Allah’tır ki bütün göklerde ve bütün arzlarda (hayat olan âlemlerde yarattığı) her şeyi katından sizlerin (insanların) emrine musahhar kıldı. Muhakkak ki bunda düşünen bir kavim için âyetler vardır.

Ve bunun gibi daha nicveleri var bunun yanında buna benzer olanlarda var.Demek istediğim evet ilk baştaki teorimin arkasındayım ve delillerimide yine kutsal kitaptan size sundum ve yine hatırlatmak isterimki sakın bana bunlarla ilgilenmyip işin bilimselliğine bakarım demeyin,çünkü ben zaten olaya dinsel olarakta bilimsel olarakta baktığımı baştan belirtmiştim..Biliyorum biraz iştahınız kaçtı :))...siz bana ben yazdıkça iştahlandığınızı yazmıştınız ya :))

Sizin bilimsel delilleriniz??..

Saygı ve sevgilerimi sunarım aziz dostum...



 

sayin muzaffer bey,hic istahim kacar mi bilakis daha da artti yazma istegim :) durum o hal aldiki pilavdan dönenin kasigi kirilsin :) sözünü animsadim.sanirim bu site kapanana kadar yada bizi üyelikten attiklarina kadar yazmaya devam edecegiz gibi görünüyor siz cevap vermemi gerektiricek yazilar yazdikca  banada pek dogal yazmak kaliyor geriye:)

simdi tabiki sizin yukarda delil olarak sunmaya calistiginiz yazilari delil olarak kabul edecek degilim (nedenlerini yazacagim birazdan),bende bastan beri yazdiklarinizin neden delil olamiyacagini belirtmekten dilimde tüy bitti acikcasi.ben isin bilimsel boyutu ile ilgilendigim icin ,efendim sakin delil olmadigini demeyin gibi önüme set koymanizi kabul etmeyecegim hakli olarak:)

1.sizin yukarida delil olarak verdiginiz örnek belki kitapta gercekten yazdigina kanit olabilir,eger ben demis olsaydim kuranda kesinlikle yazmiyor efendim nereden cikardiniz diye ,beni bu  tartismada alt etmis olurdunuz acikcasi :)(gerci kolay pes etmez arapca orjinalinde kainat/evren den ne kasedildigini size sorardim ya ,cok muhtamel dünyadaki alemler kastedilmis olabileceginide size hatirlatir ,aksi olmadigina kanit isterdim :) )  ama gel gelelim ki kitap ta yazmasi isin bilimsel gerceginin böyle olduguna kanit midir ? siz kitapta yazani otomatikman ve pesinen dogru kabul eden bi yasam bicimini secmis olmaniz isin gerceginin bu oldugunu göstermez,tekrar ediyorum din kitapalrini bilim kitaplariymis gibi sunmamin hic bir realist yani ve gercekligi yoktur.onlar inanc kitabidir bu tür bilimsel konularda kaynak teskil etmezler.buna ilaveten sizin yukarida yazdiklariniz dünya nüfusunun 5/4 ü icin de bir anlami yoktur.ve kaynak teskil etmez.

aradaki filancanin falancaya yazdigi mektuplari zaten kusura bakmayin inanciniza saygi duyuyorum ama zerre itibar etmiyorum ve bilimsel hic bir olguya kaynaklik edemezler.

simdi gelelim benim bilimsel delillerime ,daha önceki ki mesajlarimda da acikca yazmaya calistim ama sanirim anlamamakta direniyorsunuz :) bende daha acikca, isin bilimsel boyutunun ne oldugunu belirteyim.

 iddianiz ( evren insanlar icin yaratilmistir,diger canlilar insanlara hizmet icin vardir)

cevap 1 :isik hizi saniyede 300 000 km dir.bu hiz bilimsel tekniklerle ölcülmüs ve herhangi bir maddenin bu hizi gecemiyecegi fizik yasalari ile ölcülmüs ve kanitlanmistir.dolayasi ile bize en yakin galaksiye ulasmak isik hizi ile bile (bu hizda giden bir arac yapmanin yakininda bile degiliz ) 2,5 milyon yil sürmektedir.yani herhangi bir canli isik hiziinda bile bize ulasmaya niyetlense 2,5 milyon sene isik hizinda seyahat edip ,dünyamiza ulasabilir.tabiki sizinde bildiginiz gibi kainatta 2,5 milyon yasayan(gelip dönmesi icin 5 milyon eder :) ) bir canli olmasi fiziki,kimyasal acilardan mümkün degil.sonuc su ki bize en yakin galaksideki komsularimiz bile bizimle irtibata gecemez ve gelip bi cayimizi icemezler :) durum buyken bu canlilarin yaratilmis olmalarinin bize ne gibi  bir faydasi ,yarari, bize karsi herhangi bir hizmetleri olabilir ? bu soru bile sizin kitapta yaziyor efendim deyip yukarida verdiginiz örnekelri cürütmüstür.neden cünkü evrendeki diger 300 milyar galakside oldugu gibi en yakin komuslarimizla bile irtibata asla gecemiyecek,hizmetlerini alamayacak kadar uzagiz ki bizim icin yaratildi söyleminize ,efendim zavallilar kendi halinde yasayip gidiyor insanlikla hic bir alakalari yok diye cevap veriyorum :) ,insanliga herhangi bir faydalari,zararlari olamaz diye cevap veriyorum (daha dogrusu bu bilimin cevabidir sizin kitapta yaziyor iddianiza).umarim yeterince net anlatmissimdir :) kisacasi uzak galaksiler arasi seyahat bilimsel olarak imkansizdir ki o canlilarin var olmus olmalari insanlik icin bir anlam ifade etmez ,onlarin acisindan da bize hizmet etmeyecek olmalari dolayisi ile ekstra bir ödüldür :)bilimsel adi "eszamanliligin göreliligi" dir .inanilmaz uzak mesafeler dolayisi ile ddv liklarla iletisimin zor oldugundan bahseder.

cevap 2: bugün sadece amerikada  2 -3 milyon kisi uzaylilar tarafindan kacirildigini iddia atmektedir.% 99 nun safsata oldugunu varsayarsak bile ortada inanilmaz büyük bir rakam kalir (20 000 - 30 000 ) gibi.bunlarin bazilari üzerinde dünyanin saygin ünüversiteleri profesörleri tarafindan hipnoz uygulanmistir.bu kisiler o anlari yasamis ve vücutlarinin neresine bir chip yerlectirildigini söylemislerdir.ve hipnoz sirasinda o korkunc kacirilma anlari tekrar yasamislardir.üzerlerinde bir takim denyler yapilmislardir.neticesinde vücutlarina yerlestirilen chipler bulunmus ve dünyasal olmayan maddelerden olduklari belirlenmistir.ayrica bu kacirilma olaylari devlet kayitlarinada girmistir.simdi bize hizmet icin gönderilmis bu varliklar efendilerini tamamen kisisel istekleri disinda kacirip,bayiltip, üzerlerinde bir sürü deneyler yapmislardir (bizim faraler üzerinde yaptigimiz gibi ).bizi kacirip üzerimizde acimasiz deneyler yapmak yerine  neden kitapta yazdigi  gibi bize hizmet etmiyorlar,bilgiler sunmuyorlar  hic bilmiyorum :) hizmet anlayislarimi farkli acaba ;) acaba kitapta yazilan herseye inanmamak mi gerek ? efendilerine böyle davranan bir hizmet sevdalisi istemiyorum ben muzaffer bey :)

yukarida verdigim iki kanitla onlarin insanlik hizmetinde olmadigini ,olamiyacagini ,insanlardan tamamen bagimsiz ve hür sekilde gelistiklerinin bilimsel kanitidir.isin bilimsel boyutu budur.siz hala kitapta yaziyordu canim diye cümleler kurmaya devam edecekseniz benim icin bi problem yok .dedigim gibi bu site kapanana kadar size cevap yazmaya ben hazirim :)saygilarimi ,hürmetlerimi sunarim :)

 

Sayın muzzi55,evrenin insanlar için var edildiğine dair yazdığım delillerin kutsal kitapta evren ile ilgili olduğunu bunların dünya ile ilgili olmadığını anlamanız gerekir..Kutsal kitapta yaratıcı açıkça ve net olarak evrenin ve içindekilerinin insanın hizmetine dair yaratıldıklarını söylediği halde bunu nasıl olur da dünyadan bahsediyor diyebiliyorsunuz,aksi olmadığına dair kanıt istiyorsunuz ..Yani ayetin doğruluğuna kanıt istemek nasıl olur acaba..Evet kitapta yazması bilimsel gerçeğinin de bu şekilde olduğunun kanıtıdır bunu açık ve net olarak söylüyorum.Çünkü bana veya bize göre eğer kitapta bir bilgi ne şekilde yazılı ise bu doğru olarak kabul edilir,yani şüphesi olmayan bir doğru olur..Bundan sonra ise bunun bilimsel yönüne bakarım ve inceler araştırırım..

Delil olarak gösterdiğim ayetleri yok sayabiliyor ve ben olayın bilimselliğine bakarım diyebiliyor iseniz bende size bu konuya ben dinsel olarak bakmak istediğimi ve bu yönde yazdığımı bir kez daha hatırlatmak isterim ki konuya böyle bakan bir kişinin bunların haricinde nasıl bir delil göstermesini bekliyorsunuz.Haa inanç durumunuzun seviyesini bilemem bunu sorgulama niyetinde değilim ve yanlış anlaşılma olmasın ama eğer inanç seviyeniz düşükse o zaman benim size bu söylediklerimin bir anlamı zaten kalmaz..

Esasen ben ilk yorumumu yazarkende yani evrenin insanların hizmetinde olduğunu yazarken de kitabın yazdıklarından esinlenerek bunu yazdım,kendi düşüncelerime göre ortaya bir fikir atmadım yani..Kutsal kitabın inanç kitabı olduğunu ve bilim ile alakasının olmadığını söylerken size kuranın ve diğer kutsal kitapların bilim ile tamamen aynı dili konuştuklarını ve evren vs konularının en hassas ayrıntılarına kadar kutsal kitapta yazılı olduğunu açıklamaya bile gerek duymuyorum..

Ben hala evrenin insan hizmetinde olduğunu ısrarla söylerken sizin bana verdiğiniz cevaba bakıyorum işte cevabınız..

""cevap 1 :isik hizi saniyede 300 000 km dir.bu hiz bilimsel tekniklerle ölcülmüs ve herhangi bir maddenin bu hizi gecemiyecegi fizik yasalari ile ölcülmüs ve kanitlanmistir.dolayasi ile bize en yakin galaksiye ulasmak isik hizi ile bile (bu hizda giden bir arac yapmanin yakininda bile degiliz ) 2,5 milyon yil sürmektedir.yani herhangi bir canli isik hiziinda bile bize ulasmaya niyetlense 2,5 milyon sene isik hizinda seyahat edip ,dünyamiza ulasabilir.tabiki sizinde bildiginiz gibi kainatta 2,5 milyon yasayan(gelip dönmesi icin 5 milyon eder :) ) bir canli olmasi fiziki,kimyasal acilardan mümkün degil.sonuc su ki bize en yakin galaksideki komsularimiz bile bizimle irtibata gecemez ve gelip bi cayimizi icemezler :) durum buyken bu canlilarin yaratilmis olmalarinin bize ne gibi  bir faydasi ,yarari, bize karsi herhangi bir hizmetleri olabilir ? bu soru bile sizin kitapta yaziyor efendim deyip yukarida verdiginiz örnekelri cürütmüstür.neden cünkü evrendeki diger 300 milyar galakside oldugu gibi en yakin komuslarimizla bile irtibata asla gecemiyecek,hizmetlerini alamayacak kadar uzagiz ki bizim icin yaratildi söyleminize ,efendim zavallilar kendi halinde yasayip gidiyor insanlikla hic bir alakalari yok diye cevap veriyorum :) ,insanliga herhangi bir faydalari,zararlari olamaz diye cevap veriyorum (daha dogrusu bu bilimin cevabidir sizin kitapta yaziyor iddianiza).umarim yeterince net anlatmissimdir :) kisacasi uzak galaksiler arasi seyahat bilimsel olarak imkansizdir ki o canlilarin var olmus olmalari insanlik icin bir anlam ifade etmez ,onlarin acisindan da bize hizmet etmeyecek olmalari dolayisi ile ekstra bir ödüldür :)bilimsel adi "eszamanliligin göreliligi" dir .inanilmaz uzak mesafeler dolayisi ile ddv liklarla iletisimin zor oldugundan bahseder.""

diyorsunuz da,uzaylıların dünyaya gelip bizi hipnoz ettiklerini,çip taktıklarını,kaçırdıkları da söyleyebiliyorsunuz burada çok çelişki var hani onlar çok uzaktaydılar:))

Ben yine uzaklığın burada bir anlam teşkil etmediğini uzaklığın ilahi kanunlara göre önemli olmadığını,önemli olanın ise evrendeki canlılar ile bizim aramızdaki zihinsel,ruhsal,ilahi bağlantının olduğunu tekrar söylüyorum..Evrendeki canlıların bizim için yaratıldıklarını söylerken bunun fiziki boyutunu değil ilahi anlamdaki boyutunu kasdediyorum bunu önceden de yazdım..Peki bu yardım nasıl olacak derseniz bunu yine yaratıcı kitapta evreni sizlere hizmet için yarattım demesinden ve evrendekilerin bir şekilde bizim hizmetimiz için yaratılmış olduklarını anlıyoruz..Bu hizmet olayı ya günümüzde cereyan ediyor yada gelecekte cereyan edecek anlamına da gelebilir..

Hani uzaylıların dünyaya gelip bize kendi teknolojilerini vermelerini düşünün,veya gelecekte belki de acımasız hastalıkların çarelerini onlardan öğreneceğiz olamazmı tabii olur..

Şimdi diyorsunuz ki bu kadar çok uzaklardan bizlere yardımları dokunamaz diyorsunuz ve şunları yazıyorsunuz..

""cevap 2: bugün sadece amerikada  2 -3 milyon kisi uzaylilar tarafindan kacirildigini iddia atmektedir.% 99 nun safsata oldugunu varsayarsak bile ortada inanilmaz büyük bir rakam kalir (20 000 - 30 000 ) gibi.bunlarin bazilari üzerinde dünyanin saygin ünüversiteleri profesörleri tarafindan hipnoz uygulanmistir.bu kisiler o anlari yasamis ve vücutlarinin neresine bir chip yerlectirildigini söylemislerdir.ve hipnoz sirasinda o korkunc kacirilma anlari tekrar yasamislardir.üzerlerinde bir takim denyler yapilmislardir.neticesinde vücutlarina yerlestirilen chipler bulunmus ve dünyasal olmayan maddelerden olduklari belirlenmistir.ayrica bu kacirilma olaylari devlet kayitlarinada girmistir.simdi bize hizmet icin gönderilmis bu varliklar efendilerini tamamen kisisel istekleri disinda kacirip,bayiltip, üzerlerinde bir sürü deneyler yapmislardir (bizim faraler üzerinde yaptigimiz gibi ).bizi kacirip üzerimizde acimasiz deneyler yapmak yerine  neden kitapta yazdigi  gibi bize hizmet etmiyorlar,bilgiler sunmuyorlar  hic bilmiyorum :) hizmet anlayislarimi farkli acaba ;) acaba kitapta yazilan herseye inanmamak mi gerek ? efendilerine böyle davranan bir hizmet sevdalisi istemiyorum ben muzaffer bey :)""

Hani çok uzaklardan bize ulaşmaları imkansızdı şimdi ne oldu da bu şekilde yazdınız..Demek oluyor ki onlar bir şekilde bize ulaşabiliyor,demek oluyor ki uzaklık bir problem teşkil etmiyor..Benim size yaratıcının kendi sözlerinden verdiğim delillere siz inanmayacak ve bunların geçersiz olduklarını söyleyeceksiniz siz ise bana elle tutulmaz gözle görülmez size göre bilimsel sayılan delilleri daha doğrusu kendi varsayımlarınızı sunuyorsunuz..Yukarıda belirttiğiniz delil olarak saydıklarınızın gerçek anlamda hiç biri delil olarak kabul edilemez..Yani yaratıcının sözleri değilde kaçırıldığını iddia eden bir kişinin sözleri öylemi..yapmayın :))

Ayrıca bu sitede bu konu ile ilgili olarak karşılıklı iki kişinin en uzun süreli ve en uzun yazılı yazışmasını burada kırılmış bir rekor olduğunu gördüm :)) ..ve hala bir anlaşmanın olmadığını da gördüm ve bu anlamda son söz olarak diyorum ki evren ve içindeki her şey insanların hizmetine sunulmuştur ve ben çok net ve gerçek delillerimi gösterdim.Kusura bakmayın ama benim size sunduğum bu ayetlerden ve bu kadar sözden sonra size sunacak bir delilim olamaz ve siz hala bana uzaylılar bizden çok uzakta oldukları için bizim hizmetimizde olamazlar demeye devam edeceksiniz..

Saygılarımı ve sevgilerimi sunarım aziz dostum..

muzaffer bey iki konuyu bilerek yada bilemeyerek ,carpitarak yazmissiniz.kisaca onlara deyinip benimde artik size verebilecek bir bilgim olmadigini söyleyerek noktalamak istiyorum tartismayi.cünkü iki taraf icinde gereksiz tekrar oluyor bundan sonrasi.

"diyorsunuz da,uzaylıların dünyaya gelip bizi hipnoz ettiklerini,çip taktıklarını,kaçırdıkları da söyleyebiliyorsunuz burada çok çelişki var hani onlar çok uzaktaydılar:))" demissiniz..bu sözü söyleyebilmeniz icin iki secenekten biri olmasi gerek ya bilincli olarak anlamamazlik numarasi yapip beni köseye kistiracaginizi sanmaniz yahutta evren hakkinda pek cok sey  bilmiyorsunuz.hangisi oldugunu bilmiyorum.

ama benim yukarida verdigim örnekler baska galaksiden gelmesi fiziken imkansiz olan canlilar icindi(bizim galaksimize en yakin galaksinin 2,5 milyon isik yili uzaklikta oldugunu belirtmistim).pek tabiki bizim galaksimiz samanyolunda bir tek biz yasamiyoruz (dünyaya 5-10 isik yili uzaklikta onlarca yildiz sistemi mavcuttur) bunlarin bize ulasmalari pek tabi mümkün.neden konuyu carpitma geregi duydugunuzu anlamadim ?baska galaksinin ne demek oldugunu bilmiyormusunuz diye merak bile ettim !

"Yukarıda belirttiğiniz delil olarak saydıklarınızın gerçek anlamda hiç biri delil olarak kabul edilemez..Yani yaratıcının sözleri değilde kaçırıldığını iddia eden bir kişinin sözleri öylemi..yapmayın :))"demissiniz..sayin muzaffer dünyayi algilayis sekliniz beni ilgilendirmez,siz evrenin insanlar icin yaratilmis olduguna inanmaya devam edebilirsiniz .ben bilimsel verileri ile kainatin insanlar icin yaratilmayacak kadar büyük ,ulasilmaz,asilamaz  oldugunu kanitladim,bundan fazlasini yapmaya niyetim yok (asla insanlarla karsilasamiyacak mesafelerde bulunan canlilarin insanlar icin yaratildi diye inatla savunmaniz tamamen anlamsizlik ve bariz kanitsizlik örnegidir).ama siz istediginize inanmakta serbestsizniz tabi,isin inanc boyutunda yasayan biri oldugunuzu algilamadigimi sanmayin,bu sizin secimizniz ve size saygi duyuyorum,fakat bilimsel acidan konu tamamen sizin iddialarinizdan farklidir.sizin referans aldiginiz noktalarin dünyanin hic bir yerinde bir bilimsel delil olarak sayilmadigini bilmeniz gerekir(aksini iddia edemessiniz).din kitaplari bilim kitaplari degildir ,onlari bu hale sokmaya calismak tamamen anlamsizdir.

buna ilaveten kacirildigini iddia eden sadece bir kisi degildir onbinlerce ,yüzbinlercedir  .kanit olarak ta dünya üzerinde bulunmayan bir madenden yapilmis chipler vardir.bunlar yüksek teknoloji ürünü dizaynlardir.ayrica hipnotizma seanslari bir bilim dalidir,gercekliliginden süphe yoktur.sizin inkar edip etmemeniz olayi degistirmez.buna ilavaten kacirilma olaylarina iliskin kanitlar basta abd ve ingiltere olmak üzere devlet kayitlarinda mevcuttur..yani sizin yardimsever ,hizmetsever,insana hürmet eden  uzaylilariniz sahsi arastirmalari icin insanlari kobay olarak rahatlikla kullabilmektedirler.buda bize hizmet etmek gibi bi dertlerinin  olmadiklarinin acik ve bariz bir kanitidir.

 

bu sözlerimle 5-10 gündür sürdürdügümüz tatli sert yazismalarimizi noktalamak istiyorum,fakat gider ayak bi calim atayimda öyle gideyim  düsüncesinde birseyler yazmayi secerseniz ,pek tabi cevap hakkimi kullanacagimi belirtirim :) bundan baska zamaninizi ayirdiginiz icin size tesekkür ederim.her ikimizde acikca fikirlerimizi yazdik ,sonuc olarak siz hala sizinkilere bende benim realiteme inanmaya devam edecegim,bundan sonrasi ancak tekrar olucaktir,o yüzden isi tadinda birakmakta fayda var sanirim :) evet dediginiz gibi rekor olsa gerek :) kalin saglicakla,baska bir tartisma ortaminda görüsmek üzere.saygilar..

Bu kadar yazmamızın sebebi olarak ben her ikimizinde anlaşamayacağımızı zaten yazmıştım ama bu demek değildirki kişisel anlamda anlaşamayız,aksine buradaki fikirlerimiz konusunda asla anlaşamayacağımızı her ikimizde anlamış durumdayız..Ama sizin tabirinizle sizi köşeye sıkıştırmak veya gider ayak bir çalım atayım gibi kelimeler ne sizin tarzınıza nede benim tarzıma uymaz..

Başka galaksilerden gelmesi fiziken imkansız olan varlıklar derken bu sözünüzünde benim tanrıya göre uzaklık kavramı önemli değil sözümle daha önce çürütüldüğünü sanıyordum..

Neyse tekrarlarla uğraşmanın gereksiz olduğunu her ikimizde kabul etmiş olduğumuza göre benim açımdan da konu kapatılmıştır ve bundan sonrası artık boş laflardan öteye gitmez..Sizin konuya bakış şekliniz ayrı,benim ayrı...Bizler cahil insanlar değiliz tabii işi tadında bırakacağız :))  tartışma ortamı yaratacak kayda değer gördüğünüz başka bir konunuz olursa tekrar tartışabiliriz..

Benden de saygılar sevgiler...

tanri dan degilde bir birilerine asla ulasamayacak iki ayri uygurliktan(daha da fazla olabilir pek tabi) bahsettim ben .yani bir tanesi öbürünün hizmetinde asla olamayacak  dedim cünkü birbirilerine hizmet edemeyecek,bir birileri ile iletisime gecemeyecek  kadar uzaktirlar ve asla bir araya gelemeyeceklerdir dedim.tanrinin her iki tarafa ulasmasi ile  ilgili bir yorumum olmadi  :) tanrinin bize ve baska galaksidekilere ulasmasi apayri bir konu tabi..

medeni tartismaniz icin tekrar tesekkürler..

Sn Muzzi55 Size katılıyorum evren sadece bizler için yaradılmış olamaz!Aksi halde,doğaya canlı cansız var olan herşeye büyük bir haksızlık ve saygısızlık yapmış oluruz!herşeyin bir bütün olduğuna inanıyorum...ben var olduğum için karşımdaki çam ağacı var,evimi basan karıncalar olduğu için ben varım,insan olarak kendi yaradılışıma hayran olduğum kadar doğada,evrende var olan herşeye(hayvanlara bitkilere,dağa taşa,rüzgara,gezegenlere,ışığa vs...)hayranlığım var.bir depremde yada doğal afette hissettiğimiz acizlik mükemmel olmadığımızın ispatlarından biri...biraz benci bir yazı oldu sanırım:))kendimizi fazla önemsemeyelim bence:)bizden daha ileride medeniyetler elbet vardır,bunu düşünmek için üstün bir zekaya gerek yok.ilk çağlardan beri süre gelen duvar resimleri,gözlemler (bana denk geldi),bilimsel çalışmalar,kutsal kitaplardaki vurgular,bunları takip edince olmamalarından şüphe ediyor insan:)ne yalan söyleyim ben varlarmı yoklarmı diye merak etmiyorum...nasıllar neredeler diye merak ediyorum:) saygılar:)

Sn. Feray

 

İlâhi sevgide Allah, bizi, hem bizim için hem Kendisi için sever. Yaratıcının , Kendi için bize duyduğu sevgi şu kudsi hadiste ifade edilmektedir:


"Ben bir gizli hazineydim; bilinmek istedim ve mahlııkatı yarattıım. Sonra onlara Kendimi tanıttım; onlar da Beni tanıdılar".

 

buna ilaveten ;

 

Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
(Âdem aleyhisselam Cennetten çıkarılınca, ya Rabbi, Muhammed aleyhisselamın hürmetine beni affet diye dua etti. Allahü teâlâ ise, [ne cevap vereceğini bildiği halde, cevabını diğer insanların duyması için] “Ya Âdem, onu henüz yaratmadım. Nereden bildin?” buyurdu. Âdem aleyhisselam da, “Arşta, la ilahe illallah, Muhammedün Resulullah yazılı olduğunu gördüm. Anladım ki, şerefli isminin yanına, ancak en çok sevdiğinin, en şerefli olanın ismini layık görürsün” dedi. Allahü teâlâ buyurdu ki: “Ya Âdem doğru söyledin. O bana insanların en sevgilisidir. Onun hürmetine dua ettiğin için seni affettim. Eğer Muhammed aleyhisselam olmasaydı, seni yaratmazdım.”) [Taberani]

 

Miracda Allahü teâlâ, Resulullaha, (Senden başka her şeyi, senin için yarattım) buyurunca, Resulullah da, (Ben de, senden başka her şeyi, senin için terk ettim) dedi.

 

 

tabii inanış şekli farklı olanlara kaynak olarak teşkil etmeyebilir.

onlarda kendi mantıklarına göre yorum getirebilirler saygı duyuyorum.

 

konu biraz din eksenine kaydı ama doğru anlaşılma aşısından önemli olacağını düşündüğüm içni paylaşma gereği duydum.

saygılar.


Sn Palindromik:))slm! yazınızı okuddum:)okudum okumasınada bana bunları niye yazdınız onu anlamadım:)benim yazımda katılmadığınız bir konumu vardı?yoksa destek amaçlımı anlayamadım:(merak ettim,sizin düşüncelerinize ve bilgi aktarımınıza saygı duyduğum için de bu soruları sorudum:) saygılar:)

Sn. Feray

 Birincisi genel kanı olarak katıldığımı belirtmek için , ikincisi ise kainatın ve insanın yaratılış amacının ne olduğunun

daha iyi kavranması açısından yazdım . sizin yazınıza devam ettim çünkü konu bir kaç şekilde tartışıldığı için

bütünlüğün bozulmaması adına böyle yazdım :)

 

saygılar.

Sn. Feray

 anlayışınız için teşekkür ederim. Aslında bir bakımada öyle diyebiliriz..çünkü izinveirlmeyen yada bilgi verilmeyen okadar çok şey varki.

en yeni olayı dün Maya takviminin gizemi ile ilgili üstü kapalı bilgi aldım ama anlatılan  anlatılmayanın % 1 i bile değil.

ben bile çok şaşırdı isem anlatılan ufak bir kısmı ile.. gerisini hayal bile etmek çok zor.

o nedenle maya ların konusuna giremeyeceğim. buradan da bunu söylemiş olayım :)

saygılar.

 

 

Değerli Arkadaşlar ;

" Yapay Atmosfer çalışmaları

1953 yılında Stanley Miller adlı bir bilim adamının dünyanın oluşumu sırasındaki atmosferini laboratuvar ortamında yapay olarak meydana getirmesiyle başlamıştır. Bu atmosferin içerdiği maddeler şunlardan oluşmaktadır. Metan, Su buharı, Amonyak, Karbondioksit ve Siyanhidrik asit bileşikleri. Görüldüğü gibi bunların hepsi, su buharı hariç şu anda bizler (canlılar) için zehir durumundadır. Görüldüğü gibi dünyada canlılık, şu an bizler için zehir sayılabilecek bir ortamda başlamıştır. Yapılan bu araştırmalar sonucunda; Evrende canlılığın, yani hayatın meydana gelebilmesi için suyun ve oksijenin şart olmadığını söyleyebiliriz..."

 

çok önemli bir nokta

  neredeyse yarım yüzyıllık mazisi olan bu teknoloji yada buluşun ileriki yüzyıllarda gezegenler çapında uygulanabileceğini ve insanların gezegenlerde yaşam için gerekli şartların oluşturulacağını düşünmekteyim..güneş sistemimizde bir  kaç gezegen ve uydularında bu çalışmaların projeksiyonunun çoktan yapıldığını düşünüyorum.

 

 

saygılar...